Abaküs Yazılım
3. Hukuk Dairesi
Esas No: 2016/10545
Karar No: 2018/1275
Karar Tarihi: 19.02.2018

Yargıtay 3. Hukuk Dairesi 2016/10545 Esas 2018/1275 Karar Sayılı İlamı

3. Hukuk Dairesi         2016/10545 E.  ,  2018/1275 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :AİLE MAHKEMESİ

    Taraflar arasındaki çeyiz ve ziynet alacağı davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davacı tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:

    Y A R G I T A Y K A R A R I
    Davacı ; uğradığı şiddet nedeniyle müşterek konuttan ayrılmak zorunda kaldığını, mehir senedinde belirtilen ziynetlerin evlilik sonrası davalı ve babası tarafından rızası dışında elinden alınarak bozdurulduğunu ve sonrasında iade edilmediğini mehir senedinde yer alan dokuma taban halısı, yatak odası takımı ve muhtelif kıyafetlerin davalıda kaldığını ileri sürerek, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 1.000,00 TL’nin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini istemiş, ıslah dilekçesi ile talebini 17.168,50 TL’ye yükseltmiştir.
    Davalı; davacı ile 38 yıl evli kaldıklarını dava konusu çeyiz eşyalarının muhafazasının mümkün olmadığını, ziynet eşyalarının ise, davacı tarafından bozdurularak, ... ... Kurumu"na yatırıldığını savunarak, davanın reddini dilemiştir.
    Mahkemece; banka kayıtlarının incelenmesinden, davalının savunmasına esas hususların tespit olunamadığı, dinlenen tanıklardan tanık ...’in ziynetlerin ve eşyaların akıbetini tam olarak bilmediğini, ...’ın ise ziynetlerin davalının babası tarafından davacıdan alınıp iade edilmediğini ifade ettiği bu haliyle, davacının ziynet eşyası alacağına yönelik iddialarının ispatlanamadığı halı, yatak odası takımı ve kıyafetlere yönelik talepleri yönünden ise haklı olduğu gerekçesiyle , davanın kısmen kabulüne karar verilmiş, hüküm süresi içinde davacı tarafından temyiz edilmiştir.
    Dava; mehir senedine dayalı ziynet ve çeyiz eşya bedellerinin tahsili istemine ilişkindir.
    1- Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre; davacının sair temyiz itirazlarının reddi gerekir..
    2- Davacının ziynet bedeli istemine ilişkin temyizi yönünden:
    Temyize konu uyuşmazlık; mehir senedine konu ziynetlerin davalı tarafça bozdurularak harcanıp harcanmadığı noktalarında toplanmaktadır.
    Türk Medeni Kanunu’nun 6.maddesi hükmü uyarınca; kanunda aksine bir hüküm bulunmadıkça, taraflardan her biri hakkını dayandırdığı olguların varlığını kanıtlamakla yükümlüdür. Gerek doktrinde, gerek Yargıtay içtihatlarında kabul edildiği üzere ispat yükü hayatın olağan akışına aykırı durumu iddia eden ya da savunmada bulunan kimseye düşer. Öte yandan, ileri sürdüğü bir olaydan kendi yararına haklar çıkarmak isteyen kimsenin iddia ettiği olayı kanıtlaması gerekir.
    Kural olarak düğün sırasında takılan ziynet eşyaları kim tarafından takılırsa takılsın, aksine bir anlaşma bulunmadıkça kadına bağışlanmış sayılır ve artık onun kişisel malı niteliğini kazanır. Kadına ait ziynetler, koca tarafından bozdurulup, değişik amaçlarla harcanmış olabilir. Bu durumda, ziynet eşyalarının iade edilmemek üzere kocaya verildiğinin, davacının isteği ve onayı ile bozdurulup harcandığının, davalı yanca kanıtlanması halinde, davalı koca ziynet eşyalarının iadesinden kurtulur.
    Ziynet eşyaları yönünden olağan olan, bu çeşit eşyanın kadının üzerinde olması ya da evde saklanması, muhafaza edilmesidir. Ziynet eşyalarının davalı kocanın zilyetlik ve korumasına terk edilmesi olağana ters düşer. Ziynet eşyası rahatlıkla saklanabilen, taşınabilen, götürülebilen türden eşyalardandır. Bu nedenle evden ayrılmayı tasarlayan kadının bunları önceden götürmesi, gizlemesi her zaman mümkün olduğu gibi evden ayrılırken üzerinde götürmesi de mümkündür.
    Bu bağlamda davacı; dava konusu ettiği ziynet eşyasının varlığını, bunların zorla elinden alındığını ispatla yükümlüdür.
    Tüm bu bilgiler ışığında somut olay irdelendiğinde; davacı kendisine takılan mehir senedinde geçen ziynetlerin davalı ve babası tarafından iade edilmek üzere alındığını ve bozdurularak harcandığını ancak, iade edilmediğini ileri sürmüş, davalı ise ziynetlerin davacıdan hiç alınmadığını savunmuştur. Bu durumda davacı takıların kendisinden alındığını, rızası olmaksızın bozdurularak harcandığını ispat etmek zorundadır.
    Yargılama sırasında, dinlenen tanıklardan ... “ tarafların müşterek çocuğu olduğunu, dedesi ile birlikte kaldıklarını, dedesinin o dönem düğünde takılan takıları annesinden-davacıdan alarak geri iade edeceğini söylediğini, ancak ziynetlerin alınarak geri iade edilmediğini” ifade etmiş, diğer tanıkların ise davacının iddialarının aksine beyanda bulunmadıkları anlaşılmıştır. Mahkemece davacının iddiası ile örtüşür tanık beyanına rağmen davacının teklifi nedeniyle davalının beyanı da alınmış, davalı yeminli beyanında ziynet eşyalarının davacıda olduğunu söylemiştir.
    Bu noktada; mahkemece, toplanan delillere göre davacıya yemin teklif hakkının hatırlatılmasının gerekip gerekmediği, gerekmediğinin kabulü halinde alınan yeminli beyanın delil etkisinin ne olacağı konusunun açıklığa kavuşturulması gerekmektedir.
    Yemin, taraflardan birinin davanın çözümlenmesine etkili olan bir vakıanın doğru olup olmadığı hakkında kanunun belirlediği şekilde mahkeme (hakim) önünde beyanda bulunmasıdır. Yemin eden taraf bu beyanın doğruluğunu namus, şeref ve kutsal saydığı bütün inanç ve değerleri ile teyit etmektedir. Medeni Usul Hukukumuzda yemin delili kesin delil niteliğindedir.
    ... 1086 sayılı HUMK’nda düzenlenen hakimin teklif etme müessesesi 6100 sayılı HMK’da, “takdiri delilerle ispatın mümkün olduğu hallerde, hakimin kanaatini(tamamlayıcı) yemin ile değil, diğer delillerle tamamlaması” gerekçesi ile benimsenmemiş ve yasaya alınmamıştır.( ... ( Medeni Yargılama Hukukunda Yemin,2.Baskı, ...-2012, sayfa 26 ve 42).
    6100 sayılı HMK düzenlemesine göre; taraf delillerini yemine hasretmedikçe önce diğer delilleri incelenir ve iddianın ispatlanmaması halinde son çare olarak yemin deliline başvurulur. Eğer iddia diğer delillerle ispatlanmışsa, yemin teklifine gerek yoktur. Hatta iddiasını ispat eden taraf buna rağmen yemin teklif edecek ve karşı taraf da yemin eda edecek olursa bunun herhangi bir hükmü yoktur.( ..., a.g.e, sayfa 116) .
    Bu itibarla; temyiz incelemesine konu uyuşmazlığın her türlü delille ispatı mümkün olup, davacının iddiasını ileri sürüş biçimi ve davalının savunmasına göre tanık ... ‘ın beyanı ile davacının davasını ispat ettiği, son çare olan yemin beyanına başvurulmasına gerek olmadığı, bu haliyle yargılama sırasında alınan davalının yeminli beyanının hüküm sonucuna herhangi bir etkisi olmayacağı da gözetilerek; ziynetlere ilişkin talebin kabulü cihetine gidilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirme sonucu yazılı şekilde red kararı verilmesi doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir.
    SONUÇ: Yukarıda birinci bentte yazılı nedenlerle davacının sair temyiz itirazlarının reddine, ikinci bentte yazılı nedenlerle hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince davacı yararına BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz eden davacıya iadesine, 6100 sayılı HMK"nun geçici madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK.nun 440. maddesi gereğince kararın tebliğinden itibaren 15 günlük süre içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 19.02.2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.

    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi