Esas No: 2018/5230
Karar No: 2022/2450
Karar Tarihi: 06.04.2022
Danıştay 8. Daire 2018/5230 Esas 2022/2450 Karar Sayılı İlamı
Danıştay 8. Daire Başkanlığı 2018/5230 E. , 2022/2450 K."İçtihat Metni"
T.C.
D A N I Ş T A Y
SEKİZİNCİ DAİRE
Esas No : 2018/5230
Karar No : 2022/2450
DAVACI : … Madencilik San. ve Tic. A.Ş.
VEKİLİ : Av. …
DAVALILAR : 1- … Bakanlığı
VEKİLİ : Av. …
2- … Müdürlüğü
VEKİLİ : Av. …
DAVANIN KONUSU :
18/04/2014 tarih ve 28976 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanan Orman Kanununun 16. Maddesinin Uygulama Yönetmeliği'nin 23. maddesinin 3/a bendinin iptali istenilmektedir.
DAVACININ İDDİALARI :
Dava konusu düzenlemede izin lehtarından kaynaklanmayan nedenlerle mecburi vazgeçme durumlarına ilişkin düzenleme olmadığından eksik düzenleme bulunduğu, zira, somut olayda olduğu üzere, orman sahası içerisinde izin talep amacının gerçekleştirilebilmesi için davalı orman idaresince yapılması gereken, planlanan ağaç kesimlerinin aradan geçen uzun süre boyunca gerçekleşmediği, izin lehtarının kusuru olmaksızın, idareden kaynaklı sebeplerle, tahsis amacına uygun şekilde istifade edilememiş orman arazileri için ödenen bedeller faizsiz olarak iade edildiği gibi arazi izin bedelinin de iade edilmediği, dava konusu Yönetmeliğin dayanağı olan Orman Kanunu'nun 16. maddesinin, iptali istenilen düzenlemenin yapılmasına imkan tanımadığı, düzenlemenin mülkiyet hakkına müdahale niteliğinde olduğu, Anayasa uyarınca vergi, resim, harç ve benzeri mali yükümlülükler kanunla konulacağından, harç benzeri mali yükümlülük olan arazi izin bedeli ve ağaçlandırma bedelinin yasal düzenlemeye konu edilmesi gerektiği, doğrudan Yönetmelik ile düzenlenmesinin mülkiyet hakkını sınırladığı ileri sürülmektedir.
DAVALI İDARELERİN SAVUNMALARI :
Dava konusu olaya ilişkin ruhsatların ilk sahibi olan dava dışı … Madencilik San. Tic. A.Ş.'ye ruhsat süresi kadar izin verildiği, 2017 yılı için, ilk yıl arazi izin bedeli, ağaçlandırma bedeli ve teminat alındığı, dava dışı şirket tarafından iznin iptalinin talep edilmesi nedeniyle, inceleme yaptırılarak, herhangi bir usulsüzlük görülmemesi üzerine izin iptal edilerek bedellerin iade edildiği, izin iptalinin idareden kaynaklanan bir nedenden dolayı olmadığı, dava dışı şirket tarafından izin iptalinin istenildiği dilekçede ağaç kesilmemesinden bahsedilmediği, Maden Kanunu uyarınca, Devlet ormanları içinde yapılacak maden arama ve işletme faaliyetleri için Orman Kanunu'na göre izin verileceği, Orman Kanunu'nun 16. maddesinde ilgili esasların Yönetmeliğe bırakıldığı, dava konusu Yönetmeliğin de Kanuna uygun olduğu, izin lehtarının sahada çalışma yapmadan geçirdiği sürelere ait arazi izin bedelinin iade edilmesi durumunda, zımnen bedelsiz izin verilmesi durumunun söz konusu olacağı, düzenleme ile bu durumun ortadan kaldırıldığı savunulmaktadır.
DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ : …
DÜŞÜNCESİ : Dava konusu düzenlemenin iptali gerektiği düşünülmektedir.
DANIŞTAY SAVCISI : …
DÜŞÜNCESİ : Dava; 18/04/2014 tarih ve 28976 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanan Orman Kanununun 16 ncı Maddesinin Uygulama Yönetmeliği'nin 23. maddesinin 3/a bendinin iptali istemiyle açılmıştır.
Anayasa'nın 169. maddesinde, "Devlet, ormanların korunması ve sahalarının genişletilmesi için gerekli kanunları koyar ve tedbirleri alır. Yanan ormanların yerinde yeni orman yetiştirilir, bu yerlerde başka çeşit tarım ve hayvancılık yapılamaz. Bütün ormanların gözetimi Devlete aittir. Devlet ormanlarının mülkiyeti devrolunamaz. Devlet ormanları kanuna göre, Devletçe yönetilir ve işletilir. Bu ormanlar zamanaşımı ile mülk edinilemez ve kamu yararı dışında irtifak hakkına konu olamaz. Ormanlara zarar verebilecek hiçbir faaliyet ve eyleme müsaade edilemez. Ormanların tahrip edilmesine yol açan siyasi propaganda yapılamaz; münhasıran orman suçları için genel ve özel af çıkarılamaz. Ormanları yakmak, ormanı yok etmek veya daraltmak amacıyla işlenen suçlar genel ve özel af kapsamına alınamaz. Orman olarak muhafazasında bilim ve fen bakımından hiçbir yarar görülmeyen, aksine tarım alanlarına dönüştürülmesinde kesin yarar olduğu tespit edilen yerler ile 31/12/1981 tarihinden önce bilim ve fen bakımından orman niteliğini tam olarak kaybetmiş olan tarla, bağ, meyvelik, zeytinlik gibi çeşitli tarım alanlarında veya hayvancılıkta kullanılmasında yarar olduğu tespit edilen araziler, şehir, kasaba ve köy yapılarının toplu olarak bulunduğu yerler dışında, orman sınırlarında daraltma yapılamaz." hükmü yer almaktadır. Orman Kanunun 16. maddesinde; "Devlet ormanları içinde maden aranması ve işletilmesi ile madencilik faaliyeti için zorunlu; tesis, yol, enerji, su, haberleşme ve altyapı tesislerine, fon bedelleri hariç, bedeli alınarak Çevre ve Orman Bakanlığınca izin verileceği, yine madencilik faaliyetlerinin ve faaliyetlerle ilgili her türlü yer, yol, bina ile tesislerin hükmi şahsiyeti haiz amme müesseselerine ait ormanlarda veya özel ormanlarda yapılmak istenmesi halinde Çevre ve Orman Bakanlığınca izin verileceği, kullanım bedeli, kullanım süresi, yapılan bina ve tesislerin devri gibi hususlar genel hükümlere uygun olarak taraflarca tespit edileceği ve maddenin uygulanması ile ilgili tanım, şekil, şart ve esasların yönetmelikle düzenleneceği" hükme bağlanmış, bu maddeye dayanılarak çıkartılan; "Orman Kanununun 16 ncı Maddesinin Uygulama Yönetmeliği" nin
"Tanımlar ve Kısaltmalar" başlıklı 3/e maddesinde; Arazi bedeli: verilen izinlerden orman idaresince alınacak kullanım bedeli olarak tanımlanmış, Yönetmeliğin "Bedellerin tespiti ve tahsili" başlıklı 20. maddesinde; (1) Bu Yönetmeliğe göre verilecek izinlerde alınacak bedellerden;
a) Ağaçlandırma bedeli: Genel müdürlükçe, Asgari Ücret Tespit Komisyonu tarafından yılın ikinci yarısı için tespit edilen 16 yaşını doldurmuş işçilerin bir günlük normal çalışma karşılığı asgari ücretlerinin 294 gün/hektar katsayısıyla çarpımı sonucu belirlenen ağaçlandırma birim hektar bedelinin izin alanı ile çarpımı sonucu alınacak bedeldir.
b) Arazi izin bedeli: İzin alanının metrekaresi, cari yıl ağaçlandırma birim metrekare bedeli, bu Yönetmeliğin ekinde yer alan izin türü katsayısı Ek-1, ekolojik denge katsayısı Ek-2 ve il katsayısının Ek-3 çarpımlarının sonucu alınacak bedeldir.
(2) Ağaçlandırma bedeli izin başlangıcında bir defaya mahsus defaten izin sahibi tarafından ödenir.
(3) Arazi izin bedeli izin başlangıç tarihi esas alınarak bildirime gerek kalmaksızın her yıl defaten izin sahibi tarafından ödenir. Müteakip yıllara ait arazi izin bedeli BAK oranında artırılmak suretiyle tespit edilerek bildirime gerek kalmaksızın izin başlangıç tarihinde defaten izin sahibi tarafından ödenir. Ancak, Bakanlıkça verilen izin süresinin veya son yıl izin süresinin bir yıldan az olması halinde arazi izin bedeli tespit ve tahsilinde kıstelyevm uygulanır...." hükmüne,
"Teminat ve bedellerin iadesi" başlıklı 23. maddesinde; (1) Kesin izin; sürenin dolması, izin sahibinin vazgeçmesi veya herhangi bir sebeple sona ermesi halinde; alınan bedeller iade edilmez. Teminat ise taahhüt senedinde belirtilen yükümlülüklerin yerine getirilmesi halinde iade edilir. Aksi halde alınan teminat idarece irat kaydedilir.
(2) Kesin izin sahibinin izinden vazgeçtiğini ve faaliyetini durdurduğunu orman idaresine yazılı olarak bildirdiği durumlarda orman idaresince sahanın geri teslim alındığı tarihte tahakkuk eden bedellerin tamamı tahsiledilir, müteakip yıllara ait bedel tahakkuk ettirilmez. Dava konusu;
(3) Ancak;
a) İzin sahibinin kesin izin başlangıç tarihinden itibaren bir yıl içinde vazgeçmesi nedeniyle iznin iptaledilmesi ve yatırılan bedellerin ve teminatın iptal tarihinden itibaren en geç üç ay içinde iadesinin talep edilmesi halinde; izin verilen saha içinde hiçbir noktada çalışma yapılmamış olması ve izin öncesi doğal yapının bozulmamış olmasının heyetçe düzenlenecek raporla tespiti ve bölge müdürlüğünce uygun görülmesi durumunda, arazi izin bedeli dışındaki bedeller ve teminat faizsiz olarak iade edilir.
b) Verilen kesin iznin Bakanlığın ve/veya Genel Müdürlüğün taraf olduğu davalarda yargı kararı nedeniyle iptal edilmesi ve iptalini müteakip altı ay içinde izin sahibinin talep etmesi halinde; izin verilen sahada çalışma yapılmadığının, izin öncesi doğal yapının bozulmadığının heyetçe düzenlenecek raporla tespiti halinde, alınan tüm bedeller ve teminat faizsiz olarak iade edilir. İzin verilen sahada çalışma yapılıp, izin sahasının kısmen veya tamamen doğal yapısının bozulduğunun tespiti halinde doğal yapısı bozulan alan izin sahibi tarafından projesine uygun şekilde rehabilite edilir. Ağaçlandırmaya uygun hale getirilir, aksi takdirde bu çalışmalar orman idaresince yapılır, yapılan bu çalışma ile ilgili giderler alınan çalışma yapılmayan bölüme ait arazi izin bedelinden, ağaçlandırma bedelinden ve teminattan mahsup edilerek geriye kalan miktar faizsiz olarak iade edilir. İzin öncesi doğal yapısı bozulan alana tekabül eden ağaçlandırma bedeli iade edilmez. Alınan bedellerin idarece yapılan giderleri karşılamaması halinde aradaki fark izin sahibinden rızaen, ödememesi durumunda yasal yollarla tahsiledilir. Toprak dolgu izinlerinde ise, dolgu yapılan miktara isabet eden toprak dolgu bedeli haricindeki bedel faizsiz olarak iade edilir.
(4) İzin sahibinin kesin izinden vazgeçtiğini ve faaliyetini durdurduğunu orman idaresine yazılı olarak bildirdiği durumlarda sahanın geri teslim alındığı tarihten sonrasındaki yıllara ait arazi izin bedeli tahakkuk ettirilmez. (5) İzin verilen alanın bir kısmının iptali halinde; iznin devam eden kısmı için arazi izin bedeli, iptalden önceki taahhüt senedinde belirtilen bedel dikkate alınmak suretiyle oranlanarak hesap edilir. ...." düzenlemesine yer verilmiştir.
Davacı tarafından, Yönetmeliğin 23. maddesinin 3. fıkrasının (a) bendinde geçen "İzin sahibinin kesin izin başlangıç tarihinden itibaren bir yıl içinde vazgeçmesi nedeniyle iznin iptal edilmesi ve yatırılan bedellerin ve teminatın iptal tarihinden itibaren en geç üç ay içinde iadesinin talep edilmesi halinde; izin verilen saha içinde hiçbir noktada çalışma yapılmamış olması ve izin öncesi doğal yapının bozulmamış olmasının heyetçe düzenlenecek raporla tespiti ve bölge müdürlüğünce uygun görülmesi durumunda, arazi izin bedeli dışındaki bedeller ve teminat faizsiz olarak iade edilir." hükmünün, izin sahibinin hiçbir kusurundan kaynaklanmayan durumlar nedeniyle verilen izinden mecburi vazgeçme hallerini düzenlenmediği öne sürülmektedir.
Dava konusu Yönetmelik maddesinde, izin sahibinin kesin izinden vazgeçtiğini bildirmesi halinde bile alınan bedellerin ve teminatın iadesine ilişkin düzenleme yapılmış olmasına karşın, izin sahibinin kusur ve/veya ihmali bulunmamasına rağmen, başka bir ifadeyle idarenin yükümlülüklerini yerine getirmemesi nedeniyle iznin iptal edildiği durumlarla ilgili olarak herhangi bir düzenleme yapılmadığı görülmektedir.
Bu durumda, izin sahibinin kusur ve/veya ihmali olmaksızın davalı idarece yerine getirilmesi gereken yükümlülüklerin yerine getirilmemiş olmasına bağlı olarak gerçekleşen izin iptaline ilişkin durumlar göz önünde bulundurulmaksızın, hukuki güvenlik ve belirlilik ilkelerine aykırı olarak yapılan dava konusu düzenlemede hukuka uyarlık bulunmamaktadır.
Açıklanan nedenlerle, dava konusu Yönetmelik maddesinin iptaline karar verilmesi gerektiği, düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Sekizinci Dairesince duruşma için taraflara önceden bildirilen 06/04/2022 tarihinde, davacı vekili Av. … 'nun ve davalı Tarım ve Orman Bakanlığı vekili Av. … 'in ve davalı Orman Genel Müdürlüğü vekili Av. … 'nun geldiği, Danıştay Savcısının hazır olduğu görülmekle, açık duruşmaya başlandı. Taraflara usulüne uygun olarak söz verilerek dinlendikten ve Danıştay Savcısının düşüncesi alındıktan sonra taraflara son kez söz verilip, duruşma tamamlandı. Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:
HUKUKİ SÜREÇ :
Dava, 18/04/2014 tarih ve 28976 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanan Orman Kanununun 16. Maddesinin Uygulama Yönetmeliği'nin 23. maddesinin 3/a bendinin iptali istemiyle açılmıştır.
Orman Kanunu'nun 16. Maddesinin Uygulama Yönetmeliği, 6831 sayılı Orman Kanunu'nun 16. maddesine dayanılarak hazırlanmıştır.
İNCELEME VE GEREKÇE:
İlgili Mevzuat:
Türkiye Cumhuriyeti Anayasa'nın 124. maddesinde; Cumhurbaşkanı, bakanlıklar ve kamu tüzelkişileri, kendi görev alanlarını ilgilendiren kanunların ve Cumhurbaşkanlığı Kararnamelerinin uygulanmasını sağlamak üzere ve bunlara aykırı olmamak şartıyla, yönetmelikler çıkarabilecekleri kuralı yer almıştır, "Ormanların korunması ve geliştirilmesi" başlıklı 169. maddesine ise "Devlet, ormanların korunması ve sahalarının genişletilmesi için gerekli kanunları koyar ve tedbirleri alır. Yanan ormanların yerinde yeni orman yetiştirilir, bu yerlerde başka çeşit tarım ve hayvancılık yapılamaz. Bütün ormanların gözetimi Devlete aittir. Devlet ormanlarının mülkiyeti devrolunamaz. Devlet ormanları kanuna göre, Devletçe yönetilir ve işletilir. Bu ormanlar zamanaşımı ile mülk edinilemez ve kamu yararı dışında irtifak hakkına konu olamaz.
Ormanlara zarar verebilecek hiçbir faaliyet ve eyleme müsaade edilemez. Ormanların tahrip edilmesine yol açan siyasi propaganda yapılamaz; münhasıran orman suçları için genel ve özel af çıkarılamaz. Ormanları yakmak, ormanı yok etmek veya daraltmak amacıyla işlenen suçlar genel ve özel af kapsamına alınamaz.
Orman olarak muhafazasında bilim ve fen bakımından hiçbir yarar görülmeyen, aksine tarım alanlarına dönüştürülmesinde kesin yarar olduğu tespit edilen yerler ile 31/12/1981 tarihinden önce bilim ve fen bakımından orman niteliğini tam olarak kaybetmiş olan tarla, bağ, meyvelik, zeytinlik gibi çeşitli tarım alanlarında veya hayvancılıkta kullanılmasında yarar olduğu tespit edilen araziler, şehir, kasaba ve köy yapılarının toplu olarak bulunduğu yerler dışında, orman sınırlarında daraltma yapılamaz. " hükmü mevcuttur.
6831 sayılı Orman Kanunu'nun 16. maddesinde; "(Değişik birinci fıkra: 10/6/2010-5995/19 md.) Devlet ormanları içinde maden aranması ve işletilmesi ile madencilik faaliyeti için zorunlu; tesis, yol, enerji, su, haberleşme ve altyapı tesislerine, fon bedelleri hariç, bedeli alınarak Çevre ve Orman Bakanlığınca izin verilir. Ancak, temditler dahil ruhsat süresince müktesep haklar korunmak kaydı ile Devlet ormanları sınırları içindeki tohum meşcereleri, gen koruma alanları, muhafaza ormanları, orman içi dinlenme yerleri, endemik ve korunması gereken nadir ekosistemlerin bulunduğu alanlarda maden aranması ve işletilmesi, Çevre ve Orman Bakanlığının muvafakatine bağlıdır. Genel bütçe kapsamındaki kamu idarelerinin; baraj, gölet, liman ve yol gibi yapılarda dolgu amaçlı kullanacağı her türlü yapı hammaddesi üretimi için yapacağı madencilik faaliyetleri ile zorunlu tesislerinden bedel alınmaz. Ruhsatname veya imtiyaz almış olanlarla, ruhsatname veya imtiyaz alacaklar, işe başlamadan evvel çalışma sahalarını orman idaresine haber vermeye ve ormana zarar gelebilecek hallerde, orman idaresinin göstereceği tedbirleri almaya ve yapmaya mecburdurlar.
(Ek fıkra: 26/5/2004-5177/34 md.) Madencilik faaliyetlerinin ve faaliyetlerle ilgili her türlü yer, yol, bina ile tesislerin hükmi şahsiyeti haiz amme müesseselerine ait ormanlarda veya özel ormanlarda yapılmak istenmesi halinde Çevre ve Orman Bakanlığınca izin verilebilir. Bu takdirde kullanım bedeli, kullanım süresi, yapılan bina ve tesislerin devri gibi hususlar genel hükümlere uygun olarak taraflarca tespit edilir.
(Ek fıkra: 10/6/2010-5995/19 md.) Madencilik faaliyetlerinin sona ermesi neticesinde idareye teslim edilen veya terk edilen doğal yapısı bozulmuş orman alanları rehabilite edilir. Rehabilite maksadı ile bu alanların orman yetiştirilmek üzere inşaat, yıkıntı ve hafriyat atıkları ile doldurularak ağaçlandırmaya hazır hale getirilmesi için büyükşehir mücavir alanlarında büyükşehir belediyelerine, diğer yerlerde ise il ve ilçe belediyelerine bedeli karşılığında izin verilebilir.
(Ek fıkra: 10/6/2010-5995/19 md.) Maddenin uygulanması ile ilgili tanım, şekil, şart ve esaslar yönetmelikle düzenlenir." hükmü yer almıştır.
6831 Sayılı Orman Kanunu'nun 16. maddesine dayanılarak dayanılarak hazırlanan ve 18/04/2014 tarihli ve 28976 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren Orman Kanununun 16 ıncı Maddelerinin Uygulama Yönetmeliği'nin "Tanımlar ve Kısaltmalar" başlıklı 3. maddesinin 1. fıkrasında, "Arazi izin bedeli: Verilen izinlerden orman idaresince alınacak kullanım bedelini" hükmü; 20. maddesinin 1. fıkrasının (b) bendinde; "Arazi izin bedeli: İzin alanının metrekaresi, cari yıl ağaçlandırma birim metrekare bedeli, bu Yönetmeliğin ekinde yer alan izin türü katsayısı Ek-1, ekolojik denge katsayısı Ek-2 ve il katsayısının Ek-3 çarpımlarının sonucu alınacak bedeldir." hükmüne yer verilmiş, Ek-1, Ek-2 ve Ek-3 de ise katsayı tabloları düzenlenmiş olup, "Teminat ve bedellerin iadesi" başlıklı 23. maddesinin 3. fıkrasının a bendinde, " İzin sahibinin kesin izin başlangıç tarihinden itibaren bir yıl içinde vazgeçmesi nedeniyle iznin iptal edilmesi ve yatırılan bedellerin ve teminatın iptal tarihinden itibaren en geç üç ay içinde iadesinin talep edilmesi halinde; izin verilen saha içinde hiçbir noktada çalışma yapılmamış olması ve izin öncesi doğal yapının bozulmamış olmasının heyetçe düzenlenecek raporla tespiti ve bölge müdürlüğünce uygun görülmesi durumunda, arazi izin bedeli dışındaki bedeller ve teminat faizsiz olarak iade edilir.." hükmüne yer verilmiştir.
Hukuki Değerlendirme:
Anayasanın 124. maddesi ve normlar hiyerarşisi bağlamında, bir yasa hükmüne dayalı olarak hazırlanan yönetmelikler ile yasa hükümlerine açıklık getirilmesi ve yasa hükümlerinin uygulamaya geçirilmesi amaçlanmaktadır.
Normlar hiyerarşisi kuramına göre; hukuk düzeni, farklı kademede yer alan Anayasa, kanun, tüzük, yönetmelik ve diğer düzenleyici işlemlerden oluşan birçok normu içermekte ve her norm geçerliliğini bir üst basamakta yer alan normdan almaktadır. Bu nitelikleri gereği, dayandıkları üst hukuk normlarına aykırı hüküm ihtiva etmeleri mümkün değildir. Diğer yandan, normlar hiyerarşisindeki düzenleme soyuttan somuta doğru kademeli bir sistem içermektedir.
Yasa koyucu düzenleyeceği konularda genel prensipleri belirler ve bunun uygulanmasını yürütmeye, bir başka ifadeyle idarelere bırakır. İdare Hukukunun temel ilkeleri uyarınca; idare tarafından, düzenleyici işlemler tesis edilirken, üst hukuk normlarına açıklık getirilmesi ve bu normlarca çizilen çerçeve içerisinde teknik detayların belirlenmesi, uygulamadaki belirsizliklerin giderilmesi amaçlanmalıdır.
Dava Konusu Yönetmeliğin İncelenmesi:
Orman Kanununun 16 ncı Maddesinin Uygulama Yönetmeliği’nin "Tanımlar ve Kısaltmalar" başlıklı 3. maddesinin e bendine ; Arazi bedeli: verilen izinlerden orman idaresince alınacak kullanım bedeli olarak tanımlanmış, “Teminat ve bedellerin iadesi“ başlıklı 23. Maddesinde, verilen kesin orman izinin sürenin dolması, izin sahibinin vazgeçmesi veya herhangi bir sebeple sona ermesi halinde; alınan bedeller iade edilmeyeceği, teminatın ise taahhüt senedinde belirtilen yükümlülüklerin yerine getirilmesi halinde iade edileceği, Aksi halde alınan teminat idarece irat kaydedileceği, ancak; istisnai olarak izin sahibinin kesin izin başlangıç tarihinden itibaren bir yıl içinde vazgeçmesi nedeniyle iznin iptal edilmesi ve yatırılan bedellerin ve teminatın iptal tarihinden itibaren en geç üç ay içinde iadesinin talep edilmesi halinde; izin verilen saha içinde hiçbir noktada çalışma yapılmamış olması ve izin öncesi doğal yapının bozulmamış olmasının heyetçe düzenlenecek raporla tespiti ve bölge müdürlüğünce uygun görülmesi durumunda, arazi izin bedeli dışındaki bedeller ve teminat faizsiz olarak iade edileceği düzenlemektedir.
6831 sayılı Orman Kanunu’nun 16. maddesinin 4. fıkrasında, Devlet ormanları içinde maden aranması ve işletilmesi ile madencilik faaliyeti için zorunlu; tesis, yol, enerji, su, haberleşme ve altyapı tesislerine, fon bedelleri hariç, bedeli alınarak Çevre ve Orman Bakanlığınca izin verileceği ve maddenin uygulanması ile ilgili tanım, şekil, şart ve esasların yönetmelikle düzenleneceği belirtilmiştir.
Dava konusu Yönetmelik maddesinde, kesin orman izinin sürenin dolması, izin sahibinin vazgeçmesi hallerinde alınan bedellerin ve teminatın iadesine ilişkin düzenleme yapılmış olmasına karşın, izin sahibinin kusur ve/veya ihmali bulunmamasına rağmen, başka bir ifadeyle idarenin yükümlülüklerini yerine getirmemesi nedeniyle iznin iptal edildiği durumlarla ilgili olarak herhangi bir düzenleme yapılmamıştır. İzin sahibinin kusur ve/veya ihmali olmaksızın davalı idarece yerine getirilmesi gereken yükümlülüklerin yerine getirilmemiş olmasına bağlı olarak gerçekleşen izin iptaline ilişkin hallerin göz önünde bulundurulması hukuki güvenlik ve belirlilik ilkeleri gereği zorunluluktur.
Bu durumda, dava konusu Yönetmelik hükmü, eksik düzenleme niteliğinde olduğundan, hukuka uyarlık bulunmadığı sonucuna ulaşılmıştır.
KARAR SONUCU:
Açıklanan nedenlerle;
1. Dava konusu 18/04/2014 tarih ve 28976 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanan Orman Kanununun 16. Maddesinin Uygulama Yönetmeliği'nin 23. maddesinin 3/a bendinin İPTALİNE,
2. Ayrıntısı aşağıda gösterilen toplam … TL yargılama giderinin davalı idareden alınarak davacıya verilmesine,
3. Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca … TL vekâlet ücretinin davalı idareden alınarak davacıya verilmesine,
4. Posta giderleri avansından artan tutarın kararın kesinleşmesinden sonra istemi halinde davacıya iadesine,
5. Bu kararın tebliğ tarihini izleyen 30 (otuz) gün içerisinde Danıştay İdari Dava Daireleri Kuruluna temyiz yolu açık olmak üzere,
06/04/2022 tarihinde oyçokluğu ile karar verildi.
KARŞI OY:
(X)- Dava, 18/04/2014 tarih ve 28976 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanan Orman Kanununun 16. Maddesinin Uygulama Yönetmeliği'nin 23. maddesinin 3/a bendinin iptali istemiyle açılmıştır.
Anayasa'nın 124. maddesinde; Cumhurbaşkanı, bakanlıklar ve kamu tüzelkişileri, kendi görev alanlarını ilgilendiren kanunların ve Cumhurbaşkanlığı kararnamelerinin uygulanmasını sağlamak üzere ve bunlara aykırı olmamak şartıyla, yönetmelikler çıkarabilecekleri kuralı yer almıştır. Anayasanın aktarılan hükmü ve normlar hiyerarşisi bağlamında, bir yasa hükmüne dayalı olarak hazırlanan yönetmelikler ile yasa hükümlerine açıklık getirilmesi ve yasa hükümlerinin uygulamaya geçirilmesi amaçlanır.
Yasa koyucu düzenleyeceği konularda genel prensipleri belirler ve bunun uygulanmasını yürütmeye, bir başka ifadeyle idarelere bırakır. İdare Hukukunun temel ilkeleri uyarınca; idare tarafından, düzenleyici işlemler tesis edilirken, üst hukuk normlarına açıklık getirilmesi ve bu normlarca çizilen çerçeve içerisinde teknik detayların belirlenmesi, uygulamadaki belirsizliklerin giderilmesi amaçlanmalıdır.
Orman Kanunun 16. maddesinde; "Devlet ormanları içinde maden aranması ve işletilmesi ile madencilik faaliyeti için zorunlu; tesis, yol, enerji, su, haberleşme ve altyapı tesislerine, fon bedelleri hariç, bedeli alınarak Çevre ve Orman Bakanlığınca izin verileceği, yine madencilik faaliyetlerinin ve faaliyetlerle ilgili her türlü yer, yol, bina ile tesislerin hükmi şahsiyeti haiz amme müesseselerine ait ormanlarda veya özel ormanlarda yapılmak istenmesi halinde Çevre ve Orman Bakanlığınca izin verileceği, kullanım bedeli, kullanım süresi, yapılan bina ve tesislerin devri gibi hususlar genel hükümlere uygun olarak taraflarca tespit edileceği ve maddenin uygulanması ile ilgili tanım, şekil, şart ve esasların yönetmelikle düzenleneceği" hükme bağlanmış, bu maddeye dayanılarak çıkartılan Orman Kanununun 16. Maddesinin Uygulama Yönetmeliği'nin dava konusu edilen "Teminat ve bedellerin iadesi" başlıklı 23. maddesinin 3. fıkrasının a bendinde, " İzin sahibinin kesin izin başlangıç tarihinden itibaren bir yıl içinde vazgeçmesi nedeniyle iznin iptal edilmesi ve yatırılan bedellerin ve teminatın iptal tarihinden itibaren en geç üç ay içinde iadesinin talep edilmesi halinde; izin verilen saha içinde hiçbir noktada çalışma yapılmamış olması ve izin öncesi doğal yapının bozulmamış olmasının heyetçe düzenlenecek raporla tespiti ve bölge müdürlüğünce uygun görülmesi durumunda, arazi izin bedeli dışındaki bedeller ve teminat faizsiz olarak iade edilir.." hükmünün üst hukuk normlarına açıklık getirilmesi ve bu normlarca çizilen çerçeve içerisinde teknik detayların belirlenmesi, uygulamadaki belirsizliklerin giderilmesi amacını taşığı anlaşılan dava konusu düzenlemenin hukuka aykırı olmadığı sonucuna ulaştığımdan dava konusu düzenleyici işlemin eksik düzenleme mahiyetinde olduğu sonucuna varılamayacağı görüşüyle çoğunluk kararına katılmıyorum.
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.