3. Ceza Dairesi 2019/16867 E. , 2019/21486 K.
"İçtihat Metni" Dairemizin 23.09.2019 gün ve 2019/13716 Esas, 2019/16650 Karar sayılı bozma kararına karşı Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından 01.11.2019 tarihli, KD-2019/73889 sayılı itiraznamesi ile,
Basit yaralama suçundan sanık ..."nın, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu"nun 86/2, 86/3-a, 62, 52/2 maddeleri gereğince 3.000,00 Türk lirası adlî para cezası ile cezalandırılmasına, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu"nun 231/6. maddesi gereğince hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına dair Lüleburgaz 1. Asliye Ceza Mahkemesinin 28.04.2014 tarihli ve 2013/346 Esas, 2014/275 Karar sayılı kararını müteakip, sanığın 01.03.2017 tarihinde işlediği kasıtlı bir suçtan cezalandırıldığının ihbar edilmesi üzerine yapılan yargılama neticesinde 5271 sayılı Kanun’un 231/11. maddesi uyarınca hükmün açıklanması ile sanığın 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu"nun 86/2, 86/3-a, 62, 52/2 maddeleri gereğince 3.000,00 Türk lirası adlî para cezası ile cezalandırılmasına ilişkin Lüleburgaz 1. Asliye Ceza Mahkemesinin 12.04.2018 tarihli ve 2017/598 Esas, 2018/217 Karar sayılı kararının, sanık hakkında kasten yaralama suçu ile birlikte nitelikli konut dokunulmazlığını ihlâl suçu yönünden de mahkûmiyet kararı verilmesi sonrasında sanık müdafii tarafından istinaf yoluna başvurulması üzerine, İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 7. Ceza Dairesinin 16.01.2019 tarihli ve 2018/1723 esas, 2019/87 karar sayılı ilâmı ile cebir kullanmak suretiyle konut dokunulmazlığını ihlâl suçundan mağdur ve sanık arasında uzlaşma sağlandığı gerekçesi ile 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 231/11. maddesi uyarınca kamu davasının düşürülmesine karar verildiğinin anlaşılması karşısında, sanığın kasten yaralama eyleminin, cebir kullanmak suretiyle konut dokunulmazlığını ihlâl suçunun unsuru olarak değerlendirilmesi gerektiği gözetilmeden ayrıca cezalandırılmasına dair yazılı şekilde mahkûmiyet hükmü kurulmasında isabet görülmediğinden bahisle, kanun yararına bozulmasına karar verilmesi talep edilmiştir.
Dairemizin 23.09.2019 gün ve 2019/13716 Esas, 2019/16650 Karar sayılı kararıyla; kanun yararına bozma istemine dayanan ihbarname içeriği yerinde görüldüğünden, Lüleburgaz 1. Asliye Ceza Mahkemesinin 12.04.2018 tarihli ve 2017/598 Esas, 2018/217 Karar sayılı kararının 5271 sayılı CMK"nin 309/4. maddesi gereğince kanun yararına bozulmasına ve müteakip işlemlerin mahallinde yerine getirilmesine karar verilmiştir.
Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığınca bu karara karşı; “...Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 13.06.2006 gün ve 151-157, 13.02.2007 gün ve 349-35, 18.09.2007 gün ve 186-178, 13.05.2008 gün ve 84-111, 14.04.2009 gün ve 75-101, 27.12.2011 gün ve 205-291, 27.03.2012 gün 493-127, 05.06.2012 gün 6-215, 29.01.2013 gün 1324-27 ve 08.04.2018 gün 72-73 sayılı kararlarında da, mahkûmiyet hükümleri yönünden verilen kararların, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 309. maddesinin 4. fıkrasının (d) bendi kapsamında kaldığı kabul edilerek, hukuka aykırılıkların bizzat Özel Dairelerce giderilmesi gerektiği sonucuna ulaşılmıştır.
...uyuşmazlık konusu değerlendirildiğinde; Lüleburgaz 1. Asliye Ceza Mahkemesi tarafından kasten yaralama suçundan kurulan mahkûmiyet hükmünü inceleyen Yüksek Daire tarafından, yerel mahkemece hükmolunan 3.000 TL adli para cezasının kaldırılması gerekliliği vurgulanarak kanun yararına bozma kararı verildiğinden, 5271 sayılı CMK"nin 309. maddesinin 4. fıkrasının (d) bendi uyarınca cezanın kaldırılmasına Yargıtay ceza dairesinin doğrudan hükmetmesi gerekmektedir. Özel Dairece, yeniden yargılama yasağı olduğu halde, ceza kaldırılmayıp, hukuka aykırılığın giderilmesinin yerel mahkemeye bırakılması halinde, bu aşamada yerel mahkemenin vereceği karar yok hükmünde olacağından, hükümlü lehine sonuç doğuracak olan hukuka aykırılık da yasal olarak giderilmemiş olacaktır. Bu nedenle Yüksek Dairece yeni bir hüküm kurulmadan dosyanın merciine gönderilmesi Kanuna aykırı görüldüğü” kanaatine varılarak, 5271 sayılı Kanun"un 308. maddesi uyarınca dosyanın itirazen incelenmek üzere Dairemize gönderilmesi üzerine yapılan incelemede;
Gereği görüşülüp düşünüldü:
1) Yerinde görülen Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının itirazının KABULÜNE,
2) Dairemizin 23.09.2019 gün ve 2019/13716 Esas, 2019/16650 Karar sayılı bozma kararının KALDIRILMASINA,
3) Adalet Bakanlığının kanun yararına bozma isteyen yazısına dayanan tebliğnamede ileri sürülen düşünce yerinde görüldüğünden; sanık hakkındaki basit yaralama suçuna ilişkin Lüleburgaz 1. Asliye Ceza Mahkemesinin 12.04.2018 tarihli ve 2017/598 Esas, 2018/217 Karar sayılı kararının 5271 sayılı CMK"nin 309/4. maddesinin (d) bendi gereğince kanun yararına BOZULMASINA, hüküm fıkrasındaki mahkumiyet hükmü yerine “Sanık hakkında basit yaralama suçundan açılan dava yönünden sanığın yaralama eyleminin bütün olarak cebir kullanmak suretiyle konut dokunulmazlığını ihlal suçu içerisinde kalması nedeniyle karar verilmesine yer olmadığına” ibarelerinin eklenmesi suretiyle basit kasten yaralama suçundan verilen mahkumiyet hükmünün tüm sonuçları ile ortadan kaldırılmasına, dosyanın mahalline gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE, 25.11.2019 gününde oy birliğiyle karar verildi.