9. Hukuk Dairesi 2015/15820 E. , 2018/522 K.
"İçtihat Metni"....
DAVA : Davacı, kıdem tazminatı ile fazla mesai ücreti, izin ücreti, hafta tatili ücreti, ücret alacağı, ulusal bayram ve genel tatil ücreti alacaklarının ödetilmesine karar verilmesini istemiştir.
Yerel mahkemece, davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Hüküm süresi içinde davalı avukatı tarafından temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
A) Davacı İsteminin Özeti:
Davacı vekili, müvekkilinin 08/01/2003 tarihinden iş akdinin davacı tarafından haklı sebeple feshedildiği 14/01/2014 tarihine kadar davalı işyerinde boyahane bölümünde bölüm şefi/ustabaşı olarak çalıştığını ileri sürerek, kıdem tazminatı, ücret, fazla mesai ücreti, genel tatil ücreti, hafta tatili ücreti ve yıllık izin ücreti alacaklarının davalıdan tahsilini istemiştir.
B) Davalı Cevabının Özeti:
Davalı vekili, davacının müvekkili şirkette en son asgari ücret maaş ile 15/11/2007-08/01/2014 tarihleri arasında boyahane bölümünde çalıştığını, davacının iddiaları ve taleplerinin zaman aşımına uğradığını, davacının üst üste 8 gün mazeretsiz olarak işe gelmediğini savunarak, davanın reddini istemiştir.
C) Yerel Mahkeme Kararının Özeti:
Mahkemece, toplanan delillere ve bilirkişi raporuna dayanılarak, davacının iş sözleşmesini fesihte haklı olduğu gerekçesiyle, davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
D) Temyiz:
Kararı davalı vekili temyiz etmiştir.
E) Gerekçe:
1-Dosyadaki yazılara, toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre, davalının aşağıdaki bentlerin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir.
2-Davacı işçinin fazla çalışma yapıp yapmadığı, hafta tatili ve genel tatillerde çalışıp çalışmadığı konularında taraflar arasında uyuşmazlık bulunmaktadır.
Fazla çalışma yaptığını, hafta tatili ve genel tatillerde çalıştığını iddia eden işçi bu iddiasını ispatla yükümlüdür. Ücret bordrolarına ilişkin kurallar burada da geçerlidir. İşçinin imzasını taşıyan bordro sahteliği ispat edilinceye kadar kesin delil niteliğindedir. Bir başka anlatımla bordronun sahteliği ileri sürülüp kanıtlanmadıkça, imzalı bordroda görünen fazla çalışma ve tatil alacağının ödendiği varsayılır.
Fazla çalışma, hafta tatili ve genel tatillerde çalışıldığının ispatı konusunda işyeri kayıtları, özellikle işyerine giriş çıkışı gösteren belgeler, işyeri iç yazışmaları delil niteliğindedir. Ancak, sözü edilen çalışmaların yazılı belgelerle kanıtlanamaması durumunda tarafların, tanık beyanları ile sonuca gidilmesi gerekir. İşyerinde çalışma düzenini bilmeyen ve bilmesi mümkün olmayan tanıkların anlatımlarına değer verilemez.
İşçinin çalışma olgusunun tespitinde işyerinde veya komşu işyerinde çalışanların tanıklığı önemli olduğu gibi tanık olarak dinlenecek kişinin tanıklığına güveni etkileyebilecek bir durumun olup olmadığı da araştırılmalıdır.
Somut uyuşmazlıkta, Mahkemece üçü davacı ve biri davalı tanığı olmak üzere toplam dört tanık dinlenmiş, hükme esas alınan bilirkişi ek raporunda davacı tanıklarının çalışma süreleriyle sınırlı olarak 01.01.2010-31.05.2013 tarihleri arasındaki dönem için fazla mesai ve tatil alacaklarının hesaplandığı görülmüştür. Ancak davacının işyerindeki çalışma saatleri, vardiya düzeni ile hafta tatili ve genel tatillerde çalışıp çalışmadığı hususlarında dosyadaki tanık beyanları arasında ve özellikle davacı tanığı .....’in beyanları ile diğer davacı tanık beyanları arasında çelişkiler bulunduğu görülmüştür.
Mahkemece yapılacak iş; dinlenen tüm tanıklar tekrar dinlenerek, davalı işyerinde çalışan davacının çalışma saatleri ve vardiyaları ile hafta tatili ve genel tatillerde çalışıp çalışmadığı ayrıntılı olarak sorularak 6100 sayılı HMK’nın 261. maddesi uyarınca tanık beyanları arasındaki çelişkiler giderilerek davacının çalışma düzeni ve saatleri saptanmalı, buna göre sonuca gidilmelidir. Eksik inceleme ile yazılı şekilde karar verilmesi hatalıdır.
3-Mahkemece karar gerekçesinde davacının 130 günlük yıllık izin ücreti alacağının bulunduğunun açıklanmasına karşın, 150 günlük yıllık izin ücretinin hüküm altına alınması suretiyle gerekçe-hüküm çelişkisine neden olunmuştur.
Gerekçe ile hüküm fıkrası arasında çelişki olması 10.04.1992 gün ve 1991/7 Esas, 1992/4 karar sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı ile HMK’nın 298/2. maddesine aykırıdır.
F) SONUÇ:
Temyiz olunan kararın, yukarıda yazılı sebeplerden dolayı BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 18.01.2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
....