14. Hukuk Dairesi 2017/4977 E. , 2018/3407 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Davacı vekili tarafından, davalı aleyhine 22.09.2011 gününde verilen dilekçe ile geçit hakkı talebi üzerine bozmaya uyularak yapılan duruşma sonunda; davanın kabulüne dair verilen 12.01.2017 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:
K A R A R
Dava, geçit hakkı kurulması isteğine ilişkindir.
Davacılar vekili, müvekkilinin maliki olduğu 123 ada 20 parsel sayılı taşınmazın yola cephesinin bulunmadığını ileri sürerek 123 ada 6 parsel sayılı taşınmaz üzerinde geçit hakkı kurulmasını talep ve dava etmiştir.
Davalı, davanın reddini istemiştir.
Mahkemece ilk kararda davanın kabulü ile 123 ada 20 parsel sayılı taşınmaz lehine 123 ada 6 parsel sayılı taşınmaz aleyhine fen bilirkişisinin 16.10.2012 tarihli raporuna ekli krokide B harfi ile gösterilen güzergahtan geçecek şekilde geçit hakkı tesisine, karar verilmiştir.
Hükmü, davalının temyiz etmesi üzerine;
Dairemizin 03.02.2015 tarihli 2014/9540 – 2015/1074 Esas karar sayılı ilamı ile; (C) kısmı davalının taşınmazının bütünlüğünü bozsa da davalının kadim yol savunması bulunduğundan araştırılarak sonucuna göre kadim yol hakkı yoksa şimdi ki gibi (B) seçeneğinden taşınmaz üzerinde bulunan ağaçların değeri hesaba katılarak, geçit hakkı tesis edilme gereğince hükmün bozulmasına karar verilmiştir.
Bozmaya uyularak yapılan yargılama sonunda; Mahkemece davanın kabulü ile, 123 ada 20 parsel sayılı taşınmaz lehine 123 ada 6 parsel sayılı taşınmaz üzerinden 11.12.2015 tarihli raporda (A)harfi ile gösterilen yerden geçit hakkı tesisine karar verilmiştir.
Hükmü; davalı vekili temyiz etmiştir.
Bu tür davalar ülkemizde arazi düzenlenmesinin sağlıklı bir yapıya kavuşmamış olması ve her taşınmazın yol ihtiyacına cevap verilmemesi nedeniyle zorunlu olarak açılmaktadır. Geçit hakkı verilmesiyle genel yola bağlantısı olmayan veya yolu bulunsa bile bu yol ile ihtiyacı karşılanamayan taşınmazın genel yolla kesintisiz bağlantısı sağlanır. Uygulama ve doktrinde genellikle bunlardan ilkine “mutlak geçit ihtiyacı” veya “geçit yoksunluğu”, ikincisine de “nispi geçit ihtiyacı” ya da “geçit yetersizliği” denilmektedir.
Türk Medeni Kanununun 747/2 maddesi gereğince geçit isteği, önceki mülkiyet ve yol durumuna göre en uygun komşuya, bu şekilde ihtiyacın karşılanmaması halinde geçit tesisinden en az zarar görecek olana yöneltilmelidir. Zira geçit hakkı taşınmaz mülkiyetini sınırlayan bir irtifak hakkı olmakla birlikte, özünü komşuluk hukukundan alır. Bunun doğal sonucu olarak yol saptanırken komşuluk hukuku ilkeleri gözetilmelidir. Geçit ihtiyacının nedeni, taşınmazın niteliği ile bu ihtiyacın nasıl ve hangi araçlarla karşılanacağı davacının sübjektif arzularına göre değil, objektif esaslara uygun olarak belirlenmeli, taşınmaz mülkiyetinin sınırlandırılması konusunda genel bir ilke olan fedakârlığın denkleştirilmesi prensibi dikkatten kaçırılmamalıdır.
Uygun güzergah saptanırken önemle üzerinde durulması gereken diğer bir yön ise, aleyhine geçit kurulan taşınmaz veya taşınmazlar bölünerek kullanım şekli ve bütünlüğünün bozulmamasıdır. Şayet başka türlü geçit tesisi mümkün değilse bunun gerekçesi kararda açıkça gösterilmelidir.
Yararına geçit kurulacak taşınmazın tapuda kayıtlı niteliği ve kullanım amacı nazara alınarak özellikle tarım alanlarında, nihayet bir tarım aracının geçeceği genişlikte (emsaline göre 2,5-3 m.) geçit hakkı tesisine karar vermek gerekir. Bu genişliği aşan bir yol verilmesinin zorunlu olduğu hallerde, gerekçesi kararda dayanakları ile birlikte gösterilmelidir.
6001 sayılı Karayolları Genel Müdürlüğünün Teşkilat ve Görevleri Hakkındaki Kanununun “Erişme kontrolü uygulanan karayollarına bağlantı, şehir geçişleri ve yerleşim” başlıklı 17. maddesine göre;
Erişme kontrolü uygulanan karayollarına bağlantılar Genel Müdürlüğün uygun gördüğü yerlerde ve şekillerde yapılır. Erişme kontrolü uygulanan karayolu çevresinin bu bağlantı noktalarına ulaşımı, toplayıcı yollarla veya bağlantı noktasına ulaşan diğer yollar vasıtasıyla sağlanır.
Erişme kontrolü uygulanan karayollarına bitişik taşınmaz sahipleri ile kiracıları veya kullananların arazilerinden erişme kontrolü uygulanan karayoluna doğrudan giriş ve çıkış hakları yoktur.
Erişme kontrolü uygulanan karayolunun şehir geçişlerinde karayolunun şehir ile bağlantı ve ilişkilerinin düzenlenmesi, Genel Müdürlüğün teklifi üzerine, Bakanlık ve ilgili belediye tarafından müştereken kararlaştırılır. İşletme hakkı verilen veya devredilen erişme kontrolü uygulanan karayollarında, şehir geçiş güzergâhının veya karayolunun şehir ile bağlantı ve ilişkilerinin değiştirilmesinde işletici şirketin görüşü alınır.
Bu bakımdan yukarıda değinilen yasa hükmü doğrultusunda, mahkemece tespit edilen geçit yeri, paftasına işaretlenerek Karayolları Genel Müdürlüğüne gönderilmeli, çıkışın karayolu bağlantısı nedeniyle gerek ilgili mevzuat ve gerekse can güvenliği açısından tehlike oluşturup, oluşturmadığı veya davacının katlanabileceği boyuttaki harcama ile varsa sakıncalarının giderilip giderilemeyeceği ve bunun için ne yapılması gerektiği sorulmalı; karayoluna çıkış engeli bulunduğu saptanırsa ve bunun giderilme olanağı da yok ise diğer alternatifler üzerinde durulmalı, bu da mümkün değilse davanın reddine karar verilmesi gerekir.
Bu ilkeler ışığında somut olaya gelince; geçit hakkı tesis edilen güzergahla Tut -... karayoluna bağlantı kurulmuştur. Mahkemece, geçitin bağlandığı yolun erişme kontrollü devlet karayolu olup olmadığı ve böyle olduğu takdirde belirlenen güzergahtan geçit hakkı tesisinin uygun olup olmadığının Karayolları Genel Müdürlüğü’nden sorulması, sonucuna göre bir hüküm kurulması gerekir.
Belirtilen hususlar nazara alınmaksızın eksik araştırma ve inceleme ile yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiş, bu sebeple hükmün bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan temyiz harcının istek halinde yatıranlara iadesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 26.04.2018 gününde oybirliği ile karar verildi.