11. Hukuk Dairesi 2018/3818 E. , 2020/1015 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :TİCARET MAHKEMESİ
Taraflar arasında görülen davada Mersin 2. Asliye Ticaret Mahkemesi"nce verilen 04/03/2016 gün ve 2014/455 - 2016/96 sayılı kararı onayan Daire"nin 19/04/2018 gün ve 2016/9504 - 2018/2904 sayılı kararı aleyhinde davacı vekili tarafından karar düzeltilmesi isteğinde bulunulmuş ve karar düzeltme dilekçesinin süresi içinde verildiği de anlaşılmış olmakla, dosya için düzenlenen rapor dinlenildikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra gereği konuşulup düşünüldü:
Asıl ve birleşen davada davacı vekili, müvekkili ile davalı ..."ın dava dışı ... Dorse San. ve Tic. Ltd. Şti"nin % 50"şer hisse ile, sahipleri olduklarını şirketin adına kayıtlı tek taşınmazı olup, dorse üretimi ve satışı için kullanılan taşınmazın 28.09.2011 tarihinde şirket müdürü ... tarafından diğer davalı ... İç ve Dış Ticaret Gıda San. Ltd. Şti"ne satıldığını, davalı müdürün bu işlemi tek başına yapamayacağını, genel kuruldan yetki alması gerektiğini, taşınmazın satışı ile şirketin faaliyetini devam ettireceği bir yer kalmadığını, taşınmazın değerinin çok altında satılarak şirketin çok büyük zarara uğratıldığını ileri sürerek, taşınmazın tapu kaydının iptali ile Dorse San. ve Tic. Ltd. Şti. adına kayıt ve tescilini talep ve dava etmiştir.
Davalılar vekili, davanın reddini istemiştir.
Mahkemece iddia, savunma, toplanılan deliller, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre, asıl ve birleşen davanın reddine dair verilen kararın asıl ve birleşen davada davacı vekilince temyizi üzerine karar Dairemizce onanmıştır.
Davacı vekili, bu kez karar düzeltme isteminde bulunmuştur.
Dosyadaki yazılara, mahkeme kararında belirtilip Yargıtay ilamında benimsenen gerektirici sebeplere ve davacı ... ve davalı ...’ın ortağı olduğu dava dışı ... San. Tic. Ltd. Şti.’nin anasözleşmesinde şirketin iştigal konuları arasında taşınmaz alım-satımının da bulunduğunun anlaşılmasına, şirketin iş yeri merkezi olduğu ve dorse üretimini gerçekleştirdiği taşınmazın 2009 yılından itibaren dava dışı şirketlere kiraya verilmiş olmasına, dava konusu taşınmaz satış yılı olan 2011 yılı itibariyle şirketin tek taşınmazı ise de üzerinde herhangi bir faaliyetinin bulunmadığının dosya kapsamındaki delillerle anlaşılmış bulunmasına göre davacı vekilinin HUMK’nun 440. maddesinde sayılan hallerden hiçbirisini ihtiva etmeyen karar düzeltme isteminin reddi gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin karar düzeltme istemlerinin HUMK.nun 442. maddesi uyarınca REDDİNE, aşağıda yazılı bakiye 151,80 TL karar düzeltme harcının ve 3506 sayılı Yasa ile değiştirilen HUMK 442/3. maddesi hükmü uyarınca takdiren 954,90 TL para cezasının karar düzeltilmesini isteyen asıl ve birleşen davada davacıdan alınarak Hazine"ye gelir kaydedilmesine, 06/02/2020 tarihinde oyçokluğuyla karar verildi.
KARŞI OY
1- Dava, şirketin tek malvarlığının şirket genel kurulunun onayı olmaksızın satışının iptali ile yeniden şirket adına tesciline karar verilmesi istemine ilişkindir.
2- 6102 sayılı TTK’nın 644.maddesinin yollamasıyla, TTK 538.maddesi (eTTK 443) uyarınca, şirket tasfiye aşamasında bile olsa, tasfiyeye yol açacak ölçüde şirket aktiflerinin toptan satılması şirket genel kuruluna ait mutlak bir yetkidir. Söz konusu yetkinin genel kurul yerine yönetim kurulu veya yöneticilerce kullanılması yokluk sebebidir.
3- Somut olayda, davacı ... ile davalı ...’in, dava dışı...Ltd’nin %50’er oranında ortağı oldukları, davalı müdür ortağın şirkete ait tek taşınmazı davalı şirkete sattığı ve tapudan devrinin yapıldığı, oysa söz konusu taşınmazın şirket faaliyeti kapsamında yapılıp satılan taşınmazlardan olmadığı, hatta şirketin merkezi olduğu, şirketin başkaca bir mal varlığının bulunmadığı, söz konusu satışla şirketin dolaylı olarak tasfiyesinin yapılmış olduğu, oysa tasfiye aşamasında dahi aktiflerin toptan satım yetkisinin sadece genel kurulda olduğu dikkate alındığında davanın kabulüne karar verilmesi gerekirken, Mahkemece, şirketin zaten faaliyet göstermediği gerekçesiyle, tasfiyenin yönetici ortaklardan birinin tasarrufu ile yapılmasına yol açacak şekilde davanın reddine karar verilmesini doğru bulmadığımdan, karar düzeltme istemini reddeden Daire çoğunluğunun görüşlerine katılmıyorum.