Abaküs Yazılım
19. Ceza Dairesi
Esas No: 2019/26747
Karar No: 2020/3114
Karar Tarihi: 05.05.2020

5607 Sayılı Kanuna Aykırılık - Yargıtay 19. Ceza Dairesi 2019/26747 Esas 2020/3114 Karar Sayılı İlamı

Özet:


Yerel mahkeme, 5607 sayılı Kanuna aykırılıktan suçlu bulduğu sanığı cezalandırdı ve nakilde kullanılan aracın iadesine karar verdi. Ancak, müsadere davasının konusu olması sebebiyle bu karar bozulacak ve aracın iadesi hükmü ortadan kalkacaktı. Yargıtay bu durumda yapılacak denetimin yargılamanın makul sürede bitirilmesi ilkesi ve mülkiyet hakkı bakımından gerekli olduğunu düşünerek, nakil aracının iadesi kararını değerlendiriyor. Mahkeme, nakil aracının iadesi hakkındaki kararın yerinde olduğuna hükmederken, sanığın mükerrir olup olmadığının göz önünde bulundurularak ceza miktarının yeniden belirlenmesi gerektiği sonucuna vardı. Bunun için, 7242 sayılı Kanun'un 61 ve 62. maddeleri ile 5607 sayılı Kanun'un 3/22. ve 5/2. maddelerine eklenen düzenlemeler göz önünde bulundurulmalıdır.
Kanun maddeleri:
- 5607 sayılı Kanun'un 13. maddesi
- 5237 sayılı TCK'nın 54. maddesi
- AİHS ek 1 Protokol 1. maddesi
- Anayasa'nın 35. maddesi
- 7242 sayılı Kanun'un 61 ve 62. maddeleri
- 5607 sayılı Kanun'un 3/22. ve 5/2. maddeleri
19. Ceza Dairesi         2019/26747 E.  ,  2020/3114 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
    SUÇ : 5607 Sayılı Kanuna Aykırılık
    HÜKÜM : Mahkumiyet

    Yerel Mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle; başvurunun süresi kararın niteliği ve suç tarihine göre dosya incelendi, gereği görüşülüp düşünüldü:
    Temyiz isteğinin reddi nedenleri bulunmadığından işin esasına geçildi.
    Vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar, belgeler ve gerekçe içeriğine göre yapılan incelemede;
    Yerel Mahkemece, mahkumiyet hükmüyle birlikte nakilde kullanılan aracın, 5607 sayılı Kanun"un 13. ve 5237 sayılı TCK"nin 54. maddelerindeki şartların gerçekleşmemesi sebebiyle iadesine karar verildiği, iade kararının, nakil aracı hakkında açılmış müsadare davasının konusu olması bakımından, bozma kararıyla birlikte aracın iadesi hükmününde ortadan kalkacağı, bu durumda yeniden yapılacak yargılama sonucunda tekrar iade kararı verilmesi halinde, kanun yollarının tükenmesi de dahil bu kararın kesinleşmesinin uzun bir süreye mal olacağı, kanun yolu denetiminde aracın iadesi kararının hukuka uygun bulunması halinde, bu süre zarfında şahsın, aracı üzerindeki hukuki tasarruf hakkından mahrum kalacağı, bu durumun ise AİHS ek 1 Protokol 1. maddesi ve Anayasa"nın 35. maddesiyle güvence altına alınan mülkiyet hakkına haksız müdahale oluşturacağı, Yargıtayca bu aşamada yapılacak denetimin söz konusu sakıncaları ortadan kaldıracağı gibi, yargılamanın makul sürede bitirilmesi ilkesinin yerine getirilmesi bakımından da gerekli olduğu değerlendirilerek, temyize konu mahkeme hükmü, ceza ve müsadere bakımından iki ayrı başlıkta incelenmekle;
    1)Nakil aracının iadesi kararına yönelik temyizen yapılan incelemede;
    Nakilde kullanılan aracın iadesine ilişkin mahkeme gerekçesi yerinde olup, MÜSADERE DAVASI BAKIMINDAN VERİLEN HÜKMÜN ONANMASINA,
    2)Sanık hakkında kurulan mahkumiyet kararına yönelik temyiz talebinin incelenmesinde;
    Hükümden sonra 15.04.2020 tarihli Resmi Gazete"de yayımlanarak yürürlüğe giren 7242 sayılı Kanun"un 61. maddesi ile 5607 sayılı Kanun"un 3/22. maddesine eklenen "Eşyanın değerinin hafif olması halinde verilecek cezalar yarısına kadar, pek hafif olması halinde ise üçte birine kadar indirilir." şeklindeki düzenlemenin sanık lehine hükümler içermesi, yine aynı Kanun"un 62. maddesi ile değiştirilen 5607 sayılı Kanun"un 5/2. maddesine eklenen fıkra uyarınca kovuşturma aşamasında etkin pişmanlık uygulamasının olanaklı hale geldiği anlaşılmakla, 5237 sayılı TCK"nin 7. maddesi ve 7242 sayılı Kanun"un 63. maddesi ile 5607 sayılı Kanun"a eklenen geçici 12. maddenin 2. fıkrası mucibince ilgili hükümlerin sanığın mükerrir olup olmadığı gözetilerek kanuni koşullarının oluşup oluşmadığının saptanması ve sonucuna göre uygulama yapma görevinin de yerel mahkemeye ait bulunması zorunluluğu,
    Bozmayı gerektirmiş ve katılan vekilinin temyiz nedenleri bu itibarla yerinde görüldüğünden sair yönleri incelenmeyen HÜKMÜN, 5320 sayılı Kanun"un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK"nin 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, yargılamanın bozma öncesi aşamadan başlayarak sürdürülüp sonuçlandırılmak üzere dosyanın mahkemesine gönderilmesine, 05/05/2020 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.









    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi