21. Hukuk Dairesi Esas No: 2017/617 Karar No: 2018/7798 Karar Tarihi: 25.10.2018
Yargıtay 21. Hukuk Dairesi 2017/617 Esas 2018/7798 Karar Sayılı İlamı
21. Hukuk Dairesi 2017/617 E. , 2018/7798 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :İş Mahkemesi
TÜRK MİLLETİ ADINA
Davacı, iş kazası sonucu maluliyetinden doğan maddi ve manevi tazminatın tahsiline karar verilmesini istemiştir. Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kısmen kabulüne karar vermiştir. Hükmün, taraf vekilleri tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan sonra düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okundu, işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar verildi.
K A R A R
1-Dosyadaki temyiz kapsam ve nedenlerine göre, davalı vekilinin tüm, davacı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışındaki diğer temyiz itirazlarının reddine karar verilmiştir. 2-Dava, sigortalının iş kazasında iş göremezliğe uğraması nedeniyle maddi ve manevi zararlarının giderilmesi istemine ilişkindir. Mahkemece 39049,39 TL maddi tazminat ve 15000 TL manevi tazminatın kaza tarihi olan 12.01.2011 tarihinden itibaren yasal faiziyle birlikte davalıdan alınarak davacı tarafa ödenmesine, fazlaya ilişkin taleplerin ise reddine karar verilmiştir. Karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT’nin 10/4. maddesine göre; manevi tazminat davasının maddi tazminat veya parayla değerlendirilmesi mümkün diğer taleplerle birlikte açılması durumunda, manevi tazminat açısından avukatlık ücreti ayrı bir kalem olarak hükmedilir. AAÜT’nin 13. maddesine göre ise; tarifenin ikinci kısmının ikinci bölümünde gösterilen hukuki yardımların konusu para veya para ile değerlendirilebiliyor ise avukatlık ücreti, davanın görüldüğü mahkeme için Tarifenin ikinci kısmında belirtilen maktu ücretlerin altında kalmamak kaydıyla (7.maddenin ikinci fıkrası, 9.maddenin birinci fıkrasının son cümlesi ile 10.maddenin son fıkrası hükümleri saklı kalmak kaydıyla) Tarifenin üçüncü kısmına göre belirlenir, ancak hükmedilen ücret kabul veya reddedilen miktarı geçemez. O halde, reddedilen maddi ve manevi tazminat miktarları yönünden davalı lehine ayrı ayrı nispi vekalet ücreti takdir edilmesi gerekirken, AAÜT’nin 10/4. ve 13. maddeleri gözetilmeden ayrı ayrı maktu vekalet ücreti takdir edilmesi hatalı olmuştur. Mahkemece, yukarıda belirtilen maddi ve hukuksal olgular gözetilmeden yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir. O halde, davacı vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır. Ne var ki bu yanlışlığın giderilmesinin yeniden yargılamayı gerektirmediği anlaşıldığından hüküm bozulmamalı HMK 370/2. maddesi uyarınca düzeltilerek onanmalıdır. SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenlerle hüküm fıkrasının 7 ve 9. fıkrası tamamen silinerek yerlerine; “Reddedilen maddi tazminat miktarı üzerinden (AAÜT"nin 13/2.maddesi gereğince) hesap edilen 1004,19 TL avukatlık ücretinin davacıdan alınarak vekil tutan davalıya verilmesine, Reddedilen manevi tazminat miktarı üzerinden (AAÜT"nin 13/1.maddesi delaleti ile 10/4. madde gereğince) hesap edilen 1200 TL avukatlık ücretinin davacıdan alınarak vekil tutan davalıya verilmesine,” miktar ve sözcüklerinin yazılmasına ve hükmün bu düzeltilmiş şekli ile ONANMASINA, temyiz harcının istek halinde temyiz eden davacıya iadesine, aşağıda yazılı temyiz harcının temyiz eden davalıya yükletilmesine, 25.10.2018 gününde oy birliğiyle karar verildi.