20. Hukuk Dairesi 2016/5392 E. , 2018/1623 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı ... vekili tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
Davacı vekili, 23/02/2015 havale tarihli dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin ... ili, ... ilçesi, ... köyü 6818 ada 9 parselde kayıtlı taşınmazın maliki iken, ... Kadastro Mahkemesinin 2002/271-2004/101 E.K. sayılı kararı ile 778,10 m2"lik kısmının davacı adına olan tapusunun iptaline ve orman olarak ... adına kayıt ve tesciline karar verildiğini, kararın 28/10/2005 tarihinde kesinleştiğini, müvekilinin mülkiyet hakkına zarar verildiğini belirterek, taşınmazın belirlenecek rayiç değerine ilişkin fazlaya dair talep ve dava hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik 3.000,00.-TL"nin, taşınmazın müvekkili adına olan tapu kaydının iptaline ilişkin mahkeme kararının kesinleştiği tarihinden itibaren işlemeye başlayacak yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiş, 16/02/2016 tarihinde harçlandırdığı 25/01/2016 tarihli ıslah dilekçesi ile de talebini 54.467,00.-TL olarak arttırmıştır.
Davalı ... vekili, 16/03/2015 havale tarihli cevap dilekçesinde; zamanaşımı itirazları ve husumet itirazlarının olduğunu, iptal işemi ile oluşan zarar arasında illiyet bağı bulunmadığını, belirlenen bedelin fahiş miktarda olduğunu belirterek haksız ve dayanaksız davanın reddini talep etmiştir.
Mahkemece; davanın kabulüne, 54.467,00.-TL"nin, tapu iptali ve tescil kararının kesinleştiği tarih olan 28/10/2005 tarihinden itibaren yürütülecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacı tarafa verilmesine karar verilmiş, hüküm davalı ... vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, tapu kaydının iptali nedeniyle tapu sicilinin tutulmasından kaynaklanan zararın 4721 sayılı Medenî Kanunun 1007. maddesi gereğince tazmini istemine ilişkindir.
Dosyaya getirtilen tapu kayıtları ile belgelerin ve kesinleşmiş ilâm örneklerinin incelenmesinde; dava konusu 6818 ada 9 parsel sayılı taşınmazın imar uygulaması sonucu 1256,77 m2 yüzölçümü ile dava dışı 3. kişi adına tescil edildiği, davacının taşınmazı güven ilkesine dayalı olarak 27/06/ 2002 tarihinde satın alması sebebiyle adına tescil edildiği ancak Orman Yönetimi tarafından 15/08/2002 tarihinde açılan dava sonucu ... Kadastro Mahkemesinin 2002/271-2004/101 E.K. sayılı kararı ile 778,10 m2"lik kısmının orman olması bu kısmın orman tahdidi içine alınarak ... adına tesciline karar verildiği ve kararın temyiz aşamasından geçerek 28/10/2005 tarihinde kesinleştiği anlaşılmaktadır.
Eldeki dava 23/02/2015 tarihinde açılmıştır. Tapu kaydının iptaline ilişkin mahkeme kararı 28/10/2005 tarihinde kesinleştiğine göre davanın 6098 sayılı Türk Borçlar Kanununun 146. maddesinde belirtilen 10 yıllık dava zamanaşımı süresi içerisinde açıldığı anlaşılmaktadır.
Ancak mahkemece taşınmazın arsa olarak değerlendirilip, emsal karaşılaştırılması yapılarak tapu sahibinin oluşan gerçek zararının, mülkiyet hakkına müdahalenin gerçekleştiği ve zararın doğumuna yol açan kararın kesinleştiği 28/10/2005 tarih esas alınarak tespiti doğru ise de, dava dilekçesinde davacı vekili tarafından "şimdilik" kaydıyla 3000.-TL değer gösterilerek kısmî dava açıldıktan sonra, 16/02/2016 tarihli harçlandırılmış ıslah dilekçesi ile dava değeri 54.467,00.-TL olarak ıslah edilerek, alacağın saklı tutulan diğer bölümü asıl davaya dahil edildiğinden, tapu kaydının iptaline dair verilen hükmün kesinleştiği 28/10/2005 tarihi ile ıslah tarihi arasında TMK"nın 1007. maddesinden kaynaklanan tazminat davaları için uygulanan 10 yıllık zamanaşımı süresi dolmuş ve ...; ıslah dilekçesine karşı süresinde zamanaşımı definde bulunmuş olduğundan, mahkemece, ilk dava değeri ile bağlı kalınarak karar verilmesi gerekirken, süresi geçtikten sonra yapılan ıslaha değer verilerek hüküm kurulmuş olması doğru değildir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; davalı ... vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA 01/03/2018 gününde oy birliği ile karar verildi.