17. Ceza Dairesi Esas No: 2019/9804 Karar No: 2019/10477 Karar Tarihi: 11.09.2019
Hırsızlık - Yargıtay 17. Ceza Dairesi 2019/9804 Esas 2019/10477 Karar Sayılı İlamı
Özet:
Mahkeme, bir hırsızlık suçu ile suçlanan sanığın, tebligatın usulsüz bir şekilde yapıldığı gerekçesiyle mahkumiyet kararını temyiz etmesi üzerine, Sanığın bilinen son adresi MERNİS adresi kabul edilerek yapılan tebligatın usulsüz olduğunu ve hükümlülük şartlarının sağlanmadığını belirtmiştir. Bu nedenle, sanığın deneme süresi içinde kasıtlı bir suç işlediği gerekçesiyle hüküm açıklamasına karar verilmesi usulsüz olmuştur. 7201 sayılı Tebligat Kanunu'nun belirli maddeleri, gerçek kişilere yapılacak tebligatlar ile ilgili olarak iki aşamalı bir yöntemi benimsemiştir. Önce bilinen son adres esas alınarak normal tebligat çıkarılır, çıkarılan tebligatın bila tebliğ iade edilmesi halinde, adres kayıt sistemindeki adres bilinen son adres kabul edilerek tebligatın bu adrese yapılması gerektiği şerh düşülür.
17. Ceza Dairesi 2019/9804 E. , 2019/10477 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi SUÇ : Hırsızlık HÜKÜM : Mahkumiyet
Yerel mahkemece sanık hakkında hırsızlık suçundan verilen hüküm temyiz edilmekle, başvurunun süresi ve kararın niteliği ile suç tarihine göre dosya görüşüldü: 7201 sayılı Tebligat Kanunu"nun 10/2. madde ve fıkrasının, “Bilinen en son adresin tebligata elverişli olmadığının anlaşılması veya tebligat yapılamaması hâlinde, muhatabın adres kayıt sisteminde bulunan yerleşim yeri adresi, bilinen en son adresi olarak kabul edilir ve tebligat buraya yapılır.” hükmü ile gerçek kişilere yapılacak tebligat ile ilgili olarak iki aşamalı bir yöntem benimsenmiş olması karşısında, önce bilinen en son adres (Bilinen bir adres yoksa ya da bilinen en son adres ile adres kayıt sistemindeki adres aynı ise MERNİS adresi olduğu belirtilmeksizin adres kayıt sistemindeki adres) esas alınarak, Tebligat Kanunu"nun 21/1. maddesine göre normal tebligat çıkarılıp, çıkarılan tebligatın bila tebliğ iade edilmesi halinde, aynı Kanun"un 21/2. maddesi uyarınca adres kayıt sistemindeki adres bilinen en son adres olarak kabul edilerek, merci tarafından, tebligata, Tebligat Kanunu"nun 23/1-8 ve Tebligat Kanunu"nun Uygulanmasına Dair Yönetmeliğin 16/2. maddesi hükümlerine göre, “Tebligat çıkarılan adres muhatabın adres kayıt sistemindeki adresi olduğundan, tebliğ imkansızlığı durumunda, tebligatın, Tebligat Kanunu"nun 21/2. maddesine göre bu adrese yapılması” gerektiğine dair şerh düşülerek tebliğ işlemlerinin tamamlanması gerektiği gözetilmeksizin; adı geçen sanığın bilinen en son adresi esas alınarak Tebligat Kanunu"nun 21/1. maddesine göre çıkarılıp bila tebliğ iade edilen tebligatlar bulunmadığı halde doğrudan “Mernis Adresi” ibareleri ile çıkarılan ve merci tarafından Tebligat Kanunu"nun 23/1-8 ve Tebligat Kanununun Uygulanmasına Dair Yönetmeliğin 16/2. maddesi hükümleri kapsamında şerh düşülmeyen tebligatın, dağıtıcı tarafından, kendiliğinden, Tebligat Kanunu"nun 21/2. maddesi gereğince tebliğ edilmesinin usule aykırı olmasından dolayı, sanığın yokluğunda verilen ve doğrudan sanığın MERNİS adresine tebliğe çıkartılan 05/11/2013 tarihli hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına ilişkin 2013/456 Esas ve 2013/754 Karar sayılı kararın tebliğinin usulsüz olduğu, bu tebligata dayanılarak daha sonrasında da kesinleştirme işleminin yapıldığı anlaşılmakla, 05.11.2013 tarihli hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına ilişkin kararın kesinleşmediği, bu kararın usulüne uygun olarak kesinleşmemesi halinde denetim süresinin başlamasının da söz konusu olamayacağı ve 5271 sayılı CMK"nun 231/11. maddesi uyarınca hükmü açıklama koşullarının oluşmadığı gözetilmeden, sanığın deneme süresi içinde kasıtlı bir suç işlendiğinden bahisle yazılı biçimde hükmün açıklanmasına karar verilmesi,Bozmayı gerektirmiş, sanık ... müdafiinin temyiz nedeni bu bakımdan yerinde görülmüş olduğundan, diğer yönleri incelenmeyen hükmün açıklanan nedenlerle tebliğnameye aykırı olarak BOZULMASINA, 11/09/2019 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.