5. Ceza Dairesi Esas No: 2012/14253 Karar No: 2014/140 Karar Tarihi: 08.01.2014
Tefecilik - Yargıtay 5. Ceza Dairesi 2012/14253 Esas 2014/140 Karar Sayılı İlamı
Özet:
Mahkeme, tefecilik suçuyla ilgili olarak verilen beraat kararını bozdu. Sanık, 5237 sayılı TCK'nın 241. maddesi uyarınca suçlu bulunmuştur. Bu maddeye göre, sadece bir kişiye ödünç para vermek bile tefecilik suçudur. Ayrıca, zincirleme suç hükümlerinin uygulanması ile birlikte mağdurun belirli bir kişi olmayan suçlarda da uygulanabileceği belirtilmiştir. Kararda bahsi geçen kanun maddeleri 5237 sayılı TCK'nın 241/1 ve 5377 sayılı Kanun'un 6. maddesi ve son fıkrasıdır.
5. Ceza Dairesi 2012/14253 E. , 2014/140 K.
"İçtihat Metni"
Tebliğname No : 5 - 2012/101909 MAHKEMESİ : Aydın 1. Asliye Ceza Mahkemesi TARİHİ : 24/01/2012 NUMARASI : 2009/1143 Esas, 2012/46 Karar SUÇ : Tefecilik
Mahalli mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle dosya incelenerek, gereği düşünüldü: 01/06/2005 tarihinde yürürlüğe giren 5237 sayılı TCK"nın 241. maddesinde tefecilik suçunun; "Kazanç elde etmek amacıyla başkasına ödünç para veren kişi, …" biçiminde tanımlandığı, bu düzenlemeye göre suçun oluşması için sanığın yalnızca bir kişiye ödünç para vermesi yeterli olup bu işi meslek haline dönüştürüp dönüştürmemesinin öneminin bulunmadığı, tefecilik suçunun ekonomi, sanayi ve ticarete ilişkin suçlar bölümü içerisinde yer aldığı, bu bölümünde topluma karşı suçlar kısmı içinde bulunduğu, aynı Yasanın 43/1. maddesi, suçun mağdurunun aynı kişi olmasını suçun zorunlu unsuru haline getirmiş iken, 08/07/2005 tarihinde yürürlüğe giren 5377 sayılı Kanunun 6. maddesi ile anılan madde ve fıkraya eklenen “Mağduru belli bir kişi olmayan suçlarda da bu fıkra hükmü uygulanır.” hükmü ile zincirleme suçun kapsamının genişletildiği ve mağduru aynı kişi olsun ya da olmasın son fıkrasındaki istisnalar dışında tüm suçlarda zincirleme suç hükümlerinin uygulanmasının mümkün hale getirildiği, bu nedenle suçun temadi ettiğinden ve birden fazla kişiye ödünç para verilmesinin tek suç oluşturduğundan bahsedilemeyeceği, ancak suçun zincirleme olarak işlenmesinin olanaklı olduğu anlaşılmakla; Öncelikle dava konusu olayda, vergi denetim raporunda yapılan tespitlere göre sanığın aynı suç tarihlerini kapsayan dönemde kazanç elde etmek için ödünç para verdiği belirtilen S. M.. ve S.. M..’in de tanık sıfatıyla ifadelerinin alınması, sanık ve tanık beyanlarında geçen tüm icra ve mahkeme dosyalarının getirtilmesi, denetime olanak verecek şekilde tespit edilecek suç tarihlerine göre sanığın kredi kartlarına ilişkin banka kayıtları üzerinde uzman bilirkişi marifetiyle inceleme yaptırılıp, kredi kartından nakit çekilerek borç verilip verilmediği, hayatın olağan akışına ve bilinen ticari kurallara göre faiz ödemesi bulunup bulunmadığı, bunun kredi kartı için bankaya ödenen komisyondan daha yüksek olup olmadığı konularında rapor aldırılması, ayrıca beyanlar arasındaki çelişkiler üzerinde durulması suretiyle hukuki durumunun tayin ve takdiri gerektiği gözetilmeden eksik inceleme ve yetersiz gerekçelerle yazılı şekilde beraet kararı verilmesi, Kanuna aykırı, katılan vekilinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükmün 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi de gözetilerek CMUK"nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 08/01/2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.