Abaküs Yazılım
10. Daire
Esas No: 2019/3575
Karar No: 2022/1877
Karar Tarihi: 05.04.2022

Danıştay 10. Daire 2019/3575 Esas 2022/1877 Karar Sayılı İlamı

Danıştay 10. Daire Başkanlığı         2019/3575 E.  ,  2022/1877 K.

    "İçtihat Metni"

    T.C.
    D A N I Ş T A Y
    ONUNCU DAİRE
    Esas No : 2019/3575
    Karar No : 2022/1877

    KARAR DÜZELTME İSTEMİNDE
    BULUNAN (DAVALI) : ...Bakanlığı
    VEKİLİ : Av. ...

    KARŞI TARAF (DAVACILAR) : 1- ...
    2- ...
    VEKİLİ : Av. ...

    İSTEMİN_KONUSU : .... İdare Mahkemesinin ...tarih ve E:..., K:...sayılı kararının bozulmasına dair Danıştay (Kapatılan) Onbeşinci Dairesinin 29/11/2018 tarih ve E:2018/1892, K:2018/7983 sayılı kararının; 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun Geçici 8. maddesi uyarınca uygulanmasına devam edilen 3622 sayılı Kanun ile değişik 54. maddesi uyarınca davalı idare tarafından düzeltilmesi istenilmektedir.

    YARGILAMA SÜRECİ :
    Dava konusu istem: Davacılar tarafından, ...Kadın Sağlığı Eğitim ve Araştırma Hastanesinde dünyaya gelen müşterek çocukları ...'un hastane enfeksiyonu nedeniyle hayatını kaybettiği, hastanede hijyen kurallarına uyulmadığı, aynı küvözde birden fazla bebeğin yatırıldığı, hemşire sayısının yetersiz olduğu, bebeğin ölümünde idarenin hizmet kusurunun bulunduğu bulunduğu iddiasıyla 1.000,00 TL maddi ve 50.000,00 TL manevi tazminatın ölüm tarihi olan 31/07/2008 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte ödenmesine karar verilmesi istenilmektedir.
    İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: Danıştay (Kapatılan) Onbeşinci Dairesinin bozma kararına uyularak .... İdare Mahkemesince; olayla ilgili olarak yaptırılan bilirkişi incelemesi neticesinde Adli Tıp Kurumu Genel Kurulunca düzenlenen bilirkişi raporunda bebeğin ölümünün prematüre doğum ve gelişen komplikasyonları sonucu meydana gelmiş olduğu, bebeğin muayenesinde, takip ve tedavisinde görev alan hekimlere ve davalı idareye atfı kabil bir kusur bulunmadığı belirtildiğinden davacıların bebeklerinin ölümünün davalı idarenin hizmet kusurundan kaynaklanmadığı, ölüm olayının bir komplikasyon olduğu, davacı ve bebeğinin takip ve tedavisinde yapılan uygulamaların tıp kurallarına uygun olduğu, davacılar tarafından çocuklarının ölüm olayının hastane koşullarından dolayı ya da hastane enfeksiyonu nedeniyle gerçekleştiğine ilişkin olarak hukuken kabul edilebilir somut bir bilgi ve belge ya da delilin dava dosyasına sunulamadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
    Daire kararının özeti: Davacıların temyiz başvurusu üzerine Danıştay (Kapatılan) Onbeşinci Dairesince, temyize konu karar hukuk ve usule aykırı bulunmuş ve kararın bozulmasına karar verilmiştir.

    KARAR DÜZELTME
    TALEP EDENİN_İDDİALARI : Davalı tarafından, olayda hizmet kusurunun bulunmadığının bilirkişi raporuyla sabit olduğu ileri sürülerek Danıştay (Kapatılan) Onbeşinci Dairesince verilen kararın düzeltilmesi istenilmektedir.

    KARŞI TARAFIN SAVUNMASI : Davacılar tarafından savunma verilmemiştir.

    DANIŞTAY TETKİK HAKİMİ : ...
    DÜŞÜNCESİ : Karar düzeltme isteminin kabulü ile İdare Mahkemesi kararının gerekçeli olarak onanması gerektiği düşünülmektedir.

    TÜRK MİLLETİ ADINA

    Karar veren Danıştay Onbeşinci Dairesince, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:
    Kararın düzeltilmesi dilekçesinde ileri sürülen nedenler, 2577 sayılı Kanun'un Geçici 8. maddesi uyarınca uygulanmasına devam edilen 3622 sayılı Kanun ile değişik 54. maddesi hükmüne uygun bulunduğundan, karar düzeltme isteminin kabulü ile Danıştay (Kapatılan) Onbeşinci Dairesinin 29/11/2018 tarih ve E:2018/1892, K:2018/7983 sayılı kararı kaldırılarak davacıların temyiz istemi yeniden incelendi:

    İNCELEME VE GEREKÇE :
    MADDİ OLAY :
    Davacılardan ...12/05/2008 tarihinde Dr. Zekai Tahir Burak Kadın Sağlığı Eğitim ve Araştırma Hastanesi Yüksek Riskli Gebelik Servisine "Yüksek Riskli Gebelik+Preeklampsi" ön tanılarıyla yatışı yapılarak gece 01:00 sıralarında sezaryana alınmış, 27-29 haftalık, 980 gr. ağırlığında kız bebek dünyaya getirilmiştir. Bebek düşük doğum ağırlıklı ve solunum sıkıntılı doğması sebebiyle Yeni Doğan Yoğun Bakım Ünitesine alınarak takip ve tedavisine başlanmıştır.
    16/05/2008 tarihinde NEK tanısıyla (Nekrozitan Enterokolit) ilaçları düzenlenmiş, 06/06/2008 tarihinde septik değerlerinin yükselmesi üzerine gaita kültürü alınmış, kültürde üreme tespit edilmemiştir. 17/07/2008 tarihinde alınan kan kültüründe, "enterococcus faecium", 23/07/2008 tarihinde alınan kan kültüründe "streptecocus mitis group", 28-29-30/07/2008 tarihlerinde alınan kan kültürlerinde "klepsiella pneumoniae" üremeleri tespit edilmiş, bebek 31/07/2008 tarihinde sepsis, pulmoner hemoraji, solunum ve dolaşım yetmezliği sonucu hayatını kaybetmiştir. Bunun üzerine, davacılar tarafından çocuklarının ölümünün hastane enfeksiyonundan kaynaklandığı ve idarenin hizmet kusurunun bulunduğu ileri sürülerek bakılan dava açılmıştır.
    Davanın reddi yolunda verilen ilk kararın Danıştay (Kapatılan) Onbeşinci Dairesince bozulması üzerine bozma kararına uyularak olayla ilgili olarak Adli Tıp Kurumu Genel Kurulunca hazırlanan ...tarih ve ...sayılı raporda; "...bebeğin ölümünün prematüre doğum ve gelişen komplikasyonları sonucu meydana gelmiş olduğu, bebeğin muayenesinde, takip ve tedavisinde görev alan hekimlere ve davalı idareye atfı kabil bir kusur bulunmadığı..." yolunda görüş bildirilmiştir.
    Mahkemece, bahsi geçen bilirkişi raporu hükme esas alınarak olayda idarenin hizmet kusurunun bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.

    İLGİLİ MEVZUAT:
    Anayasanın 125. maddesinde, idarenin her türlü eylem ve işlemlerine karşı yargı yolunun açık olduğu belirtildikten sonra, son fıkrasında, idarenin kendi eylem ve işlemlerinden doğan zararı ödemekle yükümlü olduğu hükme bağlanmış; 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 2. maddesi, 1. fıkrası, (b) bendinde ise, idari eylem ve işlemlerden dolayı kişisel hakları doğrudan muhtel olanlar tarafından açılan tam yargı davaları, idari dava türleri arasında sayılmıştır.
    Genel anlamı ile tam yargı davaları, idarenin faaliyetlerinden ötürü, hakları doğrudan zarara uğrayanlar tarafından idare aleyhine açılan tazminat davaları olup, idarenin hukuki (mali/tazmin) sorumluluğunun yargı aracılığıyla belirlenip hüküm altına alınmasını sağlamaktadır.
    İdare kural olarak, yürüttüğü kamu hizmetiyle nedensellik bağı kurulabilen zararları tazminle yükümlü olup; idari eylem ve/veya işlemlerden doğan zararlar, idare hukuku kuralları çerçevesinde, hizmet kusuru veya kusursuz sorumluluk ilkeleri gereği tazmin edilmektedir.
    Tam yargı davalarında, öncelikle zarara yol açtığı öne sürülen idari işlem veya eylemin hukuka uygunluğunun denetimi yapılacağından, mahkemece, olayın oluşumu ve zararın niteliği irdelenip, idarenin hizmet kusuru olup olmadığının araştırılması, hizmet kusuru yoksa kusursuz sorumluluk ilkelerinin uygulanıp uygulanmayacağının incelenmesi, tazminata hükmedilirken de her halde sorumluluk sebebinin açıkça belirtilmesi gerekmektedir.
    İdarenin yürütmekle görevli olduğu bir hizmetin kuruluşunda, düzenlenişinde veya işleyişindeki nesnel nitelikli bozukluk, aksaklık veya boşluk olarak tanımlanabilen hizmet kusuru; hizmetin kötü işlemesi, geç işlemesi veya hiç işlememesi hallerinde gerçekleşmektedir. Hizmet kusurundan dolayı sorumluluk, idarenin sorumluluğunun doğrudan ve asli nedenini oluşturmaktadır.
    İdarelerin kamu hizmetlerinin gereği gibi işlemesini sağlayacak organizasyonları yaparak, yeterli araç ve gereçle donatılmış bina, tesis ve araçlarda hizmetin özelliğine uygun olarak seçilen ve yetişmiş personelle hizmeti yürütme yükümlülüğünün bulunduğu tartışmasızdır.
    Zarar gören kişinin hizmetten yararlanan durumunda olduğu ve hizmetin riskli bir nitelik taşıdığı sağlık hizmetinde, idarenin tazmin yükümlülüğünün doğması için; zararın, idarenin hizmet kusuru sonucu meydana gelmiş olması gerekmektedir.
    Öte yandan, 2659 sayılı Adli Tıp Kurumu Kanunu'nun 1. maddesinde, adalet işlerinde bilirkişilik görevi yapmak üzere Adalet Bakanlığına bağlı Adli Tıp Kurumu kurulduğu; 2. maddesinde, Adli Tıp Kurumunun, mahkemeler ile hakimlikler ve savcılıklar tarafından gönderilen adli tıp ile ilgili konularda bilimsel ve teknik görüşlerini bildirmekle yükümlü olduğu; 15. maddesinde, Adli Tıp Üst Kurullarının, adli tıp ihtisas kurulları ve ihtisas daireleri tarafından verilip de mahkemeler, hâkimlikler ve savcılıklarca kapsamı itibarıyla yeterince kanaat verici nitelikte bulunmadığı, sebebi de belirtilmek suretiyle bildirilen işleri, adli tıp ihtisas kurullarınca oybirliğiyle karara bağlanamamış olan işleri, adli tıp ihtisas kurullarının verdiği rapor ve görüşleri arasında ortaya çıkan çelişkileri, adli tıp ihtisas kurulları ile ihtisas dairelerinin rapor ve görüşleri arasında ortaya çıkan çelişkileri, adli tıp ihtisas kurulları ile Adli Tıp Kurumu dışındaki sağlık kuruluşlarının heyet hâlinde verdikleri rapor ve görüşler arasında ortaya çıkan çelişkileri konu ile ilgili uzman üyelerin katılımıyla inceleyeceği ve kesin karara bağlayacağı düzenlenmiş iken; 703 sayılı "Anayasada Yapılan Değişikliklere Uyum Sağlanması Amacıyla Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Hükmünde Kararname" ile anılan hükümler yürürlükten kaldırılmış ise de, 15/07/2018 tarih ve 304794 sayılı Resmî Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren 4 No'lu Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi'nin 2.,3. ve 16. maddelerinde yukarıda yer verilen hükümler aynı şekilde yeniden getirilmiştir.

    HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
    Ankara Zekai Tahir Burak Kadın Sağlığı Eğitim ve Araştırma Hastanesi Yenidoğan Yoğun Bakım Ünitesinde Temmuz 2008 ve 1-5 Ağustos 2008 tarihleri arasında meydana gelen bebek ölümlerinin hastane enfeksiyonundan kaynaklandığı yolunda kamuoyuna yansıyan iddialara ilişkin olarak davalı idare tarafından oluşturulan komisyon tarafından inceleme yapılarak rapor hazırlanmış, yine Türk Tabipleri Birliği ile Ankara Tabip Odası İnceleme ve Değerlendirme Kurulu tarafından Ankara Zekai Tahir Burak Kadın Sağlığı Eğitim ve Araştırma Hastanesi Yenidoğan Yoğun Bakım Ünitesi "Bebek Ölümleri" ile ilgili olarak düzenlenen 8 Eylül 2008 tarihli raporda, dava konusu olayın da gerçekleşmiş olduğu 2008 yılına ilişkin yoğun bebek ölümlerinin sebepleri araştırılarak enfeksiyon oluşumuna etki edecek ve bu oluşumu azaltacak ve engelleyecek unsurların, alınacak önlemlerin neler olduğundan bahsedilmiştir.
    Söz konusu dönemde meydana gelen bebek ölümlerinden dolayı davalı idare aleyhine davalar açılmıştır. İdare aleyhine Ankara Zekai Tahir Burak Kadın Sağlığı Eğitim ve Araştırma Hastanesinde 07/06/2008 tarihinde doğan bir bebeğin kısa bir süre sonra enfeksiyon kaparak vefat etmesinde hizmet kusuru bulunduğu iddiasıyla açılan bir diğer davada, .... İdare Mahkemesince olayla ilgili olarak yukarıda bahsi geçen inceleme raporlarının da değerlendirilmesi istenilerek yaptırılan bilirkişi incelemesi sonucunda Adli Tıp Kurumu 1. İhtisas Kurulunca düzenlenen ...tarih ve ...sayılı raporda; "hastane enfeksiyonu uzun süreli hastanede yatmak zorunda kalan, ağır tıbbi sorunları olan ve bunun sonucunda yoğun antibiyotik kullanımı gereken hastalarda görülebileceği, yüzde yüz sıfırlanamayacağı, %15 oranına kadar görülebileceği, hastadan hastaya, sağlık çalışanından hastaya bulaş olabileceği, tıbbi cihazlarda varlıklarını sürdürebilecekleri, immatürite, düşük doğum ağırlığı, kongenital anomali mevcut bebeklerin immun sisteminin yeteri kadar gelişmemesi nedeniyle daha riskli vakalar olduğu, YYBÜ'de kalma süresi, mekanik ventilatöre bağlanma, umbilikal kateter uygulamasının salgına etki eden en anlamlı değişken olduğu, dava konusu hastanenin hastane koşullarının da yeterli sterilizasyon şartlarının gerçekleştiği, enfeksiyon izolasyon birimi ve enfeksiyon komite kurulunun oluşturulduğu, enfeksiyon komite çalışmalarının düzenli yapıldığı, bu konuda ulusal hastane enfeksiyonları yönetmeliğine göre hareket edilmiş olduğu, Mayıs 2008 tarihinde aynı dönemde ünitelerde ölen bebeklerin prematüre ve düşük doğum ağırlıklı bebek, konjenital anomali bebek, matürasyonu tamamlanmamış, düşük apgar ile doğan bebekler olduğu, bebeklerde üreyen klebsiella pnenönia etkeninin hastane enfeksiyonu olduğu ancak doğal karşılanacak hastane enfeksiyonu olduğu, epidemik hastane enfeksiyonu tanımına uymadığı, diğer izole edilen mikroorganizmaların münferit vakalar olduğu, epidemik olmadığı, bu vakalar için de uygun tedavi verildiği, toplu hastane enfeksiyonu olarak değerlendirilemeyeceği, YYBÜ ve YS fiziksel ortamının ve üniteler içersinde bulunun hasta bakım cihazlarının standartlara uygun olduğu ve enfeksiyon kontrol önlemlerine uygun olarak hasta bakımı verildiği..." tespitlerine yer verilmiş, anılan rapor hükme esas alınarak .... İdare Mahkemesinin ...tarih ve E:..., K:...sayılı kararıyla davanın reddine karar verilmiş, Mahkeme kararı temyiz aşamasında Dairemizin 02/06/2021 tarih ve E:2019/5319, K:2021/2953 sayılı kararıyla onanmış, anılan onama kararına karşı yapılan karar düzeltme istemi ise iş bu dosya ile aynı gün görüşülmüş ve Dairemizin E:2021/7344, K:2022/1879 sayılı kararıyla kesin olarak reddedilmiştir.
    Bu durumda; işbu dava konusu olayla ilgili benzer konuda ve benzer iddia ile açılan ve kanun yolu aşamalarından geçerek kesinleşen yukarıda bahsi geçen davada sağlık hizmetinin işleyişe yönelik olarak tespit edilen hususlar ve iş bu dosyada yaptırılan bilirkişi incelemesi neticesinde Adli Tıp Kurumu Genel Kurulundan alınan bilirkişi raporunda yer verilen tespitler göz önünde bulundurulduğunda olayda idarenin hizmet kusurunun bulunmadığı anlaşıldığından davanın reddi yolunda verilen İdare Mahkemesi kararında sonucu itibarıyla hukuki isabetsizlik bulunmamaktadır.

    KARAR SONUCU :
    Açıklanan nedenlerle;
    1. Davacıların temyiz istemlerinin REDDİNE,
    2. Davanın reddine ilişkin .... İdare Mahkemesinin ...tarih ve E:..., K:...sayılı temyize konu kararının yukarıda belirtilen gerekçe ile ONANMASINA, 05/04/2022 tarihinde oy birliğiyle kesin olarak karar verildi.


    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi