20. Hukuk Dairesi 2016/4606 E. , 2018/1645 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı ... tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle: davacının ... ilçesi,...mahallesi, ... mevkiinde bulunan 209 parsel sayılı 1679 m2 yüzölçümündeki taşınmazı 06.02.2006 tarihinde tapu kayıt maliki ..."dan satın aldığını ve taşınmazın maliki olduğunu, Orman Yönetiminin davacının satın aldığı ve maliki olduğu bu taşınmazı orman olduğu iddiası ile ... 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2011/253 Esas sayılı tapu iptali ve tescil davasını açtığını, mahkemenin 2012/163 karar sayılı kararı ile davanın kabulüne karar verildiğini ve müvekkilinin maliki olduğu taşınmazın tapu kaydının iptali ile orman vasfı ile ... adına tesciline karar verildiğini, 4721 sayılı Türk medeni Kanununun 1007/1 hükmü uyarınca tapu sicilinin tutulmasından doğan bütün zararlardan Devletin sorumlu olduğunu belirterek davalarının kabulü ile dava konusu ... mevkiindeki 209 parsel sayılı taşınmazın dava tarihindeki değerinin seçilecek uzman bilirkişilerce belirlenerek şimdilik 25.000,00 TL"nin dava tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte davalıdan alınıp davacıya ödenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Mahkemece; davacının davasının kabulü ile 25.000,00 TL"nin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiş, hüküm davalı ... tarafından temyiz edilmiştir.
Dava,TMK’nın 1007. maddesine dayalı olarak açılan tazminat istemine ilişkindir.
Dosya kapsamından tazminat istemine dayanak yapılan 209 parsel sayılı taşınmaz 1972 yılında ifrazen ... adına 1679 m2 yüzölçümü ve tarla vasfı ile tescil edilmiş 06/02/2006 tarihinde yapılan satışla davacıya geçmiştir. Orman Yönetimi tarafından açılan dava sonucu ... 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2011/253 E. - 2012/163 K. sayılı ilamı ile taşınmazın tapusunun iptaline ve orman vasfı ile Hazineye tesciline ilişkin kurulan hüküm 31/10/2012 tarihinde kesinleşmiş 06/11/2013 tarihinde ise eldeki dava açılmıştır
Mahkemece bozma ilamına uyularak yapılan araştırma sonucu tazminat istemine dayanak taşınmazın, tapu iptal ve tescil kararının kesinleştiği tarih itibari ile arsa vasfında olduğu kabul edilerek emsal metoduna göre değer belirlenmesi gerektiğinin düşünülmesinde bir isabetsizlik bulunmamaktadır. Ne var ki hükme dayanak yapılan bilirkişi raporunda somut emsal olarak incelenen Beldibi mahallesi 934 ve 797 parsellerin satış tarihleri (sırası ile 14/05/2013 - 30/05/2013) değerlendirme tarihinden (tapu iptal kararının kesinleştiği 31/10/2012) daha sonraki tarihlere ilişkin olup, değerlendirme tarihinden sonra yapılan satışın emsal alınamayacağı, bu emsallere göre taşınmazın değerinin belirlenmesinin doğru olmadığı düşünülmemiş, emsal alınan taşınmaza ilişkin tapu kaydı, resmi satış sözleşmesi, imar planı içinde yer alıp almadığı, değerlendirme tarihi itibari ile m² emlak değerleri araştırılmamıştır.
Bu durumda somut olayda davaya konu taşınmazın değerinin yöntemine uygun şekilde tespit edildiği söylenemez.
Bu nedenle, mahkemece arsa niteliğinde bulunan taşınmaza yönelik olarak, emsal satışların değerlendirme tarihindeki (tapu iptal ve tescil kararının kesinleştiği 31/10/2012 tarihi) karşılıklarının fiyat artış endekslerinin uygulanması suretiyle tespiti, bundan sonra emsal ile dava konusu taşınmazın eksik ve üstün yönlerinin neler olduğu ve oranları açıklanmak, taşınmazdan DOP payının düşülmesinin gerekip gerekmediği belirtilmek, suretiyle gerçek zararın belirlenmesi gerektiğinden, taraflara, dava konusu taşınmaz ile aynı bölgeden bulunamaması halinde yakın bölgelerden ve değerlendirme tarihinden önce ve yakın zaman içinde satışı yapılan benzer nitelikli ve yüzölçümlü satışları bildirmeleri için olanak tanınması, gerekli görülürse re"sen emsal getirtme yoluna gidilmesi ve bu emsallere göre değer biçilmesi için konunun uzmanı bilirkişilerden oluşturulacak bilirkişi kurulu vasıtasıyla keşif yapılarak, denetlemeye olanak veren bilimsel verileri içeren rapor alınması, emsal alınan taşınmazlara ilişkin resmi satış akit tablolarının tapu müdürlüğünden getirtilmesi, emsal taşınmazlar ile çekişmeli taşınmaza ait Arsa Metrekare Rayiç Bedeli Takdir Komisyonu tarafından belirlenen emlak vergisine esas olan metrekare değerleri, ilgili belediye başkanlığı emlak vergi dairesinden istenip, dava konusu taşınmazın, emsal taşınmazlara göre üstünlük oranı yönünden bilirkişi kurulu raporununda denetlenmesi, dava konusu taşınmazın değerlendirme tarihi itibariyle,emsal alınan taşınmazın ise satış tarihinde imar düzenlemesi sonucu oluşmuş imar parselleri olup olmadıkları, imar parseli iseler düzenleme ortaklık payının düşülüp düşülmediğinin, düşülmüş ise oranının belediye başkanlığı imar ve tapu müdürlüklerinden sorulup, emsalin İmar Kanunu uyarınca imar parseli, dava konusu taşınmazın ise kadastral arsa parseli olduğunun belirlenmesi halinde çekişmeli taşınmazın emsalle karşılaştırma sonucu bulunan değerinden düzenleme ortaklık payına karşılık gelecek oranda indirim yapılması gerektiğinin gözetilmesi, oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ve yetersiz bilirkişi raporuna dayanılarak yazılı şekilde hüküm kurulması bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; davalı Hazinenin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA 01/03/2018 gününde oy birliği ile karar verildi.