11. Ceza Dairesi 2016/2038 E. , 2018/2453 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇ : Vergi Usul Kanununa Muhalefet
HÜKÜM : Mahkumiyet
Sanığın 04.03.2013 havale tarihli dilekçesi temyiz dilekçesi olarak kabul edilemeyeceğinden yalnızca katılan vekilinin temyiz istemi ile sınırlı olarak yapılan incelemede;
1- Sanıklar hakkında 2006, 2007, 2008 ve 2009 takvim yıllarında sahte fatura düzenlemek suçundan açılan kamu davasında; sanık ...’nın savunmasında, suçlamaları kabul etmediğini, şirketle herhangi bir ilgisi olmadığını, diğer sanığı tanımadığını beyan etmesi, sanık ...’ın ise 2006 - 2009 yılları arasında işçi olarak çalıştığı işyerinde işe girerken verdiği kimlik fotokopisi kullanılarak adına sahte fatura düzenlenmiş olabileceğini savunması, ayrıca sahte fatura düzenleme suçunda suçun maddi konusunun fatura olması ve 213 sayılı Vergi Usul Kanunu"nun 227. maddesinin 3. fıkrasındaki ""Bu Kanuna göre kullanılan veya bu Kanun"un Maliye ve Gümrük Bakanlığına verdiği yetkiye dayanılarak kullanma mecburiyeti getirilen belgelerin, öngörülen zorunlu bilgileri taşımaması halinde bu belgeler vergi kanunları bakımından, hiç düzenlenmemiş sayılır"" şeklindeki düzenlemeye göre de faturaların Vergi Usul Kanunu"nun 230. maddesinde öngörülen zorunlu bilgileri içermesinin gerekmesi karşısında; gerçeğin kuşkuya yer vermeyecek şekilde tespiti bakımından her takvim yılına ait suça konu fatura asılları ya da onaylı örneklerinden kanaat oluşturacak sayıda temin edilip dosya arasına konulmasından sonra incelenerek, kanunda öngörülen şekil şartlarını taşıyıp taşımadığının tespit edilmesi, faturaları kullanan şirketler hakkında karşıt inceleme yapılıp yapılmadığı araştırılarak, kullanan şirket yetkilileri hakkında kamu davası açılıp açılmadığının sorulması, açıldığının tespiti halinde dava dosyasına intikali sağlanarak ayrıntılı özetinin tutanağa geçirilmesi ve bu davayı ilgilendiren bilgi ve belgelerin onaylı örneklerinin alınarak dosyaya konulması, faturaları kullanan şirket yetkilileri veya kişiler de dinlenerek sözü edilen faturaları hangi hukuki ilişkiye dayanarak kimden aldıkları ve sanıkları tanıyıp tanımadıklarının sorulması, gerekirse faturalarda yer alan yazı ve imzaların sanıklara ait olup olmadığı hususunda da bilirkişi incelemesi yaptırılmasından sonra sanıkların hukuki durumlarının takdir ve tayini gerekirken eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm kurulması,
2- Kabule göre de;
a- Sahte fatura düzenlemek suçlarında her takvim yılında işlenen suçların birbirinden ayrı ve bağımsız suçları oluşturduğu, ancak aynı takvim yılı içerisinde farklı zamanlarda düzenlenen sahte fatura eylemlerinin bir bütün halinde zincirleme sahte fatura düzenleme suçunu oluşturacağı cihetle; somut olayda sanıklar hakkında, “2006, 2007, 2008 ve 2009 takvim yıllarında sahte fatura düzenlemek” suçlarından kamu davası açıldığı, her takvim yılındaki eylemlerin ayrı ayrı zincirleme biçimde işlenmiş suçları oluşturduğu gözetilmeden, hangi takvim yılından hüküm kurulduğu belirtilmeden zincirleme şekilde tek hüküm kurulması,
b- 5237 sayılı TCK’nın 51. maddesinin uygulanmasına engel sabıkası bulunan sanık ... hakkında erteleme hükümlerinin uygulanması, yasaya aykırı
c- 5237 sayılı TCK’nın 53. maddesine ilişkin uygulamanın Anayasa Mahkemesinin 08.10.2015 gün 2014/140 Esas, 2015/85 sayılı iptal kararı ile birlikte yeniden değerlendirilmesinde zorunluluk bulunması,
Bozmayı gerektirmiş, katılan vekilinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükümlerin bu sebeplerden dolayı 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK’nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 21.03.2018 tarihinde oybirliği ile karar verildi.