Esas No: 2019/1407
Karar No: 2019/1670
Karar Tarihi: 26.09.2019
BAM Hukuk Mahkemeleri İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 17. Hukuk Dairesi 2019/1407 Esas 2019/1670 Karar Sayılı İlamı
T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
17. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2019/1407 Esas
KARAR NO : 2019/1670
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 07/02/2017
NUMARASI : 2015/580 Esas, 2017/67 Karar
DAVANIN KONUSU: İtirazın İptali (Haksız Eylemden Kaynaklanan Zarar Nedeniyle)
KARAR TARİHİ: 26/09//2019
6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 353. Maddesi uyarınca dosya incelendi,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: İDDİA: Davacı vekili davasında özetle; davacı ... şirketine işyeri sigorta poliçesi ile sigortalı, dava dışı ... Tic. A.Ş.'ye ait otel olarak işletilen binada, 08/09/2012 tarihinde meydana gelen elektrik kesintisi sonrasında, aniden yükselen voltaj sebebiyle, binanın regülatöründe hasar meydana geldiğini, hasar nedeniyle dava dışı sigortalıya 19/11/2012 tarihinde 4.113 TL sigorta bedeli ödendiğini ve sigortalının haklarına halef olduklarını, olayda davalı tarafın kusurlu olduğunu, ödenen paranın rücuen tahsili için yapılan takibe davalının haksız itiraz ettiğini belirterek itirazın iptaline, takibin devamına ve alacağın % 20'sinden den az olmamak üzere inkar tazminatına hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevabında özetle; iddia konusu zararın; mülkiyeti, arıza, onarım ve bakımı sigortalıya ait trafodan kaynaklandığını, trafonun kullanıcısının ... Hotel olup, başka aboneye enerji vermediğini, müvekkili şirketin kullanımına ve müdahelesine de açık olmadığını, olay tarihinde söz konusu hattan faydalanan hiçbir aboneden herhangi bir arıza, kesinti ve voltaj şikayeti olmadığını, davacı tarafın müvekkili şirketin kusuru ile zararı ve illiyet bağını ispat etmesi gerektiğini, talep edilen bedelin fahiş olduğunu belirterek davanın reddini savunmuştur.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: İstanbul 21.Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 2014/145 Esas, 2015/79 Karar sayılı kararı ile görevsizlik kararı verilmiş, dosyanın gönderildiği asliye ticaret mahkemesince; olayda davalının kusuru bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddini karar vermiştir.
İSTİNAF NEDENLERİ: Davacı vekili yasal sürede istinaf kanun yoluna başvurmuş, istinaf nedenleri olarak; hükme esas alınan bilirkişi raporunda, aynı yerdeki hiçbir abonede benzer bir şikayet olmadığının belirtildiğini, ancak davalının hasardan sorumlu tutulması için aynı yerde benzer hasarların bulunmasının gerekmediğini, yine raporda varsayıma dayalı olarak hasarın sigortalıya ait tesisattan kaynaklandığının belirtildiğini, eksper raporuna göre hasarın aniden gelen yüksek voltajdan kaynaklandığını belirterek kararın kaldırılmasını istemiştir.Davalı vekili yasal sürede istinaf kanun yoluna başvurmuş, istinaf nedenleri olarak; mahkemece davanın reddine ve müvekkili lehine 1.800,00 TL vekalet ücretine hükmedildiğini, ancak karar tarihinde yürürlükte olan tarifede asliye mahkemeleri için 1.980,00 TL ücret öngörüldüğünü belirterek vekalet ücretine ilişkin kararın kaldırımasını ve müvekkili lehine 1.980,00 TL vekalet ücretine hükmedilmesini istemiştir.
DELİLLERİN TARTIŞILMASI VE GEREKÇE:Dava; işyeri sigortası poliçesi kapsamında, dava dışı sigortalıya ödenen sigorta bedelinin davalıdan rücuen tahsili için yapılan takibe itirazın iptaline ilişkindir.Tüm dosya kapsamından; davacı ... şirketi ile dava dışı ...A.Ş arasında 25/05/2012 başlangıç, 25/05/2013 bitiş tarihli işyeri sigorta poliçesi düzenlendiği, 08/09/2012 tarihinde voltajdaki dalgalanma sebebiyle sigortalıya ait binadaki elektronik ekipmanların zarar gördüğü, davacı şirketin 19/11/2012 tarihinde hasar bedeli olarak sigortalıya 4.113,00 TL ödediği ve ödediği bedel ile işlemiş faizinin rücuen tahsili için davalı aleyhine takip başlattığı, davalının takibe süresi içinde, 06/09/2013 tarihinde itirazı üzerine, 08/04/2014 tarihinde eldeki davanın açıldığı anlaşılmaktadır.Davacı, elektrik kesintisi sonrasında, aniden yükselen voltaj sebebiyle hasarın oluştuğunu ileri sürürken, davalı, hasarın, bakım ve onarımı davacının mülkiyetinde olan trafodan kaynaklandığını, aynı hatta benzer şikayet bulunmadığını savunmuştur.BK'nın 49/1. maddesi uyarınca kusurlu ve hukuka aykırı bir fiille başkasına zarar veren, bu zararı gidermekle yükümlüdür. Aynı yasanın 50. maddesine göre de zarar gören, zararını ve zarar verenin kusurunu ispat yükü altındadır.Somut olayda, hasar tarihi itibarıyla aynı hatta voltaj dalgalanması nedeniyle arıza başvurusu bulunmadığı, sigortalı binanın mülkiyeti kendine ait olan trafodan enerji aldığı, davalı kurumun yazısından anlaşılmaktadır. Sigortalının müstakil trafosunun bulunması, aynı hatta voltaj dalgalanması nedeniyle başka abonelerce arıza başvurusunda bulunulmaması karşısında, hasarın davalının eyleminden kaynaklandığı kanıtlanmış değildir. O halde mahkemece davanın reddine karar verilmesi doğru olduğundan davacı tarafın istinaf talebinin HMK'nın 353/1.b.1 maddesi gereği esastan reddine karar verilmesi gerekir.Öte yandan davalı taraf, mahkemece davanın reddine karar verilmişse de, müvekkili lehine 1.800,00 TL vekalet ücretine hükmedildiğini, oysa karar tarihindeki tarife gereği 1.980,00 TL vekalet ücretine hükmedilmesi gerektiğini belirterek istinaf yoluna başvurmuştur.Karar tarihi itibarıyla yürürlükte olan AAÜT'nin 13/1. maddesi; "Tarifenin ikinci kısmının ikinci bölümünde gösterilen hukuki yardımların konusu para veya para ile değerlendirilebiliyor ise avukatlık ücreti, davanın görüldüğü mahkeme için Tarifenin ikinci kısmında belirtilen maktu ücretlerin altında kalmamak kaydıyla (7 nci maddenin ikinci fıkrası, 9 uncu maddenin birinci fıkrasının son cümlesi ile 10 uncu maddenin son fıkrası hükümleri saklı kalmak kaydıyla) Tarifenin üçüncü kısmına göre belirlenir." hükmünü düzenlemekte olup, Asliye Mahkemeleri için maktu vekalet ücreti 1.980,00 TL olarak kararlaştırılmıştır. Dava değerinin 4.393,71 TL olduğu ve davanın tamamen reddedildiği gözetildiğinde, davalı yararına maktu 1.980,00 TL vekalet ücretine hükmedilmesi gerekirken 1.800,00 TL'ye hükmedilmesi yerinde olmamıştır. Ancak söz konusu hata yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden HMK'nın 353/1.b.2 maddesi gereğince kararın düzeltilerek esas hakkında yeniden verilen karara dair aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere;1-Dosya kapsamı ve delil durumuna göre İlk Derece Mahkemesi kararı usul ve yasaya uygun olduğundan HMK' nın 353/1.b.1 Maddesi gereğince davacı tarafın istinaf başvurusunun esastan REDDİNE,2-Davalı vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜ ile,İstanbul 3. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2015/580 Esas, 2017/67 Karar, 07/02/2017 tarihli kararının 353 / 1-b/2 bendi gereğince KALDIRILMASINA,3b-Davanın REDDİNE,3c-Karar tarihinde yürürlükte bulunan harçlar tarifesi gereği alınması gereken 44,40-TL maktu karar ve ilam harcının, peşin olarak alınan 75,05-TL harçtan düşümü ile bakiye 30,65-TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,3d-Davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan avukatlık asgari ücret tarifesi gereği hesap ve takdir olunan 1.980,00-TL vekalet ücretinin davacı taraftan alınarak davalı tarafa VERİLMESİNE, 3e-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,3f-İlk derece mahkemesinde davalı tarafından yapılan yargılama gideri bulunmadığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,3-Hüküm tarihinde yürürlükte bulunan 492 sayıl Harçlar Kanununa bağlı tarife gereğince alınması gereken 68,20 TL başvuru harcının, peşin olarak yatırılan 31,40 TL harçtan mahsubuna, bakiye 36,80 TL harç ile, yine istinaf kanun yolu başvuru harcı olarak alınması gereken 121,30 TL harçtan peşin olarak yatırılan 85,70 TL harcın mahsubu ile bakiye 35,60 TL olmak üzere toplam 72,40 TL harcın davacıdan tahsili ile HAZİNEYE İRAT KAYDINA,4-Davalı tarafça yapılan 117,10 istinaf harçları e 60,00 TL istinaf yargılama giderleri ile birlikte toplam 177,10 TL'nin davacıdan alınarak davalı tarafa verilmesine,4-İstinaf incelemesi sırasında duruşma yapılmadığından istinaf vekalet ücreti taktirine yer olmadığına,5-HMK 333 maddesi gereğince yatırılan avansın kullanılmayan kısmının hüküm kesinleştikten sonra yatıran tarafa iadesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu 353 / 1-b/2 bendi ile aynı kanunun 362/1a Maddesi gereğince kesin olarak oybirliği ile karar verildi.26/09/2019