5607 Sayılı Kanuna Aykırılık - Yargıtay 19. Ceza Dairesi 2019/2412 Esas 2020/3117 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
19. Ceza Dairesi
Esas No: 2019/2412
Karar No: 2020/3117
Karar Tarihi: 05.05.2020

5607 Sayılı Kanuna Aykırılık - Yargıtay 19. Ceza Dairesi 2019/2412 Esas 2020/3117 Karar Sayılı İlamı

Özet:

Yerel mahkeme, 5607 sayılı Kanuna aykırı hareket etmek suçundan sanığı mahkum etti. Ayrıca, sanığın kullandığı aracın nakilde kullanıldığı sırada 13. maddesiyle uyumlu olmadığı gerekçesiyle aracın iadesine de karar verildi. Temyiz istemi incelendiğinde, iade kararının müsadere davası konusu olduğu için bozma kararıyla birlikte iade kararının ortadan kalkacağı ve yeniden yargılama sonucunda tekrar iade kararı verilmesi durumunda kanun yollarının tükenmesinin uzun bir süre alacağı belirtildi. Bu nedenle, Yargıtayca bu aşamada yapılacak denetimin önemli olduğu, ayrıca aracın iadesi kararının hukuka uygunluğu durumunda şahsın aracı üzerindeki hukuki tasarruf hakkından mahrum kalacağı, bu durumun ise mülkiyet hakkına haksız müdahale olabileceği vurgulandı. Nakil aracının iadesine ilişkin kararın yerinde olduğu ve müsadere davası bakımından hükmün onandığı belirtilirken, sanık hakkında verilen mahkumiyet kararında ise cezaların indirimine dair kanun değişikliklerinin göz önünde bulundurulması gerektiği ve mükerrirlik durumunun dikkate alınması gerektiği ifade edildi. Bu nedenle, hüküm bozuldu ve dosya yerel mahkemeye gönderildi. Kanun maddeleri: 5607 Sayılı Kanun'un 13. ve 3/22
19. Ceza Dairesi         2019/2412 E.  ,  2020/3117 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
    SUÇ : 5607 Sayılı Kanuna Aykırılık
    HÜKÜMLER : Mahkumiyet


    Yerel Mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle; başvurunun süresi kararın niteliği ve suç tarihine göre dosya incelendi, gereği görüşülüp düşünüldü:
    Temyiz isteğinin reddi nedenleri bulunmadığından işin esasına geçildi.
    Vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar, belgeler ve gerekçe içeriğine göre yapılan incelemede;
    Yerel Mahkemece, mahkumiyet hükmüyle birlikte nakilde kullanılan aracın, 5607 sayılı Kanun"un 13. ve 5237 sayılı TCK"nin 54. maddelerindeki şartların gerçekleşmemesi sebebiyle iadesine karar verildiği, iade kararının, nakil aracı hakkında açılmış müsadare davasının konusu olması bakımından, bozma kararıyla birlikte aracın iadesi hükmününde ortadan kalkacağı, bu durumda yeniden yapılacak yargılama sonucunda tekrar iade kararı verilmesi halinde, kanun yollarının tükenmesi de dahil bu kararın kesinleşmesinin uzun bir süreye mal olacağı, kanun yolu denetiminde aracın iadesi kararının hukuka uygun bulunması halinde, bu süre zarfında şahsın, aracı üzerindeki hukuki tasarruf hakkından mahrum kalacağı, bu durumun ise AİHS ek 1 Protokol 1. maddesi ve Anayasa"nın 35. maddesiyle güvence altına alınan mülkiyet hakkına haksız müdahale oluşturacağı, Yargıtayca bu aşamada yapılacak denetimin söz konusu sakıncaları ortadan kaldıracağı gibi, yargılamanın makul sürede bitirilmesi ilkesinin yerine getirilmesi bakımından da gerekli olduğu değerlendirilerek, temyize konu mahkeme hükmü, ceza ve müsadere bakımından iki ayrı başlıkta incelenmekle;
    1)Nakil aracının iadesi kararına yönelik temyizen yapılan incelemede;
    Nakilde kullanılan aracın iadesine ilişkin mahkeme gerekçesi yerinde olup, MÜSADERE DAVASI BAKIMINDAN VERİLEN HÜKMÜN ONANMASINA,
    2)Sanık hakkında kurulan mahkumiyet kararına yönelik temyiz talebinin incelenmesinde;
    Hükümden sonra 15.04.2020 tarihli Resmi Gazete"de yayımlanarak yürürlüğe giren 7242 sayılı Kanun"un 61. maddesi ile 5607 sayılı Kanun"un 3/22. maddesine eklenen "Eşyanın değerinin hafif olması halinde verilecek cezalar yarısına kadar, pek hafif olması halinde ise üçte birine kadar indirilir." şeklindeki düzenlemenin sanık lehine hükümler içermesi, yine aynı Kanun"un 62.maddesi ile değiştirilen 5607 sayılı Kanun"un 5/2. maddesine eklenen fıkra uyarınca kovuşturma aşamasında etkin pişmanlık uygulamasının olanaklı hale geldiği anlaşılmakla, 5237 sayılı TCK"nin 7. maddesi ve 7242 sayılı Kanun"un 63. maddesi ile 5607 sayılı Kanun"a eklenen geçici 12. maddenin 2. fıkrası mucibince ilgili hükümlerin sanığın mükerrir olup olmadığı gözetilerek kanuni koşullarının oluşup oluşmadığının saptanması ve sonucuna göre uygulama yapma görevinin de yerel mahkemeye ait bulunması zorunluluğu,
    Bozmayı gerektirmiş ve sanıkların temyiz nedenleri bu itibarla yerinde görüldüğünden sair yönleri incelenmeyen HÜKMÜN, 5320 sayılı Kanun"un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK"nin 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, yargılamanın bozma öncesi aşamadan başlayarak sürdürülüp sonuçlandırılmak üzere dosyanın mahkemesine gönderilmesine, 05/05/2020 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.










    Bu web sitesi, sisteminin bir üyesidir.