9. Hukuk Dairesi 2015/6509 E. , 2018/486 K.
"İçtihat Metni"......
DAVA : Davacı, kıdem tazminatı, ihbar tazminatı ile yıllık izin ücreti, fazla çalışma ücreti, hafta tatili ücreti, gelir vergisi iadesi ve sosyal yardım alacaklarının ödetilmesine karar verilmesini istemiştir.
Yerel mahkemece, davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Hüküm süresi içinde taraflar avukatlarınca temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
A) Davacı İsteminin Özeti:
Davacı vekili, müvekkilinin davalı firmada 02/03/2010 tarihinden iş akdinin feshedildiği 27/08/2013 tarihine kadar üretim donatım formeni olarak en son 1.836,00 TL. ücret ile çalıştığını, öğle yemeği verildiğini ve servis bulunduğunu, dini bayramlarda 75,00 TL. sosyal yardım yapıldığını, müvekkilinin davalı firmada sabah 08:00 akşam 21:00’a kadar bazen de 24:00 a kadar çalıştığını,..... günleri de aynı koşullarda çalıştığını, milli ve dini bayramların son iki günü çalıştığını, davalı firmaya müfettişler geldiğinde fazla çalışma ücretlerinin bir kısmının ödendiğini, müvekkiline hak ettiği bakiye fazla çalışma ücretlerinin ödenmediği gibi milli ve dini bayram alacaklarının da ödenmediğini, personel yönetmeliğine göre yılda 3 kere yiyecek yardımı yapıldığını, müvekkilinin 2011 yılında formen olduğunu ve maaşında iyileştirme yapılacağının söylendiğini ancak iyileştirme zammının yapılmadığını, gelir vergisi kesintilerinin ödenmediğini ileri sürerek; kıdem tazminatı, ihbar tazminatı, fazla çalışma ücreti, hafta tatili ücreti, genel tatil ücreti, yıllık izin ücreti, gelir vergisi iadesi ve sosyal yardım alacağının tahsilini istemiştir.
B) Davalı Cevabının Özeti:
Davalı vekili, 6100 sayılı HMK’ya göre talep konusunun miktarı taraflar arasında tartışmasız ise veya açıkça belirli ise kısmi dava açılamayacağını, davacının 02.03.2010-12.09.2013 tarihleri arasında davalı işyerinde çalıştığını, işyerinde yemek verildiğini ve servis sağlandığını, başkaca sosyal yardım olmadığını, iş akdinin 12.09.2013 tarihi itibariyle haklı nedenle feshedildiğini, çalışma saatlerinin 08:00-18:00 arasında olduğunu ve fazla çalışma olmadığını, kart basma kayıtlarını sunduklarını, davacının yıllık izin haklarını fazlasıyla kullandığını, gelir vergisi talebinin yasal dayanağı olmadığını savunarak davanın reddini istemiştir.
C) Yerel Mahkeme Kararının Özeti
Mahkemece, toplanan kanıtlar ve bilirkişi raporuna dayanılarak davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
D) Temyiz:
Kararı taraf vekilleri temyiz etmiştir.
E) Gerekçe:
1-Dosyadaki yazılara, toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre, davalının tüm davacının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir.
2- 3218 sayılı Serbest Bölgeler Kanunu"nun geçici 3. maddesinin değişik 2. fıkrasına göre getirilen muafiyet sonucunda, işçinin ücretinden kesilen gelir vergisinin işçiye ödenip ödenmeyeceği taraflar arasında uyuşmazlık konusudur.
5810 Sayılı Kanun"un 7. Maddesi ile değiştirilen ve 01.01.2009 tarihinden geçerli olmak üzere yürürlüğe giren 3218 sayılı Serbest Bölgeler Kanunu"nun geçici 3. Maddesinde bu bölgelerde üretilen ürünlerin ..... bedelinin en az %85"ini yurtdışına ihraç eden mükelleflerin istihdam ettikleri personele ödedikleri ücretlerin gelir vergisinden müstesna olduğu ve bu oranı %50"ye kadar indirmeye ve kanuni seviyesine kadar yükseltmeye Bakanlar Kurulu"nun yetkili olduğu ve yıllık satış tutarı bu oranın altında kalan mükelleflerden zamanında tahsil edilmeyen vergilerin cezasız olarak gecikme zammı ile birlikte tahsil edileceği belirtilmiştir. İstisna uygulamasından yararlanan mükelleflerin yurtdışı ihracat tutarının toplam satış tutarına oranının %85 veya üzerinde gerçekleştiğini, faaliyet raporu ile tespit edilmesi halinde vergi dairesince tescil edilen verginin terkin edileceği ve öte yandan serbest bölgede üretim faaliyetinde bulunan işletmelerde çalıştırılan ve yıl içerisinde gelir vergisi tevkifatı yapılmış olan işçilerin de işverenin yılsonu itibariyle ürettikleri ürünlerin %85"ini yurtdışına ihraç etme şartını gerçekleştirmesi halinde gelir vergisi istisnasından yararlanabileceği belirtilmiştir.
Bu yasa maddelerine dayanılarak Maliye Bakanlığı tarafından çıkanları 1 seri nolu 3218 Sayılı Serbest Bölgeler Kanunu tebliğinde ise, işverenin gerekli koşulları yerine getirmesi halinde yıl içinde verilen muhtasar beyannameler üzerinden hesaplanan ve ödenen ücretlere ilişkin gelir vergisi tevkifat tutarları, bu tebliğ ile belirlenen koşullar ile ilgili vergi dairesi tarafından 213 sayılı kanun hükümlerine göre düzeltme işlemi yapılarak mükellefe ret ve iade edilecektir, düzenlemesi getirilmiştir.
Yasal düzenlemelere ve usule bakıldığında; serbest bölgede faaliyet gösteren üretici işverenin, işçilerin ücretlerinden gerekli gelir vergisi kesintisini yapması, bunu bağlı bulunduğu vergi dairesine beyan etmesi, beyan edilen bu verginin tecili ve işverenin yeminli mali müşaviri tarafından hazırlanan raporla kanunda aranan koşulları sağladığının tespiti halinde, bu verginin düzeltme fişi ile terkin edilmesi gerekmektedir.
Terkinle sonuçlanan bu süreçte kesinti ve terkin konusu bu gelir vergisi üzerinde, işverenin mi yoksa işçinin mi hakkının olduğu sorusu ile karşılaşılmaktadır.
213 Sayılı Vergi Usul Kanunun 8. Maddesine göre aynı zamanda vergi sorumlusu sıfatını taşıyan işveren, işçiye ödeyeceği ücretten devlete ait gelir vergisini keser ve bu kesintiyi devlete yine kendisinin verdiği bir muhtasar beyanname ile öder. Görüldüğü üzere devletle ücretli işçi arasındaki ilişkide işverenin rolü, işçiye ait ücretten kesilen verginin devlete aktarılması işindeki bir aracılıktan ibarettir. Bu ilişkide işçi gelir vergisi mükellefi, işveren ise bu verginin beyanı ve tahsili ile görevli vergi sorumlusudur. Bu ilişki çerçevesinde vergi sorumlusunun işçiden kesilen gelir vergisi üzerinde hiçbir hak sahipliği bulunmamakta, sadece kesilen bu tutarı doğru bir biçimde beyan ve vergi dairesi veznesine intikal ettirme görevi yerine getirilmektedir.
Uyuşmazlık, vergi dairesinin yaptığı herhangi bir işlemden değil, vergi dairesince işverene ret ve iadesi yapılan işçi ücretinden kesilen gelir vergisi tutarının işçiye mi işverene mi ait olduğudur. Dolayısıyla uyuşmazlığın tarafları işçi ve işverendir. Nitekim yukarıda yer verilen genel tebliğ hükümleri gereği işveren tarafından kesilen vergi tutarı YMM raporuyla işverenin teşvik kapsamında olduğunun belirlenmesine kadar yine işveren uhdesinde kalmakta, rapor olumluysa vergi dairesine hiç intikal etmeksizin düzeltme işlemiyle reddedilmektedir. YMM raporuna göre işverenin teşvik kapsamında olmadığının anlaşılması halinde ise bu tutar gecikme zammı ile beraber vergi dairesine yatırıldığından işçinin de işverene yöneltebileceği bir talep hakkı kalmamaktadır.
İstisna uygulamasından yararlanan mükelleflerin yurt dışı ihracat tutarının toplam satış tutarına oranı, %85 veya üzerinde gerçekleştiğinin YMM faaliyet raporu ile tespit edilmesi halinde, vergi dairesince tecil edilen vergi terkin edilecektir.
Öte yandan, serbest bölgede üretim faaliyetinde bulunan işletmelerde çalıştırılan ve yıl içinde gelir vergisi tevkifatı yapılmış olan işçi ücretleri de, işverenin yıl sonu itibarıyla ürettikleri ürünlerin % 85’ini yurt dışına ihraç etme şartını gerçekleştirmesi halinde, gelir vergisi istisnasından yararlanılabilecektir. 3218 sayılı Serbest Bölgeler Kanunu"nun lafzında dahi işçiden kesilen gelir vergisinin işverene aktarılacağı düzenlenmemişken, idari yazı ve işlemlerle böyle bir sonuca ulaşılması mümkün değildir.
Türkiye Cumhuriyeti Devletinde, vergi mevzuatına göre ücret ve benzeri alacaklar gelir vergisine tabidir. Bu nedenle, ücretin iş sözleşmesinde net olarak belirlenmesi vergi tahakkuk ettirilmeyeceği sonucunu doğurmamaktadır. Davacının vergi kesintisi alacağı talebinin dayanağı 3218 sayılı Serbest Bölgeler Kanunu"nun geçici 3. maddesi olup, bu maddede belirtilen koşulların gerçekleştiği takdirde işçinin ücretinden gelir vergisi kesilemeyeceği ortadadır. Ücretten kesilecek verginin, yukarıda ayrıntılı bir biçimde ifade edildiği üzere, mükellefi işçi olup, kanundaki koşulların gerçekleşmesi halinde muafiyetten yararlanacak olan da işçidir.
Tüm bu hususlar dikkate alındığında mahkemece vergi kesintisi alacağı talebinin reddine karar verilmesi isabetsizdir.
Yapılacak iş; talep dönemi açısından, 3218 sayılı Serbest Bölgeler Kanunu"nun geçici 3. maddesindeki koşulların gerçekleşip gerçekleşmediği araştırılarak, vergi iş ve işlemleri ile işçilik alacaklarının hesaplanmasında uzman bir bilirkişiden alınacak rapor ile sonuca gitmektir. Eksik araştırma ile yazılı şekilde karar verilmesi hatalıdır.
F) SONUÇ:
Temyiz olunan kararın, yukarıda yazılı sebepten dolayı BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 17.01.2018 tarihinde oyçokluğuyla karar verildi.
.....
K A R Ş I O Y
Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillere kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre, yerinde bulunmayan bütün temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan hükmün onanması gerektiğini düşündüğümden sayın çoğunluğun bozma düşüncesine katılmıyorum. 17.01.2018
.....