Abaküs Yazılım
3. Hukuk Dairesi
Esas No: 2017/14023
Karar No: 2018/1277
Karar Tarihi: 19.02.2018

Yargıtay 3. Hukuk Dairesi 2017/14023 Esas 2018/1277 Karar Sayılı İlamı

3. Hukuk Dairesi         2017/14023 E.  ,  2018/1277 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :AİLE MAHKEMESİ

    Taraflar arasındaki asıl davada ziynet ve çeyiz alacağı karşı davada ziynet alacağı davalarının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, asıl davanın kısmen kabulüne, karşı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde asıl davada davacı - karşı davada davalı tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:

    Y A R G I T A Y K A R A R I

    Davacı-karşı davalı; ... ile 2012 yılında evlendiklerini, evlilikleri süresince adı geçen davalının anne ve babası ile aynı evde ikamet ettiklerini, nitelik, adet ve gramlarını tek tek belirttiği çeyiz ve ziynet eşyalarının davalı tarafta kaldığını, bunların toplam değerinin 20.730,00 TL olup, bu eşyalardan 22.sıradaki sandık içi, 21.sıradaki 2 adet halı, 20.sıradaki tencere takımları ,17.sıradaki yün yastıkların tamamen davacıya ait olduğunu, diğer ziynet ve çeyiz eşyalarının da davacıya bağışlandığını; çeyiz senedi düzenlenirken sehven karı -kocaya ait olduğunun yazıldığını, bu yöndeki haklarını saklı tuttuklarını belirterek,17,20,21,22. sıradaki eşyaların aynen davacıya teslimine, bu mümkün olmaz ise değeri olan 2.320,00 TL"nin ve davacı ile davalıya ait olduğu senette belirtilen eşyaların da ½ değeri olan 9.205,00 TL"nin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile davalılardan müşterek müteselsilen tahsiline karar verilmesini istemiştir.
    Davalı-karşı davacı ... ve davalı ...; çeyiz senedinde belirtilen eşyalar ile ziynetlerin ayrılık olması halinde taraflar arasında eşit olarak paylaştırılacağının belirtildiğini, ziynetlerin davacıda kaldığını, bunun aksini davacının ispat etmesi gerektiğini; davacının öncelikle aynen teslim olmaz ise bedel talebinde bulunabileceğini, bu nedenle bir kısım eşyaların şahsi eşya olduğu iddiasının yerinde olmadığını; talep edilen eşyaların bir kısmının davacı tarafça götürüldüğünü, bir kısmının ise senette bulunmadığını savunarak, davanın reddini istemiş; davalı – karşı davacı ... karşı dava dilekçesinde ise, davaya konu edilen ziynet eşyalarında ½ oranda hak sahibi olduğunu belirterek, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak üzere ziynet eşyalarının ½ bedeli olan 5.000,00 TL"nin davacıdan tahsiline karar verilmesini istemiştir.
    Mahkemece; davanın ve karşı davanın kabulü ile, adet ve nitelikleri tek tek belirtilen çeyiz ve ziynet eşyalarının tarafların müşterek mülkiyetlerine ait olduğunun tespiti ile tarafların ortaklığın giderilmesi davası açma hususunda muhtariyetlerine karar verilmiş; hükmün süresi içinde davacı-karşı davalı tarafından temyizi üzerine; Dairemizin 07.11.2016 tarih, 2015/15568 Esas, 2016/12493 Karar sayılı ilamı ile “çeyiz senedinden kaynaklı alacak davasında, uyuşmazlığın esasını çözümlemeye dair inceleme ve değerlendirme yapılması suretiyle eda hükmü kurulması gerekirken tespit hükmü kurulmasının hatalı olduğu” gerekçesiyle bozulmuştur.
    Mahkemece bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonucunda; davacı- karşı davalının doktor muayenesi için ortak konuttan ayrıldığı, fakat müşterek haneye kendi rızası ile dönmediği, bu haliyle ziynet eşyalarının davacı- karşı davalıda kaldığı, davalı ve davalı -karşı davacının cevap ve karşı dava dilekçesinde ise, dava konusu ev eşyalarının kendi yedlerinde olduğunu beyan etmeleri ve bu eşyaların davacı-karşı davalı giderken evden götürülmediği ve bu hususu destekler tanık beyanları nazara alınarak, bu eşyaların da davalı -karşı davacının evinde kaldığı gerekçesiyle, davacı- karşı davalının ziynetlere yönelik isteminin reddine, çeyiz senedine göre her iki tarafın ortak mülkiyetinde olan eşyalar yönünden diğerinde kalan kısım için hesaplanan değerler üzerinden 1/2"sinin davacı- karşı davalıya ödenmesine, davalı- karşı davacı ...’ın ziynetlere yönelik istemi bakımından taleple bağlı kalınarak 5.000,00 TL"sinin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davacı-karşı davalıdan tahsiline, davalı ..."e karşı açılan davanın ise reddine karar verilmiş, hüküm süresi içinde davacı- karşı davalı tarafından temyiz edilmiştir.
    Asıl dava; çeyiz senedine konu eşyalar ile senet dışı bazı eşyaların bir kısmının aynen teslimi bunun mümkün olmaması halinde ise bedellleri ile ziynet eşyası bedeli istemlerine, karşı dava ise; ziynet bedeli istemine ilişkindir.
    1-) Davacı-karşı davalının, bir kısım çeyiz eşyalarına ilişkin temyizi yönünden:
    Dosyadaki yazılara, kararın bozmaya uygun olmasına ve delilerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davacı-karşı davalının, 14 adet yün yastık ,1adet tencere takımı, 1 adet halı, şeklinde sayılan eşyaların 1/2 si ile sandık içi çeyiz eşyaları olarak belirtilen eşyalar dışındaki diğer çeyiz eşyalarına ilişkin yerinde görülmeyen bütün temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.
    2-) Davacı-karşı davalının, 14 adet yün yastık, 1adet tencere takımı, 1 adet halı, şeklinde sayılan eşyaların 1/2 si ile sandık içi çeyiz eşyaları olarak belirtilen eşyalara ilişkin temyizi yönünden;
    Somut uyuşmazlıkta; davacı yukarıda belirtilen ve kısmen ya da tamamen çeyiz senedinde yer almayan yukarıda adet ve nitelikleri yazılı eşyalara dair istemin reddine karar verilmiştir. Oysa; davacı-karşı davalı; yasal süresinde sunduğu cevaba cevap dilekçesinde açıkça yemin deliline de dayanmıştır. Bu durumda mahkemece, adet ve nitelikleri belirtilen eşyalara dair iddianın başka delillerle ispat olunamadığı kanaatine varıldığından; 1/2’sine hükmedilen (14 adet yün yastık, 1adet tencere takımı, 1 adet halı) eşyaların tamamının kendisine ait olduğu ve senette yer almayan çeyiz içi eşyaların varlığını ve davalı tarafta kaldığı konusunda yemin teklif etme hakkı hatırlatılarak, sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken; eksik inceleme sonucu yazılı şekilde 14 adet yün yastık, 1adet tencere takımı, 1 adet halı, şeklinde sayılan eşyaların 1/2 si ile sandık içi çeyiz eşyaları olarak belirtilen eşyalara yönelik istemin reddi doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir.
    3-) Davacı-karşı davalının, ziynet eşyası bedeli istemine ilişkin temyizi yönünden:
    Türk Medeni Kanunu’nun 6.maddesi hükmü uyarınca; Kanunda aksine bir hüküm bulunmadıkça, taraflardan her biri, hakkını dayandırdığı olguların varlığını ispatlamakla yükümlüdür. Gerek doktrinde, gerek Yargıtay içtihatlarında kabul edildiği üzere ispat yükü hayatın olağan akışına aykırı durumu iddia eden ya da savunmada bulunan kimseye düşer. Öte yandan ileri sürdüğü bir olaydan kendi yararına haklar çıkarmak isteyen kimsenin iddia ettiği olayı ispatlaması gerekir.
    Hayat deneylerine göre olağan olanın bu çeşit eşyanın kadının üzerinde olması ya da evde saklanması, muhafaza edilmesidir. Başka bir anlatımla bunların davalı tarafın zilyetlik ve korumasına terk edilmesi olağan durumla bağdaşmaz. Diğer taraftan ziynet eşyası rahatlıkla saklanabilen, taşınabilen, götürülebilen türden eşyalardandır. Bu nedenle evden ayrılmayı tasarlayan kadının bunları önceden götürmesi, gizlemesi her zaman mümkün olduğu gibi evden ayrılırken üzerinde götürmesi de mümkündür. Bunun sonucu olarak normal koşullarda ziynet eşyalarının kadının üzerinde olduğunun kabulü gerekir. (6.Hukuk Dairesi 09.05.2011 tarih ve 2011/1701-6067, 6.Hukuk Dairesi 06.03.2012 tarih ve 2012/333-3494, 3.Hukuk Dairesi 13.03.2013 tarih ve 2013/3318-4289)
    Mahkemece, tarafların iddia ve savunmaları, alınan tanık beyanlarına göre, davacı- karşı davalının dava konusu ziynetleri üzerinde götürdüğü gerekçesiyle talebin reddine, karşı davanın kabulüne karar verilmiştir. Ancak ikinci bentte bir kısım çeyiz eşyaları bakımından da açıklandığı üzere davacı-karşı davalı yasal süresinde sunduğu cevaba cevap dilekçesinde açıkça yemin deliline de dayandığı, bu durumda mahkemece iddianın başka delillerle ispat olunamadığı kanaatine varıldığından, davacıya ziynetlerin elinden alındığı, davalı tarafta kaldığı konusunda yemin teklif etme hakkı hatırlatılarak, sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken; eksik inceleme sonucu yazılı şekilde ziynetlere yönelik istemin reddi ile karşı davanın kabulüne dair hüküm kurulması doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir.
    4-)Davacı- karşı davalının mahkemenin kabulüne göre yargılama giderlerine ilişkin temyizi yönünden:
    Mahkemece davacı-karşı davalının çeyiz eşyası istemine yönelik olarak davanın kısmen kabulüne karar verilmiş olup, Bu durumda mahkemenin "davanın kısmen kabul kısmen reddi" şeklinde hüküm kurması nedeniyle kabul ve reddedilen kısım üzerinden hesap edilecek yargılama gideri ve Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca nispi vekalet ücreti takdir edilmesi gerekirken, yazılı şekilde tüm yargılama giderlerinden sadece davacı- karşı davalının sorumlu tutulması ve davacı-karşı davalı taraf lehine kabul edilen kısım üzerinden vekalet ücretine hükmedilmemesi de doğru olmamış, kararın bu yönden de bozulması gerekmiştir.
    SONUÇ: Yukarıda birinci bentte yazılı nedenlerle davacı- karşı davalının sair temyiz itirazlarının reddine, ikinci, üçüncü ve dördüncü bentte yazılı nedenlerle hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince davacı- karşı davalı yararına BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz eden davacı- karşı davalıya iadesine, 6100 sayılı HMK"nun geçici madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK.nun 440. maddesi gereğince kararın tebliğinden itibaren 15 günlük süre içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 19.02.2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
    Sayın Çoğunluk tarafından davacının talep ettiği ziynetler yönünden, davalı tarafta kaldığı konusunda yemin teklif etme hakkı hatırlatılarak, sonucuna göre bir karar verilmesi gerektiğinden bahisle, mahkeme hükmü bozulmuş ise de; bu gerekçeyle kararın bozulmasına aşağıda açıklayacağım nedenlerle iştirak edilmemiştir.
    Davacı dilekçesinde; davalıların yanında kalan ve ekli çeyiz senedinde belirtilen eşya ve altınların 1/2"sinin ederi olan 9.205,00 TL"nin davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsilini talep etmiştir.
    Davalı ise, cevap dilekçesinde ve karşı davasında; davacının talep ettiği 7 adet burma bilezik, 3 adet altın yüzük, 1 adet tek taş yüzük, 2 çift altın küpenin taraflar ayrılırken davacıda kaldığını, yasaya göre de aksini ispat yükünün davacıda olduğunu belirterek, davacının bu taleplerini kabul etmemiş; karşı davasında ise, davacı da kalan bu takılar için çeyiz senedinde eşit miktarda ortak olunduğu belirtildiğinden, yarı bedellerinin, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak üzere, 5.000,00 TL"nin karşı davalıdan tahsilini istemiştir.
    Mahkemece; tüm dosya kapsamına göre ziynet eşyalarının üzerinde olduğu kabul edilen ..."in doktor muayenesine bile evden çıkarak gittiği, fakat müşterek haneye kendi rızası ile dönmediği anlaşılmakla, ziynet eşyalarının davacı karşı davalı kadında kaldığının kabulü gerektiğinden bahisle, ziynet eşyası yönünden davacı talebinin reddine karar verilmiştir.
    Yargıtay"ın yerleşmiş içtihatlarına göre; evden ayrılmayı tasarlayan kadının bunları önceden götürmesi, gizlemesi her zaman mümkün olduğu gibi evden ayrılırken üzerinde götürmesi de mümkündür. Bu bir karinedir. Ne var ki, somut olayımızda davacı kadın, kocasından ayrılmayı tasarlayarak evden gitmemiştir. Evden hastaneye gitmek üzere ayrılmıştır. Hayatın olağan akışında ve hayat tecrübelerine göre, hastaneye gidilirken ziynetlerin takılarak gidilmesi söz konusu olamaz. Aksinin ispatı davalı tarafa düşer. Davalı taraf, genel karineye dayanarak, evden giderken altınların davacı üzerinde olmasının kabulü gerektiğini savunmuştur. Oysa, evden evlilik birliğini sonlandırmak maksadıyla ayrılınmış değildir. Bu nedenle, bu karinenin uygulanmasının olayımızda geçerliliği bulunmamaktadır. Davalı, davacının hastaneye giderken altınları üzerinde götürdüğünü savunduğuna göre, bu iddiasını ispatlamak zorundadır.
    Mahkemece, yanılgılı değerlendirme sonucu ispat külfeti ters çevrilerek, davacının davasını ispatlayamadığından bahisle davanın reddine karar verilmiştir. Toplanan delillere ve oluşan kaanatimize göre, davacı davasını ispat etmiştir. Davacının ziynet eşyaları talebi yönünden de davasının kabulü, karşı davanın ise reddi gerekmektedir. Karar bu gerekçeyle bozulmalıdır.
    Sayın Çoğunluğun, yukarıda açıkladığım nedenleri gözardı ederek, yemin hakkının hatırlatılması sonucu oluşacak sonuç dairesinde karar verilmesi yönündeki bozma gerekçesine iştirak edilmemiştir. 19.02.2018


    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi