Abaküs Yazılım
21. Hukuk Dairesi
Esas No: 2017/2310
Karar No: 2018/7870
Karar Tarihi: 30.10.2018

Yargıtay 21. Hukuk Dairesi 2017/2310 Esas 2018/7870 Karar Sayılı İlamı

21. Hukuk Dairesi         2017/2310 E.  ,  2018/7870 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ : ... Bölge Adliye Mahkemesi 8. Hukuk Dairesi

    TÜRK MİLLETİ ADINA

    Davacı, iş kazası sonucu maluliyetinden doğan maddi ve manevi tazminatın ödetilmesi davasının yapılan yargılaması sonunda; İlk Derece Mahkemesince, 100,00TL maddi tazminatın yasal faiziyle birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin maddi tazminat ile manevi tazminat taleplerinin zamanaşımı nedeniyle reddine karar verilmesi üzerine davacı vekilince istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.
    Bölge Adliye Mahkemesince, davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulüne, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına, 308.147,69 TL maddi ve 40.000,00TL manevi tazminatın yasal faiziyle birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiştir.
    Bölge Adliye Mahkemesi kararının süresi içinde temyizen incelenmesi taraf vekillerince duruşmalı olarak istenilmesi üzerine dosya incelenerek işin duruşmaya tabi olduğu anlaşılmış ve duruşma için 30/10/2018 Salı günü tayin edilerek taraflara çağrı kağıdı gönderilmişti. Duruşma günü davacı vekili Avukat ... ile davalı vekilleri Avukat ... ayar ve Avukat ... geldiler. Duruşmaya başlanarak hazır bulunan Avukatların sözlü açıklamaları dinlendikten sonra duruşmaya son verilerek aynı gün düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okundu, işin gereği konuşulup düşünüldü ve aşağıdaki karar verildi.

    K A R A R

    A)Davacı İstemi;
    Davacı vekili dava dilekçesinde özetle, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 100,00 TL maddi tazminatın olay tarihinden itibaren yasal faiziyle davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiş, sonrasında sunduğu ıslah dilekçesi ile maddi tazminat istemini 308.147,69 TL"ye arttırmakla beraber, 750.000,00 TL de manevi tazminat isteminde bulunmuştur.
    B)Davalı Cevabı;
    Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
    C)İlk Derece Mahkemesi Kararı ve Gerekçesi;
    Mahkemece, 100,00 TL maddi tazminatın kaza tarihinden itibaren işleyecek yasal faiz ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin maddi tazminat talebi ile manevi tazminat talebinin zamanaşımı nedeniyle reddine karar verilmiştir.
    Gerekçe:
    "Taraflar arasındaki uyuşmazlık 03.11.1997 tarihinde meydana gelen iş kazasında sürekli iş göremezliğe uğrayan sigortalının maddi ve manevi zararlarının giderilmesine ilişkindir.
    Somut olayda, davacı olan sigortalının 03.11.1997 tarihinde davalı işveren nezdinde çalışırken meydana gelen kazada yaralandığı, Kurum tarafından yapılan soruşturma sonucu yaralanma olayının iş kazası olarak kabul edildiği ve 19.08.2000 tarihinde düzenlenen ilk maluliyet raporunda davacının % 53 oranında malul olduğu, bakıma muhtaç bulunmadığı, ancak kontrol muayenesinin gerektiğine karar verildiği, takip eden 2001, 2003, 2006, 2008, 2010, 2013 ve 2014 yılında alınan tüm raporlarda da aynı şekilde maluliyetin % 53 olup kontrol muayenesi gerektiğine karar verildiği, son rapor olan 24.06.2015 tarihli maluliyet raporunda ise, maluliyetin daha önceki raporlarda olduğu gibi % 53 oranında olduğu, yardıma muhtaç bulunmadığı ve kontrol muayenesinin gerekmediği belirtilerek raporun kesinleştiği, davacının 04.04.2016 tarihli ıslah dilekçesi ile maddi tazminat talebini artırdığı ve ayrıca manevi tazminat talebinde de bulunduğu, davalı vekili tarafından ıslah dilekçesine karşı zamanaşımı itirazında bulunduğu görülmektedir.
    Dosya kapsamında, kusur bilirkişisinden alınan raporda, davalı işverenin % 90 oranında, davacının ise % 10 oranında kusurlu olduğunun tespit edildiği, yine hesap bilirkişinden alınan raporda ise, maddi tazminat miktarının 308.147,79 TL olarak hesaplandığı görülmektedir.
    Sürekli işgöremezlik nedeniyle uğranılan zararların giderilmesi amacıyla açılan maddi ve manevi tazminat davalarında zamanaşımı süresi 818 sayılı Borçlar Kanunun 125. (6098 sayılı Borçlar Kanununun 146. Maddesi) maddesi gereğince 10 yıl olup, uygulama ve doktirinde zamanaşımının başlangıcı failin ve zararın öğrenildiği tarihten itibaren başlayacağı yönündedir. Zarar görenin zararı öğrenmesi demek zararın varlığı, niteliği ve önemli unsurları hakkında bir dava açma ve davanın gerekçelerini göstermeye elverişli hal ve şartları öğrenmiş olması demektir. Vücut bütünlüğünün ihlalinden doğan zarar ancak bakım ve tedavi sonucu düzenlenen hekim raporu ile belirli bir açıklığa kavuşur. Bedensel zararın gelişim gösterdiği durumlarda zamanaşımı başlangıcı olarak hastalık ve seyrinin yani gelişimin tamamlandığı tarihin esas alınması gerekir. Davacının maluliyet oranı ise başından beri aynı olup, değişen ve gelişen bir durumun söz konusu olmadığı ortadadır. Dolayısıyla davacı tarafından maddi tazminatın artırılması ve yine ıslahla manevi tazminat talep etmesi üzerine, süresi içerisinde davalı tarafından ileri sürülen zamanaşımı itirazı dikkate alınarak maddi tazminat talebi yönünden davanın kısmen kabulüne, manevi tazminat yönünden ise reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm oluşturulmuştur."
    D)Bölge Adliye Mahkemesi Kararı ve Gerekçesi;
    HMK’nın 353-(1) b)2 maddesi gereğince; davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına, davacının maddi tazminat isteminin kabulüne, 100,00 TL"sinin olay tarihi olan 03/11/1997 tarihinden itibaren, 308.047,69 TL"sinin ıslah tarihi olan 04/04/2016 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, davacının manevi tazminat isteminin kısmen kabulüne, 40.000,00 TL manevi tazminatın olay tarihi olan 03/11/1997 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin istemin reddine karar verilmiştir.
    Gerekçe:
    "Davacı iş kazası nedeniyle maddi ve manevi zararlarının giderilmesini istemiştir. TBK"nun 146. maddesi (BK.m.125) gereğince zamanaşımı süresi 10 yıldır. Zamanaşımı failin ve zararın öğrenildiği tarihten başlatılmalıdır. Zarar görenin zararı öğrenmesi demek, zararın varlığı, mahiyeti ve esaslı unsurları hakkında bir dava açma ve davanın gerekçelerini göstermeye elverişli bütün hal ve şartları öğrenmiş olması demektir. Vücut bütünlüğünün ihlalinden doğan zarar ancak bakım ve tedavi sonucunda düzenlenen hekim raporuyla belirli bir açıklığa kavuşur. Bedensel zararın gelişim gösterdiği durumlarda zamanaşımına başlangıç olarak hastalık seyrinin yani gelişimin tamamlandığı tarihin esas alınması gerekir.
    Davacının kesin maluliyet oranı SGK Başkanlığı ... SGK İl Müdürlüğü Kocatepe Sağlık Sosyal Güvenlik Merkezinin 24/06/2015 tarihli raporu ile belirlendiğinden zararın öğrenildiği tarihin bu tarih olarak kabulü gerekmektedir.
    Yargıtay 21. Hukuk Dairesinin 2014/26303 Esas 2015/2554 Karar sayılı kararında da belirtildiği üzere davacının ıslah dilekçesi ile usulünce açılan davasına konu etmediği yeni bir talebi olur ve nispi oranda alınan ıslah harcı yanında dava açılış zamanında ödenen başvuru harcını da ayrıca yatırırsa bu kez ıslah dilekçesinin mevcut hali ile birleştirme istemli ek dava dilekçesi olarak kabulü gerektiği, davacının adli yardımdan yararlanmasına karar verildiğinden ıslah dilekçesinin mevcut hali ile birleştirme istemli ek dava dilekçesi olarak kabulünde isabetsizlik olmadığı anlaşılmakla davacı vekilinin istinaf başvurusu yerinde görülmüştür.
    15/10/1999 tarihli bilirkişi kurulu raporunda; olayın meydana gelmesinde davalı işverenliğin %90 oranında, davacı ..."in %10 oranında kusurlu olduğu mütalaa edilmiştir.
    SGK Başkanlığı ... SGK İl Müdürlüğü ... Sağlık Sosyal Güvenlik Merkezince düzenlenen 24/06/2015 tarihli raporda davacının meslekte kazanma gücü kaybı oranının %53 olarak tespiti ile bu tarihte kontrol kaydının kaldırıldığı ve maluliyet oranının kesinleştiği anlaşılmıştır.
    Tüm dosya kapsamı ile; 03/11/1997 tarihinde meydana gelen iş kazasında 15/10/1999 tarihli bilirkişi kurulu raporuna göre olayın meydana gelmesinde davalı işverenliğin %90 oranında, davacı ..."in %10 oranında kusurlu olduğu, Kocatepe Sağlık Sosyal Güvenlik Merkezince düzenlenen 24/06/2015 tarihli raporda davacının meslekte kazanma gücü kaybı oranının %53 oranında olduğunun belirtildiği, aktüer bilirkişi tarafından düzenlenen 29/02/2016 havale tarihli rapora göre; davacının geçici işgöremezliği nedeniyle 54,91TL sürekli iş göremezliği nedeniyle 308.092,78 TL olmak üzere toplam 308.147,69 TL maddi zararının bulunduğu tespit edildiğinden, bilirkişi raporları gerekçeli ve yeterli görülmekle hükme esas alınmış, davacının maddi tazminat davasının kabulü ile toplamda 308.147,69 TL maddi tazminatın davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiş, davacının manevi tazminat istemi yönünden ise; cismani zarara uğrayan davacının manevi tazminat isteme hakkının bulunduğu, manevi zarar adı ile hükmedilecek paranın adalete uygun olması gerektiği, zarara uğrayanda manevi huzuru doğurmayı gerçekleştirecek tazminata benzer bir fonksiyonu olan özgün bir nitelik taşıdığı, manevi tazminatın bir ceza olmadıgı gibi mamelek hukukuna ilişkin zararın karşılanmasını da amaç edinmediği, manevi tazminatın sınırının onun amacına göre belirlenmesi gerektiği, takdir edilecek miktarın, mevcut halde elde edilmek istenilen tatmin duygusunun etkisine ulaşmak için gerekli olan kadar olması gerektiği, takdir olunacak manevi tazminatın tutarını etkileyecek özel hal ve şartların her olaya göre değişebileceği, somut olayda yukarda belirtilen ilkeler gözetildiğinde, maluliyetin derecesi, yeri, tarafların kusuru, davacının duyduğu elem ve ızdırabın derecesi, tarafların sosyal ve ekonomik durumları, hak ve nesafet kuralları da dikkate alınarak birlikte değerlendirildiğinde manevi tazminat davasının kısmen kabulüne, takdiren 40.000,00-TL manevi tazminatın davalıdan alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin manevi tazminat talebinin reddine karar vermek gerekmiş,
    Dosya kapsamı, mevcut delil durumu ve ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında; Mahkemenin vakıa değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı ancak zamanaşımı maluliyetin kesinleştiği tarihten başlayacağından davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile HMK’nın 353-(1) b)2 maddesi gereğince düzelterek yeniden esas hakkında karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur."
    E)Temyiz;
    Davacı vekili temyiz dilekçesinde, ıslah edilen kısım açısından ıslah tarihinden faiz verilmesinin hatalı olduğunu, kaza tarihinden yasal faiz verilmesi gerektiğini, takdir edilen manevi tazminatın az olduğunu, munzam zarar isteklerinin dikkate alınmadığını, kesinleşmeye veya usuli kazanılmış hakka neden olmamak için hesaplama hataları ile diğer maddi hatalar açısından da kararın bozulmasını istediklerini beyan etmiştir.
    Davalı vekili temyiz ve ek temyiz dilekçesinde, davacı tarafın ibraz etmiş olduğu gerekçeli istinaf dilekçesinin kendilerine tebliğ edilmediğini, kontrol kaydının kaldırılmamasına ve dolayısıyla maluliyetin kesinleşmemesine -tıbbi zorunluluk olmasına karşın- davacının ameliyat olmayarak bizzat kendisinin yol açtığını, davacının ıslah taleplerinin zamanaşımı kapsamından çıkarılmasının davacının kendi yol açtığı haksız durumdan faydalandırılması niteliğinde olduğunu, bu durumun TMK"nun 2. maddesine aykırı olduğunu, davacının mahkemenin ara kararına rağmen ameliyat olmadığını, 2003 tarihinde davacının Adli Tıp Kurumu"na sevkini talep ettiklerini, maluliyetin baştan beri aynı olması, gelişen durum olmaması nedenleriyle ilk derece mahkemesi kararının doğru olduğunu, davacının ameliyat olması halinde sürekli işgöremezlik oranının azalacağının SGK sağlık kurulu raporuyla sabit olduğunu, davacının ameliyat olmaması sebebiyle tespit edilen maluliyetin yüksek olmasının sonucunun davalıya yüklenemeyeceğini, bu durumun TBK 52. maddesine aykırı olduğunu, ıslah dilekçesi ile manevi tazminat istenemeyeceğini, tespit edilen kusur oranlarının hatalı olduğunu, tedavi gideri için davacıya ödenen tutarların da tenzil edilmesi gerektiğini, itirazlarına rağmen ameliyat olmayan, zararın artmasına neden olan davacının ağır kusurunun dikkate alınmadığını, hakkaniyet indirimi yapılması gerektiğini, zamanaşımının olay tarihinden başlaması gerektiğini, zamanaşımı itirazlarının kabul edilmemesi durumunda, davacının ameliyat olması halinde maluliyetin kaç olabileceğinin tespit edilip ona göre karar verilmesi gerektiğini beyan etmiştir.
    F)Delillerin Değerlendirilmesi ve Gerekçe;
    Dava, zararlandırıcı sigorta olayı sonucu sürekli iş göremezliğe uğrayan sigortalının maddi ve manevi zararlarının giderilmesi istemine ilişkindir.
    İlk derece mahkemesi tarafından 100,00 TL maddi tazminatın kaza tarihinden itibaren işleyecek yasal faiz ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin maddi tazminat talebi ile manevi tazminat talebinin zamanaşımı nedeniyle reddine karar verilmiş, bu kararın davacı tarafından istinaf kanunyoluna götürülmesi üzerine bölge adliye mahkemesince davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile ilk derece mahkemesi kararı kaldırılarak, yukarıda açıklanan şekilde yeniden esas hakkında karar verilmiştir.
    Dosya kapsamındaki Ticaret Sicil Müdürlüğü cevabi yazısından, davalı şirketin ticaret sicil kaydının, 6102 Sayılı Kanun"un Geçici 7. maddesine gereğince Müdürlük tarafından kendilerine yapılan ihtar ve Türkiye Ticaret Sicili Gazetesinin 07/10/2013 tarih ve 8420 sayılı nüshasındaki ilana rağmen süresi içinde bildirimde bulunmaması nedeniyle 23/01/2014 tarihinde resen terkin edildiği anlaşılmaktadır.
    6100 sayılı HMK"nın 114/1-d maddesi gereğince taraf ehliyeti dava şartlarından olup, aynı yasanın 115/1. maddesine göre mahkemece davanın her aşamasında resen gözetilmesi gereken bir husustur.
    Somut olayda, HMK 115/2. maddesi uyarınca davacı tarafa davalı şirketin ihyasını sağlamak üzere süre vermek, ihya edildikten sonra işin esasına girerek oluşacak sonuca göre bir karar vermek gerekirken, davalı şirketin ticaret sicil kaydının yargılama devam ederken 2014 yılında resen terkin edildiği gözden kaçırılarak yazılı şekilde karar verilmesi isabetsiz olmuştur.
    O halde, tarafların bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve bölge adliye mahkemesi hükmü bozulmalıdır.
    SONUÇ: Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının, yukarıda yazılı sebeplerden dolayı BOZULMASINA, tarafların sair temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik yer olmadığına, davacı ile davalı yararına takdir edilen 1.630,00TL duruşma Avukatlık parasının karşılıklı olarak birbirlerine yükletilmesine, temyiz harcının istek halinde taraflara iadesine, dosyanın kararı veren Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, 30/10/2018 gününde oybirliğiyle karar verildi.


    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi