Abaküs Yazılım
6. Daire
Esas No: 2022/1120
Karar No: 2022/4229
Karar Tarihi: 05.04.2022

Danıştay 6. Daire 2022/1120 Esas 2022/4229 Karar Sayılı İlamı

Danıştay 6. Daire Başkanlığı         2022/1120 E.  ,  2022/4229 K.

    "İçtihat Metni"

    T.C.
    D A N I Ş T A Y
    ALTINCI DAİRE
    Esas No : 2022/1120
    Karar No : 2022/4229

    TEMYİZ EDEN TARAFLAR : I- (DAVACI) ...
    VEKİLİ : Av. ...

    2- ...Belediye Başkanlığı
    VEKİLİ : Av. ...

    II- (DAVALILAR) 1- ...Bakanlığı - ...
    VEKİLİ : ..., Hukuk Müşaviri (E-Tebligat)

    2- ...Büyükşehir Belediye Başkanlığı
    VEKİLİ : Av. ...

    3- ...Belediye Başkanlığı - ...
    VEKİLİ : Av. ...

    KARŞI TARAF : 1- ...Bakanlığı
    2- ...Büyükşehir Belediye Başkanlığı
    3- ...Belediye Başkanlığı
    4- ...

    İSTEMİN KONUSU : ...Bölge İdare Mahkemesi .... İdari Dava Dairesinin ...tarih ve E:..., K:...sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

    YARGILAMA SÜRECİ :
    Dava konusu istem: İstanbul İli, Avcılar İlçesi, ...Mevkii, ...pafta, ...parselde bulunan ...arsa paylı, ...kat ...nolu bağımsız bölümün maliki olan davacı tarafından, söz konusu binanın, Bakanlar Kurulu tarafından ilan edilen afete maruz bölge içinde yer aldığı, bu nedenle, afete maruz bölgeye iskan izni veren idarelerin zararı tazminle yükümlü olduğu iddia edilerek uğranıldığı öne sürülen 150.000,00-TL, (ıslah sonrası 229.235,00 TL) maddi, 60.000,00-TL manevi zararın, dava tarihinden itibaren işletilecek yasal faizi ile birlikte davalı idarelerden tahsiline karar verilmesi istenilmiştir.
    İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: .... İdare Mahkemesince verilen ...tarih ve E:..., K:..., sayılı kararda; yaptırılan keşif ve bilirkişi incelemesi sonucunda düzenlenen raporda tespit edilen 229.235.00TL maddi, 60.000,00TL manevi zararın, davalı idarelerce kusur oranları dikkate alınarak İstanbul Büyükşehir Belediyesince %60, Çevre ve Şehircilik Bakanlığınca %30, Avcılar Belediye Başkanlığınca %10 oranında, ıslah edilen kısım için ıslah tarihinden, diğer kısımları için dava tarihinden itibaren yasal faiziyle birlikte davacıya ödenmesi yönünde davanın kabulüne karar verilmiştir.
    Bölge İdare Mahkemesi İdari Dava Dairesi kararının özeti: İdari Dava Dairesince verilen kararda; maddi tazminat yönünden yapılan istinaf başvurularının reddine, manevi tazminat yönünden yapılan davalı idarelerin istinaf başvurularının kısmen kabulü ile idare mahkemesi kararının manevi tazminata ilişkin kısmının kaldırılmasına, davacının manevi tazminat isteminin kısmen kabulü ile takdiren 10.000,00.-TLmanevi tazminatın davalı idarelerin kusurları oranında dava tarihinden (23.01.2019) itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davacıya ödenmesine, fazlaya ilişkin manevi tazminat isteminin ise reddine karar verilmiştir.
    TEMYİZ EDENLERİN İDDİALARI :
    1- Davacı tarafından, davalı idarelerin müşterek ve müteselsilen sorumlu olması gerektiği, yerel mahkemece takdir edilen manevi tazminatın istinaf mahkemesince düşürülmesinin hakkaniyete aykırı olduğu, emsal davalarda afete maruz bölge kararından sonra arsanın m2 değerinin 400,00-TL olarak tespit edilerek hesaplandığı halde temyize konu karardaki 800,00-TL'ye ilişkin kabulün maddi tazminatın eksik hesaplanmasına neden olduğu, belirtilen sebeplerle anılan kararın bozulması gerektiği ileri sürülmektedir.
    2- Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı tarafından, davaya konu olayda kusur ve sorumluluklarının olmadığı, bilirkişi raporunda kusura ilişkin değerlendirme yapılmadığı halde Mahkemece aleyhlerine olacak şekilde kabul edilen kusur oranının hatalı olduğu, davacının müterafik kusurunun ise belirlenmediği, manevi tazminatın tamamen reddedilmesi gerektiği ileri sürülmektedir.
    3- İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı tarafından, hasım mevkiinden çıkarılmaları gerektiği, emsal dosyalarda kusur atfedilmediği halde dava konusu olaydan dolayı %60 kusur isnadının yanlış olduğu, tazminatın verilebilmesi için zarar şartının oluşmadığı, davacının ve yüklenicinin kusurunun belirlenmediği, bu nedenle eksik ve hatalı kararın bozulması gerektiği ileri sürülmektedir.
    4- Avcılar Belediye Başkanlığı tarafından, maddi tazminatın rayiç değer üzerinden belirlenmesinin hukuka aykırı olduğu, davacı, yüklenici ve fenni mesul'e ilişkin kusur oranının belirlenmediği, afet olayından dolayı kendilerine kusur atfedilemeyeceği, manevi tazminat isteminin tamamen reddi gerektiği ileri sürülmektedir.
    DAVALI İDARELERDEN
    ...BAKANLIĞININ SAVUNMASININ ÖZETİ : Davacının temyiz istemlerinin reddi ile kendi talepleri doğrultusunda kararın bozulması gerektiği savunulmaktadır.
    DİĞER DAVALI İDARELERİN SAVUNMALARININ ÖZETİ : Savunma verilmemiştir.
    DAVACININ SAVUNMASININ ÖZETİ : Savunma verilmemiştir.

    DANIŞTAY TETKİK HAKİMİ ...DÜŞÜNCESİ : Temyize konu kararın kusur oranlaması ve manevi tazminat yönünden onanması, maddi tazminatın belirlenmesi yöntemine ilişkin olarak Daire kararlarımıza aykırılık olduğundan anılan kararın maddi tazminat yönünden bozulması gerektiği düşünülmektedir.

    TÜRK MİLLETİ ADINA
    Karar veren Danıştay Altıncı Dairesince, 29/10/2021 günlü, 31643 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan 85 sayılı Cumhurbaşkanlığı Kararnamesinin 1. maddesi uyarınca, 1 sayılı Cumhurbaşkanlığı Teşkilatı Hakkında Cumhurbaşkanlığı Kararnamesinin Altıncı Kısmının Dördüncü Bölümünün başlığı "Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği" şeklinde değiştirildiğinden, husumetin Çevre ve Şehircilik Bakanlığı yerine Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığına yöneltilmesine karar verilerek, Tetkik Hakiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:

    İNCELEME VE GEREKÇE:

    MADDİ OLAY :
    Dava konusu taşınmazın bulunduğu Avcılar İlçesi için Bayındırlık ve İskan Bakanlığı Afet İşleri Genel Müdürlüğü ve bazı kamu kurumlarınca farklı tarihlerde yapılan araştırma ve tespitlerde, ilçe geneline yönelik; ''Marmara denizi kıyıları killi ve marnlı serilerle örtülü bulunduğundan heyelana müsaittir, bu kısımlar gerekli önlemler alınmadıkça iskan için sakıncalıdır'' görüşüne yer verildiği, 1971 yılında yapılan bu tespitte, evlerin fazla katlı olmaması, hafif malzemeden yapılması, derin kazılar yapılmaması, yüzey suyu drenajı yapılması, kıyıdan itibaren kademeli olması ve istinat duvarı yapılması gerektiğinin ifade edildiği, yine Bakanlıkça 1977 yılında Boğaziçi Üniversitesine hazırlattırılan raporda; yamaçları heyelanlı ve heyelana müsait olmaları nedeniyle ancak düşük eğimli ve potansiyel heyelan alanlarında zemine fazla yük vermemek ve kazıdan kaçınmak şartı ile tek katlı ve bahçeli evler yapılmasının mümkün olabileceğinin belirtildiği, İller Bankasınca hazırlanan 1981 tarihli rapora göre Avcıların turistik tesis alanı olarak, kamp alanı ve iki katlı yapı alanı olarak gösterildiği, davaya konu alanın, 1981 yılında İller Bankası tarafından hazırlanan ve Bayındırlık ve İskan Bakanlığının onayladığı nazım imar planı ve 1982 tarihli Avcılar Belediye Başkanlığının hazırladığı uygulama imar planı ile yerleşime açıldığı ve zaman içerisinde çok katlı yerleşime izin verildiği, anılan planların hazırlandığı tarihlerde yürürlükte bulunan mülga 6785 sayılı İmar Kanununun 1605 sayılı Kanunla değişik 26. maddesiyle nüfus ve il veya ilçe merkezi olması ölçütlerine göre yol istikamet planları ile imar planlarını belediyelerin yaptırmaları mecburiyeti getirildiği ve 29. maddesiyle imar ve yol istikamet planlarının İmar ve İskan Bakanlığının tasdikiyle kesinleşeceği ve yürürlüğe gireceğinin hüküm altına alındığı, Bakanlığın onay yetkisi planların hukuki varlık şartlarından olduğundan, bu planlara ilişkin çok katlı yerleşime izin veren ilçe belediyesinin yanında Bakanlığın ve Mülga 3030 sayılı Kanundan kaynaklanan denetim yükümlülüğünü yerine getirmeyen, imar yükümlülüklerini ilçe belediyesi ile birlikte kullanan, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığının hizmet kusurlarının bulunduğu, Mülga 180 sayılı Bayındırlık ve İskan Bakanlığının Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun Hükmünde Kararnamenin 9. maddesinin g bendinde de, afetle ilgili daimi iskan yerleşmelerinde imar planlarını ve alt yapı tesisleri planlarını ve bunlara ait etüd, harita, proje ve keşifleri yapmak veya yaptırmak, re'sen onaylamak veya onaylanmasını sağlamak, inşaat işlerini yapmak veya yaptırmak konularında Bakanlık Yapı İşleri Genel Müdürlüğünün yetkili olduğunun hükme bağlandığı, 644 sayılı Kanun Hükmünde Kararname ile de Bayındırlık ve İskan Bakanlığı tarafından yürütülen görevlerin Çevre ve Şehircilik Bakanlığına geçtiği, Avcılar İlçesi, ......Mevkii, ...pafta, ...parsel sayılı taşınmazdaki yapının 28.06.2005 gün ve 2005/109 sayılı Bakanlar Kurulu kararı ile "Afete Maruz Bölge" ilan edilen alanda kalması ve yıkılması nedeniyle uğranıldığı öne sürülen 229.235,00 TL maddi, 60.000,00-TL manevi zararın, dava tarihinden itibaren işletilecek yasal faiziyle birlikte tazminine karar verilmesi istemiyle bakılmakta olan davanın açıldığı anlaşılmaktadır.
    İLGİLİ MEVZUAT:
    2709 sayılı Türkiye Cumhuriyeti Anayasası'nın 125. maddesinin 1. fıkrasında idarenin her türlü eylem ve işlemlerine karşı yargı yolunun açık olduğu belirtilmiş, son fıkrasında ise, idarenin kendi eylem ve işlemlerinden doğan zararları ödemekle yükümlü olduğu hükmüne yer verilmiştir.
    HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
    Kararın; kusur oranlaması ve manevi tazminata ilişkin kısmında, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 49. maddesinin 1. fıkrasında sayılan bozma nedenlerinden hiçbirisi bulunmamaktadır.
    Kararın; maddi tazminata ilişkin kısmına gelince;
    Bilirkişi raporundaki tazminata ilişkin miktarın belirlenmesi usulü ve tespit dönemi yönünden;
    Davaya konu alanda, meydana gelen heyelan sebebiyle insanların can ve mal güvenliğinin tehlikeye düşmesi nedeniyle bu bölgeler için Afete Maruz Bölge kararı alınması, bu alanlarda kalan konutların güvenli bir bölgeye nakledilmesi gerektiğinin belirtilmesi, taşınmazın (dava tarihi itibarıyla) davalı idarelerce tahliye edilmemesine ve yıkılmamasına karşın, ruhsatlı yapının Afete Maruz Bölge ilan edilen alanda kalması ve yapının kullanılabilmesi için zorunlu olan fen ve sağlık kurallarına uygunluğunu yitirmesi nedeniyle davacı açısından gerçek bir zararın doğmadığından söz edilmesine olanak bulunmadığına yönelik Dairemizin emsal dosyalardaki bozma gerekçesi de dikkate alındığında, davacının bağımsız bölümünün bulunduğu blokta ikamet etmeyi engelleyici durumun, Afete Maruz Bölge kararının 12.08.2005 tarihli ve 4587 sayılı Valilik yazısı ekinde Avcılar Kaymakamlığı'na ve Belediye Başkanlığı'na bildirilmesine ve davaya konu binanın da içinde bulunduğu alandaki yapıların tahliyesine ilişkin yapılan yazışmaların içeriği de dikkate alınarak, hangi tarihte ortaya çıktığının Mahkeme tarafından belirlenerek dairenin değer tespitinin zarara uğranıldığı tarih itibarıyla tespit edilmesi gerektiği gibi binanın maliyet bedeli tespit edilirken her yıl güncellenen, Mimarlık ve Mühendislik Hizmet Bedellerinin Hesabında Kullanılacak Yapı Yaklaşık Birim Maliyetleri Hakkında Tebliğ hükümlerine göre hesaplama yapılması ve bu hesaplama yapılırken zarara uğrayan dairenin yapı maliyet bedeli belirlendikten ve bu bedelden yıpranma payı düşüldükten sonra, ortaya çıkacak miktara hesap edilen arsa değer kaybının da eklenmesi ve enkaz bedelinin düşülmesi (enkazın davacı uhdesinde kalması durumunda) suretiyle ulaşılması gerekirken, ikamet etmeyi engelleyici tarihin yıkım tarihi olan 2017 yılı kabul edilip, bu tarih üzerinden yapılan hesaplama ile ortaya çıkan bedel üzerinden tazminata hükmedilmesine dair Mahkeme kararında hukuki isabet görülmemiştir.
    Diğer taraftan, tazminat kalemlerinden olan arsa değer kaybının hesabında; afete maruz bölge kararının öncesinde ve sonrasında arsanın m2 birim değerinin tespit edilip aradaki farkın bulunarak davacının arsa payına oranlanması sonucunda ortaya çıkan rakamın, davacının bu kalem zararını oluşturduğu hususu dikkate alındığında; aynı veya yakın parsellerde farklı bilirkişilerce belirlenen m2 birim değerinin farklı sonuçların ortaya çıkmasına neden olduğu görüldüğünden, bozmaya uyularak yeniden yapılacak yargılama sonucunda anılan çelişkiye neden olunmadan tazminat miktarının belirlenmesi gerekmektedir.
    Öte yandan;bozmaya uyularak yeniden yapılacak yargılama sonucunda yargılama giderleri hususunda da yeniden karar verileceği tabiidir.
    Bu itibarla, maddi tazminat yönünden istinaf başvurularının reddine ilişkin temyize konu Bölge İdare Mahkemesi İdari Dava Dairesi kararında hukuki isabet bulunmamaktadır.

    KARAR SONUCU:
    Açıklanan nedenlerle;
    1. Tarafların temyiz istemlerinin kısmen kabulüne, kısmen reddine,
    2. ...Bölge İdare Mahkemesi .... İdari Dava Dairesinin ...tarih ve E:..., K:...sayılı kararının maddi tazminata ilişkin kısmının BOZULMASINA, temyize konu diğer kısımlarının ONANMASINA,
    3. Bozulan kısım yönünden yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın anılan Bölge İdare Mahkemesi İdari Dava Dairesine gönderilmesine, 05/04/2022 tarihinde, kesin olarak, oyçokluğuyla karar verildi.


    KARŞI OY (X):
    Bir maddi zararın giderilmesine yönelik açılan tam yargı davalarında, tazminat kişinin mal varlığındaki zararın oluştuğu an itibariyle karşılanması gerektiğinden, istenilecek olan tazminatın gecikerek ödenmesi nedeniyle para değerinde enflasyondan dolayı meydana gelebilecek azalmayı karşılamaya yönelik olarak faize hükmedilmelidir.
    Maddi zararlar, mal varlığında meydana gelen ve para ile değerlendirilebilen bir azalmayı ifade ettiklerinden, bu azalma miktarının idare tarafından telafi edilmediği süre içinde ayrıca enflasyon nedeni ile de kayba uğrayacağı açıktır. Manevi zararlar ise, mal varlığında meydana gelen somut bir azalma olmayıp, kişinin manevi varlığında ortaya çıkan olumsuzluklar olduğundan, manevi tazminat değerinin yargılama sonucu para olarak belirlenmesi zarara uğrayanı tatmin ve de bu zararın meydana getireni cezalandırma aracı olarak kullanılmasından kaynaklanmaktadır.
    Bu itibarla, ilk defa yargı kararıyla para olarak değerlendirilebilen bir manevi tazminatın önceden davalı idarece belirlenmesi ve de ödenmesinin mümkün olmaması nedeniyle, ödemede gecikmeden bahsedilemeyeceği gibi, manevi tazminat, esasen bütün hususlar dikkate alınarak "takdiren" belirlendiğinden, temyize konu kararın, manevi tazminata faiz uygulanmaması gerekçesi ile de bozulması gerektiği oyuyla kararın bu kısmına katılmıyorum.


    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi