Abaküs Yazılım
13. Hukuk Dairesi
Esas No: 2017/7240
Karar No: 2020/460
Karar Tarihi: 22.01.2020

Yargıtay 13. Hukuk Dairesi 2017/7240 Esas 2020/460 Karar Sayılı İlamı

13. Hukuk Dairesi         2017/7240 E.  ,  2020/460 K.

    "İçtihat Metni"



    ... vekili avukat ... ile 1-..., 2-... vekili avukat ... aralarındaki dava hakkında ... 20. Asliye Hukuk Mahkemesinden verilen 25/05/2015 tarih ve 2013/83-2015/219 sayılı hükmün Dairemizin 21/03/2017 tarih ve 2015/39653-2017/3435 sayılı ilamıyla bozulmasına karar verilmişti. Süresi içinde davalı-... avukatınca kararın düzeltilmesi istenilmiş olmakla dosya incelendi, gereği konuşuldu.

    KARAR

    Davacı, avukat olduğunu, 09/11/2009 tarihli vekalet ile davalı ... tarafından vekil olarak yetkilendirildiğini, bu vekaletname ile davalı ..."ye ait ... 6. Asliye Hukuk Mahkemesi"nin 2010/243 Esas 2012/447 Karar sayılı dosyasını takip ettiğini, söz konusu dosyaya ilişkin üzerine düşen sorumluluğunu yerine getirdiğini, ancak davalıların haberi olmaksızın 07/06/2012 tarihinde karşılıklı dosyadan feragat ettiklerini, ihtarına rağmen akdi ve karşı yan ücretinin ödenmediğini ve tarafların sulh nedeniyle ödenmeyen ücretinden müteselsilen sorumlu olduklarını ileri sürerek; 81.101,60 TL vekalet ücretinin 01/11/2012 tarihi itibariyle işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsilini istemiş, ıslah ile alacağını toplam 111.847,29 TL"ye yükseltmiştir.
    Davalılar, davanın reddini dilemişlerdir.
    Mahkemece, davanın kısmen kabul kısmen reddine dair verilen ilk karar davacı ve davalılardan ... tarafından temyiz edilmiş; hüküm, Dairemizin 21.3.2017 gün 2015/39653 esas, 2017/3435 karar sayılı ilamı ile davalı ..."nün tüm temyiz itirazları red edilmiş, davacının ise sair temyiz itirazları red edilerek akdi ücretin belirlenmesinde dava değerinin esas alınması gerektiği gerekçesiyle bozulmuş; bu kez de davalı ... karar düzeltme isteminde bulunmuştur.
    1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre davalı ..."nün aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair karar düzeltme itirazlarının reddi gerekir.
    2-Davacı, avukat olduğunu, eldeki dava ile müvekkili olan davalı ... adına diğer davalıya karşı men-i müdahale, ecrimisil ve taşınmaz teslimini içeren dava açtığını, ancak tarafların anlaştığını ve davanın feragat ile sonuçlandığını ileri sürerek, akdi ve karşı yan vekalet ücretinin davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsilini istemiştir. Mahkemece, 28.8.2014 tarihli heyet raporuna itibar ile tarafların sulh olduğu kabul edilerek akdi ücret için davaya devam edilseydi ilgili davanın davalısı ... lehine çıkabilecek değere göre %10 üzerinden 9.252,00 TL ücret belirlenmiş, karşıyan ücretinin ise ilgili dosyada hüküm altına alınan 40.550,80 TL olduğu belirtilmiş ve ödenen 2.955,55 TL düşülerek toplam 46.847,25 TL"nin davalılarca müştereken ve müteselsilen ödemesine karar verilmiştir. Verilen kararın davacı ve davalılardan ... tarafından temyizi üzerine Dairemizce 21.3.2017 gün 2015/39653 esas, 2017/3435 karar sayılı ilamı ile davalı ..."nün tüm temyiz itirazları red edilmiş, davacının ise sair temyiz itirazları red edilerek akdi ücretin belirlenmesinde dava değerinin esas alınması gerektiği gerekçesiyle bozulmuştur. Dairemizce yapılan bu bozma ile, hem akdi hemde yasal vekalet ücretinden davalı ..."nünde sorumlu tutulmasının yerinde görüldüğü, kararın yalnızca akdi ücretin hesaplama biçimi yönünden bozulduğu anlaşılmaktadır.
    Hemen belirtilmelidir ki; kural olarak sonradan yürürlüğe giren yasa hükümlerinin ve İçtihadı Birleştirme Kararlarının kazanılmış hak (usulü müktesep hak) ilkesinin 28.06.1960 tarihli, 21/9 Sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı gereğince istisnai niteliği gereği kesin hüküm halini almamış eldeki davalarda da gözetilmesi ve uygulanması gerekeceği tartışmasızdır.
    Yargıtay İçtihatı Birleştirme Büyük Genel Kurulu tarafından 05.10.2018 tarihinde 2017/6 esas,2018/9 karar sayılı ilamla " İçtihadı birleştirmenin konusu, Avukatlık Kanunu’nun 165. maddesinde yer alan ücret dolasıyla müteselsil sorumluluk hallerinden olan sulh veya her ne suretle olursa olsun taraflar arasında anlaşma ile sonuçlanan ve takipsiz bırakılan işlerde karşı tarafın avukatı lehine her iki tarafın müteselsil olarak ödenmesinden sorumlu olacağı avukatlık ücreti kapsamına avukat ile iş sahibi arasında yapılan ücret sözleşmesine göre avukata ödenmesi gereken akdi vekalet ücretinin girip girmediği hususudur.... Avukatlık bir kamu hizmeti olmakla birlikte ücret karşılığında müvekkiline hukuksal yardım hizmeti sunan avukat ile iş sahibi/müvekkili arasındaki ilişki bir özel hukuk ilişkisidir...Özel hukukta, bir borç ilişkisinden doğan alacak hakkı da nisbi hak niteliğindedir. Böyle olunca alacak hakkı ancak o borç ilişkisi nedeniyle borçlu olan kişi ya da kişilere karşı ileri sürülebilir, yargısal kararlarda ve doktrinde borç ilişkilerinin nisbiliği ilkesi denilen bu ilke uyarınca sözleşmeler kural olarak yalnızca sözleşmenin tarafları bakımından hüküm ve sonuç doğururlar.... Akdi vekalet ücretinin iş sahibi ile hasmın müteselsil sorumluluğu kapsamında bulunduğunun kabul edilmesi hukuk güvenliği ilkesini zedeleyecektir. Ayrıca vekalet ücreti avukatın yaptığı hukuki yardımın karşılığı olan bir meblağ veya değeri ifade ettiği halde avukattan hiçbir hukuki yardım almayan hasmın, karşı yanın yaptığı sözleşmeden doğan vekalet ücreti nedeniyle onun avukatı lehine müteselsilen sorumlu tutulması, avukatlık ücretinin mahiyet ve amacına da uygun değildir. Tarafların aralarındaki dava ve uyuşmazlığı sulh ile sonuçlandırmaları her şeyden önce dava açılmakla bozulan toplumsal barış ve huzurun yeniden tesis edilmesini sağladığı gibi tarafların bir an önce hak ve alacaklarına kavuşmasını da temin etmektedir. Nitekim 01.10.2011 tarihinde yürürlüğe giren HMK"nın 140/2. maddesinde hakimin tarafları sulhe davet edeceği düzenlenerek sulh teşvik edilmiştir. Böyle olunca, usul hukuku bakımından bu kadar önemli bir müessesenin önüne sözleşmenin tarafı olmayan kişinin akdi vekalet ücretinden sorumlu tutulması şeklindeki bir engelin konulması da doğru olmayacaktır....Hal böyle olunca, Avukatlık Kanunu"nun 165. maddesinde düzenlenen "ücret dolasıyla müteselsil sorumluluk" hallerinden olan "sulh veya her ne suretle olursa olsun taraflar arasında anlaşmayla sonuçlanan ve takipsiz bırakılan işlerde" karşı tarafın avukatı lehine her iki tarafın müteselsil olarak ödenmesinden sorumlu olacağı avukatlık ücreti kapsamına avukat ile iş sahibi arasında yapılan ücret sözleşmesine göre avukata ödenmesi gereken "akdi vekalet ücretinin" dahil olmadığı sonuç ve kanaatine varılmıştır." şeklinde karar verilmiş olup, somut olaya ilişkin çıkan bu içtihadı birleştirme kararına göre, davalı ..."nün davacının hak ettiği akdi vekalet ücretinden sorumlu olmayacağının kabulü gerekir. Bu nedenle davalı ..."nün bu yöne ilişkin karar düzeltme isteminin kabulü ile, Dairemizin 21.3.2017 tarih ve 2015/39653 Esas 2017/3435 Karar sayılı bozma ilamının kısmen kaldırılarak mahkeme hükmünün davacı yararına bozulmasının yanında yukarıda açıklanan nedenle davalı ... yararına da bozulmasına karar verilmesi gerekmiştir.
    SONUÇ: Yukarıda birinci bentte açıklanan nedenlerle davalı ..."nün sair karar düzeltme taleplerinin reddine, ikinci bentte açıklanan nedenlerle karar düzeltme talebinin kabulü ile Dairemizin 21.3.2017 tarih ve 2015/39653 Esas 2017/3435 Karar sayılı “bozma” ilamının kısmen kaldırılmasına, temyiz edilen hükmün yukarıda yazılı gerekçe ile davalı ... yararına BOZULMASINA, peşin alınan harcın davalı-..."ye iadesine, 22/01/2020 gününde oybirliğiyle karar verildi.


    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi