3. Hukuk Dairesi 2016/9239 E. , 2018/1133 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasındaki tazminat davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı; ... İlçesi ... Köyü 138 nolu parselin sahibi olduğunu; 25/06/2012 günü ... İli, ... İlçesi, ... Köyü"nde ekin tarlası yangını meydana geldiğini, yangının kendisine ait tarlaya sıçradığını ve bu yangın sebebiyle 100 dönüm hasadı yapılmamış buğday ekili alan ve 15 ton yığın mercimek samanın tamamen yandığını, yangın sonrası olay mahallinde ... İlçe Jandarma tarafından yapılan inceleme ve araştırmada olayın elektrik direğinden çıkan kıvılcımlar sonucu meydana geldiğinin tespit edildiğini beyan ederek uğramış olduğu 10.000,00 TL maddi zararın davalı kurumdan olay tarihinden itibaren işletilecek yasal faizi ile birlikte tazminine karar verilmesini talep ve dava etmiş, 04.12.2015 havale tarihli dilekçesi ile talebini 27.133,67 TL’ye çıkartmıştır.
Davalı; davanın zamanaşımı süresinde açılmadığını, yangının davacının kusuruyla yahut 3. bir kişinin kusuruyla meydana gelmiş olması ihtimali olduğunu, dava konusu olayda kendisine atfı kabil bir kusur bulunmadığını belirterek davanın reddine karar verilmesini dilemiştir.
Mahkemece; davacının davasını ispat edemediği gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiş, hüküm süresi içinde davacı vekilince temyiz edilmiştir.
Dava; elektrik enerjisi dağıtım hattından kaynaklandığı iddia olunan yangın nedeniyle, davacının uğradığı maddi zararın tazminine ilişkindir.
Davalı ..., bölgede enerji nakil hatları ile elektrik enerjisinin dağıtımını yerine getirmektedir. Bu faaliyet, varlığı ve niteliği itibariyle bir tehlike ve dolayısı ile zarar ihtimali taşıdığından, davalı şirketin sorumluluğu, bir sebep sorumluluğu olan kusursuz (objektif) sorumluluktur. Bu tür sorumlulukta; zarar gören davacı, davalının kusurunu kanıtlamak zorunda olmadığı gibi, davalı da kusursuzluğu ötesinde uygun illiyet bağının kesildiğini
kanıtlamak zorundadır. Kusursuz sorumlulukta, illiyet bağının kesilebilmesi için zarar görenin ağır kusurunun bulunması veya üçüncü bir kişinin illiyet bağını kesebilecek nitelikte ağır kusurunun olması veya zarar görenin hakkında zararlandırıcı sonucun meydana gelmesinde öngörülmeyen bir halin bulunması gerekmektedir.
Diğer taraftan, elektrik enerjisinin taşındığı enerji nakil hattı ile gerçekleşen zarar arasında uygun illiyet bağının bulunması, sorumluluk için yeterlidir. Sorumlu kişi veya işletmenin, kusurlu olup olmaması, özen ödevini yerine getirip getirmemesi, işletme veya nesnede (şeyde) bir bozukluk veya noksanın bulunup bulunmaması, meydana gelen zararın tazmin borcu yönünden bir etkiye sahip değildir. Zira bunların sebep oldukları zararlarda, kusurun bulunup bulunmadığı ya da rolünün olup olmadığı çoğu zaman bilinemediği veya ispat edilemediği gibi, sorumlu kişi veya işletme, her türlü özeni gösterse, gözetim ve denetim ödevini yerine getirse, gerekli bütün tedbirleri alsa bile, gene çoğu zararın meydana gelmesini önlemek mümkün değildir. Bu sebeple sorumluluğunun bağlandığı olgu ile zarar arasında uygun illiyet bağı kurulduğu zaman, sorumluluk da gerçekleşmiş olacağından, bu işletme veya nesnelerin sahip veya işletenleri, bunların sebep oldukları zararı gidermek zorundadır(Prof. Dr. ..., Borçlar Hukuku Genel Hükümler 1991 Baskı Cilt 2 sf: 14-15).
Olaya ilişkin 25.06.2012 tarihli itfaiye raporunda yangının elektrik tellerinin birbirine sürtünerek kopup yere düşmesinden meydana geldiğinin, jandarma ekiplerince tutulan 26/06/2012 tarihli olay yeri inceleme tutanağında ise yangının okulun 15 metre batısında bulunan elektrik trafosu direğinden çıkan kıvılcımlar neticesinde başladığının belirtilmesi; keşif sırasında dinlenen tanıklardan ...’in yangının elektrik direğinin fırtına sonucu kopan tellerinin düşmesi sonucu başladığını beyan etmesi, keşif sonucu elektrik mühendisi bilirkişi tarafından düzenlenen 01.09.2015 tarihli raporda ise olay yerinde elektrik dışında yangın oluşumuna neden olacak herhangi bir başka iz, emare ve bulguya rastlanılmadığının ve enerji nakil hatları iletkenlerinin koparak çarpışarak ark ve kıvılcımlar çıkartmak suretiyle kuru ot veya anızın üzerine düşerek yangın çıkartabileceğinin tespit edilmesi karşısında; yangının enerji nakil hattından kaynaklandığı, dolayısıyla illiyet bağının kesilmediği açıktır.
Buna göre, mahkemece; yangın nedeniyle davacının uğradığı zarara ilişkin taraf delilleri değerlendirilerek sonucuna göre hüküm tesisi gerekirken, olaya uygun olmayan gerekçelerle davanın reddine karar verilmiş olması usul ve yasaya aykırı olduğundan kararın bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün HUMK"nun 428. maddesi gereğince davacı yararına BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 6100 sayılı HMK"nun geçici madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK.nun 440.maddesi gereğince kararın tebliğinden itibaren 15 günlük süre içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 15.02.2018 gününde oybirliğiyle karar verildi.