1. Hukuk Dairesi 2017/4413 E. , 2019/3895 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ: BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 1. HUKUK DAİRESİ
DAVA TÜRÜ: TAPU İPTALİ VE TESCİL
Taraflar arasında görülen tapu iptali ve tescil davası sonunda, yerel mahkemece davanın reddine karar verilmiş, anılan kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, ... Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesi tarafından istinaf başvurusunun reddine ilişkin olarak verilen karar davacı vekili tarafından yasal süre içerisinde temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, Tetkik Hakimi ..."in raporu okundu, açıklamaları dinlendi, gereği görüşülüp düşünüldü;
-KARAR-
Dava, tapu iptali ve tescil isteğine ilişkindir.Davacı, maliki olduğu 928 ada 3 parseldeki 1 ve 2 molu bağımsız bölümleri inşaat malzemesi almak ve bu işe teminat olması maksadıyla davalıya satış suretiyle devrettiğini, temlikin bedelsiz olduğunu, taraflar arasındaki inanç sözleşmesi gereği davalının sözleşme gereği kendisine vermesi gereken malzemeleri vermediğini, sözleşme gereğini yerine getirmediği gibi taşınmazları da iade etmediğini ileri sürerek tapu kayıtlarının iptali ile adına tescili istemiştir.Davalı, davacı ile arasında herhangi bir inanç sözleşmesi olmadığını, davacının ..."ın davalıya olan borçlarına karşılık ortağı adına ifa uğruna edim maksatıyla dava konusu taşınmazları devrettiğini belirterek davanın reddini savunmuştur.Mahkemece, çekişmeli taşınmazların davalıya devrinin teminat olarak yapıldığına ilişkin davacı iddiasını ispata yarar yazılı delil ve belge ibraz edilemediği gerekçesiyle davanın reddine ilişkin verilen kararın davacı vekilince istinaf edilmesi üzerine Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesince; İlk Derece Mahkemesi kararının usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğu gerekçesiyle davalının istinaf başvurusu esastan reddedilmiştir.Dosya içeriği ve toplanan delillerden; davacının 928 ada 3 parselde bulunan mesken nitelikli 1, 2 ve 3 nolu bağımsız bölümleri 13.10.2010 tarihli akitle davalı ...’ye satış suretiyle temlik ettiği anlaşılmaktadır.Dava dilekçesinin içeriği ve iddianın ileri sürülüş biçimine göre davada inanç sözleşmesi hukuksal nedenine dayanıldığı açıktır.
Burada üzerinde durulması gereken husus,taşınmaz mallar yada şekle bağlı akitlerde inanç sözleşmelerinin ne gibi hukuki sonuç doğuracağıdır. Diğer bir anlatımla,sözleşmede öngörülen koşulların gerçekleşmesi halinde, taşınmaz mülkiyetinin naklinin sebebini oluşturup oluşturmayacağıdır.Bilindiği üzere; uygulamada mesele,5.2.1947 tarih 20/6 sayılı İçtihadı Birleştirme kararı ile ilişkilendirilip, bu karar dayanak yapılmak suretiyle çözüme gidilmektedir.Somut olaya gelince; davalı ..., daha önce ... Cumhuriyet Başsavcılığının 2012/9172 sayılı soruşturma dosyasında müdafii eşliğinde Şüpheli sıfatıyla verdiği 23.07.2012 tarihli ifadesinde; ...’daki ...’dan almış olduğum daireler, ...’ın benden almış olduğu malzemelere karşı, ... ve ...’nin oluru ile vermiş olduğu teminattır. ... benden almış olduğu malzemelerin parasını ödedikten sonra ben daireleri kendisine verecektim. ... bana olan yaklaşık 400.000 TL civarındaki borcunu ödemeyince bende ...’da bulunan dairelerde oturan şahıslardan daireden çıkmasını istedim. ... Ben bu daireleri 13.10.2012 tarihinde aldım” şeklinde beyanda bulunduğu, ne var ki davalının bu beyanları ile ilgili olarak mahkemece değerlendirme yapılmaksızın sonuca gidildiği anlaşılmaktadır.
Bilindiği üzere ikrar, 6100 sayılı HMK. nun 188. (1086 sayılı HUMK. nun 236. ) maddesinde düzenlenmiş olup, bu madde hükmüne göre, ikrarın, ikrarda bulunan taraf aleyhine delil teşkil edeceği, maddi bir hatadan olduğu anlaşılmadıkça ikrardan dönülemeyeceği, kesin delil niteliğinde bir ispat vasıtası olduğu tartışmasız olup, bu konudaki beyanları içeren soruşturma tutanaklarının da İçtihadı Birleştirme Kararı"nın aradığı belge mahiyetinde olduğu açıktır.Hal böyle olunca; davacının davalı ...’ye ödemesi gereken borç miktarının saptanması, 6098 sayılı TBK"nun 97. maddesi uyarınca davacının ödemesi gereken borç miktarının depo edilmesi için davacıya süre verilmesi, depo edildiği takdirde tapu iptali ve tescil talebinin kabul edilmesi gerekirken yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde karar verilmiş olması doğru değildir.Davacının yerinde olan temyiz itirazlarının kabulü ile, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 373/1. maddesi uyarınca ... Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesi kararının ORTADAN KALDIRILMASINA, İlk Derece Mahkemesi kararının yukarıda yazılı nedenlerden dolayı 6100 sayılı HMK’nın 371/1-a maddesi uyarınca BOZULMASINA, dosyanın kararı veren ... 2. Asliye Hukuk Mahkemesine, kararın bir örneğinin ... Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesine gönderilmesine, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 18.06.2019 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.