Abaküs Yazılım
21. Hukuk Dairesi
Esas No: 2019/914
Karar No: 2020/1482
Karar Tarihi: 05.03.2020

Yargıtay 21. Hukuk Dairesi 2019/914 Esas 2020/1482 Karar Sayılı İlamı

21. Hukuk Dairesi         2019/914 E.  ,  2020/1482 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ : ...Bölge Adliye Mahkemesi 9. Hukuk Dairesi
    İLK DERECE
    MAHKEMESİ : ...6. İş Mahkemesi

    TÜRK MİLLETİ ADINA

    K A R A R

    A) Davacı İstemi:
    Davacı; 5510 sayılı Yasa"nın 56/2.fıkrası uyarınca boşandığı eşi ile birlikte yaşadığının tespit edilmesi nedeni ile ölüm aylığının kesilmesine ilişkin davalı Kurum işleminin iptalini ve ölüm aylığının kesildiği tarihten itibaren tekrar bağlanmasına karar verilmesini talep etmiştir.
    B) Davalı Cevabı:
    Davalı SGK vekili özetle; davacının ölüm aylığının 5510 sayılı Kanun"un 56. maddesi gereğince kesildiğini, denetmenler tarafından hazırlanan raporların 5510 sayılı yasanın 59. maddesi gereğince aksi sabit oluncaya kadar geçerli olduğunu, davacının aksini ispat edecek herhangi bir delil sunmadığını, ileri sürerek açılan davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
    C)İlk Derece Mahkemesi Gerekçesi ve Kararı:
    İlk Derece Mahkemesince; “...davacının babasının 08/08/2006 tarihinde vefat ettiği, boşanmanın ise 20/05/1999 tarihinde gerçekleştiği, muvazaalı boşanma yoluyla SGK"dan aylık bağlanmasını amaçlayan kötü niyetli bir kişinin babasının vefat tarihi olan 08/08/2006 tarihinden 7 yıl önce aylık almak için boşanmasının hayatın olağan akışına aykırı olduğu, tüm dosya kapsamından tarafların boşanma tarihinden sonra eylemli birlikteliklerinin olmadığı mahkememizce anlaşıldığından, ” gerekçesiyle
    “Davacının davasının KABULÜNE,
    Davacının babasından almış olduğu ölüm aylığının kesilmesine ilişkin kurum işleminin İPTALİNE,
    Söz konusu kesintilerin kesildiği aydan itibaren davacıya ödenmesi gerektiğinin TESPİTİNE,
    Davacının kesilen ölüm aylığının tekrardan bağlanmasına ve devamının gerektiğinin TESPİTİNE, ” karar verilmiştir.
    İstinaf Başvurusu ;
    Davalı Kurum vekili istinaf dilekçesinde, Kurumun yapmış olduğu tespitler sonucunda davacı ile boşandığı eski eşinin beraber yaşadığının tespit edildiğini, bu nedenle davacıya ödenen ölüm aylığının kesildiğini, Kurum işlemlerinin usul ve yasaya uygun olduğunu ileri sürmüştür.
    D) Bölge Adliye Mahkemesi Gerekçesi ve Kararı :
    Bölge Adliye Mahkemesince “ Dosya kapsamı, davacının iddiasını doğrulayan tanık beyanları, yine davalı Kurum denetim elemanları tarafından düzenlenen ve "Davacının boşandıktan sonra, boşandığı eşi ile birlikte yaşamadığı" tespitini içeren 25/05/2015 tarih ve 2015- İK/68 sayılı rapor, davacı ile boşandığı eşinin, boşanmadan sonra aynı adreste ikamet etmediklerini gösteren nüfus ve yine boşanmadan sonra farklı yerlerde oy kullandıklarını gösteren seçim kayıtları, boşanmadan sonra davacı ile boşandığı eşinin aynı yerde oturmadıklarına ilişkin kolluk araştırması, davacının boşandığı eşinin, boşanmadan sonra 02/10/2007 tarihinde bir başka şahıs ile evlenmesi ve ondan çocuk sahibi olması yine davacının boşanma tarihinin, babasının ölüm tarihinden çok önceye dayanması ve toplanan diğer deliller hep birlikte değerlendirildiğinde davacının, boşandığı eşi ile fiilen birlikte yaşamaya devam ettiğinden söz edilemeyeceğinden mahkemece davanın kabulüne karar verilmesinde isabetsizlik bulunmamıştır. ” gerekçesiyle
    “ Davalının istinaf başvurusunun HMK 353/1-b-1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE, ” karar verilmiştir.
    E) Temyiz:
    Davalı SGK vekili; “ Kurum işlemi mevzuat gereği denetmen raporuna dayanmaktadır. Yalnızca davacı tanıklarının beyanlarıyla kabul kararı verilemez. ” gerekçeleriyle temyiz yoluna başvurmuştur.
    F) Delillerin Değerlendirilmesi ve Gerekçe:
    Dava; 5510 sayılı Yasa"nın 56/2.fıkrası uyarınca boşandığı eşi ile birlikte yaşadığının tespit edilmesi nedeni ile ölüm aylığının kesilmesine ilişkin davalı Kurum işleminin iptali istemine ilişkindir.
    Hüküm, davalı Kurum vekilince temyiz edilmiştir.
    Davanın, yasal dayanağı 01.10.2008 tarihinde yürürlüğe giren 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu’nun 56. maddesinin ikinci fıkrasıdır. Fıkrada: “Eşinden boşandığı halde, boşandığı eşiyle fiilen birlikte yaşadığı belirlenen eş ve çocukların, bağlanmış olan gelir ve aylıkları kesilir. Bu kişilere ödenmiş olan tutarlar, 96. madde hükümlerine göre geri alınır.” düzenlemesine yer verilmiştir. Düzenleme ile ölen sigortalının kız çocuğu veya dul eşi yönünden, boşanılan eşle boşanma sonrasında fiilen birlikte olma durumunda, ölüm aylığının kesilmesi ve ödenmiş aylıkların geri alınması öngörülmektedir. Buna göre, daha önce sosyal güvenlik kanunlarında yer almayan, boşanılan eşle fiilen birlikte yaşama olgusu, gelir veya aylık kesme nedeni ve bağlama engeli olarak benimsenmiştir.
    5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanununun 59/2. maddesinde: “Kurumun denetim ve kontrol ile görevlendirilmiş memurlarının görevleri sırasında tespit ettikleri Kurum alacağını doğuran olay ve bu olaya ilişkin işlemler, yemin hariç her türlü delile dayandırılabilir. Bunlar tarafından düzenlenen tutanaklar aksi sabit oluncaya kadar geçerlidir.” hükmü yer almaktadır.
    5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanununun 56"ncı maddesinin ikinci fıkrasına dayalı açılan bu tür davalarda eylemli olarak birlikte yaşama olgusunun tüm açıklığıyla ve özellikle taraflar arasındaki uyuşmazlık konusu dönem yönünden ortaya konulması önem arz etmektedir. Bu nedenle Anayasanın 20"nci maddesi ile 5510 sayılı Kanun, 5490 sayılı Nüfus Hizmetleri Kanunu, 298 sayılı Seçimlerin Temel Hükümleri Ve Seçmen Kütükleri Hakkında Kanun, 4857 sayılı İş Kanunu, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu, 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu ve diğer ilgili mevzuat hükümleri göz önünde bulundurulmak suretiyle yöntemince araştırma yapılmalı, tarafların göstereceği tüm kanıtlar toplanmalı, bildirilen ve dinlenilmesi istenilen tanıkların ifadeleri alınmalı, davacının ve boşandığı eşinin su, elektrik, telefon aboneliklerinin hangi adreste kimin adına tesis edildiğini saptanmalı, varsa çalışmaları nedeniyle resmi/özel kurum ve kuruluşlara verilen belgelerde yer alan adresler dikkate alınmalı, boşanan eşler 4857 sayılı Kanun hükümleri kapsamında yer almakta iseler adlarına ödeme yapılabilecek özel olarak açılan banka hesabı bulunup bulunmadığı belirlenmeli, davacının ve boşandığı eşinin kayıtlı olduğu adreslerde kapsamlı Emniyet Müdürlüğü/Jandarma Komutanlığı araştırması yapılmalı, tanık sıfatıyla bilgi ve görgülerine başvurulmalı, boşanılan eşle eylemli olarak birlikte yaşama olgusunun gerçekleşip gerçekleşmediği, toplanan kanıtlar ışığı altında değerlendirildikten sonra elde edilecek sonuca göre karar verilmelidir.
    Dosyadaki kayıt ve belgelerden; davacının 20/05/1999 tarihinde eşi ...’tan boşandığı, 2006 yılında vefat eden babasından dolayı yetim aylığı aldığ, boşandığı eşinin 02/10/2007 tarihinde ... isimli kadınla evlendiği, bu kadından 19/06/2003 tarihinde doğan bir kızı olduğu, 30/01/2009 tarihinde ...’den de boşandığı, ...’in davacı tanığı olarak dinlendiği, “2003-2009 arası Kadir’in kendisiyle birlikte olduğunu, bir kızları olduğunu, davacının çocukluk arkadaşı olduğunu ve 1-1,5 yıldır davacının kendisinde kaldığını” söylediği, Kurum tarafından konuya ilişkin iki rapor düzenlendiği, 25/05/2015 tarihli 2015/İK/68 sayılı Denetmen Raporunda davacı ve eşinin boşandıktan sonra birlikte yaşadıklarına dair somut bir tespit yapılamadığına karar verildiği, 13/06/2016 tarih ve İS.T: 97 sayılı Denetmen Raporunda ; ..."in ikamet adresi olan ... Mh. ... Sk. No:5 I9 Kapi No: 13 ...i/...adresinde apartmanin yanında bulunan işyerinde çalışan ve apartman sakini bayanların davacı ve eşinin birlikte yaşadıklarını beyan ettiklerinin tutanak altına alındığı, davacının ikamet adresi olan Barış Mh. Belde Sk. Ecrin Sitesi No:26 /8 Nilüfer/...adresinde ... isimli birinin tanınmadığı, adreste ... Hanim"in yaşadığının beyan edildiği, Sosyal Güvenlik Denetmeni tarafından düzenlenen ikinci rapora göre davacı ve boşandığı eşinin birlikte yaşadıklarının tespit edildiği, bu rapora dayanılarak Kurumca 21/10/2008-20/08/2016 tarihleri arasında ödenen aylıklar ve işleyen faizinin borç çıkarıldığı, anlaşılmıştır.
    Somut olayda; tarafların aralarındaki ilişkinin mahiyetinin mevcut delillerle anlaşılabilir olmadığı, Mahkemece, bazı araştırmaların yapılmadığı, toplanan delillerin kabule yeterli olmadığı görülmüştür.
    Mahkemece yapılacak iş; yukarıda izah edilen açıklamalar doğrultusunda; 13/06/2016 tarihli denetmen raporundaki tutanak tanıklarının beyanlarına başvurmak, ihbarda bulunan kişinin tanık olarak beyanına başvurmak, Kurumdan davacı ve eşinin Medula sistemindeki hastane ve eczane kayıtlarını, getirtmek, boşanma tarihinden itibaren nerelerde ve hangi adrese kayıtlı olarak tedavi olduklarını sorgulamak, davacı ve eşinin adres beyanlarının doğruluğunu kolluk vasıtasıyla denetlemek, tüm delilleri topladıktan sonra sonuca göre karar vermekten ibarettir.
    O halde, bu maddi ve hukuki olgular göz önünde bulundurulmaksızın, Bölge Adliye Mahkemesince eksik inceleme ve araştırma sonucu davalı SGK vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile yeniden hüküm kurulması gerekirken, istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup, temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının, yukarıda yazılı sebepten dolayı kaldırılmasına ve ilk derece Mahkemesi kararının bozulmasına karar vermek gerekmiştir.
    G)SONUÇ:
    Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının, yukarıda yazılı sebeplerden dolayı 6100 sayılı HMK"nun 373/1. maddeleri uyarınca KALDIRILMASINA, ilk derece mahkemesi kararının BOZULMASINA, dosyanın ilk derece mahkemesine, kararın bir örneğinin de Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, 05/03/2020 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.




    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi