6. Ceza Dairesi 2013/31354 E. , 2017/1843 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Ağır Ceza Mahkemesi
SUÇLAR : Yağma, kişiyi hürriyetinden yoksun kılma, cinsel taciz, resmi belgede sahtecilik, 6136 sayılı Yasaya muhalefet
HÜKÜM : Mahkumiyet
Yerel Mahkemece verilen hüküm sanıklar ... ve ... savunmanları tarafından duruşmalı olarak da temyiz edilmekle; başvurunun nitelik, ceza türü, süresi ve suç tarihine göre dosya görüşüldü:
2005 yılının Ekim ayı içerisinde mağdur ..."in “20.000 TL ödemediği takdirde evinin kurşunlanacağının” şeklinde telefonla tehdit edilmesi üzerine sanık ..."ya 1460 TL"lik ödemede bulunarak yağma suçuna maruz kaldığının; 25.11.2005 günü mağdur ....lu"nun hürriyetinden yoksun bırakıldığı sırada üzerinde bulunan ziynet eşyalarının ve 100 TL parasının alınarak ayrıca yağma suçuna maruz kaldığının; 30.11.2005 günü mağdur....in kişiyi hürriyetinden yoksun bırakılması olayına sanıklar ... ve ..."nın da katıldığının iddia edilmesi karşısında; anılan suçlardan sanıklar hakkında zamanaşımı içinde işlem yapılması olanaklı kabul edilmiştir.
Hükmedilen cezanın süresine göre, duruşmalı incelenmesi olanaklı bulunmadığından sanıklar ... ve ... savunmanının bu konudaki vaki talebinin ve sanık ... hakkında 6136 sayılı Yasaya aykırılık suçundan İstanbul 11. Ağır Ceza Mahkemesinin 09.06.2008 gün 2006/142 Esas ve 2008/171 Karar sayılı ilamı ile 6136 sayılı Yasanın 13/4, 62, 50 ve 52. maddeleri uyarınca 500 TL ve 80 TL adli para cezasına mahkum edildiği; hüküm tarihinde yürürlükte bulunan 5237 sayılı TCK’nın 50/5. maddesinde öngörülen düzenlemeye göre, hükmolunan cezanın türü ve miktarına göre, 1412 sayılı CMUK’nın 5219 sayılı Yasa ile değişik 305/1. maddesi gereğince hükmün temyizi olanaklı bulunmadığından
kesinleştiğinin anlaşılması karşısında, dosyanın yeniden ele alınıp temyize olanaklı bir karar verilemeyeceği gözetilmeden Bakırköy 15. Ağır Ceza Mahkemesinin 06.06.2012 gün 2011/328 Esas, 2012/241 Karar sayılı hükmün kurulması yok hükmünde olduğundan, sanık ... savunmanının temyiz isteminin 5320
sayılı Yasanın 8/1. maddesi yollamasıyla 1412 sayılı CMUK"nın 317. ve 318. maddeleri uyarınca tebliğnameye aykırı olarak REDDİNE,
I- Sanıklar ..., ..., ..., ..., ... hakkında 25.11.2005 günü katılan ...e yönelik yağma ve katılan ..."na yönelik kişiyi hürriyetinden yoksun bırakma; sanıklar ..., ... ve ... hakkında 30.11.2005 günü katılan ....e yönelik yağma ve sanıklar ... ve ... hakkında 30.11.2005 günü katılan...yönelik kişiyi hürriyetinden yoksun bırakma; sanık ... hakkında 6136 sayılı Yasaya aykırılık suçlarından kurulan hükümlerin incelenmesinde;
Mahkumiyet hükmünün yasal sonucu olan 5237 sayılı TCK’nın 53. maddesinde öngörülen belirli hakları kullanmaktan yoksun bırakılma tedbirlerinin, 24.11.2015 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanarak aynı tarihte yürürlüğe giren Anayasa Mahkemesi’nin 08.10.2015 gün, 2014/140-2015/85 Esas ve Karar sayılı kararına göre yapılan değişikliğin infazda gözetilmesi olanaklı görülmüştür.
Dosya ve duruşma tutanakları içeriğine, uyulan bozmaya toplanıp karar yerinde incelenerek tartışılan elverişli kanıtlara, gerekçeye ve Hakimler Kurulunun takdirine göre, sanık ... ve sanıklar ..., ..., ..., ..., ... ve ... savunmanlarının temyiz itirazları yerinde görülmemiş olduğundan reddiyle, usul ve yasaya uygun bulunan hükümlerin, tebliğnameye uygun olarak ONANMASINA,
II- Sanık ... hakkında 25.11.2005 günü katılan ...."e yönelik yağma ve katılan ..."na yönelik kişiyi hürriyetinden yoksun bırakma ve cinsel taciz; 30.11.2005 günü katılan ...e yönelik yağma; suçlarından kurulan hükümlerin incelenmesinde;
Mahkumiyet hükmünün yasal sonucu olan 5237 sayılı TCK’nın 53. maddesinde öngörülen belirli hakları kullanmaktan yoksun bırakılma tedbirlerinin, 24.11.2015 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanarak aynı tarihte yürürlüğe giren Anayasa Mahkemesi’nin 08.10.2015 gün, 2014/140-2015/85 Esas ve Karar sayılı kararına göre yapılan değişikliğin infazda gözetilmesi olanaklı görülmüştür.
Olay günü diğer sanıklar ile birlikte katılan...nu kaçıran sanığın, katılanın vücudunun çeşitli yerlerine eliyle dokunduğu, katılanın itirazı üzerine döveceği yönünde tehditte bulunduğu, katılanın “Döv, öldür ama bir şey yapma” demesi üzerine, katılanın “Bir şey yapmayacağını sadece fotoğraflarını çekeceğini” söylediği, bu sırada içeriye giren bir şahsın f ısıltı halinde “Biz ne peşideyiz, sen ne peşindesin” diyerek sanığı azarlaması üzerine eylemine son verdiğinin anlaşılması karşısında; mevcut haliyle sanığın eyleminin fiziksel temas içermesi nedeniyle TCK"nın 102/1. maddesinde düzenlenen basit cinsel saldırı suçunu
oluşturduğu nazara alınıp 6545 sayılı Kanunla getirilen düzenlemeler de gözetilerek mahkumiyetine karar verilmesi gerekirken suç vasfının tayininde yanılgıya düşülüp yazılı şekilde cinsel taciz suçundan hüküm kurulması, karşı temyiz olmadığından bozma nedeni yapılmamıştır.
Dosya içeriğine, toplanıp karar yerinde incelenerek tartışılan hukuken geçerli ve elverişli kanıtlara, gerekçeye ve Hakimler Kurulunun takdirine göre; suçların sanık tarafından işlendiğini kabulde ve nitelendirmede usul ve yasaya aykırılık bulunmadığından, diğer temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
Ancak;
T.C. Anayasası"nın 90. maddesinin son fıkrası ve Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin 6/3-c maddesi ışığında, 5271 sayılı CMK"nın 150, 234 ve 239. maddeleri ile 5320 sayılı Yasanın 13. maddesine dayanılarak hazırlanan, Ceza Muhakemesi Kanunu Gereğince Müdafi ve Vekillerin Görevlendirilmeleri ile Yapılacak Ödemelerin Usul ve Esaslarına İlişkin Yönetmeliğin 8. maddesi gereğince, sanıktan, yargılandığı suç nedeniyle baro tarafından görevlendirilen zorunlu savunman ücretinin alınmasına hükmedilemeyeceği, bu ücretin Adalet Bakanlığı bütçesinde bu amaçla ayrılan ödenekten karşılanacağı gözetilmeden, yazılı şekilde zorunlu savunman ücretinin sanıktan alınmasına karar verilmesi,
Bozmayı gerektirmiş, sanık ... savunmanının temyiz itirazları bu bakımdan yerinde görülmüş olduğundan, hükmün açıklanan nedenle isteme aykırı olarak BOZULMASINA, bozma nedeni yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi yollamasıyla 1412 sayılı CMUK"nın 322. maddesinin verdiği yetkiye dayanılarak, hükmün yargılama giderleri ile ilgili fıkrasından “sanık için atanan zorunlu savunman ücretinin" çıkartılması suretiyle, eleştiri dışında diğer yönleri usul ve yasaya uygun bulunan hükmün DÜZELTİLEREK ONANMASINA,
III – Sanık ... hakkında resmi evrakta sahtecilik suçundan kurulan hükmün incelenmesinde;
31.01.2006 tarihinde sanık ..."nin üst aramasında ele geçen ve İstanbul Kriminal Polis Laboratuvarları Müdürlüğünün 01.02.2006 gün 2006/587 sayılı ekspertiz raporuna göre;
1-.... .... ... adına düzenlenmiş gözüken A-... seri numaralı Emniyet Genel Müdürlüğü Personeli "Polis" İçin Tanıtma Karnesinin, (muhtemelen hakiki bir Emniyet Genel Müdürlüğü Personeli "Polis" için tanıtma karnesinin) ön ve arka yüzünden renkli fotokopi çekilmesine müteakip PVC ile kaplanmış olduğu
belirlenmekle, tetkike konu Polis tanıtma karnesinin sahte olduğu sonucuna varılarak; yapılan sahtecilik, ilk nazarda ve kolaylıkla fark edilemeyecek nitelikte olduğu cihetle, tetkike konu polis tanıtma karnesinin iğfal kabiliyetine haiz olduğu;
2... adına düzenlenmiş 0-09/057399 seri numaralı nüfus cüzdanının ön yüzündeki PVC kaplamanın kısmen kopartılmış ve yerinde mevcut olmadığı, "ADI" hanesindeki "...Fİ" içerikli makine yazılarının sol tarafındaki halen mevcut "M." harfinin mevcut yerine siyah renk mürekkepli kalemle sonradan yazılmış olduğu belirlendiği; tetkik konusu nüfus cüzdanının hali hazır durumu itibarı ile iğfal kabiliyetine haiz olmadığı;
3-... ... adına düzenlenmiş A-... seri numaralı Emniyet Genel Müdürlüğü Personel Kimlik Kartında silinti, kazıntı veya ilave" yoluyla tahrifat yapıldığını gösterir nitelikte herhangi bir bulguya rastlanılmadığının yönünde görüş bildirildiği görülmekle;
Sanığın üst aramasında ele geçen ... adına düzenlenmiş gözüken A-... seri numaralı Emniyet Genel Müdürlüğü Personeli "Polis" İçin Tanıtma Karnesinin, iğfal kabiliyetine haiz olduğu ancak söz konusu belgenin renkli fotokopi ile oluşturulduğunun ekspertiz raporu ile belirtilmesi dikkate alınarak; gerçeğin kuşkuya yer vermeyecek bir biçimde belirlenebilmesi için; belgelerde sahtecilik suçlarında aldatma yeteneğinin bulunup bulunmadığının takdiri hakime ait olduğundan, belge asıllarının duruşmaya getirtilip incelenmek suretiyle, özelliklerinin duruşma tutanağına yazılması, aldatıcı nitelikte olup olmadığının kararda tartışılması, denetime olanak verecek şekilde belge aslının dosya içine konulması ve sonucuna göre sanığın hukuki durumunun takdir ve tayini gerekirken eksik inceleme ile yazılı şekilde karar verilmesi,
Bozmayı gerektirmiş, sanık ... savunmanının temyiz itirazları bu bakımdan yerinde görülmüş olduğundan, hükmün açıklanan nedenlerle tebliğnameye aykırı olarak BOZULMASINA, 06.06.2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.