10. Hukuk Dairesi 2019/6887 E. , 2020/910 K.
"İçtihat Metni"Bölge Adliye
Mahkemesi : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 33. Hukuk Dairesi
Dava, ödeme emirlerinin iptali istemine ilişkindir.
İlk Derece Mahkemesince, hükümde belirtilen gerekçelerle davanın reddine dair verilen karara karşı davacılar vekili tarafından istinaf yoluna başvurulması üzerine, İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 33. Hukuk Dairesince istinaf istemlerinin esastan reddine dair karar verilmiştir.
İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 33. Hukuk Dairesince verilen kararın temyizen incelenmesi davacılar vekili tarafından istenmesi üzerine, temyiz isteklerinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
6183 sayılı Kanun"un “Ödeme emri” başlıklı 55. maddesinin ilk fıkrasında; kamu alacağını vadesinde ödemeyenlere, yedi gün içinde borçlarını ödemeleri veya mal bildiriminde bulunmaları gereğinin bir ödeme emri ile tebliğ olunacağı; “Ödeme emrine itiraz” başlığını taşıyan 58. maddesinin birinci fıkrasında; kendisine ödeme emri tebliğ olunan kişinin, böyle bir borcu olmadığı veya kısmen ödediği veya zamanaşımına uğradığı hakkında tebliğ tarihinden itibaren yedi gün içinde itirazda bulunabileceği belirtilmiştir.
Görüldüğü gibi; “menfi tespit” niteliğindeki ödeme emrine itiraz/ödeme emrinin iptali davasının yedi günlük hak düşürücü süre içerisinde açılması zorunlu olduğu gibi, kendisine ödeme emri gönderilen borçlunun itirazları da üç nedenle sınırlandırılmıştır. Davanın yasal dayanağını oluşturan 6183 sayılı Kanun"un 58. maddesine göre; kendisine ödeme emri tebliğ olunan şahıs, böyle bir borcu olmadığı veya kısmen ödediği veya zamanaşımına uğradığı hakkında tebliğ tarihinden itibaren yedi (7) gün içinde itirazda bulunabilir. İtiraz etmezse borç kesinleşmiş olur.
1- Davacı ... yönünden İlk Derece Mahkemesince verilen ret kararı ve Bölge Adliye Mahkemesince verilen istinaf isteminin esastan reddine dair karar isabetli olup bu davacı yönünden yapılan temyiz isteğinin reddine karar verilmiştir.
2- Şirkete tebliğ edildiğine dair bir kayıt olmayan 2008/14036 ve 2008/15439 takip nolu ödeme emirleri yönünden ise açılan dava menfi tespit istemi niteliğinde olup, mahkemece zamanaşımının gerçekleşmediği gerekçesiyle verilen ret kararı yerinde olup davacı şirket yönünden bu takiplere yönelik yapılan temyiz isteğinin de reddine karar verilmiştir.
3- Davacı şirket yönünden ise iptali istenen ödeme emirlerinden
“2009/13259 takip nolu ödeme emri 01.09.2009 tarihinde, 2009/11161 takip nolu ödeme emri 27.03.2009 tarihinde, 2009/34053 takip nolu ödeme emri 09.02.2010 tarihinde davacı şirkete tebliğ edilmiş olup 7 günlük hak düşürücü süre içerisinde dava açılmayıp bu takiplerin şirket yönünden kesinleştiği” gerekçesiyle hüküm kurulması gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulması yerinde görülmemiş ise de gerekçedeki bu eksikliğe rağmen verilen istinaf isteminin esastan reddine dair karar netice olarak doğrudur.
Bu konuların düzeltilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden hüküm bozulmamalı, 01.10.2011 tarihinde yürürlüğe giren 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 370. maddesi gereğince düzeltilerek onanmalıdır.
SONUÇ: HMK’nın 370. maddesi gereği, İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 33. Dairesi kararının gerekçesindeki “davacı şirkete ödeme emrinin 01.09.2009 tarihinde tebliğ edildiği, dava açılmadığından şirket hakkındaki takibin kesinleştiği” sözcüklerinin silinerek yerine “2009/13259 takip nolu ödeme emri 01.09.2009 tarihinde, 2009/11161 takip nolu ödeme emri 27.03.2009 tarihinde, 2009/34053 takip nolu ödeme emri 09.02.2010 tarihinde davacı şirkete tebliğ edilmiş olup 7 günlük hak düşürücü süre içerisinde dava açılmayıp bu takiplerin şirket yönünden kesinleştiği” sözcüklerinin yazılmasına ve karar gerekçesinin bu şekliyle DÜZELTİLEREK ONANMASINA, temyiz harcının istek halinde davacılara iadesine, dosyanın kararı veren İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, 10/02/2020 gününde oybirliğiyle karar verildi.