Abaküs Yazılım
22. Hukuk Dairesi
Esas No: 2017/26012
Karar No: 2019/23203
Karar Tarihi: 12.12.2019

Yargıtay 22. Hukuk Dairesi 2017/26012 Esas 2019/23203 Karar Sayılı İlamı

22. Hukuk Dairesi         2017/26012 E.  ,  2019/23203 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :İş Mahkemesi
    DAVA TÜRÜ : ALACAK

    Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen kararın, temyizen incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmekle, temyiz talebinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:

    Y A R G I T A Y K A R A R I

    Davacı isteminin özeti:
    Davacı, kıdem ve ihbar tazminatının tahsilini talep etmiştir.
    Davalı cevabının özeti:
    Davalı, davanın reddini talep etmiştir.
    Mahkeme kararının özeti:
    Mahkemece, yapılan yargılama sonucunda yazılı gerekçeyle davanın reddine karar verilmiştir.
    Temyiz:
    Karar, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
    Gerekçe:
    Taraflar arasında iş sözleşmesinin işverence feshinin haklı bir sebebe dayanıp dayanmadığı ve buna göre davacının kıdem tazminatı ile ihbar tazminatına hak kazanıp kazanmadığı noktasında uyuşmazlık bulunmaktadır.
    4857 sayılı İş Kanununun 25 inci maddesinin (II) numaralı bendinde, ahlâk ve iyi niyet kurallarına uymayan haller sıralanmış ve belirtilen durumlar ile benzerlerinin varlığı halinde, işverenin iş sözleşmesini haklı fesih imkânının olduğu açıklanmıştır. Yine değinilen bendin (e) alt bendinde, işverenin güvenini kötüye kullanmak, hırsızlık yapmak, işverenin meslek sırlarını ortaya atmak gibi doğruluk ve bağlılığa uymayan işçi davranışlarının da işverene haklı fesih imkânı verdiği ifade edilmiştir. Görüldüğü üzere yasadaki haller sınırlı sayıda olmayıp, genel olarak işçinin sadakat borcuna aykırılık oluşturan söz ve davranışları işverene fesih imkânı tanımaktadır.
    6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 396. maddesinde işçinin sadakat borcu düzenlenmiş olup, buna göre “işçi, yüklendiği işi özenle yapmak ve işverenin haklı menfaatinin korunmasında sadakatle davranmak zorundadır” (m.396/1).
    Aynı maddenin 3. fıkrasına göre, işçi, hizmet ilişkisi devam ettiği sürece, sadakat borcuna aykırı olarak bir ücret karşılığında üçüncü kişiye hizmette bulunamaz ve özellikle kendi işvereni ile rekabete girişemez.
    Somut uyuşmazlıkta; davacı taraf 23/01/2015 tarihinde iş sözleşmesine son verildiğini, Satış Yöneticisi birim amiri tarafından 18/12/2014 tarihinde ertesi gün çıkışının verileceğinin bildirildiğini, ertesi gün İnsan kaynakları bölümü yöneticisinin yanına gittiğini, yönetici tarafından tazminatının ödeneceğini ancak istifa dilekçesi vermesi gerektiğinin söylenildiğini, istifa dilekçesini vermeyeceğini söylediğinde yazılı bir evrak çıkartıldığını ve bu evrakta yönetim değişikliği nedeni ile çalışmaya devam edilmeyeceği için yıllık izin bitimi olan 23/01/2015 tarihi itibariyle iş sözleşmesinin feshedileceği ve tazminatlarının ödeneceğinin bildirildiğini, tebliğ ve tebellüğ belgesinin imzalatıldığını, yıllık izin dilekçelerini imzaladığını, izne ayrıldığını ve yeni iş arayışına girdiğini, aynı işyerinde işine son verilen arkadaşı ile birlikte iş kurmak içim ön hazırlık olarak Ticaret Odasına şirket başvurusu yaptığını, bunun sadece kağıt üzerinde yapıldığını, fiili bir iştigalin başlamasının söz konusu olmadığını, tazminat almayı beklerken 16/01/2015 tarihinde iş sözleşmesinin feshine ilişkin bildirim yapıldığını ileri sürmüştür. Davalı taraf ise, çalışmaya devam ederken davacının 12/01/2015 tarihinde sicile tescil edilen ... Yapı San. ve Tic. Ltd. Şti. isimli şirketin kurucu ortağı olduğunun tespit edildiğini, davalı şirketle aynı iş kolunda faaliyet gösterdiğini, iştigal konularının aynı olduğunu, bunun üzerine 16/01/2015 tarihli ihtarname ile iş sözleşmesinin yıllık izin bitimi sonrasında hüküm ve sonuçlarını doğurmak üzere haklı nedenle feshedildiğinin bildirildiğini, davacının davranışının sadakat yükümlülüğüne ve rekabet etmeme yasağına aykırı olduğunu, iş sözleşmesinde de ek işte çalışamayacağı, 3. kişiler hesabına iş veya hizmet faaliyetinde bulunamayacağı, başka şirketlere doğrudan veya dolaylı ortak olarak katılamayacağı hususlarının düzenlendiğini, yine iş sözleşmesinde iş sözleşmesinin sona ermesinden itibaren 1 yıl içinde aynı iş kolunda bir firmada işe başladığı takdirde son ücreti üzerinden bir yıllık ücreti tutarında tazminatı şirkete ödemekle yükümlü olduğunun düzenlendiğini, davacının iş sözleşmesi devam ederken sadakat borcuna ve rekabet etmeme borcuna aykırı davrandığını savunmuştur. Mahkemece, tazminatları ödemek suretiyle iş sözleşmesinin işveren tarafından feshedilmesi konusunda tarafların anlaştığı, bildirim süreleri içinde iken davacının şirket kurmak suretiyle iş sözleşmesinin 7/c maddesine aykırı hareket ederek sadakat ve rekabet etmeme borcuna uymadığı, bildirim önelleri içinde iş sözleşmesinin bildirimsiz feshini gerektiren haklı bir neden ortaya çıkması halinde, bildirim süresinin sonu beklenmeden iş sözleşmesinin bu yolla feshedilebileceği gerekçesiyle davalının iş sözleşmesini haklı nedenle feshettiği, davacının kıdem ve ihbar tazminatına hak kazanamayacağı sonucuna varılmıştır.
    Dosya içeriğinde yer alan davalı işverenin 16/01/2015 tarihli fesih ihbarında, davacının aynı alanda faaliyet gösteren bir şirketin kurucu ortağı olduğunun tespit edildiği, bu durumun iş sözleşmesinde yer alan düzenlemeye aykırılık teşkil ettiği gibi söz konusu fiilin 4857 sayılı İş Kanununun 25/II-e maddesine göre işverenin güvenini kötüye kullanmak, sadakat yükümlülüğünü ve rekabet yasağını ihlal fiillerini oluşturduğu, iş sözleşmesinin bu madde gereği ihbar önelsiz ve tazminatsız olarak haklı sebeplerle feshedildiği bildirilmiştir. Yine dosya içeriğinde yer alan taraflar arasındaki iş sözleşmesinin 7/c maddesinde, “İşgörenin işverenin yazılı onayı olmaksızın resmi makamlar tarafından verilen görevler hariç(resmi arabuluculuk, bilirkişilik vb.) herhangi bir maksat ve ad altında hiçbir ek işte çalışamayacağı gibi, üçüncü şahısların hesabına da herhangi bir iş veya hizmet faaliyetinde bulunamaz, başka şirketlere doğrudan veya dolaylı olarak katılamaz.” düzenlemesi bulunmaktadır. Dosyaya davalının sunduğu ... Ticaret Sicil Müdürlüğünün yazısında, 12/01/2015 tarihinde tescil edilen ... Yapı San. ve Tic. Ltd. Şti.’nin kurucuları arasında davacı isminin de yer aldığı, yine davalının sunduğu Türkiye Ticaret Sicili Gazetesinde anılan şirketin 22/01/2015 tarihinde ilan edildiği görülmektedir. Özellikle davacı tanıklarının beyanlarından tarafların davacının işyerinden ayrılışı ile tazminatlarının ödenmesi konusunda mutabakata varıldığı ancak davacının kurucusu olduğu şirketle ilgili ticaret sicilden bilgi alınması üzerine iş sözleşmesinin feshedildiği, dosya kapsamına göre davacının şirketin kurucusu olduğu hususu sabit olmakla birlikte fiilen şirkette çalışmaya başlamadığı anlaşılmaktadır. Davacının sadakat borcuna ve rekabet yasağına aykırı hareket ettiği işverence kesin biçimde ispatlanamadığı halde, mahkemece hatalı hukuki değerlendirme yapılarak işveren feshinin haklı sebebe dayandığı sonucuna varılması yerinde değildir. Davacının kıdem tazminatı ve ihbar tazminatı talebinin kabulü gerekirken, yazılı şekilde anılan taleplerin reddine karar verilmesi bozma sebebidir.
    Sonuç: Yukarıda açıklanan nedenlerle temyiz olunan kararın yukarıda yazılı nedenle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 12.12.2019 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.







    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi