3. Hukuk Dairesi 2017/14632 E. , 2018/1267 K.
"İçtihat Metni"Davacı ... ile davalı ... aralarındaki menfi tespit-istirdat davasına dair ...(...) 2. Asliye Hukuk Mahkemesinden verilen 14/01/2016 günlü ve 2015/23 E. -2016/16 K. sayılı hükmün onanması hakkında dairece verilen 19/04/2017 günlü ve 2016/8864 E. - 2017/5776 K. sayılı ilama karşı davalı tarafından kararın düzeltilmesi istenilmiştir.
Düzeltme isteğinin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı, davalıya karşı ... Asliye Hukuk Mahkemesi"nin 2010/342 esas sayılı dosya ile açtığı boşanma davasının reddedildiğini, ancak devanın devamı süresinde davalı ve müşterek çocuk lehine toplam 300,00 TL tedbir nafakasına hükmedildiğini, söz konusu nafakanın her ay düzenli ödenmiş olmasına rağmen, davalı tarafından mahkeme ilamının hiç ödenmemiş gibi icra takibine konu edildiğini, ... İcra Müdürlüğünün 2011/1602 esas sayılı dosyasıyla aleyhinde icra takibi başlatıldığını, kendisine ödeme emri tebliğ edilince, ... İcra Hukuk Mahkemesi"nde, borçlu olmadığı iddiasıyla 2011/179 esas sayılı dosya ile dava açtığını, bu davada bilirkişi incelemesi yapılarak borcu olmadığının tespit edildiğini ancak davanın takipsiz bırakılmış olması nedeniyle açılmamış sayılmasına karar verildiğini, davalı tarafından halen icra takip işlemlerine devam edilerek maaşına haciz konulması için talepte bulunulduğunu ve maaş haczi için müzekkere yazıldığını, ancak açıkladığı üzere davalıya hiçbir borcu bulunmadığını ileri sürerek, davalıya borcu olmadığının tespiti ile icra takibinin iptaline, yargılama devam ederken tahsil edilecek bedelin taraflına iadesine, davalı hakkında % 20 kötüniyet tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini istemiştir.
Davalı, davanın öncelikle zamanaşımı nedeniyle reddi gerektiğini, davacının nafaka borcunu ödemediğini, nafaka borcunu ödediğini yazılı belge ile tespit etmesi gerektiğini, kendisinin takibe konu ettiği alacağın mahkeme ilamı ile kesinleşmiş bir alacak olduğunu, kendisinin iki küçük çocuğa baktığını belirterek, davanın reddini dilemiştir.
Mahkemece, davanın kabulü ile, davacının ... İcra Müdürlüğü" nün 2011/1602 Esas sayılı takip dosyasında borcu olmadığının tespitine ve asıl alacak miktarı üzerinden hesaplanacak % 20 kötü niyet tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine, dair verilen hükmün davalı tarafça temyizi üzerine Dairemizin 03.11.2014 tarih ve 2014/6794 esas-2014/14214 karar sayılı ilamı ile, "... aynı bilirkişi tarafından hazırlanan raporlar birbiriyle uyumlu olmadığı gibi, iştirak nafakasının boşanma hükmünün kesinleştiği tarihten itibaren hükmolunacağı ve boşanma hükmünün kesinleşmediği hususu gözden kaçırılmış, davalı tarafından da hesabına giren paraların tamamının nafaka olarak kabul edildiği iddiasıyla rapora itiraz edilmiştir.
Öte yandan, davacı tarafından yapılan ödemelerin nafaka borcuna ilişkin olduğuna dair bir açıklama olmasa bile, borçlu tarafça yapılan tüm ödemelerin açıkça alacaklı tarafça nafaka dışındaki bir alacağa ilişkin olduğu ispat edilmediği sürece, ödenen miktar nispetinde davacının nafaka borcundan kurtulacağının kabulü gerekmektedir.
Bu durumda, yukarıda açıklanan maddi ve hukuki olgular dikkate alınarak, hesaptaki paraların kimler tarafından yatırıldığı araştırılarak, davalıya, borçlu tarafından yatırılan ve hesapta görünen paraların nafaka olmadığının ispatı için süre verilerek, takip tarihi itibarıyla, davacı tarafından davalıya ödenmesi gereken toplam nafaka alacağından, davacının yapmış olduğu ödemelerin mahsubu ile fazla veya eksik ödeme bulunup bulunmadığı konusunda, önceki bilirkişi dışında, uzman bir bilirkişiden denetime elverişli rapor alınması, daha sonra toplanan ve toplanacak tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre karar verilmesi gerekirken eksik araştırma ve inceleme sonucunda, yetersiz ve denetime elverişli olmayan bilirkişi raporuna göre hüküm kurulması hatalı olup, bozmayı gerektirmiştir." gerekçesi ile hükmün bozulmasına karar verilmiştir.
Mahkemece, bozma ilamına uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda, bozma ilamı doğrultusunda alınan bilirkişi raporuna göre davanın kısmen kabulü ile ... İcra Müdürlüğü"nün 2011/1602 esas sayılı takip dosyasının nafaka borcu miktarının 102,80 TL olduğunun bu miktar dışında davacının borçlu olmadığının tespiti ile, icra baskısı altında davacıdan tahsil edilerek davalıya ödenen toplam 15.935,00 TL nin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine (istirdadına), İİK.nın 72/5 maddesi gereğince takibe konu asıl alacağın % 20 si oranında tazminatın davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiş, hükmün davalı tarafça temyizi üzerine Dairemizin 19.04.2017 gün ve 2016/8864 Esas-2017/5776 Karar sayılı ilamı ile mahkeme kararının onanmasına karar verilmiştir
Dairemiz kararına karşı davalı tarafından karar düzeltme isteminde bulunulmuştur.
Yeniden yapılan inceleme sonucunda;
1- Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre, davalının sair karar düzeltme istemleri yerinde değildir.
2- Somut olayda, hükme esas alınan bilirkişi raporunda; koca ile birlikte davacının annesi ve kız kardeşinin, davalı kadının hesabına yaptıkları tüm ödemelerin, davacı adına nafaka borcuna istinaden yapılmış olduğu kabul edilerek hesaplama yapıldığı ve bunun neticesinde davanın davalıya yalnızca 102,80 TL işlemiş faiz borcu bulunduğu, bunun dışında başkaca bir nafaka borcu bulunmadığının belirtildiği anlaşılmaktadır.
Bir mahkemenin Yargıtay Dairesince verilen bozma kararına uyması sonunda, kendisi için o kararda gösterilen şekilde inceleme ve araştırma yaparak, yine o kararda belirtilen hukuki esaslar gereğince hüküm verme yükümlülüğü doğar. “Usuli kazanılmış hak” olarak tanımlanan bu olgu mahkemeye, hükmüne uyduğu Yargıtay bozma kararında belirtilen çerçevede işlem yapma ve hüküm kurma zorunluluğu getirmektedir (09.05.1960 gün ve 21/9 sayılı Y.İ.B.K.).
Bu ilke, kamu düzeni ile ilgili olup; Yargıtay"ca kendiliğinden dikkate alınması gerekir. Hakimin değişmesi dahi açıklanan bu hukuki ilkeye etki yapamaz.
Mahkemece uyulmasına karar verilen Dairemiz bozma ilamında; nafaka borcuna ilişkin temel ilkeler açıklandıktan sonra, davalıya ait hesaptaki paraların kimler tarafından yatırıldığı araştırılarak, nafaka borçlusu (koca) tarafından yatırılan paraların nafaka olmadığının ispatı için davalıya süre verilerek, ardından davacının yapmış ödemelerin takip konusu nafaka borcundan düşülerek sonucuna göre karar verilmesi gerektiği belirtilmiştir. Diğer bir ifade ile Dairemizin bozma ilamında ifade edilen husus davacı koca tarafından davalı hesabına yapılan ödemelerin nafaka alacağından mahsup edilmesi gerektiğine ilişkin olup, dava dışı kişiler tarafından (davacının annesi ve kız kardeşi) nafaka açıklaması olmaksızın yapılan ödemelerin de nafaka borcundan düşülmesi (mahsubu) imkanı bulunmamaktadır. Ne var ki, yukarıda açılandığı üzere hükme esas alına bilirkişi raporunda, bozma ilamına aykırı olarak, davalı kadının hesabına, davacı koca tarafından yapılmış olan ödemeler haricen davacının annesi ve kız kardeşi tarafından yapılan ödemelerin de nafaka borcuna istinaden yapıldığı kabul edilerek nafaka borcunda düşüldüğü (mahsup edildiği) anlaşılmaktadır.
Hal böyle olunca mahkemece, bozma ilamında belirtilen şekilde bir inceleme ve araştırma yapılması ve bu doğrultuda bir rapor alınması gerekirken, bozma ilamına uygun olmayan bilirkişi raporu esas alınarak yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir.
Ne var ki; mahkeme kararının açıklanan bu gerekçe ile bozulması gerekirken, zuhulen onandığı anlaşılmıştır.
SONUÇ; Yukarıda birinci bentte açıklanan nedenlerle davalının sair karar düzeltme itirazlarının REDDİNE, ikinci bentte açıklanan nedenle davalının karar düzeltme isteğinin kabulü ile Dairemizin 19/04/2017 gün ve 2016/8864 Esas-2017/5776 Karar sayılı onama kararının kaldırılmasına, ... (...) 2.Asliye Hukuk Mahkemesi"nin (Aİle Mahkemesi sıfatıyla) 14.01.2016 günlü ve 2015/23 Esas-2016/16 Karar sayılı ilamının HUMK.nun 428. maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan karar düzeltme harcının istek hâlinde karar düzeltme talebinde bulunana iadesine, 19.02.2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.