Abaküs Yazılım
20. Hukuk Dairesi
Esas No: 2016/5354
Karar No: 2018/1622

Yargıtay 20. Hukuk Dairesi 2016/5354 Esas 2018/1622 Karar Sayılı İlamı

20. Hukuk Dairesi         2016/5354 E.  ,  2018/1622 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

    Taraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı ... vekili tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:
    K A R A R
    Davacı vekili, 11/06/2015 havale tarihli dava dilekçesinde;... ilçesi, ...mahallesi 11630 ada 11 sayılı parselin müvekkilleri adına tapuda kayıtlı iken ... 4. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2013/116 E. sayılı 11/06/2015 tarihinde kesinleşen kararı uyarınca, müvekkilleri adına olan tapu kaydının iptali ile orman vasfıyla ... adına tesciline karar verildiğini, taşınmazın 407 m² yüzölçümlü imar parseli olup, 318,09 m²"sinin tapu kaydının iptal edildiğini, kalan kısmın da imar açısından kullanıma uygun olmadığından % 100"e varan bir değer azalması meydana geldiğini ileri sürerek, şimdilik 5.000,00.-TL tazminatın iptal kararının kesinleştiği 11/06/2015 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle davalıdan tahsili ile müvekkillerine ödenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiş, davacı vekili daha sonra 20/01/2016 tarihinde harçlandırdığı ıslah dilekçesiyle 159,045,00 TL arsa bedeli ve 26.703,00 TL değer kaybı olmak üzere toplam 185.748,00 TL"nin 11/06/2015 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle davalıdan tahsilini talep etmiştir.
    Mahkemece davanın kabulüne, 185.748,00 TL"nin iptal kararının kesinleştiği 11/06/2015 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine karar verilmiş, hüküm davalı ... vekili tarafından temyiz edilmiştir.
    Dosya kapsamından... ilçesi, ...mahallesinde 1972 yılında yapılan tapulama çalışmaları sırasında dava dışı gerçek kişiler adına tespit ve tescil edilen 880 parsel sayılı tarla niteliğindeki 15240 m2 yüölçümündeki taşınmazın ifrazıyla oluşan 427 ada 9 sayılı parselin imar uygulaması ile 1991 yılında Selahattin Köse adına tescil edildiği, davacı ... tarafından 29/05/1991 tarihinde satış yolu ile edinilen 427 ada 9 sayılı parselin de imar uygulaması ile 11630 ada 11 sayılı parsel altında 407,10 m² yüzölçümü ve arsa niteliğiyle davacı adına 04/01/2011 tarihinde tescil edildiği, Orman Yönetimi tarafından açılan dava sonucu, ... 4. Asliye Hukuk Mahkemesinin 10/03/2014 gün ve 2013/116 E. - 2014/87 K. sayılı kararıyla, 11630 ada 11 sayılı parselin (A) harfi gösterilen 239,36 m² ve (B2) ile gösterilen 78,73 m²"lik kısmının kesinleşen orman tahdidi içinde kalan yerlerden olduğu gerekçesiyle tapusunun iptal edildiği ve hükmün 11/06/2015 tarihinde kesinleştiği, eldeki davanın ise 19/06/2015 tarihinde açıldığı anlaşılmakatadır.
    Mahkemece yapılan inceleme ve araştırma hükme yeterli değildir. 4721 sayılı Türk Medenî Kanununun 1007. maddesi gereğince, tapu sicilinin yanlış tutulması nedeniyle zarara uğrayan kişinin bütün zararlarından devlet sorumludur. Tapu kaydının iptali nedeniyle, tapu sahibinin oluşan gerçek zararı neyse, tazminatın miktarı da o kadar olmalıdır. Gerçek zarar; tapu kaydının iptali nedeniyle, tapu malikinin mal varlığında meydana gelen azalmadır. Tazminat miktarı, zarar verici eylem gerçekleşmemiş olsaydı, zarar görenin mal varlığı ne durumda olacak idiyse, aynı durumun tesis edilebileceği miktarda olmalıdır (Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 05.03.2003 gün ve 2003/19-152 E. - 2003/125 K.; 29.09.2010 gün ve 2010/14-386 E. - 2010/427 K.; 15.12.2010 gün ve 2010/13-618 E. - 2010/668 K. sayılı kararı). Zarara uğrayan kişinin gerçek zararı ise tazminat miktarının belirlenmesinde esas alınacak değerledirme tarihine göre belirlenecek olup, bu tarih ise zararın meydana geldiği tarihtir.
    4721 sayılı TMK"nın 705/2. maddesi uyarınca tapu iptali ve tescil istekli davaların kesinleştiği tarih itibariyle mülkiyet hakkı sona ereceğinden bu tarih itibariyle tapusu iptal edilen gerçek ve tüzel kişilerin zararı oluşacak olup, zararın meydana geldiği tarihe göre de tapusu iptal edilen gayrimenkulün niteliği ve değeri belirlenmelidir. Değerlendirme tarihi itibariyle taşınmazın niteliği arazi ise net gelir metodu yöntemi ile arsa vasfında ise değerlendirme gününden önceki özel amacı olmayan emsal satışlara göre hesaplanması suretiyle gerçek değer belirlenmelidir.
    Somut olaya gelince, ormanlar özel mülkiyete konu olamayacak ise de genel arazi kadastrosu sırasında taşınmaz hakkında kadastro tespit tutanağı düzenlenerek tapu kütüğünün gerçek kişi adına oluşturulduğu, daha sonra ifraz ve satış yoluyla davacıya geçtiği, bu şekilde tapu sicilinin hatalı olarak tutulduğundan, TMK"nın 1007. maddesi kapsamında Devletin kusursuz sorumluluğunun bulunduğu ve davacıların gerçek zararının karşılanması gerektiği kuşkusuzdur. Davacının zararı, ... 4. Asliye Hukuk Mahkmesinin 2013/116 E. - 2014/87 K. sayılı kararın kesinleştiği 11/06/2015 tarihinde oluşmuş olup, mahkemece bu tarih itibariyle arsa niteliğinde olan taşınmazın değeri belirlenmişse de, hükme dayanak yapılan bilirkişi raporunda emsal olarak incelenenen taşınmazların satış tarihleri itibariyle imar planı içinde olup olmadıkları, imar parseli iseler düzenleme ortaklık payının düşülüp düşülmediğinin, düşülmüş ise oranının, imar planı dışında iseler belediye ve mücavir alan sınırları içinde olup olmadıkları, belediye hizmetlerinden faydalanıp faydalanmadıkları, etraflarının meskun olup olmadığı, bulundukları cadde veya sokak itibariyle emlak vergisine esas asgari m² değerleri belediye başkanlığından sorulmadığından, emsal alınan taşınmazların resmi satış akit tabloları tapu müdürlüğünden getirtilmediğinden, dava konusu hükme dayanak yapılan bilirkişi raporu da denetlenememektedir.
    Bu durumda davaya konu taşınmazın değerinin yönetimine uygun şekilde tespit edildiği söylenemez.
    Bu nedenle, mahkemece arsa niteliğinde bulunan dava konusu taşınmaza yönelik olarak, emsal satışların değerlendirme tarihindeki karşılıklarının fiyat artış endekslerinin uygulanması suretiyle tespiti, bundan sonra emsal ile dava konusu taşınmazın eksik ve üstün yönlerinin neler olduğu ve oranları açıklanmak, taşınmazdan DOP payının düşülmesinin gerekip gerekmediği belirtilmek, taşınmaz üzerinde bulunan binanın Bayındırlık Bakanlığı resmi birim fiyatları esas alınarak yıpranma payı düşülmek suretiyle gerçek zararın belirlenmesi gerektiğinden, taraflara, dava konusu taşınmaz ile aynı bölgeden bulunamaması halinde yakın bölgelerden ve değerlendirme tarihinden önce ve yakın zaman içinde satışı yapılan benzer nitelikli ve yüzölçümlü satışları bildirmeleri için olanak tanınması, gerekli görülürse re"sen emsal getirtme yoluna gidilmesi ve bu emsallere göre değer biçilmesi için konunun uzmanı bilirkişilerden oluşturulacak bilirkişi kurulu vasıtasıyla keşif yapılarak, denetlemeye olanak veren bilimsel verileri içeren rapor alınması, emsal alınan taşınmazlara ilişkin resmi satış akit tablolarının tapu müdürlüğünden getirtilmesi, emsal taşınmazlar ile çekişmeli taşınmaza ait Arsa Metrekare Rayiç Bedeli Takdir Komisyonu tarafından belirlenen emlak vergisine esas olan metrekare değerleri, ilgili belediye başkanlığı emlak vergi dairesinden istenip, dava konusu taşınmazın, emsal taşınmazlara göre üstünlük oranı yönünden bilirkişi kurulu raporununda denetlenmesi, dava konusu taşınmazın ve emsal alınan taşınmaz/taşınmazların değerlendirme tarihi itibariyle imar düzenlemesi sonucu oluşmuş imar parselleri olup olmadıkları, imar parseli iseler düzenleme ortaklık payının düşülüp düşülmediğinin, düşülmüş ise oranının belediye başkanlığı imar ve tapu müdürlüklerinden sorulup, emsalin İmar Kanunu uyarınca imar parseli, dava konusu taşınmazın ise kadastral arsa parseli olduğunun belirlenmesi halinde çekişmeli taşınmazın emsallerle karşılaştırma sonucu bulunan değerinden düzenleme ortaklık payına karşılık gelecek oranda indirim yapılması gerektiği ve ayrıca taşınmazın orman sınırı dışında kalan kısmında yapılaşma hakkı bulunmadığının anlaşılmasına göre hesaplanacak değer azalışı da dikkate alınarak oluşacak sonuca göre karar verilmeldir.
    Eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm kurulması bozmayı gerektirmiştir.
    SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; davalı Hazinenin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA 01/03/2018 günü oy birliği ile karar verildi.



    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi