5. Hukuk Dairesi Esas No: 2015/19340 Karar No: 2016/7840 Karar Tarihi: 14.04.2016
Yargıtay 5. Hukuk Dairesi 2015/19340 Esas 2016/7840 Karar Sayılı İlamı
5. Hukuk Dairesi 2015/19340 E. , 2016/7840 K. "İçtihat Metni"
NUMARASI : 2013/155-2015/6
Taraflar arasındaki imar uygulaması sırasında bedele dönüştürülen davacıların paylarına takdir edilen karşılığın arttırılması davasından dolayı yapılan yargılama sonunda: Davanın kabulüne dair verilen yukarıda gün ve sayıları yazılı hükmün Yargıtay"ca incelenmesi, taraf vekillerince verilen dilekçeler ile istenilmiş olmakla, dosyadaki belgeler okunup uyuşmazlık anlaşıldıktan sonra gereği görüşülüp düşünüldü: - K A R A R –
Dava, imar uygulaması sırasında bedele dönüştürülen davacıların paylarına takdir edilen karşılığın arttırılması istemine ilişkindir. Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiş; hüküm, taraf vekillerince temyiz edilmiştir. 13.03.2015 gün ve 29294 sayılı Resmi Gazete"de yayımlanan Anayasa Mahkemesi"nin 13.11.2014 gün ve 2013/95 - 2014/176 sayılı kararı ile; 6487 sayılı Yasanın 21. maddesi ile 2942 sayılı Kamulaştırma Kanununun başlığı ile birlikte değiştirilen geçici 6. maddesinin; “2981 sayılı Kanuna göre yapılan imar uygulamalarından doğan ve ipotekle teminat altına alınanlarda dahil olmak üzere her türlü alacak ve bedellerinin borçlu idarelerce ödenmesine” ilişkin usulü düzenleyen on ikinci fıkrası Anayasanın 2, 35 ve 36. maddelerine aykırı görülerek iptal edilmiştir. Bu durumda; imar uygulaması sırasında bedele dönüştürülen davacı payına takdir edilen ya da davacı lehine tesis edilen ipotek karşılığının arttırılması davalarında, 6487 sayılı Yasanın 21. maddesi ile 2942 sayılı Yasaya eklenen geçici 6. maddenin on ikinci fıkrasının uygulanması mümkün olmadığından, taşınmaza emsal karşılaştırması yapılarak değer biçilmesi yöntem olarak doğrudur. Ancak; 1)Dosya içindeki delil ve belgelere göre; davacıların paylarına karşılık davalı idarenin belirlediği bedellerin davacılara ödendiği anlaşıldığından, taşınmazların çekişmesiz bedellerinin, ödeme tarihindeki değerlerinin belirlenmesi gerektiğinin düşünülmemesi doğru olmadığı gibi, 2) Kabule göre de; dava konusu 1016 parsel sayılı taşınmazın Sırma Sokağa, 1012 parsel sayılı taşınmazın ise Şerif Çavuş Sokağa cepheli olduğu, Arsa Metrekare Rayiç Bedeli Takdir Komisyonu tarafından emlak vergisine esas olan m2 değerlerinin 2013 yılı için 370,32 TL ve 160,49 TL olarak belirlendiği anlaşıldığından, bilirkişi raporu ile taşınmazların dava tarihindeki m2 değerlerinin 150,00TL olarak tespit edilmesi nedeniyle rapor inandırıcı değildir. Bu durumda, taraflara değerlendirme tarihi olan çekişmesiz bedelin ödenme tarihi dikkate alınarak, emsal bildirmeleri için imkan tanınıp, gerektiğinde re’sen emsal celbedilerek yeniden oluşturulacak bilirkişi kurulu eşliğinde keşif yapılıp rapor alınarak, dava konusu taşınmazlar ile emsalin emlak vergisine esas değerleri denetlenmek suretiyle karar verilmesi gerekirken, geçersiz rapora göre eksik inceleme ile hüküm kurulması, Doğru görülmemiştir. Taraf vekillerinin temyiz itirazları yerinde olduğundan hükmün açıklanan nedenlerle H.U.M.K.nun 428. maddesi gereğince BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harçlarının istenildiğinde iadesine ve temyize başvurma harçlarının Hazineye irad kaydedilmesine, 14/04/2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.