Abaküs Yazılım
8. Daire
Esas No: 2018/229
Karar No: 2022/2405
Karar Tarihi: 05.04.2022

Danıştay 8. Daire 2018/229 Esas 2022/2405 Karar Sayılı İlamı

Danıştay 8. Daire Başkanlığı         2018/229 E.  ,  2022/2405 K.

    "İçtihat Metni"

    T.C.
    D A N I Ş T A Y
    SEKİZİNCİ DAİRE
    Esas No : 2018/229
    Karar No : 2022/2405


    DAVACI : … Bakanlığı
    VEKİLİ : Av. …
    DAVALI : … Başkanlığı
    VEKİLİ : Av. …
    DAVANIN KONUSU :
    28/12/2017 tarih ve 30284 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren 2017 Yılı Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinde Değişiklik Yapılmasına Dair Tarifenin;
    a) 1. maddesiyle, 02.01.2017 tarih ve 29936 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanan 2017 yılı Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi'nin "Genel Hükümler" Bölümünde yer alan 17. maddesinin 2. fıkrasında yapılan değişiklik ile;
    b) 3. maddesiyle, 02.01.2017 tarih ve 29936 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanan 2017 yılı Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi'nin "Avukatlık Ücret Tarifesi" bölümünün Birinci Kısım, İkinci Bölümünde yer alan 6. maddesinde yapılan değişikliğin iptaline karar verilmesi istenilmektedir.

    DAVACININ İDDİALARI :
    2017 yılı Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi'nin "Genel Hükümler" Bölümünde yer alan 17. maddesinin 2. fıkrasında yapılan değişiklik yönünden, Sigortacılık Kanununun 30/17. maddesinde, talebi kısmen veya tamamen reddedilenler aleyhine hükmedilecek vekalet ücretinin, Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinde belirlenen vekalet ücretinin beşte biri olduğu belirtilmesine karşın, söz konusu düzenleme ile konusu para ile değerlendirilebilen işlerde Tarifenin üçüncü kısmına göre belirlenen nispi ücretin beşte biri alınarak hesaplanan vekalet ücreti, maktu ücretin altında kalması halinde vekalet ücretinin maktu ücrete yükseltilmesinin ve konusu para ile değerlendirilmeyen işlerde ise asliye mahkemeleri için belirlenen maktu ücretin beşte birinin alınmamasının Kanunun amir hükmüne aykırı olduğu belirtilmiştir.
    2017 yılı Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi'nin "Avukatlık Ücret Tarifesi" bölümünün Birinci Kısım, İkinci Bölümünde yer alan 6. maddesinde yapılan değişiklik yönünden ise, İl ve ilçe tüketici hakem heyetleri ile sebze ve meyve hal hakem heyetleri nezdinde sunulacak hizmetlerde akdi vekalet ücretinin nispi olarak belirleneceği ve hizmete konu işin değerinin maktu ücretin altında kalması halinde maktu ücretin esas alınacağı düzenlenmiş ise de; hizmete konu işin değerinin maktu ücretin altında olması halinde vekalet ücreti olarak maktu ücretin öngörülmesi, dolayısıyla vekalet ücretinin hizmete konu işin değeri ile sınırlandırılmamış olmasının Tarife sistematiğine aykırı olduğundan uygun bulunmadığı ileri sürülmüştür.



    DAVALININ SAVUNMASI :
    Tahkimde görülen uyuşmazlıklarda 5684 sayılı Sigortacılık Kanununa uygun kararlar verildiği, uygulamada karışıklığa sebebiyet vermemek için yasal hükme de yer verilmek suretiyle yargı kararının gereği de yerine getirilerek yapılan düzenlemede hukuka aykırılık bulunmadığı, 2017 yılı Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi'nin "Avukatlık Ücret Tarifesi" bölümünün Birinci Kısım, İkinci Bölümünde yer alan 6. maddesinde yapılan değişiklik yönünden ise yargı kararının gereklerine uygun düzenlenen dava konusu düzenlemede hukuka aykırılık bulunmadığı savunulmuştur.

    DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ : …
    DÜŞÜNCESİ : 5684 sayılı Kanunun 30. maddesinin 17. fıkrasındaki amir hükümden farklı bir düzenleme getirilerek, talebi kısmen ya da tamamen reddedilenler aleyhine tarifeye göre hesaplanan nisbi ücretin beşte birinin, maktu ücretin altında kalması halinde maktu ücrete hükmedileceği öngörülerek 5684 sayılı Sigortacılık Kanunundaki beşte birlik orana uyulmadığı, öte yandan, konusu para ile ölçülemeyen işlerde, Tarifenin ikinci kısmının ikinci bölümünde asliye mahkemeleri için öngörülen maktu ücrete hükmedileceği öngörülerek, 5684 sayılı Sigortacılık Kanunundaki beşte birlik oranın hiç dikkate alınmadığı görüldüğünden, 2017 yılı Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi'nin "Genel Hükümler" Bölümünde yer alan 17. maddesinin 2. fıkrasında yapılan düzenlemenin ve hizmete konu işin değerinin üzerinde vekalet ücreti ödenmesine yol açan 2017 yılı Tarifesinin ilk halinde mevcut bulunan "hizmete konu işin değeri maktu ücretin altında ise hizmete konu işin değeri kadar" ibaresine yer verilmemesi nedeniyle dava konusu 2017 yılı Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi'nin "Avukatlık Ücret Tarifesi" bölümünün Birinci Kısım, İkinci Bölümünde yer alan 6. maddesinde yapılan düzenlemede hukuka uyarlık bulunmadığından anılan düzenlemelerin iptaline; 2017 yılı Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi'nin "Avukatlık Ücret Tarifesi" bölümünün Birinci Kısım, İkinci Bölümünde yer alan 6. maddesinde yer alan maktu ücretteki artış oranı yönünden davanın reddine karar verilmesi gerektiği düşünülmektedir.

    DANIŞTAY SAVCISI : …
    DÜŞÜNCESİ : Dava; 28/12/2017 gün ve 30284 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanan, 2017 Yılı Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinde Değişiklik Yapılmasına Dair Tarife ile değiştirilen, 2017 Yılı Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinin "Genel Hükümler" bölümünde yer alan 17. maddesinin 2. fıkrası ile "Avukatlık Ücret Tarifesi" bölümünün Birinci Kısım, İkinci Bölümde yer alan 6. maddesinin iptali istemine ilişkindir.
    Tarifenin "Genel Hükümler" bölümünde yer alan "Tahkimde ve Sigorta Tahkim Komisyonunda ücret" başlıklı 17. maddesinin dava konusu 2. fıkrasında, "Sigorta Tahkim Komisyonları, vekalet ücretine hükmederken, Tarifenin ikinci kısmının ikinci bölümünde asliye mahkemeleri için öngörülen ücretin altında kalmamak kaydıyla Tarifenin üçüncü kısmına göre avukatlık ücretine hükmeder. Tarifenin üçüncü kısmına göre nisbi avukatlık ücretine hükmedilen durumlarda da talebi kısmen ya da tamamen reddedilenler aleyhine tarifeye göre hesaplanan nisbi ücretin beşte birine hükmedilir. Ancak hesaplanan miktarın maktu ücretin altında kalması halinde maktu ücrete hükmedilir. Konusu para ile ölçülemeyen işlerde, Tarifenin ikinci kısmının ikinci bölümünde asliye mahkemeleri için öngörülen maktu ücrete hükmedilir. Sigorta Tahkim Komisyonlarınca hükmedilen vekalet ücreti, kabul veya reddedilen miktarı geçemez." düzenlemesine yer verilmiştir.
    5684 sayılı Sigortacılık Kanunu'nun 30. maddesinin 17. fıkrasında "Talebi kısmen ya da tamamen reddedilenler aleyhine hükmolunacak vekalet ücreti, Avukatlık Asgarî Ücret Tarifesinde belirlenen vekalet ücretinin beşte biridir." hükmü yer almaktadır.
    5684 sayılı Sigortacılık Kanunun anılan hükmü ile Sigorta Tahkim Komisyonuna başvuran sigortalılar ve sigorta poliçesinden menfaat temin edenler lehine pozitif bir ayrımcılık yapılarak, talebin kısmen veya tamamen reddedilmesi halinde sigorta şirketleri lehine hükmedilecek vekâlet ücretinin Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinde belirlenen vekâlet ücretinin beşte biri olacağı düzenlenmiştir.
    Uyuşmazlık konusu düzenlemede ise, 5684 sayılı Kanunun 30. maddesinin 17. fıkrasındaki amir hükümden farklı bir düzenleme getirilerek, talebi kısmen ya da tamamen reddedilenler aleyhine tarifeye göre hesaplanan nisbi ücretin beşte birinin, maktu ücretin altında kalması halinde maktu ücrete hükmedileceği öngörülmekle, 5684 sayılı Sigortacılık Kanunundaki beşte birlik orana uyulma koşulu kaldırılmıştır.
    Öte yandan, konusu para ile ölçülemeyen işlerde, Tarifenin ikinci kısmının ikinci bölümünde asliye mahkemeleri için öngörülen maktu ücrete hükmedileceği ifade edilmekle 5684 sayılı Sigortacılık Kanunundaki beşte birlik oran yine gözardı edilmiştir.
    Hal böyle olunca; 5684 sayılı Kanunun amacına aşılarak düzenlenen, dava konusu Tarifenin "Genel Hükümler" Bölümünde yer alan 17. maddesinin 2. fıkrasında hukuka ve mevzuata uyarlık görülmemiştir.
    Davaya konu edilen Tarifenin "Avukatlık Ücret Tarifesi" Bölümünün Birinci Kısım, İkinci Bölümde yer alan 6. maddesinde de; "İl ve ilçe tüketici hakem heyetleri, sebze ve meyve hal hakem heyetleri nezdinde sunulacak hizmetlerde, avukatlık ücreti Tarifenin üçüncü kısmına göre hesaplanır. Ancak üçüncü kısmına göre belirlenecek hizmete konu işin ücreti, maktu ücretin altında ise maktu ücret 360,00 TL" ifadesine yer verilmiştir.
    6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanunun 70. maddesinin 1. fıkrasında, "(1) İl ve ilçe tüketici hakem heyetinin verdiği kararlar tarafları bağlar. Tüketici hakem heyetlerince vekâlet ücreti ödenmesine karar verilemez." hükmü yer almaktadır.
    Öte yandan, 5957 sayılı Sebze ve Meyveler ile Yeterli Arz ve Talep Derinliği Bulunan Diğer Malların Ticaretinin Düzenlenmesi Hakkında Kanunun 10. maddesinin 1. fıkrasında, "Üreticiler ile meslek mensupları arasında veya meslek mensuplarının kendi aralarında bu Kanunun uygulanmasıyla ilgili olarak ortaya çıkan uyuşmazlıklara çözüm bulmak amacıyla il merkezlerinde bir hal hakem heyeti oluşturulur. Bakanlıkça gerekli görülen ilçe merkezlerinde de hal hakem heyeti oluşturulabilir." hükmüne, 5. fıkrasında, "Değeri elli bin Türk Lirasının altında bulunan uyuşmazlıklarda, hal hakem heyetlerine başvuru zorunludur. Bu uyuşmazlıklarda heyetin vereceği kararlar ilam hükmündedir. Bu kararlar 9/6/1932 tarihli ve 2004 sayılı İcra ve İflas Kanununun ilamların yerine getirilmesi hakkındaki hükümlerine göre yerine getirilir. Taraflar, bu kararlara karşı on beş gün içinde hal hakem heyetinin bulunduğu yerde ticarî davalara bakmakla görevli asliye ticaret mahkemesine itiraz edebilir. İtiraz, hal hakem heyeti kararının icrasını durdurmaz. Ancak, talep edilmesi şartıyla hâkim, hal hakem heyeti kararının icrasını tedbir yoluyla durdurabilir. Hal hakem heyeti kararlarına yapılan itiraz üzerine asliye ticaret mahkemesinin vereceği karar kesindir." hükmüne, 6. fıkrasında ise, "Değeri elli bin Türk Lirası ve üstündeki uyuşmazlıklarda hal hakem heyetinin vereceği kararlar, asliye ticaret mahkemesinde delil olarak ileri sürülebilir." hükmüne yer verilmiş olup, maddenin gerek başlığı, gerekse düzenlendiği yer dikkate alındığında; Tarifenin "Avukatlık Ücret Tarifesi" bölümünün Birinci Kısım, İkinci Bölümünün başlığının "İş takibi konusundaki hukuki yardımlarda ödenecek ücret" olduğu ve bu başlık altında düzenlenen tüm ücretlerin vekil ile müvekkil arasındaki akdi ilişkiye dayanan akdi vekalet ücretini içerdiği anlaşılmaktadır.
    Buna göre, söz konusu madde ile amaçlanan tüketici hakem heyetleri ya da sebze ve meyve hal hakem heyetlerinin aldığı kararlar için vekalet ücretine hükmedip hükmedemeyeceği olmayıp; ilgili kurumlar nezdinde alınan hukuki yardımlar için taraflarca kabul edilen akti ilişki sonucu ödenecek hukuki yardımda esas alınacak tutar için vekalet ücreti tutarının esas alınarak belirlenmesi olduğu anlaşıldığından, davaya konu tarifenin bu kısmında hukuka ve mevzuata aykırılık bulunmamaktadır.
    Açıklanan nedenlerle, davaya konu 2017 Yılı Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinde Değişiklik Yapılmasına Dair Tarife ile değiştirilen, 2017 Yılı Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinin "Genel Hükümler" bölümünde yer alan 17. maddesinin 2. fıkrasının iptaline, aynı Tarifenin "Avukatlık Ücret Tarifesi" bölümünün Birinci Kısım, İkinci Bölümde yer alan 6. maddesinin iptali istemine yönelik olarak davanın reddine karar verilmesi gerektiği düşünülmektedir.

    TÜRK MİLLETİ ADINA
    Karar veren Danıştay Sekizinci Dairesince, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:

    HUKUKİ SÜREÇ
    02.01.2017 tarih ve 29936 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanan 2017 yılı Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi'nin muhtelif maddelerinin iptali istemiyle açılan davada, Dairemizin 23.05.2017 tarih ve E:2017/1257 sayılı kararı ile 2017 Yılı Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinin "Genel Hükümler" bölümünde yer alan 17. maddesinin 2. fıkrası ve 22. maddesi ile "Ücret Tarifesi" bölümünün Birinci Kısım İkinci Bölümünde yer alan 6. maddesi ve İkinci Kısım, İkinci Bölümde yer alan 7. maddesinin yürütmesinin durdurulmasına, diğer maddeler yönünden ise yürütmenin durdurulması isteminin reddine karar verilmiştir.
    Dairemiz kararına karşı taraflarca yapılan itiraz üzerine, Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulu'nun 05.10.2017 tarih ve YD İtiraz No: 2017/940 sayılı kararı ile "Ücret Tarifesi" bölümünün Birinci Kısım, İkinci Bölümünde yer alan 6. maddesi yönünden davalı idare itirazının reddine, Tarifenin "Genel Hükümler" Bölümünde yer alan 17. maddesinin 2. fıkrasına yönelik davalı idarenin itirazının ise, düzenlemede, 5684 sayılı Yasanın 30. maddesinin 17. fıkrasındaki amir hükümden farklı bir düzenleme getirilerek, hükmolunacak avukatlık ücretinin "asliye mahkemeleri için öngörülen ücretin altında kalamayacağının" belirtildiği, anılan düzenlemenin hükmedilecek olan avukatlık ücretinin asliye mahkemeleri için öngörülen ücret üzerinden hesaplanması sonucunu doğuracağının açık olduğu, bu durumda, 5684 sayılı Yasanın amacına aykırı bir düzenleme getiren Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinin "Genel Hükümler" Bölümünde yer alan 17. maddesinin 2. fıkrasında hukuka uygunluk görülmediği gerekçesiyle reddine, Tarifenin "Genel Hükümler" Bölümünde yer alan 17. maddesinin 3. fıkrasına yönelik davacı itirazının ise kabulü ile Dairemizce bu madde yönünden verilen yürütmenin durdurulması isteminin reddi kararının kaldırılmasına ve yürütmenin durdurulmasına, diğer maddeler yönünden ise itirazın reddine karar verilmiştir.
    Belirtilen yargısal süreç sonucunda yargı kararının gereği olarak 2017 Yılı Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinde Değişiklik Yapılmasına Dair Tarife, 28/12/2017 tarih ve 30284 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe girdiği anlaşılmaktadır.

    İNCELEME VE GEREKÇE:
    İLGİLİ MEVZUAT:
    1136 sayılı Avukatlık Kanunu'nun "Avukatlık ücreti" başlıklı 164. maddesinde; "(Değişik : 2/5/2001 - 4667/77 md.) Avukatlık ücreti, avukatın hukukî yardımının karşılığı olan meblâğı veya değeri ifade eder.
    Yüzde yirmibeşi aşmamak üzere, dava veya hükmolunacak şeyin değeri yahut paranın belli bir yüzdesi avukatlık ücreti olarak kararlaştırılabilir.
    İkinci fıkraya göre yapılacak sözleşmeler, dava konusu para dışındaki mal ve haklardan bir kısmının aynen avukata ait olacağı hükmünü taşıyamaz.
    Avukatlık asgarî ücret tarifesi altında vekâlet ücreti kararlaştırılamaz. Ücretsiz dava alınması halinde, durum baro yönetim kuruluna bildirilir.(Değişik üçüncü ve dördüncü cümle:13/1/2004 – 5043/5 md.) Avukatlık ücretinin kararlaştırılmamış olduğu veya taraflar arasında yazılı ücret sözleşmesinin bulunmadığı yahut ücret sözleşmesinin belirgin olmadığı veya tartışmalı olduğu veya ücret sözleşmesinin ücrete ilişkin hükmünün geçersiz sayıldığı hallerde; değeri para ile ölçülebilen dava ve işlerde asgari ücret tarifelerinin altında olmamak koşuluyla ücret itirazlarını incelemeye yetkili merci tarafından davanın kazanılan bölümü için avukatın emeğine göre ilâmın kesinleştiği tarihteki müddeabihin değerinin yüzde onu ile yüzde yirmisi arasındaki bir miktar avukatlık ücreti olarak belirlenir. Değeri para ile ölçülemeyen dava ve işlerde ise avukatlık asgari ücret tarifesi uygulanır.
    Dava sonunda, kararla tarifeye dayanılarak karşı tarafa yüklenecek vekâlet ücreti avukata aittir. Bu ücret, iş sahibinin borcu nedeniyle takas ve mahsup edilemez, haczedilemez." hükmü ile
    1136 sayılı Avukatlık Kanunu'nun "Avukatlık ücret tarifesinin hazırlanması" başlıklı 168. maddesinin 1. fıkrasında, "Baronun yönetim kurulları, her yıl Eylül ayı içerisinde, yargı yerlerindeki işlemler ile diğer işlemlerden alınacak avukatlık ücretinin asgari hadlerini gösteren birer tarife hazırlayarak Türkiye Barolar Birliğine gönderirler."; 2. fıkrasında, "Türkiye Barolar Birliği Yönetim Kurulunca, baro yönetim kurullarının teklifleri de göz önüne alınmak suretiyle uygulanacak tarife o yılın Ekim ayı sonuna kadar hazırlanarak Adalet Bakanlığına gönderilir. Şu kadar ki hazırlanan tarifede; genel bütçeye, il özel idareleri, belediye ve köylere ait vergi, resim, harç ve benzeri mali yükümlülükler ve bunların zam ve cezaları ile tarifelere ilişkin davalar ve 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanunun uygulanmasından doğan her türlü davalar için avukatlık ücreti tutarı maktu olarak belirlenir. Bu tarife Adalet Bakanlığına ulaştığı tarihten itibaren bir ay içinde Bakanlıkça karar verilmediği veya tarife onaylandığı takdirde kesinleşir. Ancak Adalet Bakanlığı uygun bulmadığı tarifeyi bir daha görüşülmek üzere, gösterdiği gerekçesiyle birlikte Türkiye Barolar Birliğine geri gönderir. Geri gönderilen bu tarife, Türkiye Barolar Birliği Yönetim Kurulunca üçte iki çoğunlukla aynen kabul edildiği takdirde onaylanmış, aksi halde onaylanmamış sayılır; sonuç Türkiye Barolar Birliği tarafından Adalet Bakanlığına bildirilir. (...) " hükmüne yer verilmiştir.

    HUKUKİ DEĞERLENDİRME
    2017 yılı Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi'nin "Genel Hükümler" Bölümünde yer alan 17. maddesinin 2. fıkrasında yapılan değişiklik yönünden;
    Tarifenin "Tahkimde ve Sigorta Tahkim Komisyonunda ücret" başlıklı 17. maddesinin dava konusu 2. fıkrasında, “Sigorta Tahkim Komisyonları, vekalet ücretine hükmederken, Tarifenin ikinci kısmının ikinci bölümünde asliye mahkemeleri için öngörülen ücretin altında kalmamak kaydıyla Tarifenin üçüncü kısmına göre avukatlık ücretine hükmeder. Tarifenin üçüncü kısmına göre nisbi avukatlık ücretine hükmedilen durumlarda da talebi kısmen ya da tamamen reddedilenler aleyhine tarifeye göre hesaplanan nisbi ücretin beşte birine hükmedilir. Ancak hesaplanan miktarın maktu ücretin altında kalması halinde maktu ücrete hükmedilir. Konusu para ile ölçülemeyen işlerde, Tarifenin ikinci kısmının ikinci bölümünde asliye mahkemeleri için öngörülen maktu ücrete hükmedilir. Sigorta Tahkim Komisyonlarınca hükmedilen vekalet ücreti, kabul veya reddedilen miktarı geçemez.” düzenlemesine yer verilmiştir.
    5684 sayılı Sigortacılık Kanunu'nun 30. maddesinin 17. fıkrasında "Talebi kısmen ya da tamamen reddedilenler aleyhine hükmolunacak vekalet ücreti, Avukatlık Asgarî Ücret Tarifesinde belirlenen vekalet ücretinin beşte biridir." hükmü yer almaktadır.
    Anılan Kanun hükmü, vekâlet ücreti ile ilgili özel bir düzenleme getirmekte olup, Kanun'un madde gerekçesinde, Sigorta Tahkim Komisyonuna genellikle düşük meblağlar için başvurulmakta olduğu, bu durumda talebi kısmen veya tamamen reddedilen taraf için yargılama giderleri arasında yer alan avukatlık ücretinin uyuşmazlık konusu miktarla karşılaştırıldığında yüksek kalabildiği dikkate alınarak maddede gerekli düzenleme yapıldığı belirtilmiştir.
    5684 sayılı Sigortacılık Kanunu çerçevesinde sigorta ettiren veya sigorta sözleşmesinden menfaat sağlayan kişiler ile riski üstlenen taraf arasında sigorta sözleşmesinden doğan uyuşmazlıkların çözümü amacıyla getirilmiş alternatif bir çözüm yolu olan tahkim yoluna başvurulmasında, diğer bir ifade ile Sigorta Tahkim Komisyonunda takip edilen işlerde, talebi tamamen veya kısmen reddedilenlerin sigorta poliçesinden menfaat temin edenler, sigortalılar olduğu ve bu tür bir başvurunun sigorta şirketlerine karşı yapıldığı hususları ile 5684 sayılı Kanunun madde gerekçesi birlikte değerlendirildiğinde, Sigorta Tahkim Komisyonuna başvuran sigortalılar ve sigorta poliçesinden menfaat temin edenler lehine pozitif bir ayrımcılık yapılarak, talebin kısmen veya tamamen reddedilmesi halinde sigorta şirketleri lehine hükmedilecek vekâlet ücretinin Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinde belirlenen vekâlet ücretinin beşte biri olacağı düzenlenmiştir.
    Dava konusu düzenlemeye bakıldığında ise, 5684 sayılı Kanunun 30. maddesinin 17. fıkrasındaki amir hükümden farklı bir düzenleme getirilerek, talebi kısmen ya da tamamen reddedilenler aleyhine tarifeye göre hesaplanan nisbi ücretin beşte birinin, maktu ücretin altında kalması halinde maktu ücrete hükmedileceği öngörülmüş, 5684 sayılı Sigortacılık Kanunundaki beşte birlik orana uyulmamıştır.

    Öte yandan, konusu para ile ölçülemeyen işlerde, Tarifenin ikinci kısmının ikinci bölümünde asliye mahkemeleri için öngörülen maktu ücrete hükmedileceği öngörülerek, 5684 sayılı Sigortacılık Kanunundaki beşte birlik oran hiç dikkate alınmamıştır.
    Bu durumda, 5684 sayılı Kanunun amacına aykırı bir düzenleme getiren, dava konusu Tarifenin "Genel Hükümler" Bölümünde yer alan 17. maddesinin 2. fıkrasında hukuka uyarlık görülmemektedir.
    2017 yılı Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi'nin "Avukatlık Ücret Tarifesi" bölümünün Birinci Kısım, İkinci Bölümünde yer alan 6. maddesinde yapılan değişiklik yönünden;
    02.01.2017 tarih ve 29936 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanan 2017 yılı Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi'nin "Avukatlık Ücret Tarifesi" bölümünün Birinci Kısım, İkinci Bölümünde yer alan 6. maddesinin ilk halinde, "İl ve ilçe tüketici hakem heyetleri, sebze ve meyve hal hakem heyetleri ve benzeri heyetler ya da kurullar nezdinde sunulacak hizmetlerde, hizmete konu işin değerinin % 12’sinden aşağı olmamak üzere. Ancak hizmete konu işin değeri maktu ücretin altında ise hizmete konu işin değeri kadar 360,00 TL" düzenlemesi yer almakta idi.
    Bu düzenlemeye karşı açılan davada Dairemizin 23/05/2017 tarih ve E:2017/1257 sayılı kararıyla, dava konusu tarife maddesinde, hakem heyetleri ve benzeri heyetler ya da kurullar nezdinde sunulacak hizmetlerde, hizmete konu işin değerinin maktu ücretin üzerinde olması halinde, hükmedilecek avukatlık ücretinin işin değerinin %12'sinden aşağı olamayacağı düzenlenmekle birlikte tarifenin "Ücret Tarifesi" Bölümünün Üçüncü Kısmında olduğu gibi azalan oranda bir kademelendirmeye gidilmediği, bu itibarla, işin değerinin maktu ücretin çok üzerinde olduğu hallerde de, avukatlık ücretinin işin değerinin %12'si üzerinden hesaplanacağı anlaşıldığından, söz konusu durum, harcanan emek ve çabanın oldukça üstünde avukatlık ücretine hükmedilerek taraflara ölçüsüz bir yükümlülük getirilmesine neden olacağı, öte yandan, dava konusu tarife maddesinde yer alan, "ve benzeri heyetler ya da kurullar" ibaresi nedeniyle, söz konusu maddenin hangi heyet ya da kurulları kapsadığı konusunda tereddütler yaşanabileceğinden düzenlemede hukuka uygunluk bulunmadığı gerekçesiyle yürütmenin durdurulmasına karar verilmiş, karara karşı itiraz yoluna başvurulması üzerine ise anılan madde yönünden Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulu'nun 05.10.2017 tarih ve YD İtiraz No:2017/940 sayılı kararı ile itirazın reddine karar verilmiştir.
    Dairemizin yukarıda belirtilen yürütmenin durdurulması kararı gereği 2017 yılı Tarifesinin "Avukatlık Ücret Tarifesi" Bölümünün Birinci Kısım, İkinci Bölümde yer alan 6. maddesi, "İl ve ilçe tüketici hakem heyetleri, sebze ve meyve hal hakem heyetleri nezdinde sunulacak hizmetlerde, avukatlık ücreti Tarifenin üçüncü kısmına göre hesaplanır. Ancak üçüncü kısmına göre belirlenecek hizmete konu işin ücreti, maktu ücretin altında ise maktu ücret 360,00 TL" şeklinde değiştirilmiş ve bakılmakta olan davaya konu edilmiştir.
    İşbu davada Dairemizin 10.07.2018 tarih ve E:2018/229 sayılı kararı ile bu defa dava konusu düzenleme, il ve ilçe tüketici hakem heyetleri ile sebze ve meyve hal hakem heyetleri yönünden ayrı ayrı ele alınarak; 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun'un 70. maddesinin 1. fıkrasında, tüketici hakem heyetlerince avukatlık ücreti ödenmesine karar verilemeyeceğinin açıkça düzenlenmiş olması karşısında, il ve ilçe tüketici hakem heyetlerinde avukatlık ücretine karar verileceği yolundaki dava konusu Tarife maddesinde hukuka uyarlık görülmediği; öte yandan vekil ile takip edilen davalarda mahkemelerce avukatlık ücretine hükmedileceği, sebze ve meyve hal hakem heyetlerinin ise yargısal bir mercii olmadığı, bu nedenle çözüme kavuşturdukları uyuşmazlıklarda vekalet ücretine hükmedemeyecekleri, bu konuda üst hukuk normlarında da herhangi bir hüküm bulunmadığı gerekçesiyle yürütmenin durdurulmasına karar verilmiş ise de; Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulu'nun 06.12.2018 tarih ve YD İtiraz No:2018/599 sayılı kararı ile dava konusu maddenin gerek madde başlığı gerek düzenlendiği yer dikkate alındığında; Tarifenin "Avukatlık Ücret Tarifesi" bölümünün Birinci Kısım, İkinci Bölümünün başlığının "İş takibi konusundaki hukuki yardımlarda ödenecek ücret" olduğu ve bu başlık altında düzenlenen tüm ücretlerin vekil ile müvekkil arasındaki akdi ilişkiye dayanan akdi vekalet ücretini içerdiği, söz konusu madde açısından incelenecek hususun, belirlenen avukatlık ücreti miktarının hukukiliğinin incelenmesi olduğu dikkate alındığında; davalı idarenin bu husustaki itirazının kabulüne karar verilmiştir.
    Dairemizin 23/05/2017 tarih ve E:2017/1257 sayılı yürütmenin durdurulması kararı gereği, Tarife maddesinde yer alan, "ve benzeri heyetler ya da kurullar" ibaresinin madde metninden çıkarıldığı ve nispi avukatlık ücretinin hesabında belirlenen %12’lik tek oran uygulamasından vazgeçilerek Tarifenin üçüncü kısmına yapılan atıfla azalan oranda kademelendirme yapıldığı ve bu hususlarda hukuka aykırılık bulunmadığı görülmekte ise de; Daire kararında hukuka aykırılığına hükmedilmediği halde düzenlemenin ilk halinde mevcut bulunan "hizmete konu işin değeri maktu ücretin altında ise hizmete konu işin değeri kadar" ibaresinin de madde metninden çıkarılarak hizmete konu işin ücretinin maktu ücretin altında kalması halinde hükmedilecek akdi vekalet ücretinin maktu ücrete yükseltildiği anlaşılmaktadır.
    Bu durumda, hizmete konu işin değerinin üzerinde vekalet ücreti ödenmesine yol açacağından 2017 yılı Tarifesinin ilk halinde mevcut bulunan "hizmete konu işin değeri maktu ücretin altında ise hizmete konu işin değeri kadar" ibaresine yer verilmemesi nedeniyle dava konusu düzenlemede hukuka uyarlık görülmemiştir.
    Öte yandan Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulu'nun 06.12.2018 tarih ve YD İtiraz No:2018/599 sayılı kararı gereği dava konusu düzenleme maktu vekalet ücreti yönünden incelendiğinde ise; dava konusu düzenlemeye ilk kez 2014 yılı Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinde yer verildiği ve maktu ücretin 250,00 TL olarak belirlendiği, 2015 yılı Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinde bir önceki yıl Tarifesine göre herhangi bir artış gerçekleştirilmediği, 2016 yılı Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinde, %30 oranında artış yapılarak 325,00 TL şeklinde düzenlendiği, 2017 yılı Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinde ise, bir önceki yıl Tarifesiyle belirlenen 325,00 TL maktu ücrete %10,76 oranında artış yapılarak 360,00 TL'ye yükseltildiği anlaşılmaktadır.
    2016 yılı Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine karşı açılan davada, Dairemizin 02.10.2018 tarih ve E:2015/15049 K:2018/5104 sayılı kısmen iptal kısmen ret kararı, Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulu'nun 02.12.2020 tarih ve E:2019/1027 K:2020/2808 sayılı kararı ile maktu ücretlerdeki artış oranına ilişkin verilen iptal kararı yönünden bozulmuş diğer kısımlar yönünden ise onanarak kesinleşmiştir. Bozma kararında yer verilen gerekçeler doğrultusunda yeniden yapılan incelemede ise, Dairemizin 05.04.2022 tarih ve E:2021/2151 K:2022/2403 sayılı kararı ile 2016 yılı Tarifesinde yer alan maktu ücretlerde bir önceki yıl Tarifesine göre %33,33 ve bu oranın altında yapılan artışların hukuka uygun olduğu sonucuna varılmıştır.

    Buna göre, 2016 yılı Tarifesinde gerçekleştirilen %30 oranındaki artış, Dairemizin yukarıda bahsi geçen kararı ile hukuka uygun bulunduğu, 2017 yılı Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi'nde ise 360,00 TL olarak düzenlenen vekalet ücretindeki %10,76'lık artış oranının da 2016 yılı enflasyon oranının yıllık %8,53 olduğu dikkate alındığında, makul düzeyde kaldığı anlaşıldığından dava konusu düzenlemede yer alan maktu ücrete ilişkin düzenlemede artış oranı yönünden hukuka aykırılık bulunmadığı sonucuna varılmıştır.

    KARAR SONUCU:
    Açıklanan nedenlerle;
    1. 28/12/2017 tarih ve 30284 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren 2017 Yılı Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinde Değişiklik Yapılmasına Dair Tarifenin;
    a) 1. maddesiyle, 02.01.2017 tarih ve 29936 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanan 2017 yılı Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi'nin "Genel Hükümler" Bölümünde yer alan 17. maddesinin 2. fıkrasında yapılan düzenlemenin İPTALİNE, oybirliği ile,
    b) 3. maddesiyle, 02.01.2017 tarih ve 29936 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanan 2017 yılı Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi'nin "Avukatlık Ücret Tarifesi" bölümünün Birinci Kısım, İkinci Bölümünde yer alan 6. maddesinde yapılan düzenlemenin "hizmete konu işin değeri maktu ücretin altında ise hizmete konu işin değeri kadar" ibaresine yer verilmemesi nedeniyle İPTALİNE, oybirliği ile; aynı düzenlemede yer alan maktu ücretteki artış oranı yönünden ise DAVANIN REDDİNE, oybirliği ile,
    3. Dava kısmen iptal kısmen ret ile sonuçlandığından, ayrıntısı aşağıda gösterilen toplam … TL yargılama giderinin yarısı olan … TL'nin davacı üzerinde bırakılmasına, diğer yarısı olan … TL'nin ise davalı idareden alınarak davacıya verilmesine,
    4. Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca … TL vekâlet ücretinin davacıdan alınarak davalı idareye verilmesine; … TL vekalet ücretinin de davalı idareden alınarak davacıya verilmesine,
    5. Posta giderleri avansından artan tutarın kararın kesinleşmesinden sonra istemi halinde taraflara iadesine,
    6. Bu kararın tebliğ tarihini izleyen 30 (otuz) gün içerisinde Danıştay İdari Dava Daireleri Kuruluna temyiz yolu açık olmak üzere,
    05/04/2022 tarihinde karar verildi.

    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi