4. Ceza Dairesi 2020/31907 E. , 2021/3406 K.
"İçtihat Metni" KARAR
Hakaret, kişilerin huzur ve sükununu bozma ve tehdit suçlarından şüpheli ... hakkında yapılan soruşturma evresi sonunda, Küçükçekmece Cumhuriyet Başsavcılığınca verilen 23/04/2018 tarihli ve 2017/37640 soruşturma, 2018/11869 sayılı kovuşturmaya yer olmadığına dair karara karşı yapılan itirazın reddine ilişkin mercii Bakırköy 1. Sulh Ceza Hâkimliğinin 22/05/2018 tarihli ve 2018/3704 değişik iş sayılı kararını kapsayan dosya incelendi.
İstem yazısında;
Müşteki vekilinin şikâyet dilekçesi ile şüpheliden cinsel taciz suçundan dolayı da şikâyetçi olmasına karşın, şüpheli hakkında söz konusu suçla ilgili herhangi bir değerlendirme yapılmamış ise de, bahse konu hususun dava zamanaşımı süresi içerisinde mahallinde giderilebilecek eksiklik olduğu gözetilerek yapılan incelemede;
“Dosya kapsamına göre, şüphelinin müştekiyi ısrarla rahatsız ettiği, hakaret ve tehditte bulunduğu iddia edilerek şikâyetçi olunması üzerine Küçükçekmece Cumhuriyet Başsavcılığınca suça konu eylemlerden "hakaret ve huzur-sükunu bozma suçlarının sabit olduğu anlaşılmakla birlikte, şikayet tarihi itibaiyle bu suçların şikayete tabi suçlardan olması ve yasal şikayet süresi içerisinde başvuruda bulunmadığı" gerekçesiyle kovuşturmaya yer olmadığına karar verilmiş ise de,
5237 sayılı Türk Ceza Kanunu"nun 73/1-2. maddesinde yer alan "(1) Soruşturulması ve kovuşturulması şikayete bağlı olan suç hakkında yetkili kimse altı ay içinde şikayette bulunmadığı takdirde soruşturma ve kovuşturma yapılamaz. (2) Zamanaşımı süresini geçmemek koşuluyla bu süre, şikayet hakkı olan kişinin fiili ve failin kim olduğunu bildiği veya öğrendiği günden başlar." şeklindeki düzenleme dikkate alındığında somut olayda 04/08/2017 tarihinde yapılan şikâyetten geriye doğru 6 ay içinde yani 04/02/2017 tarihinden şikayet tarihine kadar geçen sürede, Cumhuriyet savcılığınca da dava açmak için yeterli delil olduğu kabul edilen hakaret ve kişilerin huzur ve sükununu bozma suçlarına ilişkin herhangi bir fiilin gerçekleşmemiş olması gerektiği,
Bu itibarla tanık ...."nin 21/11/2017 tarihli ifadesinde "..."in ...."ı iş çıkışı arabasıyla takip edip taciz ettiğini de biliyorum. Bir kaç kez buna ben de şahit oldum... "in ...."ı arabasıyla iş çıkışı taciz ve takip etmemesi için bu yılın Mayıs-Haziran aylarına kadar ...."ın arabasına evine gidinceye kadar tabiri caizse eskortluk ettim..." şeklinde beyanda bulunduğu göz önüne alındığında anılan fiillere bir kaç kez şahit olduğunu beyan eden tanığın hangi aylarda bu olaya şahit olduğunun mevcut ifadesinden tam olarak anlaşılamadığı cihetle anılan hususun açıklığa kavuşturulması ve bu suretle de şikâyet süresininöre şikâyetin süresinde olup olmadığının tespit edilmesi gerektiği gözetilmeden, yazılı şekilde itirazın reddine karar verilmesinde isabet görülmemiştir" denilmektedir.
Hukuksal Değerlendirme:
Müştekinin cinsel taciz suçu iddiasına ilişkin olarak dava zamanaşımı süresince mukteza tayin edilebileceği değerlendirilerek dosya görüşüldü:
CMK"nın 160/1. maddesinde: "Cumhuriyet Savcısı, ihbar veya başka bir suretle bir suçun işlendiği izlenimini veren bir hali öğrenir öğrenmez kamu davasını açmaya yer olup olmadığına karar vermek üzere hemen işin gerçeğini araştırmaya haşlar.", 160/2. maddesinde: "Cumhuriyet Savcısı, maddi gerçeğin araştırılması ve adil bir yargılamanın yapılabilmesi için emrindeki adli kolluk görevlileri marifetiyle, şüphelinin lehine ve aleyhine olan delilleri toplayarak muhafaza altına almakla ve şüphelinin haklarını korumakla yükümlüdür."" 170. maddesinin 2. fıkrasında: "Soruşturma evresi sonunda toplanan deliller, suçun işlendiği hususunda yeterli şüphe oluşturuyorsa; Cumhuriyet Savcısı, bir iddianame düzenler. 172. maddesinin 1. fıkrasında: "Cumhuriyet Savcısı, soruşturma evresi sonunda, kamu davasının açılması için yeterli şüphe oluşturacak delil elde edilememesi veya kovuşturma olanağının bulunmaması hâllerinde kovuşturmaya yer olmadığına karar verir." hükümleri düzenlenmiştir.
Kovuşturmaya yer olmadığına dair kararı itiraz üzerine inceleyen mahkeme, kamu davası açılması için yeterli şüpheyi uyandıracak delil bulunmaması durumunda itirazın reddine, yeterli şüpheyi uyandıracak delil bulunması durumunda itirazın kabulüne veya eksik soruşturma nedeniyle soruşturmanın genişletilmesine karar verebilecektir.
CMK"nın 170/2. maddesine göre kamu davası açılabilmesi için soruşturma aşamasında toplanan delillere göre suçun işlendiğine dair yeterli şüphe bulunması gerekir. Suç ihbar veya şikayeti yoluyla soruşturma yaparak maddi gerçeğe ulaşma yükümlülüğü ve yetkisi bulunan Cumhuriyet Savcısı, soruşturma sonucunda elde edilen delilleri değerlendirerek kamu davası açmayı gerektirir nitelikte yeterli şüphe olup olmadığını takdir edecektir. Ancak soruşturma aşamasında Cumhuriyet Savcısı"nın delil değerlendirmesiyle, kovuşturma aşamasında hakimin delilleri değerlendirmesi birbirinden farklı özelliklere sahiptir. CMK"nın 170/2. maddesine göre soruşturma aşamasında toplanan deliller kamu davası açılması için yeterli şüphe oluşturup oluşturmadıkları çerçevesinde incelemeye tabi tutulurken, kovuşturma aşamasında, isnad edilen suçun işlenip işlenmediği hususunda mahkumiyete yeter olup olmadığı ve tam bir vicdani kanaat oluşturup oluşturmadığı çerçevesinde değerlendirilmektedir.
TCK"nın 125/1. maddesinde; “(1) Bir kimseye onur, şeref ve saygınlığını rencide edebilecek nitelikte somut bir fiil veya olgu isnat eden ... veya sövmek suretiyle bir kimsenin onur, şeref ve saygınlığına saldıran kişi, üç aydan iki yıla kadar hapis veya adlî para cezası ile cezalandırılır. Mağdurun gıyabında hakaretin cezalandırılabilmesi için fiilin en az üç kişiyle ihtilât ederek işlenmesi gerekir.” düzenlemesi bulunmaktadır.
5237 sayılı TCK"nın 131/1 cümlesinde, “Kamu görevlisine karşı görevinden dolayı işlenen hariç; hakaret suçunun soruşturulması ve kovuşturulması, mağdurun şikayetine bağlıdır."
Aynı Kanunun 123/1. maddesinde; “Sırf huzur ve sükûnunu bozmak maksadıyla bir kimseye ısrarla; telefon edilmesi, gürültü yapılması ya da aynı maksatla hukuka aykırı başka bir davranışta bulunulması hâlinde, mağdurun şikâyeti üzerine faile üç aydan bir yıla kadar hapis cezası verilir.” hükmü yer almaktadır.
Aynı Kanun’un 73. maddesinde, "(1) Soruşturulması ve kovuşturulması şikâyete bağlı olan suç hakkında yetkili kimse altı ay içinde şikâyette bulunmadığı takdirde soruşturma ve kovuşturma yapılamaz.
(2) Zamanaşımı süresini geçmemek koşuluyla bu süre, şikâyet hakkı olan kişinin fiili ve failin kim olduğunu bildiği veya öğrendiği günden başlar." hükümlerine yer verilmiş,
5271 sayılı CMK"nın 223. maddesinin 8. fıkrasında ise, "...Türk Ceza Kanununda öngörülen düşme sebeplerinin varlığı yada soruşturma yada kovuşturma şartının gerçekleşmeyeceğinin anlaşılması hallerinde, davanın düşmesine karar verilir." hükümleri düzenlenmiştir.
İncelenen dosyada; sanığa atılı hakaret ve kişilerin huzur ve sükununu bozma suçlarının soruşturulması ve kovuşturulması şikâyete bağlıdır. Dolayısıyla bu suçlardan kamu davası açılabilmesi için yetkili kişinin altı aylık şikayet süresi içerisinde merciine şikayette bulunması gerekmektedir.
Somut olayda; müşteki vekilinin 04/08/2017 tarihli dilekçe ile şüpheli aleyhine şikayette bulunduğu, dilekçe içeriğindeki iddialara ilişkin soruşturma aşamasında beyanına başvurulan tanık ....’nun; şüphelinin, müşteki hakkında 2017 yılı ilkbahar aylarında iş yerindeki kişilere ahlaksız dediğini duyduğunu belirtmesi, diğer tanıkların ise suçlara konu eylemlerin işlenme tarihine dair bilgilerine başvurulmadığının anlaşılması karşısında; suçlara konu eylemlerin gerçekleştiği zamanın ve müştekinin bu eylemleri öğrenme tarihinin tespiti hususunda müşteki ve tanıkların bilgilerine başvurulmadan, şüpheli hakkında şikayet süresinin geçtiğinden bahisle kovuşturmaya yer olmadığına dair karar verilmesi ve bu karara yapılan itirazın kabulü yerine reddine karar verilmesi hukuka aykırıdır
Sonuç ve Karar:
Yukarıda açıklanan nedenlerle;
Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı’nın, kanun yararına bozma isteği doğrultusunda düzenlediği tebliğnamedeki düşünce yerinde görüldüğünden,
1-Bakırköy 1. Sulh Ceza Hakimliğinin 22/05/2018 tarihli ve 2018/3704 değişik iş sayılı kararının, 5271 sayılı CMK’nın 309. maddesi uyarınca BOZULMASINA,
2-Aynı Kanun maddesinin 4-a fıkrası gereğince, sonraki işlemlerin mahallinde tamamlanmasına, dosyanın Adalet Bakanlığına sunulmak üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı"na TEVDİİNE, 08/02/2021 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.