Esas No: 2017/3003
Karar No: 2022/1864
Karar Tarihi: 05.04.2022
Danıştay 10. Daire 2017/3003 Esas 2022/1864 Karar Sayılı İlamı
Danıştay 10. Daire Başkanlığı 2017/3003 E. , 2022/1864 K."İçtihat Metni"
T.C.
D A N I Ş T A Y
ONUNCU DAİRE
Esas No : 2017/3003
Karar No : 2022/1864
TEMYİZ EDEN (DAVACI) : Kendi adına asaleten, ...adına velayeten ...
VEKİLİ : Av. ...
KARŞI TARAF (DAVALI) : ...Bakanlığı / ...
VEKİLİ : Av. ...
İSTEMİN_KONUSU : (Kapatılan) Askeri Yüksek İdare Mahkemesi ...Dairesince davanın süre aşımı nedeniyle reddi yolunda verilen ...tarih ve E:..., K:...sayılı kararın (.... İdare Mahkemesinin ...tarih ve E:..., K:...sayılı kararının) temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.
YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: Davacılar tarafından, miras bırakanları olan J. Uzm. Çvş. ...'in 10/11/2012 tarihinde görevi gereği içinde bulunduğu hava aracının düşmesi neticesinde vefat etmesi nedeniyle maddi ve manevi zararlarının ortaya çıktığı ileri sürülerek her biri için ayrı ayrı ve fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 150.000,00 TL maddi, 200.000,00 TL manevi olmak üzere toplam 700.000,00 TL tazminatın olay tarihinden hesaplanacak yasal faizi ile birlikte ödenmesine karar verilmesi istenilmiştir.
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: (Kapatılan) Askeri Yüksek İdare Mahkemesi ...Dairesince; davacıların mirasbırakanı olan ...'in terörle mücadele kapsamında icra edilen bir operasyon sırasında 10/11/2012 tarihinde görevi nedeniyle içinde bulunduğu hava aracının düşmesi neticesinde vefat ettiği, davacılar tarafından 26/02/2016 tarihli dilekçeyle davalı idareden tazminat talep edildiği, dilekçenin 01/03/2016 tarihinde davalı idareye tebliğ edildiği, davalı idarenin bu tarihten itibaren 60 gün içinde cevap vermeyerek bu talebi zımnen reddetmesinden sonra 01/06/2016 tarihinden davanın açıldığı, 1602 sayılı Kanunun 43. maddesinde düzenlenen 1 yıllık idari müracaat süresinin davacılar yakınının vefat ettiği 10/11/2012 tarihinde başladığı ve 10/11/2013 tarihinde sona erdiği, davacıların, bu tarihten itibaren iki yıldan fazla bir süre geçtikten sonra yaptığı idari müracaatın, yasal süresi dışında gerçekleştiği ve bu şekilde süresi dışında yapılan idari müracaata dayanılarak açılmış bulunan tam yargı davasının esasının incelenemeyeceği gerekçesiyle davanın süre aşımı yönünden reddine karar verilmiştir.
TEMYİZ EDENİN İDDİALARI : Davacılar tarafından, idarenin emrinde görevli askeri yetkililerin sorumlulukları hakkında soruşturma yürütüldüğü, olayın gerçekleşmesine sebebiyet veren yetkililerin cezai anlamda sorumlulukları kesin olarak ortaya konulmadan dava açma süresinin başlatılmasının hak arama hürriyetine aykırı olduğu ileri sürülerek Askeri Yüksek İdare Mahkemesi kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.
KARŞI_TARAFIN_SAVUNMASI : Davalı idare tarafından, temyiz isteminin reddi gerektiği savunulmuştur.
DANIŞTAY TETKİK HAKİMİ : ...
DÜŞÜNCESİ :.Temyiz isteminin kabulü ile Askeri Yüksek İdare Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmesi gerektiği düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Onuncu Dairesince, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 1. maddesi hükmü gereğince, Askeri Yüksek İdare Mahkemesi'nin kapatılmasıyla Danıştay'a ve idare mahkemelerine gönderilen dosyalara ilişkin uyuşmazlıkların çözümünün, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'na tabi olması nedeniyle işin gereği görüşüldü:
İNCELEME VE GEREKÇE :
MADDİ OLAY :
Davacıların mirasbırakanı olan J. Uzm. Çvş. ...', terörle mücadele kapsamında Siirt ili, Pervari ilçesi, ...Köyü, ...Mevkiinde 10/11/2012 tarihinde icra edilen operasyon sırasında görevi nedeniyle içinde bulunduğu askeri helikopterin düşmesi neticesinde vefat etmiştir. Aynı olayda davacı dışında 16 personel daha şehit olmuştur.
Olayla ilgili yürütülen soruşturma sonucunda Diyarbakır Komutan Yardımcılığı ve Birleştirilmiş Hava Harekat Merkezleri Komutanlığı Askeri Savcılığınca ...tarih ve E:..., K:...sayılı karar ile kovuşturmaya yer olmadığına dair karar verilmiştir.
Müteveffaların kanuni yakınlarınca, anılan kovuşturmaya yer olmadığına dair karara karşı soruşturmanın etkin yapılmadığı gerekçesiyle itiraz edilmiş, itirazı inceleyen .... Kolordu Komutanlığı Askeri Mahkemesince ...tarih ve E:..., K:...Müt. sayılı karar ile itirazların kabulüyle soruşturmanın genişletilmesine, soruşturma dosyasının yeniden incelenmek üzere Diyarbakır Komutan Yardımcılığı ve Birleştirilmiş Hava Harekat Merkezleri Komutanlığı Askeri Savcılığına gönderilmesine karar verilmiştir.
Davacılar vekili tarafından, 26/02/2016 tarihli dilekçeyle davalı idareden tazminat talep edilmiş, dilekçe 01/03/2016 tarihinde davalı idareye tebliğ edilmiş, davalı idarece bu talep zımnen reddedilmiştir.
Bunun üzerine, 01/06/2016 tarihinde bakılmakta olan dava açılmıştır.
Bilahare Diyarbakır Komutan Yardımcılığı ve Birleştirilmiş Hava Harekat Merkezleri Komutanlığı Askeri Savcılığı tarafından yürütülen soruşturmaya ilişkin dosya, ...Cumhuriyet Başsavcılığına devredilmiş, ...Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından olayda askerî personelin kusuru ve/veya ihmalinin bulunduğu belirtilerek 07/02/2019 tarihinde iddianame düzenlenmiş ve ilgili askerî personel hakkında kamu davası açılmıştır.
İLGİLİ MEVZUAT:
27/04/2017 tarihinde yürürlüğe giren 6771 sayılı Türkiye Cumhuriyeti Anayasasında Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun ile Anayasa'ya eklenen geçici 21. maddenin (E) bendi hükmüyle askeri yargı kaldırılmış ve Askeri Yüksek İdare Mahkemesinde görülmekte olan dosyalardan kanun yolu incelemesi aşamasında olanların Danıştaya, diğer dosyaların ise görevli ve yetkili idari yargı mercilerine bu Kanun'un yürürlüğe girdiği tarihten itibaren dört ay içinde gönderileceği hükme bağlanmıştır.
Anayasanın 121. maddesi ile 25/10/1983 tarihli ve 2935 sayılı Olağanüstü Hal Kanunu'nun 4. maddesi uyarınca, Cumhurbaşkanının başkanlığında toplanan Bakanlar Kurulunca 15/08/2017 tarihinde kararlaştırılan ve 25/08/2017 tarih ve 30165 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren 694 sayılı Olağanüstü Hal Kapsamında Alınan Tedbirlere İlişkin Kanun Hükmünde Kararname’nin 36. maddesi ile 926 sayılı Türk Silahlı Kuvvetleri Personel Kanunu'na eklenen ve 7078 sayılı Kanun'un 34. maddesi ile kabul edilen geçici 45. maddede ise, kaldırılan askeri yargı mercilerinde görülmekte olan, tebliğde ve infaz aşamasında bulunanlar ile bu mercilerin arşivlerinde bulunan işi bitmemiş dosyalardan Askeri Yüksek İdare Mahkemesinde kanun yolu incelemesinde olanların Danıştaya, diğerlerinin ise Ankara İdare Mahkemelerine gönderileceği kurala bağlanmıştır.
Uyuşmazlığa ilişkin olarak, "usul kurallarının derhal uygulanırlığı ilkesi" gereğince dava dosyalarının devrini müteakip uyuşmazlığın çözümünde 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu hükümlerinin uygulanacağı hususunda bir duraksama bulunmamaktadır.
Anayasanın 125. maddesinde, idarenin her türlü eylem ve işlemlerine karşı yargı yolunun açık olduğu belirtildikten sonra, son fıkrasında, idarenin kendi eylem ve işlemlerinden doğan zararı ödemekle yükümlü olduğu hükme bağlanmış; 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 2. maddesinin 1. fıkrasının (b) bendinde ise, idari eylem ve işlemlerden dolayı kişisel hakları doğrudan muhtel olanlar tarafından açılan tam yargı davaları, idari dava türleri arasında sayılmıştır.
İdare kural olarak, yürüttüğü kamu hizmetiyle nedensellik bağı kurulabilen zararları ödemekle yükümlü olup; idari eylem ve işlemlerden doğan zararlar, idare hukuku kuralları çerçevesinde, hizmet kusuru veya kusursuz sorumluluk ilkeleri gereği tazmin edilmektedir.
2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun "Doğrudan doğruya tam yargı davası açılması" başlıklı 13. maddesinin 1. fıkrasının, ön karar başvurusu tarihi itibarıyla yürürlükte olan halinde, idari eylemlerden hakları ihlal edilmiş olanların idari dava açmadan önce bu eylemleri yazılı bildirim üzerine veya başka suretle öğrendikleri tarihten itibaren bir yıl ve herhalde eylem tarihinden itibaren beş yıl içinde ilgili idareye başvurarak haklarının yerine getirilmesini istemelerinin gerekli olduğu; bu isteklerin kısmen veya tamamen reddi halinde, bu konudaki işlemin tebliğini izleyen günden itibaren veya istek hakkında altmış gün içinde cevap verilmediği takdirde bu sürenin bittiği tarihten itibaren dava süresi içinde dava açılabileceği hükmü yer almıştır.
HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
İdari eylem; idarenin işlevi sırasında bir hareketi veya hareketsizliği, bir olayı, bir tutumu, idari karar ve işlemle ilgisi olmayan, başka bir deyişle öncesinde, temelinde bir idari karar veya işlem bulunmayan salt maddi tasarrufları ifade etmektedir.
İdari eylem nedeniyle uğranılan zararın tazmini istemiyle tam yargı davasının açılabilmesi için eylemin idariliğinin ve yol açtığı zararın kesin olarak ortaya çıkması zorunludur.
Söz konusu eylemin idariliği ve doğurduğu zarar bazen eylemin yapılmasıyla veya olayın gerçekleşmesiyle birlikte ortaya çıkarken, bazen de çok sonra değişik araştırma, inceleme, sağlık kurulu raporu ve hatta ceza yargılaması sonucu ortaya çıkabilmektedir.
Özellikle askeri görev sırasında meydana gelen kaybolma, ölüm, yaralanma gibi durumlarda, zarara sebebiyet veren olgunun saldırı, kaza, ihmal, dikkatsizlik ve benzeri nedenlerle gerçekleşip gerçekleşmediği yapılan adli veya idari soruşturma sonucu ortaya çıkacaktır. Bu bağlamda, soruşturma sırasında veya sonucunda elde edilen bilgilerin, dava açmaya elverişli olup olmadığının ve takip edecekleri usulün belirlenmesinde önemli bir yer tutmaktadır. Bir başka ifadeyle, ölüm olayının sebebine dair bilgi ve belgeler, idarenin kusur sorumluluğuna dayalı tazminat davası açılıp açılmamasına yönelik iradenin ortaya çıkmasında belirleyici bir etkiye sahiptir.
Ayrıca, zararın varlığı, niteliği ve esaslı unsurları hakkında bir dava açmaya, o davayı ciddi ve objektif bir şekilde desteklemeye, gerekçelerini göstermeye elverişli yeterli hal ve şartların öğrenilmesi halinde zararın öğrenilmiş sayılacağının kabulü gerekmektedir. Bu açıdan, idari veya cezai soruşturma ve kovuşturma sonucunun beklenmesinin, olayın bütün yönleriyle kapsamının ve idari eylemin niteliğinin anlaşılmasına, idarenin sorumluluk sebebinin öğrenilmesine ve dolayısıyla eylem nedeniyle uğranılan zararın kesin olarak ortaya çıkmasına (örneğin ağır hizmet kusuru sonucu meydana gelen ölüm olayından dolayı duyulan üzüntü karşılığı istenilecek manevi tazminat tutarının tespitine) yardımcı olacağı açıktır.
Esasen, idari eylemin tamamlandığı, zararın ve zarara neden olan idari eylemin bütün yönleriyle tam olarak ortaya çıktığı tarih dikkate alınmadan 2577 sayılı Kanunun 13. maddesinde öngörülen bir ve beş yıllık sürenin hesaplanması, bazı hallerde dava açma hakkının kullanılamaması sonucunu doğuracaktır. Zararın ortaya çıkmasıyla kullanılması mümkün olan dava açma hakkını ortadan kaldırır biçimde süre hesabı yapılmasının ise hak arama özgürlüğüyle bağdaşmayacağı kuşkusuzdur.
Uyuşmazlık, yukarıda aktarılan hukuki çerçevede incelendiğinde; ölüm olayının davacılar yakınının görevi gereği içerisinde bulunduğu hava aracının düşmesi sonucu gerçekleştiği, bu nedenle eylemin idariliğinin, daha açık bir anlatımla, ölüm olayı ile idari eylem arasında, ihtimale dayalı zayıf bir illiyet bağı bulunduğunun bu tarih itibarıyla bilindiği açık ise de; hava aracının düşme sebebinin ani ve beklenmedik (mücbir sebep niteliğindeki) hava şartlarından mı, pilotaj hatasından mı, yoksa operasyon yönetimi kapsamında verilen hatalı bir karardan mı kaynaklandığının olay tarihi itibarıyla bilinemediği ve dolayısıyla illiyet bağının kesin olarak kurulamadığı, bu şartlar altında, idarenin olayın gerçekleşmesinde hizmet kusuru bulunup bulunmadığının ve buna bağlı olarak davacıların uğradığı (özellikle manevi) zararın ancak yapılacak ceza yargılaması sonucunda kesinleşeceği hususunda duraksama bulunmamaktadır.
Nitekim, Siirt Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından düzenlenen 07/02/2019 tarihli iddianamede yer verilen kaza kırımı raporuna göre, "(1) Gerek operasyon öncesi planlama safhasında gerekse faaliyetin icrası aşamasında, planlayıcılar ve uygulayıcılar tarafından meteorolojik tahmin ve verilerin işaret etmiş olduğu olumsuz hava koşullarının doğru değerlendirilmemiş ve uçuş /görev iptal kararının zamanında verilmemiş olması; (2) Kaza günü başarıyla gerçekleştirilen ilk indirmeden sonra, indirme bölgesindeki hava şartlarının süratle olumsuza doğru değiştiği, bölgedeki yer birliği personeli tarafından fark edilmiş olmasına rağmen riskin doğru değerlendirilmemiş ve uçuş ekibinin zamanında uyarılmamış olması" kazanın meydana gelmesine sebebiyet vermiştir.
Bu durumda, davacıların uğradıkları zararın, idareye yükletilebilecek bir eylemden kaynaklanıp kaynaklanmadığının (mücbir sebep bulunmadığının ve idarenin hizmeti kusurlu işlettiğinin) ancak yapılacak ceza yargılaması sonucunda kesinleşeceği dikkate alındığında; davacıların, idari faaliyet ile illiyet bağının tam olarak kurulamadığı olay tarihi (10/11/2012) esas alınarak uğradıkları zararla ilgili idari başvuru yapmak suretiyle dava açmalarının beklenmesinin, adil yargılanma hakkına aykırılık teşkil edeceği ve davacılara makul sebeplere dayanmayan bir külfet yükleyeceği anlaşıldığından, olayla ilgili olarak Siirt Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından düzenlenen iddianame tarihinden (07/02/2019) önce 26/02/2016 tarihinde davalı idareye yapılan başvurunun zımnen reddedilmesi üzerine 01/06/2016 tarihinde açılan işbu davanın süresinde olduğu sonucuna varılmıştır.
Bu itibarla, davanın süre yönünden reddine ilişkin Askeri Yüksek İdare Mahkemesi kararında hukuki isabet bulunmamaktadır.
KARAR SONUCU :
Açıklanan nedenlerle;
1. Davacıların temyiz isteminin KABULÜNE,
2. Davanın süre aşımı nedeniyle reddine ilişkin (Kapatılan) Askeri Yüksek İdare Mahkemesi ...Dairesinin ...tarih ve E:..., K:...sayılı kararının (.... İdare Mahkemesinin ...tarih ve E:..., K:...sayılı kararının) BOZULMASINA,
3. Yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın davanın görüm ve çözümünde yetkili olan ...İDARE MAHKEMESİNE gönderilmesine, kararın .... İdare Mahkemesine ve taraflara bildirilmesine,
4. 2577 sayılı Kanun'un (Geçici 8. maddesi uyarınca uygulanmasına devam edilen) 54. maddesinin birinci fıkrası uyarınca bu kararın tebliğ tarihini izleyen günden itibaren 15 (onbeş) gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 05/04/2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.