Esas No: 2020/1672
Karar No: 2022/1587
Karar Tarihi: 06.04.2022
Danıştay 3. Daire 2020/1672 Esas 2022/1587 Karar Sayılı İlamı
Danıştay 3. Daire Başkanlığı 2020/1672 E. , 2022/1587 K."İçtihat Metni"
T.C.
D A N I Ş T A Y
ÜÇÜNCÜ DAİRE
Esas No : 2020/1672
Karar No : 2022/1587
TEMYİZ EDEN (DAVALI) : … Vergi Dairesi Müdürlüğü/…
VEKİLİ : Av. …
KARŞI TARAF (DAVACI) : … Yapı Hafriyat İnşaat Sanayi ve Ticaret Limited Şirketi
İSTEMİN KONUSU: Danıştay Üçüncü Dairesinin bozma kararı uyarınca davayı yeniden inceleyen … Bölge İdare Mahkemesi … Vergi Dava Dairesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının aleyhe olan hüküm fıkrasının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.
YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: Davacı adına, komisyon karşılığı sahte fatura düzenlediği yolundaki tespitleri içeren vergi tekniği raporunun done alındığı takdir komisyonu kararı uyarınca 2014 yılının tüm dönemleri için re'sen salınan geçici vergi ile tekerrür hükümleri uygulanmak suretiyle artırılarak kesilen üç kat vergi ziyaı cezasının kaldırılması istemine ilişkindir.
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: Hakkında düzenlenen … tarih ve … sayılı sayılı Vergi Tekniği Raporu tebliğ edilmediğinden, davacının hangi suç ile isnad edildiğini öğrenme ve bu duruma göre savunma yapma hakkı engellendiği gerekçesiyle dava konusu vergi ve cezalar kaldırılmıştır.
Bölge İdare Mahkemesi kararının özeti: Davacının gerçek faaliyetinin bulunmadığı, düzenlediği belgelerin sahte olduğu tespit edildikten sonra, mükerrer vergilendirmeyi önlemek amacıyla, ilgili yıla ilişkin beyanı üzerine tahakkuk ettirilen fiktif verginin terkin edilmesi ya da fiktif verginin, sahte fatura düzenleme nedeniyle tespit edilen tarh matrahı üzerinden hesaplanan vergiden mahsubu gerektiği, davacı tarafından dava konusu dönemlerde beyan ve tahakkuk ettirilen ödenecek fiktif vergilerin, re'sen tarhı gereken vergilerin hesabında dikkate alınmadığı gibi beyan edilen vergilerin terkin edildiği yönünde herhangi bir bilgi ve belge bulunmadığı da dikkate alındığında, davacı adına komisyon geliri nedeniyle yapılan tarhiyattan, beyan edilen ödenecek vergiler düşülerek vergilendirmeye gidilmesi gerekirken, bu husus göz ardı edilerek gerçekleştirilen tarhiyatın, beyan ve tahakkuk ettirilen ödenecek vergilere ilişkin kısmının mükerrer olduğu sonucuna varıldığı, mahsup süresi geçen geçici verginin aranmayacağı, geçici verginin yıllık vergiye mahsuben alınan peşin bir vergi olması nedeniyle dava konusu dönemlere ilişkin olarak yol açılan geçici vergi kaybından dolayı bir kat vergi ziyaı cezası uygulanabileceğinden, bir katı aşan kısmında hukuka uyarlık bulunmadığı gerekçesiyle istinaf başvurusu söz konusu hüküm fıkraları yönünden reddedilmiştir.
Davacı şirketin adına tanzim edilen vergi tekniği raporundaki tespitler, gerçek bir emtia teslimi ve hizmet ifası olmaksızın komisyon karşılığında fatura düzenlediğini gösterdiğinden %2 komisyon geliri esas alınarak yapılan vergilendirmede hukuka aykırılık görülmediği, geçici verginin yıllık vergiye mahsuben alınan peşin bir vergi olması nedeniyle dava konusu dönemlere ilişkin olarak yol açılan geçici vergi kaybından dolayı bir kat vergi ziyaı cezası kesilebileceği ve 2013 yılının Nisan dönemine ilişkin gelir (stopaj) beyannamesi nedeniyle kesilen ve 17/07/2013 tarihinde tebliğ edilerek kesinleşen vergi ziyaı cezasının tekerrüre esas alınabileceği gerekçesiyle Vergi Mahkemesi kararının; tekerrür hükümleri uygulanmak suretiyle artırılan geçici vergi aslının bir katı tutarındaki vergi ziyaı cezasının, önceden beyan ve tahakkuk ettirilen vergilerden kaynaklanan haricindeki kısmına ilişkin hüküm fıkralarına yöneltilen istinaf başvurusu kabul edilerek, Vergi Mahkemesi kararının değinilen kısmı kaldırıldıktan sonra dava bu hüküm fıkraları yönünden reddedilmiştir.
TEMYİZ EDENİN İDDİALARI : İhbarnamelerde geçici vergi asılları faiz hesabında dikkate alınmak üzere zorunlu olarak belirtilmesine rağmen geçici vergi asıllarının aranmayacağının da belirtildiği, vergi ziyaına 213 sayılı Vergi Usul Kanunu'nun 359. maddesi nedeniyle sebebiyet verildiğinden üç kat ceza uygulanması gerektiği ileri sürülerek kararın aleyhe olan hüküm fıkrasının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.
KARŞI TARAFIN SAVUNMASI : Savunma verilmemiştir.
DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ …'IN DÜŞÜNCESİ: Temyiz isteminin beyan ve tahakkuk ettirilen vergilere ilişkin hüküm fıkrası yönünden kabulü gerektiği düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Üçüncü Dairesince, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra işin gereği görüşüldü:
İNCELEME VE GEREKÇE:
MADDİ OLAY :
Davacı şirketin 2014 yılına ilişkin işlemlerinin incelenmesi sonucu komisyon karşılığında sahte fatura düzenlediği ve bu yolla elde ettiği kazancını beyan dışı bıraktığı yolunda düzenlenen vergi tekniği raporunun done alındığı takdir komisyonu kararı uyarınca dava konusu tarhiyatın yapıldığı anlaşılmıştır.
İLGİLİ MEVZUAT:
213 sayılı Vergi Usul Kanunu'nun 3. maddesinin (B) fıkrasında; vergilendirmede, vergiyi doğuran olay ve bu olaya ilişkin muamelelerin gerçek mahiyetinin esas olduğu, gerçek mahiyetin, yemin hariç her türlü delille ispatlanabileceği, iktisadi, ticari ve teknik icaplara uymayan veya olayın özelliğine göre normal ve mutad olmayan bir durumun iddia olunması halinde ispat külfetinin bunu iddia edene ait olduğu düzenlenmiş, 30. maddesinde; resen vergi tarhı, vergi matrahının tamamen veya kısmen defter, kayıt ve belgelere veya kanuni ölçülere dayanılarak tespitine imkan bulunmayan hallerde takdir komisyonları tarafından takdir edilen veya vergi incelemesi yapmaya yetkili olanlarca düzenlenmiş vergi inceleme raporlarında belirtilen matrah veya matrah kısmı üzerinden vergi tarh olunması şeklinde tanımlanmış, maddenin vergi matrahının tamamen veya kısmen defter, kayıt ve belgelere veya kanuni ölçülere dayanılarak tespitinin mümkün olmadığı halleri düzenleyen bentleri arasında sayılan defter kayıtları ve bunlarla ilgili vesikaların, vergi matrahının doğru ve kesin olarak tespitine imkan vermeyecek derecede noksan, usulsüz ve karışık olması dolayısıyla ihticaca salih bulunmaması ve tutulması zorunlu olan defterlerin ve verilen beyannamelerin gerçek durumu yansıtmadığına dair delil bulunması halleri re'sen tarh sebebi olarak öngörülmüş, aynı Kanunun 134. maddesinde ise, vergi incelemesinden maksadın ödenmesi gereken vergilerin doğruluğunun araştırılması, saptanması ve sağlanması olduğu kurala bağlanmıştır.
Diğer taraftan, 193 sayılı Gelir Vergisi Kanunu'nun 2. maddesinde de gerçek gelirin vergilendirileceği ilkesi öngörülerek matrahın, re'sen takdir yoluyla belirlenmesi gereken hallerde dahi gerçek gelire en yakın gelire ulaşılması amaçlanmıştır.
HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
Temyiz istemine konu edilen Vergi Dava Dairesi kararının; geçici vergi aslı ile vergi ziyaı cezasının tekerrür hükümleri uygulanmak suretiyle artırılan geçici vergi aslının bir katı tutarını aşan kısmının kaldırılmasına ilişkin hüküm fıkraları aynı hukuksal nedenler ve gerekçeyle Dairemizce de uygun görülmüştür.
Mükellefler adına tarh edilecek vergilerin kesinleşmesi halinde daha önce beyan edilerek tahakkuk eden vergilerin; terkin edilmesi, ödenmiş olması halinde ise tarh edilerek ödenmesi gereken vergiden mahsup edilmesi gerektiğinin tabii olduğu dikkate alındığında, davacı tarafından tarhiyat öncesinde beyan edilip tahakkuk eden verginin, tarh matrahı üzerinden hesaplanan dava konusu vergiden mahsup edilmemiş olmasının mükerrer vergilendirmeye yol açtığından söz edilemeyeceğinden, Vergi Dava Dairesi kararının, tekerrür hükümleri uygulanmak suretiyle artırılan geçici vergi aslının bir katı tutarındaki vergi ziyaı cezasının önceden beyan ve tahakkuk ettirilen vergilerden kaynaklanan kısmının kaldırılmasına yönelik hüküm fıkrasında hukuka uygunluk görülmediğinden kararın bu yönden bozulması gerekmiştir.
KARAR SONUCU :
Açıklanan nedenlerle;
1.Temyiz isteminin kısmen reddine,
2.Temyize konu Vergi Dava Dairesi kararının; geçici vergi aslına ve geçici vergi aslı üzerinden kesilen bir katı aşan vergi ziyaı cezasına ilişkin hüküm fıkrasının ONANMASINA,
3. Temyiz isteminin kısmen kabulüne,
4.Kararın; beyan ve tahakkuk ettirilen vergilere ilişkin hüküm fıkrasının BOZULMASINA, 06/04/2022 tarihinde oybirliğiyle kesin olarak karar verildi.