Esas No: 2021/2151
Karar No: 2022/2403
Karar Tarihi: 05.04.2022
Danıştay 8. Daire 2021/2151 Esas 2022/2403 Karar Sayılı İlamı
Danıştay 8. Daire Başkanlığı 2021/2151 E. , 2022/2403 K."İçtihat Metni"
T.C.
D A N I Ş T A Y
SEKİZİNCİ DAİRE
Esas No : 2021/2151
Karar No : 2022/2403
DAVACI : … Bakanlığı
VEKİLİ : Av. …
DAVACI YANINDA MÜDAHİL : … Bakanlığı
VEKİLİ : Av. …
DAVALI : … Başkanlığı
VEKİLİ : Av. …
DAVANIN KONUSU : 21/12/2015 gün ve 29569 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanan 2016 yılı Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinin;
"Genel Hükümler" bölümünde yer alan
11. maddesinin 4., 7. ve 8. fıkralarının,
13. maddesinin 1. fıkrasının,
14. maddesinin 4. fıkrasının,
15. maddesinin 1. ve 4. fıkralarının,
16. maddesinin 1. fıkrasının,
17. maddesinin 2. ve 3. fıkralarının,
22. maddesinin 1. fıkrasının,
"Avukatlık Ücret Tarifesi" bölümünde yer alan
İkinci kısım ikinci bölümünde yer alan 4. maddesinin, 7. maddesinin, 16. maddesinin (a) ve (b) bentlerinin, 17. maddesinin, 19. maddesinin, 21. maddesinin (a) ve (b) bentleri ile 24. maddesinin (b) bendinin,
Üçüncü kısımda yer alan 8. maddesinin ve
Maktu ücretlerdeki artış oranının iptaline karar verilmesi istenilmiştir.
DAVACININ İDDİALARI :
İcra ve İflas Kanununda yer almayan bir müessesenin dava konusu Tarife ile düzenlenmesi normlar hiyerarşisine aykırılık teşkil ettiğinden, Tarifenin 11. maddesinin 4. fıkrasının; çocukla şahsi münasebetin, borçlunun kusuru nedeniyle icra müdürlüğü aracılığıyla tesis edilmediği durumlarda da borçlunun vekalet ücreti ile sorumlu tutulmasına sebebiyet verildiğinden, Tarifenin 11. maddesinin 7. fıkrasının; icra dairesinde borçlu vekili olarak takip edilen işin takibi sonuçlandırmaya yönelik bulunmaması halinde, Tarifede belirtilen asgari ücretin tamamına hükmedilmesi, avukatın harcadığı çaba, gayret ve emeği ile orantılı olmadığından, Tarifenin 11. maddesinin 8. fıkrasının; maktu ücretin İcra Mahkemeleri yerine, davanın görüldüğü mahkemeye göre belirlenmesinin taraflara ölçüsüz bir yükümlülük getirebileceğinden, Tarifenin 13. maddesinin 1. fıkrasının; ceza mahkemelerinde taraf sıfatı bulunmayan Hazine aleyhine hüküm kurulamayacağından, Tarifenin 14. maddesinin 4. fıkrasının; zımmi ret veya gerekçesi yetersiz idari işlemin iptali için açılan davalarda davacının davalı idarenin savunmasının görmeden ya da yeteri kadar inceleyemeden feragat hakkını kullanmaya zorlandığından, Tarifenin 15. maddesinin 1. fıkrasının; vergi uyuşmazlıklarına ilişkin davalarda maktu ücretin üç katı ücret belirlenmesinin avukatın harcadığı çaba ve emek ile orantılı olmadığından, Tarifenin 15. maddesinin 4. fıkrasının; uzlaşma sağlanması ile avukatlık ücretinin tamamına hükmedilmesi, avukatın harcadığı çaba ve emeği ile orantılı olmayıp alternatif uyuşmazlık yollarının cazip olmaktan çıkaracağından, Tarifenin 16. maddesinin 1. fıkrasının; avukatlık ücretinin nevi konusunda karışıklığa sebebiyet verildiğinden, Tarifenin 17. maddesinin 2. fıkrasının; Tahkim Kurulundaki işler bakımından avukatın harcadığı çaba, gayret ve emeğin, Danıştay ve Askeri Yüksek İdare Mahkemesinde ilk derecede görülen davalarda harcayacağı çaba, gayret ve emek ile eşdeğer kabul edilemeyeceğinden, Tarifenin 17. maddesinin 3. fıkrasının; aynı emek ve çabanın harcandığı seri davalarda karşı taraf aleyhine ölçüsüz yükümlülük getireceğinden, Tarifenin 22. maddesinin 1. fıkrasının; benzer işler için daha az maktu ücret öngörülmesine karşın, tahliyeye ilişkin icra takipleri için 1.800,00 TL ücret belirlendiğinden, "Ücret Tarifesi" bölümünün İkinci Kısım, İkinci Bölümde yer alan 4. maddesinin; Sulh Ceza Hakimliği soruşturma aşamasında, İnfaz Hakimliği de cezanın infazı aşamasında bir çok yetki ile donatılmış olup, yargılamaya ilişkin vazifelere haiz bulunmamaları karşısında, vermiş oldukları kararlarda vekalet ücretine hükmetmelerinin yasal olarak mümkün olmadığından, "Ücret Tarifesi" bölümünün İkinci Kısım, İkinci Bölümde yer alan 7. maddesinin; duruşmalı ve duruşmasız davalar arasındaki ücret farkı ölçüsüz olduğundan, "Ücret Tarifesi" bölümünün İkinci Kısım, İkinci Bölümde yer alan 16. ve 21. maddesinin (a) ve (b) bentlerinin; 6384 sayılı Kanunda avukatlık ücreti hükmedileceği yolunda bir düzenlemeye yer verilmediğinden, "Ücret Tarifesi" bölümünün İkinci Kısım, İkinci Bölümde yer alan 17. maddesinin; Danıştay ve Askeri Yüksek İdare Mahkemesinde ilk derece olarak görülen davalardan fazla ücret öngörüldüğünden, "Ücret Tarifesi" bölümünün İkinci Kısım, İkinci Bölümde yer alan 19. maddesi ile 24. maddesinin (b) bendinin; %0,1 den %1 oranına fahiş miktarda artış yapıldığından, "Ücret Tarifesi" bölümünün Üçüncü kısımda yer alan 8. maddesinin; enflasyon oranı üzerinde artış yapıldığından maktu ücret artışlarının hukuka aykırı olduğu ileri sürülmüştür.
DAVALININ SAVUNMASI :
Ülkenin ekonomik ve sosyal durumu da dikkate alınarak düzenlenen dava konusu Tarifede avukatın hak edeceği belirtilen ücretler, ülkenin ekonomik koşullarına uygun olduğu gibi, genelde baroların tekliflerini, özelde kamu yararı ve avukatın bilgi ve tecrübesi yanı sıra, harcadığı emek ve mesaisi de dikkate alınarak, Danıştay içtihatları doğrultusunda hukuka uygun olarak hazırlandığı ileri sürülerek davanın reddi gerektiği savunulmuştur.
DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ : …
DÜŞÜNCESİ : Avukatlık Asgari Ücret Tarifelerinin hazırlanması aşamasında dikkate alınacak esas ve ölçütler konusunda 1136 sayılı Avukatlık Kanununda herhangi bir belirleme yapılmadığından maktu ücretlerdeki artış oranının hukuka uygunluk denetiminde bir yandan objektif bir kriter olan enflasyon oranları dikkate alınırken diğer yandan davalı idareye yasayla verilen takdir yetkisinin ve avukatın emek ve çabasının gözetilmesi, bununla birlikte tarafların hak arama özgürlüğüne yapılan müdahalenin de ölçülü olması gerekmektedir.
Buna göre, Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulu'nun bozma kararındaki gerekçeler doğrultusunda, dava konusu 21/12/2015 gün ve 29569 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan 2016 yılı Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinin; "Yargı Yerleri ile İcra ve İflas Dairelerinde Yapılan ve Konusu Para Olmayan veya Para ile Değerlendirilemeyen Hukuki Yardımlara Ödenecek Ücret" başlıklı İkinci Kısım İkinci Bölümünde yer alan; "5. İcra Mahkemelerinde takip edilen ceza işleri için 600,00 TL"; "11. Çocuk Mahkemelerinde takip edilen davalar için: 1.800,00 TL"; "13. Askeri Mahkemelerde takip edilen davalar için:1.800,00 TL" şeklindeki düzenlemelerde, 2015 yılı Tarifesine oranla makul kabul edilemeyecek oranda artış yapıldığı görüldüğünden yukarıda belirtilen ilkelere uygun olmadığı değerlendirilen maktu ücretlerdeki artış oranının belirtilen düzenlemeler yönünden iptaline; dava konusu Tarifenin "Avukatlık Ücret Tarifesi" bölümünde yer alan diğer düzenlemelerdeki maktu ücretlerdeki artış oranı yönünden ise davanın reddine karar verilmesi gerektiği düşünülmektedir.
DANIŞTAY SAVCISI : ...
DÜŞÜNCESİ : Dava; Adalet Bakanlığı tarafından, 21/12/2015 tarih ve 29569 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanan, 2016 yılı Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi'nin "Genel Hükümler" bölümünde yer alan 11. maddesinin 4., 7. ve 8. fıkraları, 13. maddesinin 1. fıkrası, 14. maddesinin 4. fıkrası, 15. maddesinin 1. ve 4. fıkraları, 16. maddesinin 1. fıkrası, 17. maddesinin 2. ve 3. fıkraları, 22. maddesinin 1. fıkrası ve "Avukatlık Ücret Tarifesi" bölümünün ikinci kısım ikinci bölümünde yer alan 4. maddesi, 7. maddesi, 16. maddesinin (a) ve (b) bentleri, 17. maddesi, 19. maddesi, 21. maddesinin (a) ve (b) bentleri ile 24. maddesinin (b) bendi ve Üçüncü kısımda yer alan 8. maddesinin ve maktu ücretlerdeki artış oranının iptali istemiyle Türkiye Barolar Birliğine karşı açılmıştır.
Danıştay Sekizinci Dairesinin 02/10/2018 tarih ve E:2015/15049, K:2018/5104 sayılı kararıyla; "Dava konusu Tarife'nin "Genel Hükümler" bölümünde yer alan 11. maddesinin 4. ve 8. fıkrası, 13. maddesinin 1. fıkrası, 14. maddesinin 4. fıkrasının 2. cümlesi, 15. maddesinin 4. fıkrası, 17. maddesinin 2. ve 3. fıkraları, 22. maddesinin 1. fıkrası, "Avukatlık Ücret Tarifesi" Bölümünün İkinci Kısım İkinci Bölümünde yer alan 17. maddesi, 19. maddesi ve 24. maddesinin (b) bendi ile maktu ücretlerdeki artış oranı" İPTAL edilirken; ""Genel Hükümler" Bölümünde yer alan 11. maddesinin 7. fıkrası, 14. maddesinin 4. fıkrasının 1. cümlesi, 15. maddesinin 1. fıkrası, 16. maddesinin 1. fıkrası, "Avukatlık Ücret Tarifesi" Bölümünün İkinci Kısım İkinci Bölümünde yer alan 4. maddesi, 7. maddesi, 16. maddesinin (a) ve (b) bendi, 21. maddesinin (a) ve (b) bendi ve Üçüncü Kısımda yer alan 8. maddesi" yönünden ise dava reddedilmiştir.
Anılan kararın taraflarca temyizi üzerine Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulunun 02/12/2020 günlü, E:2019/1027, K:2020/2808 sayılı kararıyla; davacının temyiz isteminin tümüyle, davalı idarenin temyiz isteminin ise kısmen reddi suretiyle; "Dava konusu Tarife'nin "Genel Hükümler" Bölümünde yer alan 11. maddesinin 4., 7. ve 8. fıkraları, 13. maddesinin 1. fıkrası, 14. maddesinin 4. fıkrası, 15. maddesinin 1. ve 4. fıkraları, 16. maddesinin 1. fıkrası, 17. maddesinin 2. ve 3. fıkraları, 22. maddesinin 1. fıkrası ve "Avukatlık Ücret Tarifesi" Bölümünün İkinci Kısım İkinci Bölümünde yer alan 4. maddesi, 7. maddesi, 16. maddesinin (a) ve (b) bentleri, 17. maddesi, 19. maddesi, 21. maddesinin (a) ve (b) bentleri ile 24. maddesinin (b) bendi ve Üçüncü Kısmında yer alan 8. maddesine ilişkin kısımları" onanır iken;
Dava konusu Tarife'nin maktu ücretlerdeki artış oranının "iptaline" ilişkin kısmı;
"Danıştay Sekizinci Dairesince, dava konusu Tarife'de, bir önceki yıl tarifesi olan 2015 yılına ilişkin Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi göz önünde bulundurulduğunda; maktu ücretlerde yapılan artış oranının %11 ile %100 arasında değiştiğinin görüldüğü; Türkiye İstatistik Kurumu tarafından açıklanan, 2015 yılı enflasyon oranının %8,81 olduğu dikkate alındığında, dava konusu Tarife'nin maktu ücretler bölümünde yapılan artışların tamamının söz konusu enflasyon oranının üzerinde olduğunun anlaşıldığı; haklı gerekçenin bulunması halinde, maktu ücretlerde enflasyon oranının üzerinde artış yapılabileceği açık ise de; davalı idarece enflasyon oranı üzerinde yapılan söz konusu artışların haklı gerekçesinin ortaya konulamadığı anlaşıldığından, maktu ücretlerde yapılan artışlarda hukuka uyarlık bulunmadığından iptaline karar verilmişse de, Tarife'nin maktu ücretlere ilişkin bölümlerinde yapılan düzenlemelerde, enflasyon oranı dikkate alınmak suretiyle ülkenin ekonomik ve sosyal durumu, avukatların davanın görümü sırasında harcadığı çaba, gayret ve emek, taraflara ölçüsüz bir yükümlülük getirmemesi ile 2014 yılına oranla 2015 yılında bir artış yapılmadığı hususlarının hesaba katılması gerekmekte olup, maktu ücretler bölümünde yapılan artışların tamamının enflasyon oranının üzerinde olduğundan bahisle verilen iptal kararında hukuki isabet bulunmadığı; öte yandan, maktu ücretler bölümünde yapılan artışların tamamının iptaline karar verilmişken, "Avukatlık Ücret Tarifesi" Bölümünün İkinci Kısım İkinci Bölümünde yer alan 4. maddesi, 7. maddesi, 16. maddesinin (a) ve (b) bendi, 21. maddesinin (a) ve (b) bendi yönünden verilen ret kararları ile belirlenen maktu ücretlere ilişkin artış oranlarının da hukuka uygun bulunduğu dikkate alındığında, Tarife'deki maddelere ilişkin tespit yapılmaksızın, yapılan tüm artışların enflasyon oranının üzerinde olduğu değerlendirmesi ile verilen iptal kararında hukuka uyarlık görülmediği" gerekçesiyle bozulmuştur.
Uyuşmazlık konusu Tarifenin; davacının temyiz isteminin tümüyle, davalı idarenin ise kısmen reddedilmek suretiyle onanarak kesinleşen kısmı hakkında yeniden hüküm tesis etme imkanı kalmamış olup; bozulan kısım açısından değerlendirme yapılması gerekmektedir.
2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 46. maddesinde; Danıştay dava dairelerinin nihai kararlarına karşı Danıştayda temyiz yoluna başvurulabileceği, 2575 sayılı Danıştay Kanunu'nun 38. maddesinde; İdari Dava Daireleri Kurulunca idari dava dairelerinden ilk derece mahkemesi olarak verilen kararların temyizen inceleneceği hükmü getirilirken; 2577 sayılı Kanunun 49. maddesinin 4. fıkrasında; ilk derece mahkemelerine aynı kanunda, bozmaya uymayarak eski kararında tanınan ısrar yetkisi, Danıştay dava dairelerinin ilk derece mahkemesi olarak verdiği kararların temyizen bozulması halinde tanınmamıştır.
2577 sayılı Yasanın yukarıda yer verilen hükümleri uyarınca İdari Dava Daireleri Kurulu kararına, Daire uymak durumundadır.
Açıklanan nedenlerle; bozmaya uyularak İDDK kararında belirtilen gerekçe ile 2016 yılı Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi'nin "maktu ücretlerdeki artış oranı" yönünden de davanın reddi gerektiği düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Sekizinci Dairesince, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:
HUKUKİ SÜREÇ :
Dava, 21/12/2015 gün ve 29569 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan 2016 yılı Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinin; "Genel Hükümler" bölümünde yer alan 11. maddesinin 4., 7. ve 8. fıkralarının, 13. maddesinin 1. fıkrasının, 14. maddesinin 4. fıkrasının, 15. maddesinin 1. ve 4. fıkralarının, 16. maddesinin 1. fıkrasının, 17. maddesinin 2. ve 3. fıkralarının, 22. maddesinin 1. fıkrasının, "Avukatlık Ücret Tarifesi" bölümünde yer alan ikinci kısım ikinci bölümünde yer alan 4. maddesinin, 7. maddesinin, 16. maddesinin (a) ve (b) bentlerinin, 17. maddesinin, 19. maddesinin, 21. maddesinin (a) ve (b) bentleri ile 24. maddesinin (b) bendinin, üçüncü kısımda yer alan 8. maddesinin ve maktu ücretlerdeki artış oranının iptaline karar verilmesi istemiyle açılmıştır.
Dairemizin 02.10.2018 tarih ve E:2015/15049 K:2018/5104 sayılı kararı ile dava konusu Tarifenin "Genel Hükümler" bölümünde yer alan 11. maddesinin 4. ve 8. fıkrasının, 13. maddesinin 1. fıkrasının, 14. maddesinin 4. fıkrasının 2. cümlesinin, 15. maddesinin 4. fıkrasının, 17. maddesinin 2. ve 3. fıkrasının, 22. maddesinin 1. fıkrasının, "Avukatlık Ücret Tarifesi" bölümünün ikinci kısım ikinci bölümünde yer alan 17. maddesinin, 19. maddesinin, 24. maddesinin (b) bendinin ve maktu ücretlerdeki artış oranının iptaline; "Genel Hükümler" bölümünde yer alan 11. maddesinin 7. fıkrası, 14. maddesinin 4. fıkrasının 1. cümlesi, 15. maddesinin 1. fıkrası, 16. maddesinin 1. fıkrası, "Avukatlık Ücret Tarifesi" bölümünün ikinci kısım ikinci bölümünde yer alan 4. maddesi, 7. maddesi, 16. maddesinin (a) ve (b) bendi, 21. maddesinin (a) ve (b) bendi ile üçüncü kısımda yer alan 8. maddesi yönünden ise davanın reddine karar verilmiştir.
Dairemiz kararının taraflarca temyiz edilmesi üzerine Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulu'nun 02.12.2020 tarih ve E:2019/1027 K:2020/2808 sayılı kararı ile dava konusu Tarife'nin "Genel Hükümler" Bölümünde yer alan 11. maddesinin 4., 7. ve 8. fıkraları, 13. maddesinin 1. fıkrası, 14. maddesinin 4. fıkrası, 15. maddesinin 1. ve 4. fıkraları, 16. maddesinin 1. fıkrası, 17. maddesinin 2. ve 3. fıkraları, 22. maddesinin 1. fıkrası ile "Avukatlık Ücret Tarifesi" Bölümünün İkinci Kısım İkinci Bölümünde yer alan 4. maddesi, 7. maddesi, 16. maddesinin (a) ve (b) bentleri, 17. maddesi, 19. maddesi, 21. maddesinin (a) ve (b) bentleri ile 24. maddesinin (b) bendi ve üçüncü kısmında yer alan 8. maddesine ilişkin kısımları onanarak kesinleşmiş, maktu ücretlerdeki artış oranının iptaline ilişkin kısmının ise bozulmasına karar verilmiştir.
Dairemizin 02.10.2018 tarih ve E:2015/15049 K:2018/5104 sayılı kararında maktu ücretlerdeki artış oranı yönünden; dava konusu Tarife'de, bir önceki yıl tarifesi olan 2015 yılına ilişkin Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi göz önünde bulundurulduğunda; maktu ücretlerde yapılan artış oranının %11 ile %100 arasında değiştiğinin görüldüğü; Türkiye İstatistik Kurumu tarafından açıklanan, 2015 yılı enflasyon oranının %8,81 olduğu dikkate alındığında, dava konusu Tarife'nin maktu ücretler bölümünde yapılan artışların tamamının söz konusu enflasyon oranının üzerinde olduğunun anlaşıldığı; haklı gerekçenin bulunması halinde, maktu ücretlerde enflasyon oranının üzerinde artış yapılabileceği açık ise de; davalı idarece enflasyon oranı üzerinde yapılan söz konusu artışların haklı gerekçesinin ortaya konulamadığı anlaşıldığından, maktu ücretlerde yapılan artışlarda hukuka uyarlık bulunmadığı gerekçesiyle iptaline karar verilmiştir.
Danıştay İdari Dava Dairelerinin 02.12.2020 tarih ve E:2019/1027 K:2020/2808 sayılı kararında ise, maktu ücretlerdeki artış oranına ilişkin, Tarife'nin maktu ücretlere ilişkin bölümlerinde yapılan düzenlemelerde, enflasyon oranı dikkate alınmak suretiyle ülkenin ekonomik ve sosyal durumu, avukatların davanın görümü sırasında harcadığı çaba, gayret ve emek, taraflara ölçüsüz bir yükümlülük getirmemesi ile 2014 yılına oranla 2015 yılında bir artış yapılmadığı hususlarının hesaba katılması gerektiği, maktu ücretler bölümünde yapılan artışların tamamının enflasyon oranının üzerinde olduğundan bahisle verilen iptal kararında hukuki isabet bulunmadığı, öte yandan, maktu ücretler bölümünde yapılan artışların tamamının iptaline karar verilmişken, "Avukatlık Ücret Tarifesi" Bölümünün İkinci Kısım İkinci Bölümünde yer alan 4. maddesi, 7. maddesi, 16. maddesinin (a) ve (b) bendi, 21. maddesinin (a) ve (b) bendi yönünden verilen ret kararları ile belirlenen maktu ücretlere ilişkin artış oranlarının da hukuka uygun bulunduğu dikkate alındığında, Tarife'deki maddelere ilişkin tespit yapılmaksızın, yapılan tüm artışların enflasyon oranının üzerinde olduğu değerlendirmesi ile verilen iptal kararında hukuka uyarlık bulunmadığı gerekçesiyle bozma kararı verildiği anlaşılmaktadır.
2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 46. maddesinin 1. fıkrasında; Danıştay dava daireleri kararlarına karşı Danıştay'da temyiz yoluna başvurulabileceği, 2575 sayılı Yasanın 38. maddesinde İdari Dava Daireleri Kurulunca idari dava dairelerinden ilk derece mahkemesi olarak verilen kararların temyizen inceleneceği, 2577 sayılı Yasanın 49. maddesinin 4. fıkrasında ise; İdare mahkemelerinin bozmaya uymayarak eski kararında ısrar edebileceği öngörülürken, Danıştay İdari ve Vergi Dava Daireleri Kurulları kararlarına uyulmasının zorunlu olduğu belirtilmiş, Danıştay dava dairelerinin ilk derece mahkemesi olarak verdiği kararların temyizen bozulması halinde ise ısrar olanağı tanınmamıştır.
Buna göre, dava konusu Tarifenin maktu ücretlerdeki artış oranının iptali istemi yönünden, Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulunun bozma kararında yer alan gerekçeler doğrultusunda yeniden bir karar verilmesi gerekmektedir.
İNCELEME VE GEREKÇE:
İLGİLİ MEVZUAT:
1136 sayılı Avukatlık Kanunu'nun "Avukatlık ücreti" başlıklı 164. maddesinde; "(Değişik : 2/5/2001 - 4667/77 md.) Avukatlık ücreti, avukatın hukukî yardımının karşılığı olan meblâğı veya değeri ifade eder.
Yüzde yirmibeşi aşmamak üzere, dava veya hükmolunacak şeyin değeri yahut paranın belli bir yüzdesi avukatlık ücreti olarak kararlaştırılabilir.
İkinci fıkraya göre yapılacak sözleşmeler, dava konusu para dışındaki mal ve haklardan bir kısmının aynen avukata ait olacağı hükmünü taşıyamaz.
Avukatlık asgarî ücret tarifesi altında vekâlet ücreti kararlaştırılamaz. Ücretsiz dava alınması halinde, durum baro yönetim kuruluna bildirilir.(Değişik üçüncü ve dördüncü cümle:13/1/2004 – 5043/5 md.) Avukatlık ücretinin kararlaştırılmamış olduğu veya taraflar arasında yazılı ücret sözleşmesinin bulunmadığı yahut ücret sözleşmesinin belirgin olmadığı veya tartışmalı olduğu veya ücret sözleşmesinin ücrete ilişkin hükmünün geçersiz sayıldığı hallerde; değeri para ile ölçülebilen dava ve işlerde asgari ücret tarifelerinin altında olmamak koşuluyla ücret itirazlarını incelemeye yetkili merci tarafından davanın kazanılan bölümü için avukatın emeğine göre ilâmın kesinleştiği tarihteki müddeabihin değerinin yüzde onu ile yüzde yirmisi arasındaki bir miktar avukatlık ücreti olarak belirlenir. Değeri para ile ölçülemeyen dava ve işlerde ise avukatlık asgari ücret tarifesi uygulanır.
Dava sonunda, kararla tarifeye dayanılarak karşı tarafa yüklenecek vekâlet ücreti avukata aittir. Bu ücret, iş sahibinin borcu nedeniyle takas ve mahsup edilemez, haczedilemez." hükmü ile
1136 sayılı Avukatlık Kanunu'nun "Avukatlık ücret tarifesinin hazırlanması" başlıklı 168. maddesinin 1. fıkrasında, "Baronun yönetim kurulları, her yıl Eylül ayı içerisinde, yargı yerlerindeki işlemler ile diğer işlemlerden alınacak avukatlık ücretinin asgari hadlerini gösteren birer tarife hazırlayarak Türkiye Barolar Birliğine gönderirler."; 2. fıkrasında, "Türkiye Barolar Birliği Yönetim Kurulunca, baro yönetim kurullarının teklifleri de göz önüne alınmak suretiyle uygulanacak tarife o yılın Ekim ayı sonuna kadar hazırlanarak Adalet Bakanlığına gönderilir. Şu kadar ki hazırlanan tarifede; genel bütçeye, il özel idareleri, belediye ve köylere ait vergi, resim, harç ve benzeri mali yükümlülükler ve bunların zam ve cezaları ile tarifelere ilişkin davalar ve 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanunun uygulanmasından doğan her türlü davalar için avukatlık ücreti tutarı maktu olarak belirlenir. Bu tarife Adalet Bakanlığına ulaştığı tarihten itibaren bir ay içinde Bakanlıkça karar verilmediği veya tarife onaylandığı takdirde kesinleşir. Ancak Adalet Bakanlığı uygun bulmadığı tarifeyi bir daha görüşülmek üzere, gösterdiği gerekçesiyle birlikte Türkiye Barolar Birliğine geri gönderir. Geri gönderilen bu tarife, Türkiye Barolar Birliği Yönetim Kurulunca üçte iki çoğunlukla aynen kabul edildiği takdirde onaylanmış, aksi halde onaylanmamış sayılır; sonuç Türkiye Barolar Birliği tarafından Adalet Bakanlığına bildirilir. (...) " hükmüne yer verilmiştir.
HUKUKİ DEĞERLENDİRME
1136 sayılı Avukatlık Kanunu'nun 168. maddesinde, avukatlık asgari ücret tarifesinin Türkiye Barolar Birliği Yönetim Kurulu tarafından tüm baroların teklifleri göz önüne alınarak hazırlanması ve yürürlüğe girmesi aşamasına ilişkin usul hükümleri belirlenmiş ise de; tarifenin hazırlanması aşamasında dikkate alınacak esas ve ölçütler konusunda herhangi bir belirleme yapılmamıştır.
Avukatlık asgari ücret tarifesinin hazırlanması konusunda Türkiye Barolar Birliğine tanınan yetkinin kullanımında, yargının kurucu unsurlarından savunmayı temsil eden avukatın, Avukatlık Kanunu'nun 164. maddesinde öngörülen emek ve mesaisinin dikkate alınmasının yanısıra, kişilerin hak arama özgürlüğünü kısıtlayıcı nitelikte düzenlemelere de yer verilmemesi gerekmektedir.
Maktu Ücretlerdeki Artış Oranı Yönünden Yapılan İnceleme:
Bir önceki yıl Tarifesi olan 2015 yılı Tarifesi'nin "İcra ve iflas müdürlükleri ile icra mahkemelerinde ücret" başlıklı 11. maddesinin beşinci fıkrasında, tahliyeye ilişkin icra takiplerinde bir yıllık kira bedeli tutarı üzerinden üçüncü kısım gereğince hesaplanacak nispi ücrete hükmolunacağı düzenlemesi yer almakta iken Dairemizin 23/06/2015 tarih ve E:2015/787 sayılı kararıyla ilgili düzenlemenin yürütmesinin durdurulmasına karar verilmesi üzerine 09.11.2015 tarih ve 29527 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinde Değişiklik Yapılmasına Dair Tarifenin 1. maddesinin birinci fıkrası ile tahliyeye ilişkin icra takiplerinde Tarifenin ikinci kısmının ikinci bölümünde belirtilen maktu ücrete hükmedileceği belirtilerek atıf yapılan ilgili kısımda "Tahliyeye ilişkin icra takipleri için 1.500 TL" düzenlemesinin getirildiği, 2016 yılı Tarifesinde ise bu düzenlemede yer alan maktu ücrette %20 oranında artış gerçekleştirilerek "Tahliyeye ilişkin icra takipleri için: 1.800,00 TL" düzenlemesine yer verildiği görülmektedir.
Yine 2015 yılı Tarifesinin 31.12.2014 tarih ve 29222 sayılı Resmi Gazete'de yayımlandığı ilk halinde, "Avukatlık Ücret Tarifesi" Bölümünün "Yargı Yerleri ile İcra ve İflas Dairelerinde Yapılan ve Konusu Para Olmayan veya Para ile Değerlendirilemeyen Hukuki Yardımlara Ödenecek Ücret" başlıklı İkinci Kısım İkinci Bölümünde yer alan 6. maddesinde, "Sulh Hukuk Mahkemeleri, Sulh Ceza Hakimlikleri ve İnfaz Hakimliklerinde takip edilen davalar için: 750,00 TL"; 15. maddesinde, " İdare ve Vergi Mahkemelerinde takip edilen davalar için a) Duruşmasız ise 750,00 TL, b) Duruşmalı ise 1.500,00 TL” , 18. maddesinde, “Danıştay ve Askeri Yüksek İdare Mahkemesinde ilk derecede görülen davalar için a) Duruşmasız ise 1.500,00 TL, b) Duruşmalı ise 3.000,00 TL” şeklinde düzenlemeler yer almakta iken; Dairemizin 23/06/2015 tarih ve E:2015/787 sayılı kararıyla, 6. madde yönünden, Sulh Ceza Hakimliği ile İnfaz Hakimliği görevlerinin soruşturma ve infaza ilişkin olduğu, diğer mahkemelere nazaran soruşturma ve infaz aşamalarında avukatın harcadığı çaba, gayret ve emeği ile alınacak vekalet ücreti arasında orantısızlık olduğu, 15. ve 18. maddelerde yer alan duruşmalı işler için öngörülen maktu ücret düzenlemeleri yönünden ise, 2577 ve 1602 sayılı Kanunda şartları, esasları ve karar süreci ayrıca düzenlenmiş olan ve avukatın ayrı bir hazırlık süreci içinde emek ve çaba sarf ederek söz almak suretiyle iddia ve savunmalarını sunduğu duruşmalı uyuşmazlıklar için görece daha fazla avukatlık ücreti belirlenmesinde hukuka aykırılık bulunmasa da, özellikle idare ve vergi mahkemelerinde birden fazla duruşma olmadığı, yapılan duruşmanın da içeriği ve şekli göz önüne alındığında, duruşmalı davalarda ödenecek ücretin, duruşmasız davalarda ödenecek ücretin iki katı veya buna yakın olarak belirlenmesinin hukuka aykırı olduğu gerekçesiyle yürütmenin durdurulmasına karar verildiği, bunun üzerine 09.11.2015 tarih ve 29527 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinde Değişiklik Yapılmasına Dair Tarifenin 4. maddesiyle, "Sulh Hukuk Mahkemeleri, Sulh Ceza Hakimlikleri ve İnfaz Hakimliklerinde takip edilen davalar için 600,00 TL"; 5. maddesiyle, Avukatlık Ücret Tarifesinin ikinci kısmının ikinci bölümünün on beşinci satırının (b) bendinin, "Duruşmalı ise 1.250,00 TL"; Avukatlık Ücret Tarifesinin ikinci kısmının ikinci bölümünün on sekizinci satırının (b) bendinin, "Duruşmalı ise 2.500,00 TL" şeklinde değiştirildiği, Dairemizin kararına yapılan itiraz üzerine, Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulu'nun 04.11.2015 tarih ve YD İtiraz No:2015/1105 sayılı kararı ile 6. madde yönünden, Türkiye Barolar Birliği tarafından, takdir yetkisi çerçevesinde, avukatın emeği gözetilmek suretiyle ve maktu olarak belirlenen ücrette orantısızlık ve hukuka aykırılık görülmediği; diğer maddelerin duruşmalı uyuşmazlıklar için belirlediği maktu ücretler yönünden ise, idare ve vergi mahkemelerinde takip edilen davalar ile Danıştay ve Askeri Yüksek İdare Mahkemesinde ilk derecede görülen davalar için uyuşmazlığın duruşma yapılarak çözümlendiği davalar için, duruşma yapılmaksızın uyuşmazlığın çözümlendiği davalara nazaran daha fazla avukatlık ücreti öngörülmesi suretiyle düzenleme yapılmasında hukuka aykırılık görülmediği gerekçesiyle davalı idarenin itiraz isteminin kabulüne karar verilerek Dairemizin yürütmenin durdurulması kararının kaldırılmasına ve istemin reddine karar verildiği anlaşılmaktadır.
2015 yılı Tarifesinin bahsi geçen düzenlemelerinin yayımlandığı ilk halinde yer alan maktu ücretler, Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulu'nun 04.11.2015 tarih ve YD İtiraz No:2015/1105 sayılı kararı ile hukuka uygun bulunduğundan, dava konusu 2016 yılı Tarifesine geçişte maktu ücretlerde yapılan artış oranı açısından da anılan düzenlemeler yönünden 2015 yılı Tarifesinin ilk halinde yer alan düzenlemelerin esas alınması gerekmektedir.
Buna göre, 2016 yılı Tarifesinin İkinci Kısım İkinci Bölümünde yer alan 7. maddesinde, "Sulh Hukuk Mahkemeleri, Sulh Ceza Hakimlikleri ve İnfaz Hakimliklerinde takip edilen davalar için: 900,00 TL" düzenlemesine yer verilerek bir önceki yıl Tarifesine göre, %20 oranında; 16. maddesinde, "İdare ve Vergi Mahkemelerinde takip edilen davalar için a) Duruşmasız ise: 1.000,00 TL, düzenlemesine yer verilerek duruşmasız işler için %33,33 oranında; 21. maddesinde, "Danıştay ve Askeri Yüksek İdare Mahkemesinde ilk derecede görülen davalar için a) Duruşmasız ise: 1.800,00 TL" düzenlemesine yer verilerek duruşmasız işler için %20 oranında artış yapıldığı; 18. ve 21. maddelerin (b) bentlerinde yer alan duruşmalı işler için öngörülen düzenlemelerin bir önceki yıl Tarifesi ile aynı kaldığı ve herhangi bir artış yapılmadığı anlaşılmaktadır.
2016 yılı Tarifesinin hukuka uygunluk denetiminin yapıldığı işbu davada, yukarıda belirtilen düzenlemeler, 02.10.2018 tarih ve E:2015/15049 K:2018/5104 sayılı karar ile Dairemizce hukuka uygun bulunup ret kararı verilerek Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulunun 02.12.2020 tarih ve E:2019/1027 K:2020/2808 sayılı kararıyla onandığından %33,33 ve bu oranın altında yapılan artışların hukuka uygun olduğu sonucuna varılmaktadır.
Öte yandan dava konusu Tarifenin "Dava ve Takiplerin Dışındaki Hukuki Yardımlarda Ödenecek Ücret" başlıklı 1. Kısım 1. Bölümünde yer alan "1. Büroda sözlü danışma, Takip eden her saat için 150,00 TL"; "Yargı Yerlerinde, İcra ve İflas Dairelerinde Yapılan ve Konusu Para Olsa veya Para ile Değerlendirilebilse Bile Maktu Ücrete Bağlı Hukuki Yardımlara Ödenecek Ücret" başlıklı İkinci Kısım Birinci Bölümde yer alan "3. Ortaklığın giderilmesi ve taksim davaları için 1.500,00 TL" düzenlemeleri yönünden bir önceki yıl Tarifesine göre %36,36 oranında artış yapıldığı görülmekte ise de; avukatın emeği ve çabası, yapılan işin niteliği ve önemi dikkate alınarak davalı idarenin takdir yetkisi çerçevesinde hazırlanan dava konusu Tarifede maktu ücretlerde yapılan düzenlemelerin, gelişen ekonomik refahtan avukatların pay almaları amacına yönelik olduğu ve Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulunun hukuka uygun bulduğu %33,33'lük orana da yakın olması nedeniyle hukuka aykırılık bulunmadığı sonucuna varılmaktadır.
Diğer taraftan, Türkiye İstatistik Kurumu tarafından, 2013 yılı enflasyon oranının yıllık %7,40; 2014 yılı enflasyon oranının yıllık %8,17; 2015 yılı enflasyon oranının ise yıllık %8,81 olarak açıklandığı, 2014 yılına oranla 2015 yılında herhangi bir artış yapılmadığı hususu da dikkate alındığında geriye doğru üç yıllık enflasyon oranının üzerinde gerçekleştirilen %33 ve %36'lık artışlar Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulu kararı gereği hukuka uygun kabul edilse bile 2015 yılı Tarifesinin "Yargı Yerleri ile İcra ve İflas Dairelerinde Yapılan ve Konusu Para Olmayan veya Para ile Değerlendirilemeyen Hukuki Yardımlara Ödenecek Ücret" başlıklı İkinci Kısım İkinci Bölümünde yer alan "4.İcra Mahkemelerinde takip edilen ceza işleri için: 300,00 TL"; "11. Çocuk Mahkemelerinde takip edilen davalar için: 1.100,00 TL"; "13. Askeri Mahkemelerde takip edilen davalar için:1.100,00 TL" şeklindeki düzenlemelerin; %100 ve %63,63 oranında bir artış gerçekleştirilerek 2016 yılı Tarifesinde, aynı başlık altında "5. İcra Mahkemelerinde takip edilen ceza işleri için 600,00 TL"; "11. Çocuk Mahkemelerinde takip edilen davalar için: 1.800,00 TL"; "13. Askeri Mahkemelerde takip edilen davalar için:1.800,00 TL" şeklinde düzenlendiği görülmekte olup ülkenin ekonomik ve sosyal durumu, avukatların davanın görümü sırasında harcadığı çaba, gayret ve emek ile Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulunca hukuka uygun bulunan oranın oldukça üzerinde gerçekleştirilen söz konusu artış oranlarının hak arama özgürlüğünü kısıtlayıcı nitelikte olduğu sonucuna varılmıştır.
Her ne kadar 11.02.2017 tarih ve 29976 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanan Türkiye Cumhuriyeti Anayasasında Değişiklik Yapılmasına Dair 6771 sayılı Kanun'un 17. maddesiyle 2709 sayılı Kanuna (T.C. Anayasası) eklenen Geçici 21. maddenin E bendi, 16 Nisan 2017 tarihinde yapılan Anayasa Değişikliği Referandumunun kabul edilmesiyle birlikte yürürlüğe girerek askeri mahkemeler kapatılmış ise de; dava konusu Tarifenin uygulandığı dönem olan 2016 yılında askeri mahkemelerin faaliyette olduğu dikkate alınarak, dava konusu Tarifenin askeri mahkemelerde takip edilen davalar için öngörülen maktu ücrete ilişkin artış oranı yönünden hukuka uygunluk denetimi yapılmıştır.
KARAR SONUCU:
Açıklanan nedenlerle;
1. Dava konusu 21/12/2015 gün ve 29569 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan 2016 yılı Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinin; "Yargı Yerleri ile İcra ve İflas Dairelerinde Yapılan ve Konusu Para Olmayan veya Para ile Değerlendirilemeyen Hukuki Yardımlara Ödenecek Ücret" başlıklı İkinci Kısım İkinci Bölümünde yer alan;
a) "5. İcra Mahkemelerinde takip edilen ceza işleri için … TL";
b) "11. Çocuk Mahkemelerinde takip edilen davalar için: … TL";
c) "13. Askeri Mahkemelerde takip edilen davalar için:… TL" şeklindeki düzenlemelerin maktu ücretlerdeki artış oranı yönünden İPTALİNE, oybirliği ile,
2. Dava konusu 21/12/2015 gün ve 29569 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan 2016 yılı Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinin, "Avukatlık Ücret Tarifesi" bölümünde yer alan diğer düzenlemelerdeki maktu ücretlerdeki artış oranı yönünden DAVANIN REDDİNE, oybirliği ile,
3. Dava kısmen iptal kısmen ret ile sonuçlandığından, ayrıntısı aşağıda gösterilen toplam … TL yargılama giderinin yarısı olan … TL'nin davacı üzerinde bırakılmasına; diğer yarısı olan … TL'nin ise davalı idareden alınarak davacıya verilmesine,
4. İlk aşamada taraflara karşılıklı olarak vekalet ücreti verildiğinden bu aşamada hükmedilmemesine,
5. Posta giderleri avansından artan tutarın kararın kesinleşmesinden sonra istemi halinde taraflara iadesine,
6. Davacı yanında davaya katılan tarafından yapılan yargılama giderlerinin katılan üzerinde bırakılmasına,
7. Bu kararın tebliğ tarihini izleyen 30 (otuz) gün içerisinde Danıştay İdari Dava Daireleri Kuruluna temyiz yolu açık olmak üzere,
05/04/2022 tarihinde karar verildi.
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.