20. Hukuk Dairesi 2016/5397 E. , 2018/1621 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı ... vekili tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
Davacı vekili, 26/03/2015 havale tarihli dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin ... ili, ... ilçesi, ... mahallesi köyü 2541 ada 2 parselde kayıtlı taşınmazın maliki iken, taşınmazın orman olduğu gerekçesiye ... Kadastro Mahkemesinin 2002/189 Esas 2004/77 Karar sayılı kararı ile 248,84 m2"lik kısmının davacı adına olan tapusunun iptaline ve orman olarak ... adına kayıt ve tesciline karar verildiğini, kararın 12/05/2005 tarihinde kesinleştiğini, müvekkilinin mülkiyet hakkına zarar verildiğini belirterek, fazlaya dair talep ve dava hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik 1.000,00.-TL"nin, taşınmazın müvekkili adına olan tapu kaydının iptaline ilişkin mahkeme kararının kesinleştiği tarihinden itibaren işlemeye başlayacak yasal faizi ile birlikte 01/03/2016 tarihinde harçlandırdığı 21/12/2015 tarihli ıslah dilekçesi ile talebini 19.003,08 -TL"ye arttırmıştır.
Davalı ... vekili, 01/06/2015 havale tarihli cevap dilekçesinde; zamanaşımı itirazları ve husumet itirazlarının olduğunu, talep edilen miktarın yükek olduğunu belirterek haksız ve dayanaksız davanın reddini talep etmiş, ıslah dilekçesine karşı cevabında ise ıslah edilen alacağın zamanaşımına uğradığını ileri sürmüştür.
Mahkemece; davanın kabulüne, 19.003,18-TL"nin tapu iptal kararının kesinleştiği tarih olan 12/05/2005 tarihinden itibaren yürütülecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiş, hüküm davalı ... vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, tapu kaydının iptali nedeniyle tapu sicilinin tutulmasından kaynaklanan zararın 4721 sayılı Medenî Kanunun 1007. maddesi gereğince tazmini istemine ilişkindir.
Dosyaya getirtilen tapu kayıtları ile belgelerin ve kesinleşmiş ilâm örneklerinin incelenmesinde; dava konusu 2541 ada 2 parsel sayılı taşınmazın imar uygulaması sonucu 1996 yılında 423,59 m2 olarak davacının da aralarında bulunduğu gerçek kişiler adına tescil edildiği, davacının taşınmazda 2291/2400 hissesi bulunmakta iken Orman Yönetimi tarafından 15/08/2002 tarihinde açılan dava sonucu ... Kadastro Mahkemesinin 2002/189-2004/77 E. K. sayılı kararı ile taşınmazın 248,84 m2"lik kısmının orman olması sebebiyle bu kısmın orman tahdidi içine alınarak ... adına tesciline karar verildiği ve kararın 12/05/2005 tarihinde kesinleştiği anlaşılmaktadır.
Eldeki dava 17/04/2015 tarihinde açılmıştır. Tapu kaydının iptaline ilişkin mahkeme kararı 12/05/2005 tarihinde kesinleştiğine göre davanın 6098 sayılı Türk Borçlar Kanununun 146. maddesinde belirtilen 10 yıllık dava zamanaşımı süresi içerisinde açıldığı anlaşılmaktadır.
Ancak mahkemece taşınmazın arsa olarak değerlendirilip, emsal karşılaştırılması yapılarak tapu sahibinin oluşan gerçek zararının, mülkiyet hakkına müdahalenin gerçekleştiği ve zararın doğumuna yol açan kararın kesinleştiği 12/05/2005 tarihi esas alınarak tespiti doğru ise de, dava dilekçesinde davacı vekili tarafından "şimdilik" kaydıyla 1000.-TL değer gösterilerek kısmî dava açıldıktan sonra, 01/03/2016 tarihli harçlandırılmış ıslah dilekçesi ile dava değeri 19.003,18 TL olarak ıslah edilerek, alacağın saklı tutulan diğer bölümü asıl davaya dahil edildiğinden, tapu kaydının iptaline dair verilen hükmün kesinleştiği 12/05/2005 tarihi ile ıslah tarihi arasında TMK"nın 1007. maddesinden kaynaklanan tazminat davaları için uygulanan 10 yıllık zamanaşımı süresi dolmuş ve ...; ıslah dilekçesine karşı süresinde zamanaşımı definde bulunmuş olduğundan, mahkemece, ilk dava değeri ile bağlı kalınarak karar verilmesi gerekirken, süresi geçtikten sonra yapılan ıslaha değer verilerek hüküm kurulmuş olması doğru değildir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; davalı ... vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA 01/03/2018 günü oy birliği ile karar verildi.