Esas No: 2018/252
Karar No: 2022/2417
Karar Tarihi: 05.04.2022
Danıştay 8. Daire 2018/252 Esas 2022/2417 Karar Sayılı İlamı
Danıştay 8. Daire Başkanlığı 2018/252 E. , 2022/2417 K."İçtihat Metni"
T.C.
D A N I Ş T A Y
SEKİZİNCİ DAİRE
Esas No : 2018/252
Karar No : 2022/2417
DAVACI : ... Bakanlığı
VEKİLİ : Av. ...
DAVALI : ... Başkanlığı
VEKİLİ : Av. ..
DAVANIN KONUSU :
30/12/2017 tarih ve 30286 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren, 2018 Yılı Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi'nin; "Genel Hükümler" bölümünde yer alan 14. maddesinin 3. ve 4. fıkralarının iptaline karar verilmesi istenilmektedir.
DAVACININ İDDİALARI :
Dava konusu 2018 yılı Tarifesinin "Genel Hükümler" bölümünde yer alan 14. maddesinin 3. fıkrası yönünden; 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanununun “Koruma Tedbirleri Nedeniyle Tazminat” ana başlığı altında düzenlenen “Tazminat isteminin koşulları” yan başlıklı 142. maddesine 25.08.2017 tarih ve 30165 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren 694 sayılı Olağanüstü Hal Kapsamında Bazı Düzenlemeler Yapılması Hakkında Kanun Hükmünde Kararnamenin 144. maddesiyle eklenen 9. fıkrasında, “Tazminat davaları nedeniyle Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince hesaplanan nisbi avukatlık ücreti ödenir. Ancak, ödenecek miktar Tarifede sulh ceza hakimliklerinde takip edilen işler için belirlenen maktu ücretten az, ağır ceza mahkemelerinde takip edilen davalar için belirlenen maktu ücretten fazla olamaz.” düzenlemesinin yer aldığı, her iki düzenlemenin de koruma tedbirleri nedeniyle tazminat konusuna ilişkin olmakla birlikte çelişki barındırdığı, şöyle ki; 5271 sayılı Kanunun 144. maddesinin 9. fıkrasında; ödenecek nispi avukatlık ücreti; sulh ceza hâkimliklerinde takip edilen işler için belirlenen maktu ücret olan 845,00 TL’den az; ağır ceza mahkemelerinde takip edilen davalar için belirlenen maktu ücret olan 4.360,00 TL’den fazla olamayacağı düzenlenmiş iken; dava konusu Tarife maddesinde ise; alt sınır olarak “ikinci kısmın ikinci bölümünün onikinci sıra numarasındaki ücretten” yani Ağır Ceza Mahkemelerinde takip edilen davalar İçin öngörülen maktu ücret olan 4.360,00 TL’den az olamayacağı düzenlendiği ve üst sınırın belirlenmediği, bu nedenle Kanuna aykırı olan söz konusu düzenlemenin iptali gerektiği belirtilmiştir.
Dava konusu 2018 yılı Tarifesinin "Genel Hükümler" bölümünde yer alan 14. maddesinin 4. fıkrası yönünden; beraat eden sanık lehine hazine aleyhine yasal vekalet ücreti ödeneceğine dair herhangi bir kanuni dayanağın bulunmadığı, 5271 sayılı Kanunun 327. maddesinde yer alan düzenlemede, “beraat eden sanığın önceden ödemek zorunda kaldığı giderler” kapsamına yasal vekalet ücretinin dahil edilemeyeceği, bu kapsama akdi vekalet ücretinin dahil olabileceği, Tarifedeki “beraat” ifadesinin CMK 223/2-e bendinde ifade edilen “yüklenen suçun sanık tarafından işlendiğinin sabit olmaması” durumunu da kapsamasının hakkaniyete aykırı olduğu, Hakimin tam bir vicdani kanaate ulaşamadığı durumlarda delil yetersizliğinden beraat kararı vermesinin zorunlu olduğu; böyle hallerde sanığın suçlu olma ihtimalinin her zaman mümkün olduğu, bu durumda da Hazine aleyhine maktu vekalet ücretine hükmedilmesinin ölçüsüz bir mali yüke sebebiyet vereceği belirtilerek dava konusu düzenlemelerin iptali gerektiği ileri sürülmüştür.
DAVALININ SAVUNMASI :
Usule ilişkin olarak, davacı Hazine ve Maliye Bakanlığının dava konusu Tarifenin gerek hazırlığında gerekse onay safhasında görev ve yetkisi bulunmadığından dava açma ehliyetinin bulunmadığı belirtilmiştir.
Esasa ilişkin olarak, 2018 yılı Tarifesinin "Genel Hükümler" bölümünde yer alan 14. maddesinin 3. fıkrası yönünden; bir kişi hakkında yakalama, tutuklama, haksız gözaltı, makul sürede yargı mercii önüne çıkarılmama, göz altında veya tutuklulukta geçen süreden daha az cezaya mahkum olma, yakalama ve tutuklama nedenlerinin bildirilmemesi, yakalama-tutuklama işleminin yakınlarına bildirilmemesi, haksız arama-el koyma yapılması, el koyma kurallarına uyulmaması halleri ile sınırlı olarak açılan tazminat davasında, bu tedbirlerin hukuka aykırı olarak uygulandığı ve tedbire dayalı tazminatın haklılığının kanıtlanması, illiyet bağının ortaya konulması görevinin avukata düştüğü, Ağır Ceza Mahkemesinde Devlete karşı açılan bu davalarda avukatın verdiği emek ve çabayı azımsayarak ceza yargılamasında uygulanan “resen araştırma” ilkesini bu tutuma gerekçe kılmanın hakkaniyete uygun olmadığı ifade edilmiştir.
Dava konusu 2018 yılı Tarifesinin "Genel Hükümler" bölümünde yer alan 14. maddesinin 4. fıkrası yönünden ise; hakkında ceza davası açılan bir sanığın kendisine avukat tayin etmesi durumunda Avukatlık Yasası uyarınca ücretsiz dava alma yasağı bulunan avukata ücret ödemek zorunda olduğu, dava sonunda ilgili kişi beraat ederse bu ücretin hazine tarafından sanığa ödenmesi gerektiği, sanığa ödenmesi gereken bu ücretin miktarının ise dava konusu Tarifede belirlendiği, sanığın beraat etmesi halinde muhatap olduğu ceza davası sebebiyle tutmak zorunda kaldığı avukatlık ücretini ayrı bir dava açarak talep etme hak ve yetkisinin bulunmadığı, 5271 sayılı Kanunun 141. maddesi gereği Devletten talep edilecek tazminatın ise koruma tedbirlerine ilişkin olduğu, davacı Bakanlığın beraat kararının içeriğine bakarak bir kısmını ayırıp diğer kısmını hakkaniyete aykırı olduğu gerekçesi ile tarife maddesinin iptali istemine dayanak kılmasının ise masumiyet karinesine ve eşitlik ilkesine aykırı olduğu savunulmuştur.
DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ : ...
DÜŞÜNCESİ : 30/12/2017 tarih ve 30286 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren, 2018 Yılı Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinin; "Genel Hükümler" bölümünde yer alan 14. maddesinin 3. fıkrasının iptaline; aynı maddenin 4. fıkrası yönünden ise davanın reddine karar verilmesi gerektiği düşünülmektedir.
DANIŞTAY SAVCISI : ...
DÜŞÜNCESİ : Dava, 30/12/2017 günlü ve 30286 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren, 2018 Yılı Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinin; "Genel Hükümler" bölümünde yer alan 14. maddesinin 3. ve 4. fıkralarının iptali istemiyle açılmıştır.
1136 sayılı Avukatlık Kanunu'nun 168. maddesinde, baro yönetim kurullarının, her yıl Eylül ayı içerisinde, yargı yerlerindeki işlemler ile diğer işlemlerden alınacak avukatlık ücretinin asgari hadlerini gösteren birer tarife hazırlayarak Türkiye Barolar Birliğine gönderecekleri, Türkiye Barolar Birliği Yönetim Kurulunca, baro yönetim kurullarının teklifleri de göz önüne alınmak suretiyle uygulanacak tarifenin o yılın Ekim ayı sonuna dek hazırlanarak Adalet Bakanlığına gönderileceği, tarifenin Adalet Bakanlığına ulaştığı tarihten itibaren bir ay içinde Bakanlıkça karar verilmediği veya tarife onaylandığı takdirde kesinleşeceği; ancak Adalet Bakanlığının uygun bulmadığı tarifeyi bir daha görüşülmek üzere gösterdiği gerekçesiyle birlikte Türkiye Barolar Birliğine geri göndereceği, geri gönderilen bu tarifenin Türkiye Barolar Birliği Yönetim Kurulunca üçte iki çoğunlukla aynen kabul edildiği takdirde onaylanmış, aksi halde onaylanmamış sayılacağı ve sonucun Türkiye Barolar Birliği tarafından Adalet Bakanlığına bildirileceği hükme bağlanmıştır.
Anılan Yasal düzenlemede avukatlık asgari ücret tarifesinin Türkiye Barolar Birliği Yönetim Kurulu tarafından tüm baroların teklifleri göz önüne alınarak hazırlanması ve yürürlüğe girmesi aşamasına ilişkin usul hükümleri belirlenmiş, tarifenin hazırlanması aşamasında dikkate alınacak esas ve ölçütler konusunda herhangi bir belirleme yapılmamıştır.
Avukatlık asgari ücret tarifesinin hazırlanması konusunda Türkiye Barolar Birliğine tanınan yetkinin kullanımında, yargının kurucu unsurlarından savunmayı temsil eden avukatın, Avukatlık Kanununun 164. maddesinde öngörüldüğü üzere, emek ve mesaisinin dikkate alınmasının yanısıra, kişilerin hak arama özgürlüğünü kısıtlayıcı nitelikte düzenlemelere de yer verilmemesi gerekmektedir.
Tarifenin "Genel Hükümler" bölümünde yer alan 14. maddesinin 3. fıkrasının incelenmesi:
Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi'nin dava konusu edilen 14. maddesinin 3. fıkrasında, "4/12/2004 tarihli ve 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanununun 141 ve devamı maddelerine göre tazminat için Ağır Ceza Mahkemelerine yapılan başvurularda, Tarifenin üçüncü kısmı gereğince avukatlık ücretine hükmedilir. Şu kadar ki, hükmedilecek bu ücret ikinci kısmın ikinci bölümünün onikinci sıra numarasındaki ücretten az olamaz." hükmü yer almaktadır.
Anılan düzenleme gereği, Ceza Muhakemesi Kanununa göre tazminat için Ağır Ceza Mahkemelerine yapılan başvurularda; Avukatlık Ücret Tarifesinin Üçüncü Kısmı, yani: konusu para olan veya para ile değerlendirilebilen hukuki yardımlarda nispi vekalet ücreti ödenmesi öngörülmektedir. Burada avukatlık ücretinin miktarı için bir üst sınır söz konusu olmayıp, tazminat miktarına bağlı yapılacak oransal hesaplama belirleyici olmaktadır. Buna karşılık sınırlama, ödenecek en az miktara yönelik getirilmiştir. Bu da maddenin ikinci cümlesinde, yer verilen ''... hükmedilecek bu ücret ikinci kısmın ikinci bölümünün onikinci sıra numarasındaki ücretten az olamaz.'' şeklinde belirlenmek suretiyle Ağır Ceza Mahkemelerinde takip edilen davalar için ....-TL olarak tespit edilmiş bulunmaktadır.
Buna göre dava Konusu Tarife, tazminat için Ağır Ceza Mahkemelerine yapılan başvurularda avukatlık ücretinin ... TL den az olmamasına yönelik alt sınır getirmekte; buna karşılık bir üst sınır öngörmeyip, tazminat miktarına bağlı yapılacak oransal hesaplamayı esas almaktadır.
5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu'nun 142. maddesine, 25/08/2017 gün ve 30165 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanan, 694 sayılı Olağanüstü Hal Kapsamında Bazı Düzenlemeler Yapılması Hakkında Kanun Hükmünde Kararnamenin 114. maddesi ile eklenen 9. Fıkrası ile, Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinde yer alan ve yukarıda aktarılan husus bir üst hukuk normu olarak düzenlenmiştir. Burada: "Tazminat davaları nedeniyle Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince hesaplanan nisbî avukatlık ücreti ödenir. Ancak, ödenecek miktar Tarifede sulh ceza hâkimliklerinde takip edilen işler için belirlenen maktu ücretten az, ağır ceza mahkemelerinde takip edilen davalar için belirlenen maktu ücretten fazla olamaz." hükmüne yer verilmiştir.
Buna göre 694 sayılı KHK ile her ne kadar nisbi avukatlık ücretinin ödenmesi ilkesel olarak kabul edilse de, bir üst sınır getirilmektedir. Buna göre ödenecek miktar, Tarifede sulh ceza hâkimliklerinde takip edilen işler için belirlenen maktu ücretten, yani 845.-TL den az; ağır ceza mahkemelerinde takip edilen davalar için belirlenen maktu ücretten, yani 4.360.-TL den fazla olamayacağı öngörülmüştür. Başka bir ifade ile 694 sayılı KHK ile Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinden farklı olarak hem alt sınır değiştirilmekte hem de nisbi olarak hesaplanan avukatlık ücretinin 4.360.- TL den fazla olamayacağı öngörülmektedir.
Bu durumda, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanununun 141 ve devamı maddelerine göre tazminat için Ağır Ceza Mahkemelerine yapılan başvurularda, hükmedilecek ücretin hesabının Tarifeden farklı olarak düzenlemeye tabi tutulduğu anlaşıldığından, dava konusu tarife hükmünde üst hukuk normuna uyarlık bulunmamaktadır. İptali gerekir.
Tarifenin "Genel Hükümler" bölümünde yer alan 14. maddesinin 4. fıkrasının incelenmesi:
Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi'nin dava konusu edilen 14. maddesinin 4. fıkrasında, "Beraat eden ve kendisini vekil ile temsil ettiren sanık yararına Hazine aleyhine maktu avukatlık ücretine hükmedilir." hükmü yer almaktadır.
5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu'nun "Yargılama Giderleri" başlıklı 324. maddesinde, harçların ve tarifesine göre ödenmesi gereken avukatlık ücretleri ile soruşturma ve kovuşturma evrelerinde yargılamanın yürütülmesi amacıyla Devlet Hazinesinden yapılan her türlü harcamaların ve taraflarca yapılan ödemelerin yargılama giderleri olduğu belirtilmiştir.
Anılan Kanunun, "Beraat veya Ceza Verilmesine Yer Olmadığına Karar Verilmesi Halinde Gider" başlıklı 327. maddesinde ise; hakkında beraat veya ceza verilmesine yer olmadığına karar verilen kişinin sadece kendi kusurundan ileri gelen giderleri ödemeye mahkum edileceği, bu kişinin önceden ödemek zorunda kaldığı giderlerin Devlet Hazinesince üstlenileceği kurallarına yer verilmiştir.
Yukarıda yer alan yasal düzenleme uyarınca, beraat eden kişinin sadece kendi kusurundan oluşan giderleri ödeyeceği, bu kişinin önceden ödemek zorunda kaldığı giderlerin Hazinece üstlenileceği düzenlendiğinden, ücret ödeyerek avukat tutan ve beraat eden kişinin ödediği avukatlık ücreti de kişinin önceden ödemek zorunda olduğu giderler kapsamında yer aldığından, Devlet Hazinesince karşılanması esastır.
Bu durumda, beraat eden ve kendisini vekil ile temsil ettiren sanık yararına hazine aleyhine maktu avukatlık ücretine hükmedilmesine ilişkin dava konusu düzenlemede üst hukuk normlarına aykırılık bulunmamaktadır.
Açıklanan nedenlerle, dava konusu Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinin;
- "Genel Hükümler" bölümünde yer alan 14. maddesinin 3. fıkrası yönünden iptaline;
-14. maddesinin 4. fıkrası yönünden ise reddine, karar verilmesi gerektiği düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Sekizinci Dairesince, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:
HUKUKİ SÜREÇ :
Dava konusu 2018 Yılı Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi, 1136 sayılı Avukatlık Kanununun "Avukatlık ücret tarifesinin hazırlanması" başlıklı 168. maddesi uyarınca Türkiye Barolar Birliği tarafından hazırlanmış ve 30/12/2017 tarih ve 30286 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe girmiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE:
İLGİLİ MEVZUAT:
1136 sayılı Avukatlık Kanunu'nun "Avukatlık ücreti" başlıklı 164. maddesinde; "(Değişik : 2/5/2001 - 4667/77 md.) Avukatlık ücreti, avukatın hukukî yardımının karşılığı olan meblâğı veya değeri ifade eder.
Yüzde yirmibeşi aşmamak üzere, dava veya hükmolunacak şeyin değeri yahut paranın belli bir yüzdesi avukatlık ücreti olarak kararlaştırılabilir.
İkinci fıkraya göre yapılacak sözleşmeler, dava konusu para dışındaki mal ve haklardan bir kısmının aynen avukata ait olacağı hükmünü taşıyamaz.
Avukatlık asgarî ücret tarifesi altında vekâlet ücreti kararlaştırılamaz. Ücretsiz dava alınması halinde, durum baro yönetim kuruluna bildirilir.(Değişik üçüncü ve dördüncü cümle:13/1/2004 – 5043/5 md.) Avukatlık ücretinin kararlaştırılmamış olduğu veya taraflar arasında yazılı ücret sözleşmesinin bulunmadığı yahut ücret sözleşmesinin belirgin olmadığı veya tartışmalı olduğu veya ücret sözleşmesinin ücrete ilişkin hükmünün geçersiz sayıldığı hallerde; değeri para ile ölçülebilen dava ve işlerde asgari ücret tarifelerinin altında olmamak koşuluyla ücret itirazlarını incelemeye yetkili merci tarafından davanın kazanılan bölümü için avukatın emeğine göre ilâmın kesinleştiği tarihteki müddeabihin değerinin yüzde onu ile yüzde yirmisi arasındaki bir miktar avukatlık ücreti olarak belirlenir. Değeri para ile ölçülemeyen dava ve işlerde ise avukatlık asgari ücret tarifesi uygulanır.
Dava sonunda, kararla tarifeye dayanılarak karşı tarafa yüklenecek vekâlet ücreti avukata aittir. Bu ücret, iş sahibinin borcu nedeniyle takas ve mahsup edilemez, haczedilemez." hükmü ile
1136 sayılı Avukatlık Kanunu'nun "Avukatlık ücret tarifesinin hazırlanması" başlıklı 168. maddesinin 1. fıkrasında, "Baronun yönetim kurulları, her yıl Eylül ayı içerisinde, yargı yerlerindeki işlemler ile diğer işlemlerden alınacak avukatlık ücretinin asgari hadlerini gösteren birer tarife hazırlayarak Türkiye Barolar Birliğine gönderirler."; 2. fıkrasında, "Türkiye Barolar Birliği Yönetim Kurulunca, baro yönetim kurullarının teklifleri de göz önüne alınmak suretiyle uygulanacak tarife o yılın Ekim ayı sonuna kadar hazırlanarak Adalet Bakanlığına gönderilir. Şu kadar ki hazırlanan tarifede; genel bütçeye, il özel idareleri, belediye ve köylere ait vergi, resim, harç ve benzeri mali yükümlülükler ve bunların zam ve cezaları ile tarifelere ilişkin davalar ve 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanunun uygulanmasından doğan her türlü davalar için avukatlık ücreti tutarı maktu olarak belirlenir. Bu tarife Adalet Bakanlığına ulaştığı tarihten itibaren bir ay içinde Bakanlıkça karar verilmediği veya tarife onaylandığı takdirde kesinleşir. Ancak Adalet Bakanlığı uygun bulmadığı tarifeyi bir daha görüşülmek üzere, gösterdiği gerekçesiyle birlikte Türkiye Barolar Birliğine geri gönderir. Geri gönderilen bu tarife, Türkiye Barolar Birliği Yönetim Kurulunca üçte iki çoğunlukla aynen kabul edildiği takdirde onaylanmış, aksi halde onaylanmamış sayılır; sonuç Türkiye Barolar Birliği tarafından Adalet Bakanlığına bildirilir. (...) " hükmüne yer verilmiştir.
HUKUKİ DEĞERLENDİRME
Avukatlık asgari ücret tarifesinin Türkiye Barolar Birliği Yönetim Kurulu tarafından tüm baroların teklifleri göz önüne alınarak hazırlanması ve yürürlüğe girmesi aşamasına ilişkin usul hükümleri belirlenmiş, tarifenin hazırlanması aşamasında dikkate alınacak esas ve ölçütler konusunda herhangi bir belirleme yapılmamıştır.
Avukatlık asgari ücret tarifesinin hazırlanması konusunda Türkiye Barolar Birliğine tanınan yetkinin kullanımında, yargının kurucu unsurlarından savunmayı temsil eden avukatın, Avukatlık Kanunu'nun 164. maddesinde öngörüldüğü üzere, emek ve mesaisinin dikkate alınmasının yanısıra, kişilerin hak arama özgürlüğünü kısıtlayıcı nitelikte düzenlemelere de yer verilmemesi gerekmektedir.
Uyuşmazlığın çözümü için dava konusu Tarife maddelerinin ayrı ayrı incelenmesi gerekmektedir.
1- Tarifenin "Genel Hükümler" Bölümünde yer alan 14. maddesinin 3. fıkrasının incelenmesi;
Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi'nin dava konusu edilen 14. maddesinin 3. fıkrasında, "4/12/2004 tarihli ve 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanununun 141 ve devamı maddelerine göre tazminat için Ağır Ceza Mahkemelerine yapılan başvurularda, Tarifenin üçüncü kısmı gereğince avukatlık ücretine hükmedilir. Şu kadar ki, hükmedilecek bu ücret ikinci kısmın ikinci bölümünün onikinci sıra numarasındaki ücretten az olamaz." hükmü yer almaktadır.
Dava konusu Tarifenin "Yargı Yerleri ile İcra ve İflas Dairelerinde Yapılan ve Konusu Para Olmayan veya Para ile Değerlendirilemeyen Hukuki Yardımlara Ödenecek Ücret" başlıklı İkinci Kısım İkinci Bölümünün onikinci sıra numarasında ise; Ağır Ceza Mahkemelerinde takip edilen davalar için 4.360,00 TL maktu vekalet ücreti öngörülmektedir.
5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanununun 142. maddesine, 25/08/2017 gün ve 30165 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanan, 694 sayılı Olağanüstü Hal Kapsamında Bazı Düzenlemeler Yapılması Hakkında Kanun Hükmünde Kararnamenin 114. maddesi ile eklenen 9. fıkrasında, "Tazminat davaları nedeniyle Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince hesaplanan nisbî avukatlık ücreti ödenir. Ancak, ödenecek miktar Tarifede sulh ceza hâkimliklerinde takip edilen işler için belirlenen maktu ücretten az, ağır ceza mahkemelerinde takip edilen davalar için belirlenen maktu ücretten fazla olamaz." hükmüne yer verilmiştir.
Yukarıda yer alan yasal düzenlemeden, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanununun 141 ve devamı maddelerine göre tazminat için Ağır Ceza Mahkemelerine yapılan başvurularda, Tarifenin üçüncü kısmı gereğince avukatlık ücretine hükmedileceği, ancak, hükmedilecek tutarın sulh ceza hâkimliklerinde takip edilen işler için belirlenen maktu ücretten az, ağır ceza mahkemelerinde takip edilen davalar için belirlenen maktu ücretten fazla olamayacağı anlaşılmaktadır.
Bu durumda, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanununun 141 ve devamı maddelerine göre tazminat için Ağır Ceza Mahkemelerine yapılan başvurularda, hükmedilecek ücretin ağır ceza mahkemelerinde takip edilen davalar için belirlenen maktu ücretten az olamayacağı yolundaki dava konusu düzenlemede üst hukuk normuna uyarlık bulunmamaktadır.
2- Tarifenin "Genel Hükümler" Bölümünde yer alan 14. maddesinin 4. fıkrasının incelenmesi;
Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi'nin dava konusu edilen 14. maddesinin 4. fıkrasında, "Beraat eden ve kendisini vekil ile temsil ettiren sanık yararına Hazine aleyhine maktu avukatlık ücretine hükmedilir." hükmü yer almaktadır.
5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanununun "Yargılama Giderleri" başlıklı 324. maddesinde, harçların ve tarifesine göre ödenmesi gereken avukatlık ücretleri ile soruşturma ve kovuşturma evrelerinde yargılamanın yürütülmesi amacıyla Devlet Hazinesinden yapılan her türlü harcamaların ve taraflarca yapılan ödemelerin yargılama giderleri olduğu belirtilmiştir.
Anılan Kanunun "Beraat veya Ceza Verilmesine Yer Olmadığına Karar Verilmesi Halinde Gider" başlıklı 327. maddesinde ise; hakkında beraat veya ceza verilmesine yer olmadığına karar verilen kişinin sadece kendi kusurundan ileri gelen giderleri ödemeye mahkum edileceği, bu kişinin önceden ödemek zorunda kaldığı giderlerin Devlet Hazinesince üstlenileceği kurallarına yer verilmiştir.
Yukarıda yer alan yasal düzenleme uyarınca, beraat eden kişinin sadece kendi kusurundan oluşan giderleri ödeyeceği, bu kişinin önceden ödemek zorunda kaldığı giderlerin Hazinece üstlenileceği düzenlendiğinden, ücret ödeyerek avukat tutan ve beraat eden kişinin ödediği avukatlık ücreti de kişinin önceden ödemek zorunda olduğu giderler kapsamında yer aldığından, Devlet Hazinesince karşılanması esastır.
Bu durumda, beraat eden ve kendisini vekil ile temsil ettiren sanık yararına hazine aleyhine maktu avukatlık ücretine hükmedilmesine ilişkin dava konusu düzenlemede üst hukuk normlarına aykırılık bulunmamaktadır.
KARAR SONUCU:
Açıklanan nedenlerle;
1. 30/12/2017 tarih ve 30286 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren, 2018 Yılı Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinin; "Genel Hükümler" bölümünde yer alan 14. maddesinin 3. fıkrasının İPTALİNE, oybirliği ile,
2. 30/12/2017 tarih ve 30286 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren, 2018 Yılı Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinin; "Genel Hükümler" bölümünde yer alan 14. maddesinin 4. fıkrası yönünden DAVANIN REDDİNE, oybirliği ile,
3. Dava kısmen iptal kısmen ret ile sonuçlandığından ayrıntısı aşağıda gösterilen toplam ... TL yargılama giderinin yarısı olan ... TL'nin davacı üzerinde bırakılmasına, diğer yarısı olan 64,70 TL'nin ise davalı idareden alınarak davacıya verilmesine,
4. Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca ... TL vekâlet ücretinin davacıdan alınarak davalı idareye verilmesine; ... TL vekalet ücretinin de davalı idareden alınarak davacıya verilmesine,
5. Posta giderleri avansından artan tutarın kararın kesinleşmesinden sonra istemi halinde taraflara iadesine,
6. Bu kararın tebliğ tarihini izleyen 30 (otuz) gün içerisinde Danıştay İdari Dava Daireleri Kuruluna temyiz yolu açık olmak üzere,
05/04/2022 tarihinde karar verildi.
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.