9. Hukuk Dairesi 2017/27785 E. , 2018/513 K.
"İçtihat Metni".....
DAVA : Davacı, kıdem tazminatı ile fazla mesai ücreti, genel tatil ücreti ve yıllık izin ücreti alacaklarının ödetilmesine karar verilmesini istemiştir.
Yerel mahkemece, davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Hüküm süresi içinde davalılar avukatlarınca temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
A) Davacı İsteminin Özeti:
Davacı vekili, davacının 18/01/2005-03/07/2012 tarihleri arasında asıl işveren ......bünyesine beton transmixer operatörü olarak çalıştığını, karşılığında aylık net 1.400,00 TL ücret aldığını, maaşların bir kısmının (sigortaya bildirilen kısım) bankaya yatırıldığını, diğer kısmının elden ödendiğini, emekliliği hak etmesi nedeniyle ihbar öneline uyarak iş akdini feshettiğini ileri sürerek, kıdem tazminatı, fazla mesai ücreti, genel tatil ücreti ve yıllık izin ücreti alacaklarının davalılardan tahsilini istemiştir.
B) Davalılar Cevabının Özeti:
Davalı.....vekili, husumet itirazında bulunarak davacının hiç bir zaman müvekkili şirkette çalışmadığını, diğer davalı şirket ile müvekkili şirket arasında imzalanan sözleşmeler uyarınca işin ve işçilerin sevk ve idaresinin diğer davalı şirkete ait olduğunu savunarak, davanın reddini istemiştir.
Davalı ......, davacının 01/07/2006-03/07/2012 tarihleri arasında formen olarak çalıştığını, iş akdinin kendisinin ve müvekkili şirketin karşılıklı anlaşmaları neticesinde ikale sözleşmesi ile son bulduğunu, sözleşmede yazılı olan 15.497,14 TL bedelin kendisine ödenmesi üzerine 12/07/2012 tarihinde kendi el yazısı ile ibraname imzaladığını, davacının tüm işçilik haklarını alarak müvekkili şirketi ibra ettiğini ve dava haklarından da feragat ettiğini, daha sonra emekli olmak üzere iş yerinden ayrıldığını savunarak, davanın reddini istemiştir.
C) Yerel Mahkeme Kararının Özeti ve Yargılama Süreci:
Mahkemece, toplanan delillere ve bilirkişi raporuna dayanılarak, davacının emeklilik nedeni ile iş akdini sonlandırdığından kıdem tazminatına hak kazandığı, ücret bordrolarında fazla mesai ücret tahakkukun bulunduğu ve bordrolar imzalı olduğundan davacının fazla mesai ücreti ve resmi tatil alacağı talep edemeyeceği gerekçesiyle, davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Karar taraf vekilleri tarafından temyiz edilmiş ve Dairemizce bozulmuştur.
Bozma ilamında özetle;
“Dosya içeriğine göre, davacı taraf fazla mesai ve genel tatil alacaklarının ödenmediğini iddia etmiştir. Davalı ise ödendiğini savunmuştur. Mahkemece davacının ücret bordrolarında tahakkuk bulunduğu, bordrolarında imzalı oluşu ve ihtirazi kayıt içermeyişi gerekçe gösterilerek bu taleplerin reddine karar verilmiştir.
Ancak dosyada mevcut bordroların incelenmesinden; davacı işçiye her ay 4 saat ile 16 saat arasında değişen sürelerle fazla mesai karşılığı ücret tahakkuk ettirildiği, ayrıca genel tatil tahakkukların zamlı olmadığı ve çalışılmadan ödenecek genel tatil karşılığı ücret tahakkuk ettirildiği görülmektedir. Dairemiz incelemesinden geçen emsal dava dosyaları ile davacı tanıklarının birbiri ile tutarlı beyanları dikkate alındığında işyerinde yapılan fazla mesainin tahakkuk ettirilenden çok daha fazla olduğu, sembolik gösterildiği ve davacının genel tatillerde çalıştığı anlaşılmaktadır. Gerçek durumu yansıtmadığı açık olan ücret bordrolarındaki kısmi tahakkuklara itibar edilerek tüm fazla mesai ve genel tatil alacaklarının işçiye ödendiği düşünülemez. Mahkemece tanık beyanlarının birlikte değerlendirmeye tabi tutulması, davacının fazla mesai süresi ve çalıştığı genel tatillerin tespit edilmesi, imzalı olan ve ihtirazi kayıt içermeyen bordrolarda tahakkuk ettirildiği anlaşılan süreler ve ödemeler hesaptan mahsup edilmesi, oluşacak sonuca göre davacının alacaklarının hüküm altına alınması gerekir. Yazılı şekilde hüküm kurulması hatalıdır.” gerekçeleri belirtilmiştir.
Mahkemece bozmaya uyulmuş ve yapılan yargılama sonunda davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
D) Temyiz:
Bozmadan sonra verilen karar davalılar tarafından temyiz edilmiştir.
E) Gerekçe:
1-Dava tarihinin 03.08.2012 olmasına rağmen, gerekçeli karar başlığında bozma sonrası bir tarih olan 14.06.2016 yazılması mahallinde düzeltilebilir maddi hata kabul edilmiştir.
2-Mahkemece bozma kararı sonrası verilen yeni hükümde, fazla mesai ve genel tatil ücreti talepleri hüküm altına alınmış; kıdem tazminatı ve yıllık izin talepleri hakkında ise kesinleştikleri gerekçesiyle “yeniden karar verilmesine yer olmadığına” şeklinde karar verilmiştir.
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 297. maddesi uyarınca, mahkeme kararlarının;
a)Hükmü veren mahkeme ile hâkim veya hâkimlerin ve zabıt kâtibinin ad ve soyadları ile sicil numaraları, mahkeme çeşitli sıfatlarla görev yapıyorsa hükmün hangi sıfatla verildiğini,
b)Tarafların ve davaya katılanların kimlikleri ile ......kimlik numarası, varsa kanuni temsilci ve vekillerinin ad ve soyadları ile adreslerini,
c)Tarafların iddia ve savunmalarının özetini, anlaştıkları ve anlaşamadıkları hususları, çekişmeli vakıalar hakkında toplanan delilleri, delillerin tartışılması ve değerlendirilmesini, sabit görülen vakıalarla bunlardan çıkarılan sonuç ve hukuki sebepleri,
ç)Hüküm sonucu, yargılama giderleri ile taraflardan alınan avansın harcanmayan kısmının iadesi, varsa kanun yolları ve süresini,
d)Hükmün verildiği tarih ve hâkim veya hâkimlerin ve zabıt kâtibinin imzalarını,
e)Gerekçeli kararın yazıldığı tarihi içermesi, hükmün sonuç kısmında, gerekçeye ait herhangi bir söz tekrar edilmeksizin, taleplerden her biri hakkında verilen hükümle, taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların, sıra numarası altında; açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi zorunludur. Bu biçim yargıda açıklık ve netlik prensibinin gereğidir. Aksi hal, hükmün infazında zorluklara ve tereddütlere, yargılamanın ve davaların gereksiz yere uzamasına, davanın tarafı bulunan kişi ve kurumların mağduriyetlerine sebebiyet verecek ve Kamu düzeni ve barışını olumsuz yönde etkileyecektir (Hukuk Genel Kurulu - 2007/14-778 E, 2007/611 K, Dairemizin 01.04.2008 gün ve 2007/38353 Esas, 2008/7142 Karar sayılı ilamı).
Hükmün bir kısmının bozma kapsamı dışında bırakılması bu kısımların bağımsız bir şekilde onandığını göstermez. Hükmün bir kısmının bozma kapsamı dışında bırakılmasının amacı bu kısımların doğru olduğunu belirlemek, bozmanın sınırlarını çizmek ve bu şekilde usulü kazanılmış hakları oluşturup, korumaktır.
Bozma kararı üzerine önceki hüküm tamamen ortadan kalkar. Bu nedenle bozma kararından sonra da Mahkemece HMK’nın 297. maddesinde belirtilen unsurları taşıyacak şekilde yeni bir karar verilmesi zorunludur.
Mahkemece yanılgılı değerlendirme ile kıdem tazminatı ve yıllık izin ücreti talepleri hakkında yazılı şekilde karar verilmesi ve ayrıca yargılama harç ve giderleri ile vekalet ücreti bakımından, birden fazla davalı olmasına rağmen bir kısım hüküm fıkralarında bu konularda "davalıdan" şeklinde tekil kelime kullanılması HMK’nın 297. maddesine açıkça aykırı olup, bozmayı gerektirmiştir.
F) Sonuç:
Temyiz olunan kararın, yukarıda yazılı sebepten dolayı BOZULMASINA, bozma nedenine göre sair temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine yer olmadığına, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgililere iadesine, 18.01.2018 tarihinde oy birliği ile karar verildi.
....