Abaküs Yazılım
8. Ceza Dairesi
Esas No: 2019/11196
Karar No: 2019/14594
Karar Tarihi: 10.12.2019

Yargıtay 8. Ceza Dairesi 2019/11196 Esas 2019/14594 Karar Sayılı İlamı

8. Ceza Dairesi         2019/11196 E.  ,  2019/14594 K.

    "İçtihat Metni"

    Tehdit, mala zarar verme ve hakkı olmayan yere tecavüz suçlarından şüpheliler ..., ... ve ... haklarında yapılan soruşturma evresi sonunda Tomarza Cumhuriyet Başsavcılığınca verilen 28/12/2018 tarihli ve 2018/645 soruşturma, 2018/547 sayılı kovuşturmaya yer olmadığına dair karara yönelik itirazın süre yönünden reddine ilişkin mercii Kayseri 2. Sulh Ceza Hâkimliğinin 29/01/2019 tarihli ve 2019/617 değişik iş sayılı kararını kapsayan dosyası ile ilgili olarak;
    Kayseri 2. Sulh Ceza Hakimliğince 29/01/2019 tarihli kararda, kovuşturmaya yer olmadığına dair kararın müşteki vekilinin daimi çalışanına 04/01/2019 tarihinde tebliğ edildiği, itirazın ise 23/01/2019 havale tarihli dilekçe ile yapıldığı ve yasal 15 günlük süre içerisinde itiraz yapılmadığı gerekçesiyle itirazın süre yönünden reddine karar verilmiş ise de;
    Benzer bir olay nedeniyle Yargıtay 19. Ceza Dairesinin 05/07/2018 tarihli ve 2016/13052 esas, 2018/8222 karar sayılı ilamında belirtildiği üzere, muhatap yerine daimi memur ya da müstahdemlerinden birine tebligat yapılması durumunda, 7201 sayılı Tebligat Kanunu"nun 20 ve Yönetmeliğin 29. maddelerindeki açık düzenlemeler karşısında, tebligatın muhatap yerine bu kişilere yapılmasının nedeni ve tebligat yapılan kimsenin kimliğinin tebliğ mazbatasında belirtilmesi gerektiği nazara alındığında, somut olayda, kovuşturmaya yer olmadığına ilişkin kararın müşteki vekilinin iş adresine tebliğe çıkarıldığı, işyerinde daimi çalışan olduğu belirtilen şahsa teslim edilerek tebliğ edildiği ancak muhatabın neden orada olmadığına ilişkin bir açıklamanın, bir diğer anlatımla tebliğin muhatap yerine neden daimi çalışana yapıldığı hususunun belirtilmediği, dolayısıyla anılan tebliğin usulsüz olduğu ve bu nedenle kararın kesinleşmediği, müşteki tarafından verilen 22/01/2018 tarihli dilekçenin öğrenme üzerine süresinde verilmiş itiraz dilekçesi olarak değerlendirilmesi ve itirazın esası hakkında bir karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde süre yönünden reddine karar verilmesinde isabet görülmediğinden bahisle 5271 sayılı CMK.nın 309. maddesi uyarınca anılan kararın bozulması lüzumu Yüksek Adalet Bakanlığı Ceza İşleri Genel Müdürlüğünün 08.04.2019 gün ve 2019-3451 sayılı kanun yararına bozma istemine atfen Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 15.04.2019 gün ve KYB/2019-39211 sayılı ihbarnamesi ile dairemize tevdii kılınmakla incelendi.

    TÜRK MİLLETİ ADINA

    Gereği görüşülüp düşünüldü:
    5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu"nun 173/1 maddesinde yer alan "Suçtan zarar gören, kovuşturmaya yer olmadığına dair kararın kendisine tebliğ edildiği tarihten itibaren on beş gün içinde, bu kararı veren Cumhuriyet Savcısının yargı çevresinde görev yaptığı ağır ceza mahkemesinin bulunduğu yerdeki sulh ceza hakimliğine itiraz edebilir." şeklindeki düzenleme uyarınca anılan karara karşı şikayetçi vekilinin 15 günlük itiraz süresi bulunduğu, mercii Kayseri 2. Sulh Ceza Hakimliğince, itirazın yasal süresinde olmadığından bahisle reddine karar verilmiş ise de;
    7201 sayılı Tebligat Kanunu"nun "Belli bir yerde veya evde meslek ve sanat icrası" başlıklı 17. maddesi;
    "Belli bir yerde devamlı olarak meslek veya sanatını icra edenler, o yerde bulunmadıkları takdirde tebliğ aynı yerdeki daimi memur veya müstahdemlerinden birine, meslek veya sanatını evinde icra edenlerin memur ve müstahdemlerinden biri bulunmadığı takdirde aynı konutta oturan kişilere veya hizmetçilerinden birine yapılır." biçiminde düzenlenmiştir.
    25.01.2012 tarihinde 28184 sayılı Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren Tebligat Kanununun Uygulanmasına Dair Yönetmelikte de anılan Kanunun ilgili maddeleriyle uyumlu düzenlemeler bulunmakta olup, Yönetmeliğin “Meslek ve sanat erbabına tebligat” başlıklı 26. maddesi;
    “(1) Belirli bir yerde devamlı olarak meslek veya sanatını icra edenlere, o yerde de tebligat yapılabilir.
    (2) Muhatabın iş yerinde bulunmaması halinde tebliğ, aynı yerde sürekli olarak çalışan memur veya müstahdemlerinden birine yapılır.
    “Muhatabın geçici olarak başka yere gitmesi” başlıklı 29. maddesi de;
    “(1) 21, 22, 23, 25, 26 ve 27. maddelerde yazılı kişiler, tebliğ yapılacak olanın geçici olarak başka yere gittiğini belirtirlerse, tebliğ memuru, muhatabın hangi sebeple adresten geçici olarak ayrıldığını, beyanda bulunanın adı ve soyadı ile sıfatını tebliğ tutanağına yazar. Tebliğ tutanağını beyanda bulunana imzalattırır ve tebliğ edilecek evrakı beyanda bulunana verir. Bu kişiler, tebliğ evrakını kabule mecburdurlar.
    (2) Bu kişilerin beyanlarını imzadan kaçınmaları ve tebliğ evrakını kabul etmemeleri durumunda, tebliğ memuru bu hususu tutanağa yazar, imzalar ve tebliğ olunacak evrakı, o yerin muhtar veya ihtiyar heyeti üyesinden birine ya da kolluk amir veya memurlarına imza karşılığında teslim eder ve teslim ettiği kişinin adresini içeren ihbarnameyi gösterilen adresin kapısına yapıştırır” hükümlerini amirdir.
    Yargıtay Ceza Genel Kurulu"nun 20.03.2018 tarihli, 2016/19-1119 E. 2018/105 K. sayılı kararında özetle;
    "...5187 sayılı Kanunun "Tebligat” başlıklı 29. maddesindeki “Süreli yayının yönetim yeri, tebligat işlemleri yönünden, yayın sahibinin ve temsilcisinin, görevi devam ettiği sürece sorumlu müdürün yerleşim yeri sayılır” şeklindeki düzenleme uyarınca düzeltme ve cevap yazısına ilişkin tebligatın, ilgili gazetenin künyesinde belirtilen adreste tebliğ edilmek üzere gönderilmesi gerekmektedir.
    Sorumlu müdüre yüklenen yükümlülük ve cezai sorumluluk gereği düzeltme ve cevap yazısının sorumlu müdüre tebliğ edilmesi gerektiği açıktır. Bununla birlikte, 5187 sayılı Kanunda tebligatın bizzat sorumlu müdüre yapılması gerektiğine, kendisine ulaşılamadığı takdirde başka bir kişiye tebligat yapılamayacağına dair bir hüküm bulunmamakta olup öğretide de tebliğ evrakının sorumlu müdür adına olacak şekilde hazırlanması yeterli görülmektedir. (Kayıhan İçel, s. 221) Dolayısıyla tebligatın sorumlu müdüre yapılması kural olmakla birlikte, muhataba ulaşılamadığı hallerde 7201 sayılı Tebligat Kanununda belirtilen kişilere de tebligat yapılabileceği kabul edilmelidir.
    Öte yandan, tebligatın tüzel kişi yerine gerçek kişi olan sorumlu müdür muhatap alınarak düzenleneceği, sorumlu müdürün görevinin niteliği gereği “belli bir yerde devamlı olarak meslek veya sanatını icra eden kişi” konumunda bulunduğu ve aynı Kanunun 29. maddesinde belirtilen adresin aynı zamanda sorumlu müdürün iş yeri adresi olduğu da dikkate alındığında, sorumlu müdüre 7201 sayılı Kanunun 17 ve 20. maddelerine uygun olarak tebligat yapılması gerektiği sonucuna varılmalıdır.
    7201 sayılı Kanun ile Tebligat Kanununun Uygulanmasına Dair Yönetmeliğin anılan hükümleri dikkate alındığında, muhatabın iş yerinde meslek ya da sanat icra eden bir kişi olması durumunda da, diğer tebligat usullerinde olduğu gibi, tebligatın öncelikle bizzat muhataba yapılmaya çalışılması gerekmektedir. Muhatap aranmadan tebligatın doğrudan doğruya memur veya müstahdeme yapılması usule aykırı olacaktır. Muhatabın tebliğ saatlerinde iş yerinde geçici olarak bulunmaması nedeniyle kendisine ulaşılamadığı durumlarda ise; muhatabın aynı yerde sürekli olarak çalışan memur veya müstahdemlerinden birine tebligat yapılmalıdır.
    Muhatap yerine daimi memur ya da müstahdemlerinden birine tebligat yapılması durumunda ise; 7201 sayılı Kanunun 20 ve Yönetmeliğin 29. maddelerindeki açık düzenlemeler karşısında, tebligatın muhatap yerine bu kişilere yapılmasının nedeni ve tebligat yapılan kimsenin kimliği tebliğ mazbatasında belirtilmelidir. (Ejder Yılmaz – Tacar Çağlar, Tebligat Hukuku, Değiştirilmiş Dördüncü Baskı, Yetkin Yayınları, Ankara 2005, s. 471, 488, 490) Dolayısıyla muhatabın tebliğ saatinde iş yerinde geçici olarak bulunmadığına ve bu nedenle muhatap yerine sürekli çalışan memur ya da müstahdemine tebligat yapıldığına ilişkin tebligat mazbatasında açıklamada bulunulmaması durumunda da tebligatın usulüne aykırı olduğu kabul edilmelidir..." şeklinde sorumlu müdüre yapılacak tebligat işleminin taşıması gereken temel esaslar belirtilmiştir.
    Somut uyuşmazlıkta, tehdit, mala zarar verme ve hakkı olmayan yere tecavüz suçlarından şüpheliler ..., ... ve ... hakkında Tomarca Cumhuriyet Başsavcılığının 28.12.2018 tarihli 2018/645 soruşturma, 2018/547 sayılı kararıyla verilen kovuşturmaya yer olmadığı kararının şikayetçi ... vekili Erdoğan Erdoğan"ın daimi çalışanı olduğundan bahisle vekil ..."ın itirazının kapsamına göre çalışanı da olmayan ..."e, 04/01/2019 tarihinde tebliğ edildiği, ancak asıl şikayetçi vekiline tebliğ edilmeme nedeninin tebligat mazbatasına yazılmadığı ve 5187 sayılı Kanun"un 14, 18 ve 29. maddeleriyle 7201 sayılı Kanun"un ve Tebligat Yönetmeliği"nin ilgili maddelerinde açıklandığı üzere, tebligatın usulsüz olarak yapıldığının anlaşılması nedeniyle şikayetçi vekilinin kovuşturmaya yer olmadığına dair karara karşı 22/01/2019 havale tarihli dilekçe ile yaptığı itirazın süresinde olduğu gözetilerek itirazın esastan incelenerek bir karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde itirazın süresinde olmadığından bahisle usulden reddine karar verilmesi,
    Yasaya aykırı ve Adalet Bakanlığı"nın kanun yararına bozma istemine dayalı Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı"nın ihbarname içeriği bu itibarla yerinde görüldüğünden Kayseri 2. Sulh Ceza Hakimliği’nin 29.01.2019 gün, 2016/617 değişik iş sayılı kararının CMK.nın 309. maddesi gereğince BOZULMASINA, müteakip işlemlerin mahallinde yapılmasına, dosyanın Adalet Bakanlığı"na gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı"na TEVDİİNE, 10.12.2019 gününde oybirliğiyle karar verildi.









    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi