Esas No: 2018/6029
Karar No: 2022/4202
Karar Tarihi: 05.04.2022
Danıştay 6. Daire 2018/6029 Esas 2022/4202 Karar Sayılı İlamı
Danıştay 6. Daire Başkanlığı 2018/6029 E. , 2022/4202 K."İçtihat Metni"
T.C.
D A N I Ş T A Y
ALTINCI DAİRE
Esas No : 2018/6029
Karar No : 2022/4202
TEMYİZ EDENLER : I- (DAVACI) ... Kültür Ve Tabiat Varlıklarını Koruma Derneği
VEKİLİ : Av. ....
II- (DAVACI YANINDA MÜDAHİL) ... Odası
VEKİLİ : Av. ...
KARŞI TARAF (DAVALILAR) : 1- ... Bakanlığı / ANKARA
VEKİLİ : Av. ...
2- ... Büyükşehir Belediye Başkanlığı / ...
VEKİLİ : Av. ...
DAVALI YANINDA MÜDAHİL : ... Camii Derneği
VEKİLİ : Av....
İSTEMİN ÖZETİ : Hazineye ait olup Diyanet İşleri Başkanlığına tahsisli olan İstanbul İli, Adalar İlçesi, ..., ... ada, ... parsel sayılı taşınmazın “konut+ticaret alanı”ndan “dini tesis alanı”na dönüştürülmesine ilişkin İstanbul V Numaralı Kültür Varlıklarını Koruma Bölge Kurulunun ... tarihli, ... sayılı kararıyla uygun görülen ve İstanbul Büyükşehir Belediye Meclisinin ... tarihli, ... sayılı kararıyla onaylanan 1/5000 ölçekli koruma amaçlı nazım imar planı değişikliği ve bu değişikliğe yapılan itirazın reddine ilişkin İstanbul Büyükşehir Belediye Meclisinin ... tarihli, ... sayılı kararının iptali istemiyle açılan davada, davanın reddi yolundaki ... İdare Mahkemesinin ... tarih ve E:..., K:... sayılı kararına karşı yapılan istinaf başvurularının reddine dair ... Bölge İdare Mahkemesi ... İdari Dava Dairesince verilen ... tarih ve E:..., K:... sayılı kararın, usul ve hukuka aykırı olduğu ileri sürülerek bozulması istenilmektedir.
SAVUNMALARIN ÖZETİ :
Kültür ve Turizm Bakanlığı tarafından; temyiz edilen kararda bozma nedenlerinden hiçbirisi bulunmadığından, usul ve kanuna uygun olan kararın onanması gerektiği savunulmaktadır.
İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı tarafından; temyiz edilen kararda bozma nedenlerinden hiçbirisi bulunmadığından, usul ve kanuna uygun olan kararın onanması gerektiği savunulmaktadır.
... Camii Derneği tarafından; savunma verilmemiştir.
DANIŞTAY TETKİK HAKİMİ ...'İN DÜŞÜNCESİ:Dava, yürürlükteki bütüncül koruma amaçlı nazım imar planına ait raporda yeni dini tesis alanı önerilmediği, taşınmazın dini tesis alanı için uygun olmadığı, Yönetmelikte dini tesis alanları için asgari 1000 m2 yüz ölçümü şartı arandığı halde taşınmazın yüz ölçümünün 465 m2 olduğu, Büyükada'da 4 adet caminin bulunduğu, yeni bir camiye ihtiyaç bulunmadığı, uyuşmazlık konusu taşınmazda yapılacak bir caminin çarşının dokusunu bozacağı ve sit alanında yoğunluğu arttıracağı şeklindeki kamu yararının korunmasına yönelik genel hukuka aykırılık iddialarıyla dava konusu koruma amaçlı nazım imar planının tümünün iptali istemiyle açılmıştır.
Dolayısıyla, görülmekte olan dava hakkında karar verilirken dava konusu koruma amaçlı nazım imar planına ait notlar hakkında da bir değerlendirme yapılması gerekmektedir.
Bu durumda, plan notlarına dair herhangi bir değerlendirmeye içermeyen bilirkişi raporuna istinaden verilen mahkeme kararına karşı yapılan istinaf başvurusunun reddine dair temyize konu bölge idare mahkemesi idari dava dairesi kararının bozulmasına karar verilmesi gerektiği düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Altıncı Dairesince Tetkik Hakiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra işin gereği görüşüldü:
İdare Mahkemesi kararında, bilirkişi raporunun hükme esas alınabilecek nitelikte olduğu belirtildikten sonra anılan rapordaki tespitlere itibar edilmeyerek dosya üzerinden yapılan inceleme neticesinde raporda varılan sonucun aksi yönünde hareket edilerek davanın reddine karar verildiği görülmüşse de, tek başına bu hususun idare mahkemesi kararına karşı yapılan istinaf başvurusunun reddine dair bölge idare mahkemesi idari dava dairesi kararının bozulmasını gerektirmediği açıktır.
Bölge İdare Mahkemesi İdari Dava Dairelerince verilen kararların temyiz yolu ile incelenerek bozulabilmeleri 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 49. maddesinde belirtilen nedenlerden birinin bulunması halinde mümkündür.
... Bölge İdare Mahkemesi ... İdari Dava Dairesince verilen ... tarih ve E:..., K:... sayılı karar ve dayandığı gerekçe hukuk ve usule uygun olup bozulmasını gerektirecek bir sebep bulunmadığından, anılan kararın ONANMASINA, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 50. maddesi uyarınca, bu onama kararının taraflara tebliğini ve bir örneğinin de belirtilen İdari Dava Dairesine gönderilmesini teminen dosyanın kararı veren ilk derece Mahkemesine gönderilmesine, 05/04/2022 tarihinde oyçokluğuya kesin olarak karar verildi.
KARŞI OY (X):Dosyanın incelenmesinden; 02/10/2014 - 31/10/2014 tarihleri arasında askıda ilan edilen dava konusu nazım imar planı değişikliğine davacı tarafından 27/10/2014 tarihinde yapılan itirazın reddedildiğinin İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı Planlama Müdürlüğünün 06/07/2015 tarihli yazısıyla davacıya bildirilmesi üzerine 07/09/2015 tarihinde bakılan davanın açıldığı anlaşılmaktadır.
Bu durumda, davacının askı süresi içerisinde yaptığı 27/10/2014 tarihli itirazının, plan değişikliğinin askıdan indirildiği 31/10/2014 tarihinden itibaren 60 günlük cevap süresinin dolduğu 30/12/2014 tarihine kadar cevap verilmeyerek reddi söz konusu olduğundan bu tarihi izleyen 60 günlük dava açma süresinin son günü olan 28/02/2015 tarihi hafta sonuna denk geldiğinden 02/03/2015 tarihine kadar açılması gerekirken 07/09/2015 tarihinde açılan davada süre aşımı bulunmaktadır.
Öte yandan, davalı idarece çok sonra davacıya gönderilen 06/07/2015 tarihli bildirim yazısının İdari Yargılama Usulü Kanunun 11. maddesinde, aynı Kanunun 10. maddesinin aksine buna imkan tanınmamış olması nedeniyle yeni bir dava açma süresi başlatmayacağı açıktır.
Ayrıca, davacı dernek ile dava konusu nazım imar planı değişikliği arasında kişisel, meşru ve güncel bir menfaat bağının bulunmadığı anlaşılmaktadır. Dernek Tüzüğünde yer alan düzenlemelerin ise tek başına davacı derneğe idari işleme karşı dava açma ehliyeti kazandırmayacağı açıktır. Zira; idari işlemlere karşı kimlerin dava açma ehliyetine sahip olduğu hususu kamu düzenini ilgilendirmekte olup dernek tüzüğü ile düzenlenmesi olanaklı değildir.
Görülmekte olan davada süre aşımı bulunduğundan ve davacı dernek dava açma ehliyetine sahip olmadığından davanın reddine karar verilmesi gerekirken işin esasın girilerek davanın reddi yolunda verilen kararda sonucu itibariyle isabetsizlik bulunmamaktadır.
Açıklanan nedenlerle temyize konu kararın yukarıda yer verilen gerekçe ile onanması gerektiği oyuyla kararın onanması yolundaki Dairemiz kararına katılmıyorum.
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.