3. Hukuk Dairesi 2017/8814 E. , 2018/1198 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :SULH HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasındaki kiralananın tahliyesi davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içerisinde davacı tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı, davalının kiracı olduğu dava konusu taşınmazı 17.11.2014 tarihinde konut ihtiyacı nedeni ile banka kredisi kullanarak satın aldığını ve halen başka bir taşınmazda kiracı olduğunu, 24.07.2015 tarihli ihtarname ile kira sözleşmesinin 01.09.2015 tarihinde sona ereceğini, taşınmazı kendi konut ihtiyacı için kullanacağını, kira sözleşmesinin yenilenmeyeceği hususunun ihtar edildiği halde, davalının tahliyeye yanaşmadığını belirterek davalının kiralanandan tahliyesine karar verilmesini istemiştir.
Davalı, dava konusu taşınmazı 01.09.2014 tarihinde dava dışı..."den kiraladığını, gönderilen ihtarnamenin süresinde olmadığı gibi davanın da süresinde açılmadığını belirterek davanın reddini dilemiştir.
Mahkemece, davacının kiralananı 17.11.2014 tarihinde satın aldığını, 24.07.2015 tarihinde çektiği ihtarname ile kiralananı kendi ihtiyacı için kullanacağını, bir ay içinde tahliye edilmezse altı aylık sürenin sonunda dava açacağını bildirdiğini, bu durumda satın almadan itibaren bir ay içerisinde ihtarnamenin tebliğ şartının yerine getirilmediğinin anlaşıldığını, davacının eski malikin haklarını devralmış kabul edileceğinden davanın kira sözleşmesinin bitim tarihi olan 01.09.2015 tarihinden itibaren bir ay içerisinde açılması gerekmesine rağmen davanın bu bir aylık süre geçtikten sonraki tarih olan 09.12.2015 tarihinde açılmış olduğu anlaşıldığından davanın süresinde açılmamış olması sebebiyle reddine karar verilmiş, hüküm davacı tarafından temyiz edilmiştir.
Konut ya da çatılı işyeri niteliğindeki bir taşınmazı iktisap eden kimse dilerse eski malik ile kiracı arasında yapılmış sözleşmeye dayanarak sözleşmenin sonunda bir ay içinde, dilerse TBK.’nun 351. maddesi uyarınca edinme günü de dahil olmak üzere edinme tarihinden başlayarak bir ay içinde durumu kiracıya yazılı olarak bildirmek koşuluyla edinme tarihinden itibaren altı ay sonra ihtiyaç nedeniyle tahliye davası açabilir. Davanın altı ayın sonunda hemen açılması şart olmayıp sözleşme sonuna kadar açılması mümkündür. Ancak edinmeyi izleyen bir ay içerisinde bildirimin tebliği zorunlu olup bunun sonradan giderilmesi mümkün değildir. Açılacak davada tahliyeye karar verilebilmesi için ihtiyacın varlığının kanıtlanması gerekir.
6098 sayılı TBK’nun 350/1. maddesi hükmüne göre ihtiyaç iddiasına dayalı olarak açılacak tahliye davalarının belirli süreli sözleşmelerde sürenin sonunda, belirsiz süreli sözleşmelerde bu kanunun 328. maddesinde fesih bildirimi için öngörülen sürelere uyularak belirlenecek tarihten başlayarak bir ay içinde açılması gerekir. TBK’nun 353. maddesi uyarınca kiraya veren, daha önce veya en geç davanın açılması için öngörülen sürede dava açacağını kiracıya yazılı olarak bildirmişse dava, bildirimi takip eden uzayan bir kira yılı sonuna kadar açılabilir. Dava açma süresi kamu düzenine ilişkin olup, davalı ileri sürmese bile mahkemece kendiliğinden göz önünde bulundurulması gerekir.
Somut olayda; eski malik ile davalı arasında imzalanan ve taraflar arasında uyuşmazlık bulunmayan kira sözleşmesi 01.09.2014 başlangıç tarihli ve bir yıl sürelidir.
Davacı dava dilekçesi ile ihtiyaç nedeni ile tahliye talebinde bulunmuş olup, 24.07.2015 tarihinde keşide ettiği ihtarname ile ihtiyaç iddiası ve tahliye istemini davalıya bildirmiştir. Bu itibarla ; konut ihtiyacı sebebi ile kiralananın tahliyesi istemini içeren ihtarın davalıya 12.08.2015 tarihinde tebliği ile 01/09/2015-01/09/2016 tarihleri arasında konut ihtiyacı ile tahliye davası açma süresi korunmuş olup, davacı tarafından 09.12.2015 tarihinde açılan dava süresinde olduğundan mahkemece işin esasının incelenmesi gerekirken, yazılı gerekçe ile davanın reddine karar verilmesi doğru değildir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince davacı yararına BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 6100 sayılı HMK"nun geçici madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK.nun 440.maddesi gereğince karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere, 19.02.2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.