Esas No: 2020/2822
Karar No: 2022/4203
Karar Tarihi: 05.04.2022
Danıştay 6. Daire 2020/2822 Esas 2022/4203 Karar Sayılı İlamı
Danıştay 6. Daire Başkanlığı 2020/2822 E. , 2022/4203 K."İçtihat Metni"
T.C.
D A N I Ş T A Y
ALTINCI DAİRE
Esas No : 2020/2822
Karar No : 2022/4203
TEMYİZ EDEN (DAVACI) : …
KARŞI TARAF (DAVALI) : … Belediye Başkanlığı
VEKİLİ : Av. …
İSTEMİN ÖZETİ : ... İdare Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararına karşı yapılan istinaf başvurusunun reddine dair … Bölge İdare Mahkemesi ... İdari Dava Dairesince verilen … tarih ve E:…, K:… sayılı kararın, usul ve hukuka aykırı olduğu ileri sürülerek bozulması istenilmektedir.
SAVUNMANIN ÖZETİ : Savunma verilmemiştir.
DANIŞTAY TETKİK HAKİMİ …'İN DÜŞÜNCESİ: Dava konusu uygulama imar planının üst ölçekli nazım imar planına aykırı olması, parselasyon işleminin ise dayanağı uygulama imar planının hukuka aykırı bulunması nedeniyle iptaline karar verilmesi gerekmektedir.
Bu itibarla, davanın reddi yolundaki mahkeme kararına karşı yapılan istinaf başvurusunun reddine dair temyize konu bölge idare mahkemesi idari dava dairesi kararının bozulmasına karar verilmesi gerektiği düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Altıncı Dairesince, Tetkik Hakiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:
Dava, davacıya ait Mersin İli, Yenişehir İlçesi, … Mahallesi, … ada, … parsel sayılı taşınmazın bulunduğu alanda yapılan parselasyon işleminin onaylanmasına dair Yenişehir Belediye Encümeninin … tarihli, … sayılı kararı ile dayanağı olan Yenişehir Belediye Meclisinin … tarihli, … sayılı kararıyla onaylanan 1/1000 ölçekli uygulama imar planının iptali istemiyle açılmış, İdare Mahkemesince; mahallinde yaptırılan keşif ve bilirkişi incelemesi sonucunda hazırlanan rapor ile dosyadaki diğer bilgi ve belgelerin birlikte değerlendirilmesinden, parselasyon işlemi kapsamında düzenleme ortaklık payı oranının 0,3993553 olarak belirlendiği, bu oranın mevzuata uygun olduğu, düzenlemeye tabi tutulan sahada resmi kurum ve/veya kuruluşlarca onaylanmış herhangi bir özel parselasyon planı ve/veya rızai taksim krokisinin bulunmadığı, arazide fiili bir taksimin mevcut olmadığı, söz konusu sahanın büyük kısmında imar mevzuatına aykırı inşa edilmiş yapı bulunmadığı gibi yasal yapılaşma da bulunmadığı, dolayısıyla parselasyon işleminde mülga 2981 sayılı Kanunun Ek 1. maddesinin özellikle arazi yönünden uygulanması için gerekli koşulların bulunmadığı, ancak uyuşmazlık konusu taşınmaz özelinde anılan maddenin uygulanmadığı, davacının müstakil mülkiyetinde bulunan taşınmazına karşılık yine müstakil bir imar parselinin verildiği, daha önce yapılan kesinti nedeniyle uyuşmazlık konusu taşınmazdan yeniden düzenleme ortaklık payı kesintisi yapılmadığı, uygulama imar planı revizyonu ile uyuşmazlık konusu taşınmazın bulunduğu imar adasının konumunun bir miktar doğuya kaydırıldığı, bu nedenle parselasyon işlemi sonucunda davacıya verilen imar parselinin konumunun kadastral parselden çok az da olsa farklı olduğu, bununla beraber davacıya verilen imar parselinin uyuşmazlık konusu taşınmazın bulunduğu yerde ve aynı yola cepheli olacak şekilde oluşturulduğu, söz konusu imar parselinde Planlı Alanlar Tip İmar Yönetmeliği ve imar planı hükümlerine göre yapılaşma imkanının bulunduğu, bu durumda parselasyon işleminin dağıtım ilkeleri, parselasyon teknikleri ve kamu yararına uygun olduğu; uyuşmazlık konusu taşınmazın 1/1000 ölçekli uygulama imar planında “konut alanı”, dayanağı 1/5000 ölçekli nazım imar planında ise "orta yoğunluklu konut yerleşme alanı” nda kaldığı, dolayısıyla uygulama imar planının üst ölçekli nazım imar planına uygun olduğu, uygulama imar planı ile uyuşmazlık konusu taşınmazın doğusunda bulunan yolun genişliğinin 15 metreden 10 metreye düşürülmesinin ve batısında bulunan yolun genişliğinin ise 10 metreden 15 metreye çıkartılmasının bölgenin ulaşım sistemini güçlendirici nitelikte olduğu, bu durumda uygulama imar planı revizyonunun şehircilik ilkeleri, planlama esasları ve kamu yararına uygun bulunduğu gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, davacı tarafından bu karara karşı istinaf başvurusunda bulunulmuş, Bölge İdare Mahkemesi İdari Dava Dairesince; istinaf başvurusuna konu İdare Mahkemesi kararının hukuka ve usule uygun olduğu ve istinaf dilekçelerinde ileri sürülen iddiaların söz konusu kararın kaldırılmasını sağlayacak nitelikte görülmediği gerekçesiyle istinaf başvurusunun reddine karar verilmiş, bu karar davacı tarafından temyiz edilmiştir.
Dosyada dava konusu parselasyon işleminin davacıya tebliğ edildiğine dair bir bilgi ve belgeye rastlanmamış olup işlemin öğrenildiği tarihten itibaren 60 günlük dava açma süresi içerisinde parselasyon işlemi ve dayanağı uygulama imar planının iptali istemiyle açılan davada süre aşımı bulunmamaktadır.
3194 sayılı İmar Kanununun dava konusu uygulama imar planının onaylandığı tarihte yürürlükte olan şekliyle 5. maddesinde, "Nazım İmar Planı; varsa bölge ve çevre düzeni planlarına uygun olarak halihazır haritalar üzerine, yine varsa kadastral durumu işlenmiş olarak çizilen ve arazi parçalarının; genel kullanış biçimlerini, yerleşme alanlarının gelişme yön ve büyüklüklerini, nüfus yoğunlukları ve eşiklerini, ulaşım sistemlerini göstermek ve uygulama imar planlarının hazırlanmasına esas olmak üzere düzenlenen, plan hükümleri ve raporuyla beraber bütün olan plandır.
Uygulama İmar Planı; tasdikli halihazır haritalar üzerine varsa kadastral durumu işlenmiş olarak nazım imar planı esaslarına göre çizilen ve çeşitli bölgelerin yapı adalarını, bunların yoğunluk ve düzenini, yolları ve uygulama için gerekli imar uygulama programlarına esas olacak uygulama etaplarını ve diğer bilgileri ayrıntıları ile gösteren plandır." tanımlarına yer verilmiştir.
İmar hukukunda "planların kademeli birlikteliği" olarak da adlandırılan planlama hiyerarşisi gereği alt ölçekli planların üst ölçekli planlarda belirlenen planlama ana ilkelerine, stratejilerine ve kararlarına uygun olması zorunlu olup Dairemizin yerleşik hale gelmiş içtihadına göre planlama yapılırken 10 metre ve üzerinde genişliği bulunan yolların genişlikleri ve nitelikleri itibariyle ulaşım sistemlerinin gösterileceği ve ulaşım problemlerinin çözümünün belirleneceği 1/5000 ölçekli nazım imar planlarında yer alması gerekmektedir.
Dosyada bulunan uygulama imar planına ait paftalar ile üst ölçekli nazım imar planına ait pafta incelendiğinde; uygulama imar planı ile uyuşmazlık konusu taşınmazın bulunduğu imar adasının doğusunda planlanan 10 metre genişliğindeki yol ile batısında planlanan 15 metre genişliğindeki yolun üst ölçekli nazım imar planında yer almadıkları görülmüştür.
Bu durumda, uygulama imar planının uyuşmazlık konusu taşınmazın bulunduğu imar adasının doğusunda ve batısında planlanan yollara ilişkin kısımlarının dayanağı durumundaki üst ölçekli nazım imar planına aykırı olması, parselasyon işleminin ise dayanağı uygulama imar planının hukuka aykırı bulunması nedeniyle iptallerine karar verilmesi gerektiğinden davanın reddi yolunda verilen karara karşı yapılan istinaf başvurusunun reddine dair temyize konu bölge idare mahkemesi idari dava dairesi kararında isabet görülmemiştir.
Öte yandan, düzenlemeye tabi tutulan sahada koşulları bulunmadığı halde 2981 sayılı Kanunun Ek 1. maddesinin uygulanmış olmasının parselasyon işlemini sadece anılan maddenin uygulandığı taşınmazlar yönünden değil, düzenlemeye tabi tutulan tüm taşınmazlar yönünden hukuka aykırı hale getirdiği göz önünde bulundurulduğunda; her ne kadar parselasyon işlemi kapsamında uyuşmazlık konusu taşınmazda Ek 1. madde uygulanmamış ise de düzenleme sahasında bulunan başka taşınmaz ya da taşınmazlarda uygulanmış olması nedeniyle parselasyon işleminde bu yönden de hukuka uyarlık bulunmamaktadır.
Açıklanan nedenlerle, … Bölge İdare Mahkemesi ... İdari Dava Dairesince verilen … tarih ve E:…, K:… sayılı kararın BOZULMASINA, dosyanın anılan Bölge İdare Mahkemesi İdari Dava Dairesine gönderilmesine, 05/04/2022 tarihinde oyçokluğuyla kesin olarak karar verildi.
KARŞI OY (X): Davanın reddi yolundaki idare mahkemesi kararına karşı yapılan istinaf başvurusunun reddine dair temyize konu bölge idare mahkemesi idari dava dairesi kararında 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 49. maddesinde sayılan bozma nedenlerinden hiçbirisi bulunmadığından anılan kararın onanması gerektiği oyuyla aksi yöndeki Dairemiz kararına katılmıyorum.
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.