19. Hukuk Dairesi 2017/4166 E. , 2019/2469 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki birleşen itirazın iptali davalarının bozma kararına uyularak yapılan yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde asıl ve birleşen dosya davacısı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
- KARAR -
Davacı vekili, davacı banka ile dava dışı asıl borçlu arasında imzalanan kredi sözleşmesine davalıların kefil olduklarını, ... sayılı kredi borcunun ödenmemesi üzerine yapılan icra takibine haksız olarak itiraz ettiklerini belirterek, itirazın iptaline ve icra inkar tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalılar vekili, davanın reddini istemiştir.
Birleşen davada davacı vekili, davacı banka ile dava dışı asıl borçlu arasında imzalanan kredi sözleşmesine davalıların kefil olduklarını, ... ve ... sayılı kredi borcunun ödenmemesi üzerine yapılan icra takibine haksız olarak itiraz ettiklerini belirterek, itirazın iptaline ve icra inkar tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalılar vekili, davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, toplanan delillere göre, bilirkişi ek raporu için davacı vekiline verilen kesin sürede masraf yatırılmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, hüküm asıl ve birleşen dosya davacısı vekili tarafından temyiz edilmiş olup Dairemizin 08/03/2016 tarih, 2015/12980 E.- 2016/4215 K.sayılı ilamı ile “Mahkemece, 30/12/2014 tarihli duruşmada, bilirkişiden ek rapor alınması için 150,00 TL masraf yatırması yönünde davacı vekiline 1 haftalık kesin süre verildiği, davacı vekilinin süresinde 05/01/2015 tarihinde uyap ortamından masrafı yatırdığı anlaşılmakla yargılamaya devam edilmesi gerekirken yazılı gerekçe ile karar verilmesi doğru görülmemiştir. Kabule göre de, birleşen davalar bağımsızlıklarını korurlar. Bu nedenle her dava için ayrı ayrı gerekçe yazılması, harç, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin ayrı ayrı hüküm altına alınması gerekirken, anılan bu husus gözardı edilerek birleşen dava hakkında olumlu ya da olumsuz bir hüküm kurulmaması da doğru görülmemiş hükmün bozulması gerekmiştir.” gerekçesiyle bozulmuştur.
Mahkemece bozmaya uyularak yapılan yargılama neticesinde, davacının takip talebinde dayanmadığı belgelere itirazın iptali davasında dayanmakla ve takip talebinde borcun neden kaynaklandığı açık ve net bir şekilde şüpheye mahal vermeyecek ve borçlunun savunma hakkını kısıtlamayacak bir şekilde belirtilmemekle usule uygun bir takip olmadığı, itirazın iptali davalarının takibe sıkı sıkıya bağlı olduğu, davacının dava dilekçesinde takipte olmayan belgeleri ileri süremeyeceği gerekçesiyle, asıl ve birleşen davanın reddine karar verilmiş, hüküm asıl ve birleşen dosya davacısı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, kredi sözleşmesinden kaynaklanan alacağın tahsili için başlatılan icra takiplerine vaki itirazın iptaline yöneliktir. Mahkemece bozmaya uyularak bilirkişiden ek rapor alınmasına rağmen asıl dava dosyasındaki ... ve ... sayılı kredi borçlarının ödenmediğine ilişkin talep ile takip talebindeki dayanağın farklı olduğu gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş ise de, ret kararının gerekçesi yerinde değildir. ... 1. İcra Müdürlüğünün 2012/2844 E. sayılı icra dosyası asıl davanın dayanağını oluşturmakta olup takip talebinde takip alacağı olarak GKS, ihtarname, ve banka kayıtlarına dayanılmıştır. Aynı şekilde not olarak da “... 1. İcra Müdürlüğünün 2011/3878 E. sayılı takip dosyası ...riskler için açılmıştır” ibaresi düşülmüştür. Yine birleşen davanın dayanağını oluşturan icra takip dosyasında, takip dayanağı olarak ödeme emri, banka kayıtları ve sözleşme gösterilmiş olup ekinde de ihtarname ve sözleşme fotokopileri bulunmaktadır. Her iki takipte tahsilde tekerrür olmamak kaydıyla başlatılmıştır.
Alacağın taraflar arasında imzalanan kredi sözleşmesine dayanması karşısında mahkemece dayanak sözleşme bankadan getirtilmiş ve dosya içerisine alınmış olmakla taraflar arasında tek bir kredi sözleşmesi olduğu hususu sabit olmuştur. Bu aşamadan sonra mahkemece, salt yukarıda belirtilen kredi risk numaralarının takip talebinde yer almadığı gerekçesiyle “takibe sıkı sıkıya bağlılık” kuralına yanlış anlam yüklenerek yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiş ve hükmün bu nedenle bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün BOZULMASINA, peşin harcın istek halinde temyiz eden asıl ve birleşen dosya davacısına iadesine, 11/04/2019 gününde oybirliğiyle karar verildi.