Esas No: 2020/2402
Karar No: 2022/1170
Karar Tarihi: 05.04.2022
Danıştay 9. Daire 2020/2402 Esas 2022/1170 Karar Sayılı İlamı
Danıştay 9. Daire Başkanlığı 2020/2402 E. , 2022/1170 K."İçtihat Metni"
T.C.
D A N I Ş T A Y
DOKUZUNCU DAİRE
Esas No : 2020/2402
Karar No : 2022/1170
TEMYİZ EDEN (DAVALI) : … Vergi Dairesi Başkanlığı - …
VEKİLİ : Av. …
KARŞI TARAF (DAVACI) : …
VEKİLİ : Av. …
İSTEMİN KONUSU : … Bölge İdare Mahkemesi … Vergi Dava Dairesinin … tarih ve E:… , K:… sayılı kararının, temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.
YARGILAMA SÜRECİ:
Dava konusu istem: Davacı adına, … Yemekçilik Kantincilik Gıda Servis Özel Yurt Hizmetleri Ticaret ve Sanayi Anonim Şirketi'nin vergi borçlarının tahsili amacıyla kanuni temsilci sıfatıyla düzenlenen … tarih ve … sayılı ödeme emrinin iptali istenilmektedir.
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: … Vergi Mahkemesinin … tarih ve E:… , K:… sayılı kararıyla; asıl borçlu şirketin 670 sayılı Olağanüstü Hal Kapsamında Alınan Tedbirlere İlişkin Kanun Hükmünde Kararname hükümleri gereğince 11/05/2017 tarihinde ticaret sicilinden silindiği, tüzel kişiliğinin ticaret sicilinden silinmesinden sonra şirket adına ödeme emirleri düzenlenmiş ise de, şirketin hukuki varlığının sona ermiş olması nedeniyle bu işlemlerin hukuki sonuç doğurması mümkün bulunmadığından, öncelikle adli yargı yerinde açılacak davayla şirketin ihyasının ve yeniden tescilinin sağlanması ve alacağın şirket adına kesinleştirilmesi ve kesinleştirmeden sonra şirketten tahsili yoluna gidilmesi, tahsil edilememesi durumunda sorumluluğu çerçevesinde davacıya başvurulması gerekirken, doğrudan davacı adına düzenlenen dava konusu ödeme emrinde hukuka uyarlık bulunmadığı gerekçesiyle davanın kabulüne, dava konusu ödeme emrinin iptaline karar verilmiştir.
Bölge İdare Mahkemesi kararının özeti: Türk Ticaret Kanunu hükümlerine göre, şirketlerin tüzel kişilikleri, ticaret sicilinden silinmeleriyle sona erdiğinden, hukuki varlıklarının sona ermesinden sonra bu tür şirketlerin haklara sahip olması, borçlu kılınmasının mümkün olmadığı, bunun sonucu olarak, bu şirketler adına herhangi bir işlem tesis edilmesi ve tesis edilen işlemlerin hüküm ve sonuç doğurmasının da olanaklı bulunmadığı, uyuşmazlıkta; tüzel kişiliğinin ticaret sicilinden silinmesinden sonra asıl borçlu şirket adına ödeme emri düzenlenerek tebliğ edilmiş ise de, şirketin hukuki varlığının sona ermiş olması nedeniyle bu işlemlerin hukuki sonuç doğurması mümkün bulunmadığı, bu durumda, ticaret sicilden resen terkin edilerek hukuki varlığı sona eren şirkete tebliğ edilen ödeme emrinin hukuki sonuç doğurmaması nedeniyle amme alacağının tahsili amacıyla öncelikle asıl borçlu şirket nezdinde tüm takip yollarının usulüne uygun olarak tüketilmediğinden, kanuni temsilci olan davacıya başvurma koşullarının oluşmadığı sonucuna varılmış olup, dava konusu ödeme emrinin iptali yolundaki Vergi Mahkemesi kararında sonucu itibarıyla yasal isabetsizlik bulunmadığı gerekçesiyle istinaf başvurusunun reddine karar verilmiştir.
TEMYİZ EDENİN İDDİALARI: Asıl borçlu şirketin 667 sayılı Olağanüstü Hal Kapsamında Alınan Tedbirlere İlişkin Kanun Hükmünde Kararname hükümleri gereğince kapatıldığı, kapatılan asıl borçlu şirkete ait tüm taşınırlar ile her türlü mal varlığı, alacak ve haklar, belge, evrak ve taşınmazların hazineye devri sonucunda şirketin herhangi bir mal varlığının kalmadığı, şirket mal varlığından tahsili imkanı bulunmayan kamu alacağının tahsili amacıyla davacı adına kanuni temsilci sıfatıyla düzenlenen ödeme emrinde hukuka aykırılık bulunmadığı iddialarıyla kararın bozulması istenilmektedir.
KARŞI TARAFIN SAVUNMASI: Savunma verilmemiştir.
DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ … 'IN DÜŞÜNCESİ: Temyiz isteminin reddi ile usul ve yasaya uygun olan Bölge İdare Mahkemesi kararının onanması gerektiği düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Dokuzuncu Dairesince, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:
HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
Bölge idare mahkemelerinin nihai kararlarının temyizen bozulması, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 49. maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
Temyizen incelenen karar usul ve hukuka uygun olup, dilekçede ileri sürülen temyiz nedenleri kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
KARAR SONUCU:
Açıklanan nedenlerle;
1.Davalının temyiz isteminin reddine,
2.… Bölge İdare Mahkemesi … … Vergi Dava Dairesinin … tarih ve E:… , K:… sayılı kararının ONANMASINA,
3.2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 50. maddesi uyarınca, onama kararının taraflara tebliğini ve bir örneğinin de … Bölge İdare Mahkemesi … Vergi Dava Dairesine gönderilmesini teminen dosyanın … Vergi Mahkemesine gönderilmesine, 05/04/2022 tarihinde kesin olarak oybirliğiyle karar verildi.
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.