Mahalli mahkemece verilen hükümler temyiz edilmekle dosya incelenerek, gereği düşünüldü: Dosya ve duruşma tutanakları içeriğine, toplanıp karar yerinde incelenerek tartışılan hukuken geçerli ve elverişli kanıtlara, gerekçeye ve Hakimin takdirine göre; suçların suça sürüklenen çocuk tarafından işlendiğini kabulde usul ve yasaya aykırılık bulunmadığı anlaşılmış, diğer temyiz itirazları da yerinde görülmemiştir. Ancak; 1-Suça sürüklenen çocuğun, suç tarihinde 18 yaşını tamamlamamış olması ve daha önce hapis cezasına mahkum edilmediğinin anlaşılması karşısında; 5237 sayılı TCK’nın 50/3. maddesi gereğince, hırsızlık ve işyeri dokunulmazlığını ihlal etme suçlarından hükmedilen kısa süreli hapis cezalarının aynı Kanunun 50/1. maddesinde öngörülen seçenek yaptırımlardan birine çevrilmesinde zorunluluk bulunduğunun gözetilmemesi, 2-Çalınan eşyaların suç tarihi itibariyle değeri araştırılarak, hırsızlık konusunu oluşturan değerin az olması halinde, suça sürüklenen çocuk hakkında suçun işleniş şekli ve özellikleri itibariyle ceza vermekten vazgeçilemeyecek ise de 5237 sayılı TCK"nın 145. maddesi gereğince verilen cezadan belirlenecek oranda indirim yapılması gerektiğinin gözetilmemesi, 3-Suça sürüklenen çocuğun müştekinin işyerine birden fazla kişi ile birlikte girdiğinin anlaşılması karşısında işyeri dokunulmazlığını bozma suçundan kurulan hükümde 5237 sayılı TCK’nın 119/1-c maddesinin uygulanmaması suretiyle eksik ceza tayini, Bozmayı gerektirmiş, suça sürüklenen çocuk müdafiinin temyiz itirazı bu bakımdan yerinde görülmüş olduğundan, hükümlerin açıklanan nedenlerle tebliğnameye uygun olarak BOZULMASINA, CMUK"nun 326/son maddesi uyarınca ceza miktarı yönünden kazanılmış hakkının korunmasına, 21.01.2021 tarihinde oy birliği ile karar verildi.