4. Ceza Dairesi 2020/31908 E. , 2021/3407 K.
"İçtihat Metni" KARAR
Görevi yaptırmamak için direnme suçundan sanık ..."nun, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 265/1 ve 62/1. maddeleri uyarınca 5 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu"nun 231/5. maddesi gereğince hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına dair Ankara Batı 12. Asliye Ceza Mahkemesinin 18/06/2020 tarihli ve 2019/476 esas, 2020/252 sayılı kararına karşı yapılan itirazın süreden reddine ilişkin mercii Ankara Batı 3. Ağır Ceza Mahkemesinin 07/08/2020 tarihli ve 2020/1086 değişik iş sayılı kararını kapsayan dosya incelendi.
İstem yazısında;
“Dosya kapsamına göre, sanık ve müdafiinin yokluğunda verilen Ankara Batı 12. Asliye Ceza Mahkemesinin 18/06/2020 tarihli kararının, sanık müdafiine elektronik tebligat olarak 07/07/2020 tarihinde tebliğ edildiği, 7201 sayılı Tebligat Kanunu"nun 7/a maddesinde ""...Elektronik yolla tebligat, muhatabın elektronik adresine ulaştığı tarihi izleyen beşinci günün sonunda yapılmış sayılır..."" şeklindeki düzenleme uyarınca tebligatın 12/07/2020 tarihinde yapılmış sayılacağı, 7 günlük itiraz süresinin son gününün 19/07/2020 tarihinin de hafta sonu tatiline rastlaması sebebiyle, devam eden ilk mesai gününde UYAP üzerinden sanık müdafii tarafından verilen 20/07/2020 tarihli dilekçe ile yapılan itirazın süresinde olduğu gözetilmeden, merci mahkemesince itirazın esastan incelenmesi yerine, yazılı şekilde reddine karar verilmesinde isabet görülmemiştir.” denilmektedir.
Hukuksal Değerlendirme:
CMK’nın 231. maddesinin 12. fıkrasına göre hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararına karşı itiraz yoluna başvurulabilecektir. Bu kararlara karşı itiraz süresi CMK’nın 268. maddesi uyarınca 7 gündür.
Olağan kanun yollarından olan itiraz, 5271 sayılı CMK’nın 267 ila 271. maddeleri, arasında düzenlenmiş olup "İtiraz olunabilecek kararlar" başlıklı 267. maddesinde; "Hâkim kararları ile kanunun gösterdiği hâllerde, mahkeme kararlarına karşı itiraz yoluna gidilebilir" şeklindeki düzenlemeye göre, kural olarak sadece hakim kararlarına karşı gidilebilecek olan itiraz yoluna, kanunlarda açıkça gösterilmiş olunması kaydıyla mahkeme kararlarına karşı da başvurulması mümkündür.
7201 sayılı Tebligat Kanununun elektronik tebligatı düzenleyen 7/a maddesinde ise;
Aşağıda belirtilen gerçek ve tüzel kişilere tebligatın elektronik yolla yapılması zorunludur.
1. 10/12/2003 tarihli ve 5018 sayılı Kamu Malî Yönetimi ve Kontrol Kanununa ekli (I), (II), (III) ve (IV) sayılı cetvellerde yer alan kamu idareleri ile bunlara bağlı döner sermayeli kuruluşlar.
2. 5018 sayılı Kanunda tanımlanan mahallî idareler.
3. Özel kanunla kurulmuş diğer kamu kurum ve kuruluşları ile kanunla kurulan fonlar ve kefalet sandıkları.
4. Kamu iktisadi teşebbüsleri ile bunların bağlı ortaklıkları, müessese ve işletmeleri.
5. Sermayesinin yüzde ellisinden fazlası kamuya ait diğer ortaklıklar.
6. Kamu kurumu niteliğindeki meslek kuruluşları ve üst kuruluşları.
7. Kanunla kurulanlar da dahil olmak üzere tüm özel hukuk tüzel kişileri.
8. Noterler.
9. Baro levhasına yazılı avukatlar.
10. Sicile kayıtlı arabulucular ve bilirkişiler.
11. İdareleri, kamu iktisadi teşebbüslerini veya sermayesinin yüzde ellisinden fazlası kamuya ait diğer ortaklıkları; adli ve idari yargı mercileri, icra müdürlükleri veya hakemler nezdinde vekil sıfatıyla temsile yetkili olan kişilerin bağlı bulunduğu birim.
Birinci fıkra kapsamı dışında kalan gerçek ve tüzel kişilere, talepleri hâlinde elektronik tebligat adresi verilir. Bu durumda bu kişilere tebligatın elektronik yolla yapılması zorunludur.
Birinci ve ikinci fıkra hükümlerine göre elektronik yolla tebligatın zorunlu bir sebeple yapılamaması hâlinde bu Kanunda belirtilen diğer usullerle tebligat yapılır.
Elektronik yolla tebligat, muhatabın elektronik adresine ulaştığı tarihi izleyen beşinci günün sonunda yapılmış sayılır.
5271 sayılı CMK’nın “sürelerin hesaplanması” başlıklı 39. maddesi ise “(1) Gün ile belirlenen süreler, tebligatın yapıldığının ertesi günü işlemeye başlar. (2) Süre, hafta olarak belirlenmiş ise, tebligatın yapıldığı günün, son haftada isim itibarıyla karşılığı olan günün mesai saati bitiminde sona erer. (3) Süre, ay olarak belirlenmiş ise tebligatın yapıldığı günün, son ayda sayı itibarıyla karşılığı olan günün mesai saati bitiminde sona erer. Son bulduğu ayda sayı itibarıyla karşılığı olan gün yoksa; süre, ayın son günü mesai saati bitiminde sona erer. (4) Son gün bir tatile rastlarsa süre, tatilin ertesi günü biter” biçiminde düzenlenmiş olup, gün ile belirlenen sürelerin, tebliğin yapıldığı tarihin ertesi gününden itibaren işlemeye başlayacağı ve son günün tatile isabet etmesi durumunda sürenin tatilin ertesi günü sona ereceği hüküm altına alınmıştır.
İncelenen dosyada; sanık ve müdafiinin yokluğunda verilen hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına ilişkin kararın 07/07/2020 tarihinde sanık müdafiine elektronik posta yoluyla gönderildiği, 7201 sayılı Tebligat Kanunu"nun elektronik tebligatı düzenleyen 7/a maddesine göre, elektronik yolla yapılan tebligatın, muhatabın elektronik adresine ulaştığı tarihi izleyen beşinci günün sonunda yapılmış sayılması gerektiği, bu durumda tebligatın 12/07/2020 tarihinde yapılmış sayılacağı, itiraz süresi olan 7 günlük yasal sürenin son günü olan 19/07/2020 tarihinin ise Pazar gününe isabet etmesi nedeniyle CMK’nın 39. maddesi uyarınca sürenin, tatilin ertesi günü olan 20/07/2020 tarihine kadar uzadığı ve sanık müdafii tarafından 20/07/2020 tarihli dilekçe ile karara itirazda bulunulduğu anlaşılmıştır.
Bu açıklamalar karşısında; yapılan itirazın süresinde olduğu gözetilip, itirazla ilgili bir karar verilmesi gerekirken, süresinde olmadığı gerekçesiyle itirazın reddine dair Ankara Batı 3. Ağır Ceza Mahkemesinin 07/08/2020 tarihli ve 2020/1086 değişik iş sayılı kararında isabet bulunmamaktadır.
Sonuç ve Karar:
Yukarıda açıklanan nedenlerle;
Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı’nın kanun yararına bozma isteği doğrultusunda düzenlediği tebliğnamedeki düşünce yerinde görüldüğünden,
1-Ankara Batı 3. Ağır Ceza Mahkemesinin 07/08/2020 tarihli ve 2020/1086 değişik iş sayılı kararının, 5271 sayılı CMK’nın 309. maddesi uyarınca BOZULMASINA,
2-Aynı Kanun maddesinin 4-a fıkrası gereğince, sonraki işlemlerin mahallinde tamamlanmasına, 08/02/2021 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.