17. Hukuk Dairesi 2016/17762 E. , 2019/2978 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne dair verilen hükmün süresi içinde davacı vekili ile davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği düşünüldü:
-K A R A R-
Davacı vekili, davalı ..."ye ait olan binada çıkan yangın sonucunda, müvekkili tarafından yangın sigorta poliçesiyle sigortalı iş yerinde hasar meydana geldiğini hasar bedelinin müvekkili tarafından sigorta ettirene ödendiğini, davalının bina maliki olarak ve yangının meydana gelmesinde ve yangın güvenliğini sağlamada kusurlu olduğunu açıklayıp 961.456,00 TL"nin tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı .... vekili, yangının binada kiracı olarak bulunan dava dışı şirkete ait iş yerinden kaynaklandığını, bu olay ile ilgili yürütülen ceza soruşturmasının sonucunun beklenilmesinin gerektiğini, müvekkilinin maliki olduğu binada yangına karşı her türlü önlemin alındığını, istenilen tazminatın fahiş olduğunu savunarak, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkemece, iddia, savunma ve tüm dosya kapsamına göre, davalının kusuruna isabet eden 240.364,00 TL"nin tahsiline karar verilmiş; hüküm, davacı vekili ile davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1-Dava, yangın sigorta poliçesine dayalı rücuen tazminat istemine ilişkin olup mahkemece, yazılı gerekçe ile davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir. Davacı tarafından yangın sigorta poliçesi ile sigortalanan iş yerinde, davalının maliki olduğu binada çıkan yangın sonucu hasar meydana geldiği uyuşmazlık konusu olmayıp, uyuşmazlık yangının hangi nedenle çıktığı ve oluşan zarardan davalıların sorumlu olup olmadıkları noktasında toplanmaktadır.
Somut uyuşmazlığa uygulanması gereken mülga 818 sayılı BK"nın 58. maddesi uyarınca bir bina veya imal olunan herhangi bir şeyin maliki, o şeyin fena yapılmasından yahut muhafazasındaki kusurundan dolayı sorumludur. Bu sorumluluk, kusur esasına dayanmayan objektif sorumluluk niteliğinde olup, bina veya imal olunan şeydeki bozukluğun veya eksikliğin malikten kaynaklanmasına gerek yoktur. Başka bir anlatımla, malike kusur isnadı gerekli değildir. Ancak, böyle bir davada öncelikle zarar gören davacının, zarar gördüğünü ve bu zararının bina veya yapı eserinin yapılışındaki bozukluk veya bakımındaki eksiklikten kaynaklandığını ispat etmesi zorunludur. İspat yükünü yerine getirdiği takdirde kural olarak bina veya imal olunan şeyin malikinin sorumluluğu söz konusu olacaktır. Malik, mücbir sebep, zarar görenin veya üçüncü kişinin kusuru nedeniyle illiyet bağının kesildiğini kanıtlar ise sorumluluktan kurtulabilecektir.
Dava konusu olayda davalı tarafça, meydana gelen yangının binadaki kiracılardan kaynaklandığı ve bu durumun kendi sorumluluklarını ortadan kaldırıldığı savunulmuş, dosyada mevcut bilirkişi raporuna da aynı nedenle itiraz edilmiştir. Mahkemece, davalının söz konusu savunmaları üzerinde durulup yukarıda yapılan açıklamalar çerçevesinde bir değerlendirme yapılmadığı gibi bilirkişi raporuna yaptıkları itirazlar da karşılanmamıştır. Öte yandan, dava konusu olayla ilgili yürütülmekte olan bir ceza davası da bulunmakta olup bilindiği üzere 818 sayılı BK"nın 53. maddesi uyarınca, ceza hakimince tespit edilecek maddi olgular, hukuk hakimini de bağlamaktadır. Bu itibarla mahkemece, dava konusu olay ile ilgili olarak yürütülmekte olan ceza davasının akıbetinin araştırılması, gerekirse aynı olaya dayalı olarak görülen diğer tazminat davalarındaki raporların değerlendirilmesi ve davalı tarafından dava konusu yangının çıkış sebebine yönelik olarak bilirkişi raporuna yapılan itirazların da karşılanması suretiyle yukarıda yapılan açıklamalar çerçevesinde bir sonuca varılması gerekirken yazılı şekilde eksik incelemeye dayalı olarak hüküm tesisi doğru olmamış, hükmün bu nedenle davalılar yararına bozulması gerekmiştir.
2-Bozma ilamının sebep ve şekline göre davacı vekilinin ve davalı vekilinin sair temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine gerek görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle davacı vekilinin ve davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, (2) nolu bentte açıklanan nedenlerle davacı vekilinin ve davalı vekilinin sair temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacı ve davalıya geri verilmesine 14/03/2019 gününde oybirliğiyle karar verildi.