Abaküs Yazılım
21. Hukuk Dairesi
Esas No: 2019/3444
Karar No: 2020/1483
Karar Tarihi: 05.03.2020

Yargıtay 21. Hukuk Dairesi 2019/3444 Esas 2020/1483 Karar Sayılı İlamı

21. Hukuk Dairesi         2019/3444 E.  ,  2020/1483 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ : ...Bölge Adliye Mahkemesi 33. Hukuk Dairesi
    İLK DERECE
    MAHKEMESİ : ...Anadolu 20. İş Mahkemesi

    TÜRK MİLLETİ ADINA



    K A R A R

    A) Davacı İstemi:
    Davacı; 5510 sayılı Yasa"nın 56/2.fıkrası uyarınca boşandığı eşi ile birlikte yaşadığının tespit edilmesi nedeni ile ölüm aylığının kesilmesine ilişkin davalı Kurum işleminin iptaline, Kuruma borçlu olmadığının tespitine, ödenmeyen yetim aylıklarının faizi ile birlikte ödenmesine karar verilmesini talep etmiştir.
    B) Davalı Cevabı:
    Davalı ... vekili tarafından cevap dilekçesi sunulmamış, duruşmada davanın reddi talep edilmiştir.
    C)İlk Derece Mahkemesi Gerekçesi ve Kararı:
    İlk Derece Mahkemesince; “Sonuç olarak toplanan deliller, dosya kapsamına uygun ve Mahkememizce de yeterli görülen rapor, araştırma sonuçları, özellikle mümzi tanığın ve kamu tanığının beyanları olmak üzere tanık beyanları ve tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde boşanmaya rağmen eşlerin devam eden anne-baba rolleri, eş olma dışındaki rollere bağlı sorumlulukların karşılanması gereğine bağlı ilişki ihtiyacı, bakıma muhtaç olunma hali, bu konuda toplumun anlayışı ve beklentileri ile tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde dava konusu maaşın elde edilebilmesi için danışıklı olarak boşanılmak suretiyle fiilen birlikte yaşamaya devam edilerek haksız çıkar sağlandığı hususunun sübuta ermediği, davacının boşandığı eşi ile birlikte yaşamadığı ve bu iddiaya dayalı Kurum işleminin dayanaksız olup, iptal edilmesi gerektiği kanaatine varıldığından sübut bulan davanın kabulüne ilişkin olmak üzere aşağıdaki hüküm kurulmuştur gerekçesiyle “ Davanın kabulü ile davacının boşandığı eşi ile fiilen birlikte yaşamadığının tespiti ile Kurum tarafından davacının aylığının kesilmesine dair işlemin iptaline ve davacıya yeniden ölüm aylığı bağlanması gerektiğine,
    2-Yukarıdaki karara da bağlı olarak davacının borçlu olmadığının tespitine, ” karar verilmiştir.
    İstinaf Başvurusu ;
    Davacı vekili, mahkemece davanın kabulüne karar verildiğini ancak kesilen aylığın kesildiği tarihten itibaren ödenmesi gerektiğine karar verilmediğini, ayrıca dava değeri olan 187.805,75 TL"nin harcının ödendiğini ve davanın açıldığını, bu miktar üzerinden nispi vekalet ücreti ödenmesi gerekirken maktu vekalet ücretine hükmedilmesinin yerinde olmadığını,
    Davalı vekili, mahkemenin de birlikte yaşama olgusunu kabul ettiğini, şekli birlikteliğin denetimde yer alan beyanları karşıladığını, eşlerin ihtiyaç nedeniyle birlikte yaşamalarının madde metninde istisna olarak sayılmadığını, 5510 sayılı Yasa 59.maddesine göre tutulan tutanakların aksi sabit oluncaya kadar geçerli olduğunu, davacının boşandığı eşiyle birlikte yaşadığının tespit edildiğini, aksinin ancak resmi deliller ile ispatlanabileceğini, mahkeme kararının eksik incelemeye dayandığını belirterek istinaf başvurusunda bulunmuşlardır.
    D) Bölge Adliye Mahkemesi Gerekçesi ve Kararı :
    Bölge Adliye Mahkemesince “ Dinlenen tanık beyanları ve dosya kapsamına göre, tarafların boşanmalarından sonra davacının mülkiyeti eski eşine ait denetim yapılan adreste yaşamaya devam ettiği, eski eşinin ise müşterek çocukları ..."nin yanına yerleştiği, ..."nin hasta bir torunu dünyaya gelince, eski eşin bulunduğu apartmanda oturan kızları ... Betül"ün yanına yerleştiği, gündüzleri ortak bakıcı tarafından denetim adresinde bakıldıkları, geceleri ise kızının evinde kaldığı, tarafların yaşları ve davacının boşandığı eşin sağlık durumuna göre aynı evde birarada bulunma nedenlerinin evlilik birliğinin devamı değil, tutulan ortak bakıcı tarafından bakımlarını teminen çocukları tarafından birarada tutulmalarından kaynaklandığı,denetim tarihinde 90 yaşında olan ve demans hastası olan eski eşin denetmene verdiği beyanlarına itibar edilemeyeceği,kurum işleminin yerinde olmadığı, mahkeme kararında usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmadığı anlaşılmakla davalı kurumun başvurusunun reddine karar vermek gerekmiştir. ” gerekçesiyle
    “1-Davacının istinaf başvurusunun kısmen kabul kısmen reddine,
    2-Davalının istinaf başvurunun reddine,
    3-...Anadolu 20. İş Mahkemesinin 2016/415 Esas 2017/528 Karar sayılı 15/12/2017 tarihli kararının kaldırılmasına,
    4-Davanın kabulü ile davacının boşandığı eşi ile fiilen birlikte yaşamadığının tespiti ile Kurum tarafından davacının aylığının kesilmesine dair işlemin iptaline, davacının kuruma borçlu olmadığının tespitine, davacıya yeniden ölüm aylığı bağlanmasına, ödenmeyen yetim aylıklarının hakediliş tarihlerinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davacıya ödenmesine, ” karar verilmiştir.
    E) Temyiz:
    Davalı ... vekili; “ Denetim yapılan adres davacının MERNİS adresidir. Fakat tüm faturaların boşandığı eş üzerine kayıtlı olduğu açıktır. Boşandıktan sonra uzun yıllar geçmesine karşın fatura adreslerinin aynı olması açıkça muvazalı ilişkiyi belgelendirmektedir.
    Beyanlara göre de müşterek bir bakıcı tutularak gündüzleri aynı evde oturdukları, aynı bakıcı tarafından bakıldıkları açıktır. Bu durum bile eylemli beraber yaşamayı göstermektedir. Kurumumuz kontrol memurlarınca gerçekleştirilen inceleme neticesi tanzim olunan raporlar resmi delil niteliğinde olup bu resmi kaydın aksi ancak resmi delillerle ispatlanabilir. ” gerekçeleriyle temyiz yoluna başvurmuştur.
    F) Delillerin Değerlendirilmesi ve Gerekçe:
    Dava; 5510 sayılı Yasa"nın 56/2.fıkrası uyarınca boşandığı eşi ile birlikte yaşadığının tespit edilmesi nedeni ile ölüm aylığının kesilmesine ilişkin davalı Kurum işleminin iptali istemine ilişkindir.
    Hüküm, davalı Kurum vekilince temyiz edilmiştir.
    Davanın, yasal dayanağı 01.10.2008 tarihinde yürürlüğe giren 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu’nun 56. maddesinin ikinci fıkrasıdır. Fıkrada: “Eşinden boşandığı halde, boşandığı eşiyle fiilen birlikte yaşadığı belirlenen eş ve çocukların, bağlanmış olan gelir ve aylıkları kesilir. Bu kişilere ödenmiş olan tutarlar, 96. madde hükümlerine göre geri alınır.” düzenlemesine yer verilmiştir. Düzenleme ile ölen sigortalının kız çocuğu veya dul eşi yönünden, boşanılan eşle boşanma sonrasında fiilen birlikte olma durumunda, ölüm aylığının kesilmesi ve ödenmiş aylıkların geri alınması öngörülmektedir. Buna göre, daha önce sosyal güvenlik kanunlarında yer almayan, boşanılan eşle fiilen birlikte yaşama olgusu, gelir veya aylık kesme nedeni ve bağlama engeli olarak benimsenmiştir.
    5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanununun 59/2. maddesinde: “Kurumun denetim ve kontrol ile görevlendirilmiş memurlarının görevleri sırasında tespit ettikleri Kurum alacağını doğuran olay ve bu olaya ilişkin işlemler, yemin hariç her türlü delile dayandırılabilir. Bunlar tarafından düzenlenen tutanaklar aksi sabit oluncaya kadar geçerlidir.” hükmü yer almaktadır.
    5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanununun 56"ncı maddesinin ikinci fıkrasına dayalı açılan bu tür davalarda eylemli olarak birlikte yaşama olgusunun tüm açıklığıyla ve özellikle taraflar arasındaki uyuşmazlık konusu dönem yönünden ortaya konulması önem arz etmektedir. Bu nedenle Anayasanın 20"nci maddesi ile 5510 sayılı Kanun, 5490 sayılı Nüfus Hizmetleri Kanunu, 298 sayılı Seçimlerin Temel Hükümleri Ve Seçmen Kütükleri Hakkında Kanun, 4857 sayılı İş Kanunu, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu, 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu ve diğer ilgili mevzuat hükümleri göz önünde bulundurulmak suretiyle yöntemince araştırma yapılmalı, tarafların göstereceği tüm kanıtlar toplanmalı, bildirilen ve dinlenilmesi istenilen tanıkların ifadeleri alınmalı, davacının ve boşandığı eşinin su, elektrik, telefon aboneliklerinin hangi adreste kimin adına tesis edildiğini saptanmalı, varsa çalışmaları nedeniyle resmi/özel kurum ve kuruluşlara verilen belgelerde yer alan adresler dikkate alınmalı, boşanan eşler 4857 sayılı Kanun hükümleri kapsamında yer almakta iseler adlarına ödeme yapılabilecek özel olarak açılan banka hesabı bulunup bulunmadığı belirlenmeli, davacının ve boşandığı eşinin kayıtlı olduğu adreslerde kapsamlı Emniyet Müdürlüğü/Jandarma Komutanlığı araştırması yapılmalı, tanık sıfatıyla bilgi ve görgülerine başvurulmalı, boşanılan eşle eylemli olarak birlikte yaşama olgusunun gerçekleşip gerçekleşmediği, toplanan kanıtlar ışığı altında değerlendirildikten sonra elde edilecek sonuca göre karar verilmelidir.
    Dosyadaki kayıt ve belgelerden;1930 doğumlu davacının 1948 ’de evlendiği, 31/05/2001 tarihinde eşinden boşandığı, 1977 yılında vefat eden babasından dolayı yetim aylığı aldığı, Sosyal Güvenlik Denetmeni tarafından düzenlenen rapora göre davacı ve boşandığı eşinin birlikte yaşadıklarının tespit edildiği, bu rapora dayanılarak Kurumca 01/11/2008-31/01/2016 tarihleri arasında ödenen aylıklar ve işleyen faizinin borç çıkarıldığı, anlaşılmıştır.
    31.08.2015 tarihli Denetmen Raporunda; ...Mah. ... Sok. ...Apt. No:15/4 adresinde ... ile boşandığı eşinin birlikte aynı evde oldukları, eşinin " ... hanımla 1948 yılında evlenip, 2001 yılında boşandıkları , sonra çocukların ısrarıyla tekrar bir araya gelip birlikte yaşamaya başladıkları, yaklaşık bir yıldır bakıma muhtaç oldukları için çocukların bakıcı tuttukları, zaman zaman eski eşini buraya getirdikleri , evin kendisine ait olduğu , 40 yıldır burada ikamet ettikleri " şeklinde beyanda bulunduğu, evin ve aboneliklerin eşin üzerine kayıtlı olması , alınan beyanlar ve aynı evde görülmeleri nedeniyle denetmence birlikte yaşadıkları kanaatine varıldığı, görülmüştür. Tutanak tanığı damadın Mahkemede alınan beyanında; "kayınvalidesiyle altlı üstlü aynı apartmanda oturduklarını, telaşla tutanağı imzaladığını, kayınpederinin demans hastası olduğunu,beyanına itibar edilemeyeceğini, kayınpederinin uzun süre eşinin abisiyle yaşadığını,hastalığı nedeniyle 3-4 yıldır kendilerinde kaldığını, gündüzleri tutulan bakıcının ikisine de bakması için alt daireye geldiğini" beyan ettiği, görülmüştür.
    Somut olayda ; denetmen raporunun içeriği, tutanak tanığının ifadesi , tarafların altlı üstlü dairelerde yaşadıkları iddia edilse de, ortak bakıcı tarafından bakılmaları ve denetim esnasında aynı dairede bulunmaları nedeniyle bu iddianın inandırıcılıktan uzak olması, hususları birlikte değerlendirildiğinde davacı ve eşinin, boşandıkları süreçte de birlikte yaşamaya devam ettikleri sabit olup 5510 sayılı yasanın 59/2. maddesi gereğince Kurumun denetim ve kontrol ile görevlendirilmiş memurları tarafından düzenlenen tutanak içeriğinin de aksi ispat edilemediğinden, davanın reddine karar verilmesi gerekirken kabulü usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
    O halde, bu maddi ve hukuki olgular göz önünde bulundurulmaksızın, Bölge Adliye Mahkemesince eksik inceleme ve araştırma sonucu davalı ... vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile yeniden hüküm kurulması gerekirken, istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup, temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının, yukarıda yazılı sebepten dolayı bozulmasına karar vermek gerekmiştir.
    )SONUÇ:
    Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının, yukarıda yazılı sebeplerden dolayı BOZULMASINA, dosyanın Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, 05/03/2020 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.

    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi