3. Hukuk Dairesi 2017/10414 E. , 2018/1235 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasındaki tazminat davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın davalılardan ... ve ... yönünden reddine; davalı ... yönünden esas hakkında karar verilmesine yer olmadığına; davalılardan ... ve Muzaffer yönünden kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davalı ... vd. vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı, davalılardan ..., ... ve ..."ün işbirliği içinde hareket ederek,akıl hastalığı nedeniyle vesayet altındaki ..."in maliki bulunduğu 5 no’lu bağımsız bölümü, ... .Noterliği’nde düzenlettirdikleri sahte vekaletname ile tapuda dava dışı 3. kişilere devrettiklerini, davalılardan ... . Noteri olan davalı ... ve Noter vekili olan davalı ..."in de görevlerini ihmal ve kötüye kullanmak suretiyle sahte vekaletnameleri düzenlemeleri nedeniyle meydana gelen zarara ortak olduklarını,bu olay nedeniyle tüm davalılar hakkında ceza davası açıldığını,davaya konu taşınmazı satın alanlar hakkında da aynı mahkemenin 2009/420 esasında tapu iptali davası açıldığını,ancak bu davanın ret ile sonuçlandığını ileri sürerek,davaya konu taşınmazın satış tarihindeki değeri olan 200.000,00 TL ile dairenin satılması nedeniyle kiraya çıkmasından kaynaklı 14.400,00 TL kira bedeli olmak üzere 214.400,00 TL maddi tazminat ile 150.000,00 TL manevi tazminatın ilgili taşınmazın satış tarihinden itibaren faizi ile davalılardan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı ..., satışa dayanak yapılan vekaletnamenin düzenlenmesi için davacının diğer davalılar ..., ... ve ... (...) ... ile birlikte noterliğe gelerek noter katibini yanıltmak suretiyle işlemi gerçekleştirdiğini, bu nedenle illiyet bağının kesildiğini ,meydana gelen olayda kendisinin sorumluluğunun bulunmadığını savunarak, davanın reddini istemiştir.Diğer davalılar cevap dilekçesi sunmamışlardır.
Mahkemece;feragat nedeniyle ... ile davalı ... (...) ... haklarında açılan davanın reddine;atiye terk edilmesi sebebiyle davalı ... aleyhinde açılan davanın esası hakkında bir karar verilmesine yer olmadığına;atiye terk edilmesi sebebiyle davacının kira kaybına yönelik talebinin esası hakkında bir karar verilmesine yer olmadığına;davacı tarafından davalılar ... ve ... mirasçıları hakkındaki maddi ve manevi tazminat davasının kısmen kabulü ile, 56.666,66 TL maddi tazminat ile 7.500,00 TL manevi tazminatın 21/10/2002 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte adı geçen davalılardan tahsiline;davalılar ... ve ... mirasçıları hakkındaki tazminat taleplerinin fazlaya ilişkin kısımlarının reddine karar verilmiş,hüküm davalılardan ... vd. Vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1- Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre, davalılardan ... vd. vekilinin sair temyiz itirazları yerinde değildir.
2-Borçlar Kanunu"nun 49. maddesi(TBK"nun 58.md.) nde manevi tazminata ilişkin düzenleme yer almaktadır.
Borçlar Kanunu’nun 49.maddesi (TBK.nun 58. md.) hükmüne göre manevi tazminata karar verilebilmesi için 4721 sayılı Türk Medeni Kanununun 24.maddesi hükmünde genel olarak açıklanan kişilik haklarına bir saldırı bulunması, hukuka aykırı fiil sonucunda kişilik haklarının zarar görmüş olması zorunludur. Malvarlığında bir zarar meydana gelmesi halinde de kişinin az veya çok üzüleceği ve manevi olarak acı çekeceği kuşkusuzdur. Ne var ki, malvarlığı zararları bu madde kapsamına girmemektedir. Anılan madde hükmü ile yalnızca kişilik haklarına saldırı nedeniyle uğranılan zararların giderilmesi amaçlandığından malvarlığı zarara uğrayan kişi yararına Borçlar Kanununun 49.maddesi hükmüne göre manevi tazminata hükmedilmesi yasal olarak mümkün bulunmamaktadır.
Somut olayda;yukarıda ifade edilen yasa hükmü ve açıklamalar incelendiğinde de görüleceği üzere,davacının malvarlığı yönünden zarara uğradığı kuşkusuz olmakla,eldeki bu davada manevi tazminat istem koşullarının bulunmadığı açıktır.
Bu itibarla,davacının manevi tazminat isteminin tümden reddi gerekirken, yanılgılı değerlendirme ile manevi tazminat istemi yönünden kısmen kabul kararı verilmesi doğru görülmemiş,bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Yukarıda birinci bentte açıklanan nedenlerle davalılar ... vd. Vekilinin sair temyiz itirazlarının reddine,ikinci bentte açıklanan nedenlerle hükmün HUMK.nun 428. maddesi gereğince davalılar ... vd. vekili yararına BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 6100 sayılı HMK"nun Geçici Madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK"nun 440. maddesi gereğince kararın tebliğinden itibaren 15 günlük süre içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere,
19.02.2018 gününde oybirliğiyle karar verildi.Başkan