Abaküs Yazılım
1. Hukuk Dairesi
Esas No: 2017/2186
Karar No: 2019/3914
Karar Tarihi: 19.06.2019

Yargıtay 1. Hukuk Dairesi 2017/2186 Esas 2019/3914 Karar Sayılı İlamı

1. Hukuk Dairesi         2017/2186 E.  ,  2019/3914 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ: GAZİANTEP BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 1. HUKUK DAİRESİ
    DAVA TÜRÜ: TAPU İPTALİ VE TESCİL - TENKİS


    Taraflar arasında görülen tapu iptali ve tescil, tenkis davası sonunda, yerel mahkemece davanın kısmen kabulüne ilişkin olarak verilen karara karşı taraf vekillerinin yaptığı istinaf başvurusu üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince davalı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine, davacı vekilinin istinaf başvurusunun yargılama giderleri bakımından kabulü ile ilk derece mahkemesi hükmünün hükmün ortadan kaldırılarak davanın kabulüne ilişkin olarak verilen karar davalı vekili tarafından yasal süre içerisinde temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, Tetkik Hakimi ..."ün raporu okundu, açıklamaları dinlendi, gereği görüşülüp düşünüldü;
    KARAR-
    Dava,muris muvazaası hukuksal nedenine dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir.
    Davacı, mirasbırakan ..."ın 864 parsel sayılı taşınmazını damadı olan davalı ..."e satış suretiyle devrettiğini, temlik tarihinde başka taşınmazları olan ve SGK"dan 2 ayrı emekli maaşı alan mirasbırakanın mal satmaya ihtiyacı olmadığını, işlemin mirasçıdan mal kaçırma amaçlı ve muvazaalı olduğunu ileri sürerek tapu kaydının iptali ile miras payı oranında adına tesciline olmadığı takdirde tenkise karar verilmesini istemiştir.Davalı, satışın gerçek olduğunu, mirasbırakanın satış parası ile davacı oğlunun tefecilere olan borcunu ödediğini, hacca gittiğini, çocukları ve torunlarına yardım ettiğini belirterek davanın reddini savunmuştur.Mahkemece, temlikin mirasçıdan mal kaçırma amaçlı ve muvazaalı yapıldığı gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne ilişkin olarak verilen karara karşı taraf vekillerinin yaptığı istinaf başvurusu üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince davalı vekilinin istinaf talebinin esastan reddine, davacının miras payına isabet eden 50.000,00 TL"nin dava değeri olarak gösterilen 100.000,00 TL"den az olmasının davanın kısmen kabul edildiği anlamına gelmediği, bu nedenle mahkemece ret ve kabul oranına göre davalı lehine vekalet ücreti ve yargılama giderlerine hükmedilmesinin doğru olmadığı gerekçesiyle davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile ilk derece mahkemesi hükmünün hükmün ortadan kaldırılarak davanın kabulüne karar verilmiştir. Dosya içeriği ve toplanan delillerden; 1924 doğumlu mirasbırakan ...’ın 31.05.2012 tarihinde ölümü ile geride mirasçı olarak davacı oğlu ... ile dava dışı çocukları ..., ... ve ...’ın kaldıkları, mirasbırakanın 864 parsel sayılı taşınmazını 05.09.2005 tarihinde damadı olan davalı ...’e satış suretiyle temlik ettiği anlaşılmaktadır.Bilindiği üzere; uygulamada ve öğretide "muris muvazaası" olarak tanımlanan muvazaa, niteliği itibariyle nisbi (mevsuf-vasıflı) muvazaa türüdür. Söz konusu muvazaada miras bırakan gerçekten sözleşme yapmak ve tapulu taşınmazını devretmek istemektedir. Ancak mirasçısını miras hakkından yoksun bırakmak için esas amacını gizleyerek, gerçekte bağışlamak istediği tapulu taşınmazını, tapuda yaptığı resmi sözleşmede iradesini satış veya ölünceye kadar bakma sözleşmesi doğrultusunda açıklamak suretiyle devretmektedir.
    Hemen belirtilmelidir ki, bu tür uyuşmazlıkların sağlıklı, adil ve doğru bir çözüme ulaştırılabilmesi davalıya yapılan temlikin gerçek yönünün, diğer bir söyleyişle miras bırakanın asıl irade ve amacının duraksamaya yer bırakmayacak biçimde ortaya çıkarılmasına bağlıdır. Bir iç sorun olan ve gizlenen gerçek irade ve amacın tespiti ve aydınlığa kavuşturulması genellikle zor olduğundan bu yöndeki delillerin eksiksiz toplanılması yanında birlikte ve doğru şekilde değerlendirilmesi de büyük önem taşımaktadır. Bunun için de, Ülke ve yörenin gelenek ve görenekleri, toplumsal eğilimleri, olayların olağan akışı, miras bırakanın sözleşmeyi yapmakta haklı ve makul bir nedeninin bulunup bulunmadığı, davalı yanın alış gücünün olup olmadığı hususlarının araştırılmasında ve satış bedeli ile sözleşme tarihindeki gerçek değer arasındaki fark, taraflar ile miras bırakan arasındaki beşeri ilişki gibi olgulardan yararlanılmasında zorunluluk vardır.
    Öte yandan, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu"nun(HMK) 190. maddesinde, "İspat yükü, kanunda özel bir düzenleme bulunmadıkça, iddia edilen vakıaya bağlanan hukuki sonuçtan kendi lehine hak çıkaran tarafa aittir."; 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu"nun(TMK) 6. maddesinde, "Kanunda aksine bir hüküm bulunmadıkça, taraflardan her biri, hakkını dayandırdığı olguların varlığını ispatla yükümlüdür." şeklinde yer alan hükümlerle, açılmış bir davada ispat yükünün kural olarak davacıya yüklendiği tartışmasızdır.Somut olaya gelince mirasbırakanın, mirasçılarından mal kaçırmasını gerektirir somut bir olgu ortaya konulmadığı gibi dinlenen davacı tanıkları mirasbırakanın çekişme konusu taşınmazını, ölümü halinde davacı oğluna intikal etmesi halinde borçları sebebiyle haczedileceği endişesi ile davalıya devrettiğini bildirmişlerdir. Bu somut bilgiler yukarıdaki ilkelerle birlikte değerlendirildiğinde temlikin mirasçıdan mal kaçırma amacıyla yapılmadığı sonucuna varılmaktadır.Hal böyle olunca, davanın reddine karar verilmesi gerekirken yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde karar verilmiş olması doğru değildir.Davalının yerinde bulunan temyiz itirazlarının kabulü ile 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 373. maddesi uyarınca Bölge Adliye Mahkemesi kararının ORTADAN KALDIRILMASINA, İlk Derece Mahkemesi kararının yukarıda yazılı nedenlerden dolayı 6100 sayılı HMK’nın 371. maddesi uyarınca BOZULMASINA, dosyanın kararı veren ... 2. Asliye Hukuk Mahkemesi’ne, kararın bir örneğinin ... Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesi’ne gönderilmesine, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 19.06.2019 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.


















    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi